Omuz eklemi, insan vücudunun en hareketli eklemlerinden biridir ve bu hareketlilik, fonksiyonel olarak çok çeşitli aktivitelerde yer almasını sağlar. Ancak, bu yüksek hareket kabiliyeti aynı zamanda omuz ekleminin yaralanmalara karşı daha hassas olmasına da neden olur. Omuz ekleminde meydana gelen instabilite, özellikle tekrarlayan omuz çıkıkları ile ilişkilidir ve bu durum, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Sporcularda ve ağır fiziksel işlerde çalışan bireylerde sıkça görülen bu problem, omuz ekleminde ciddi ağrılara ve fonksiyon kaybına yol açabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Omuz İnstabilitesi ve Tekrarlayan Omuz Çıkıklarının Nedenleri
Omuz instabilitesi, omuz eklemini oluşturan yapılar arasındaki dengenin bozulmasıyla ortaya çıkar. Bu durum, eklemde gevşeklik hissine, tekrarlayan çıkıklara ve omuzun normal fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir. Omuz instabilitesinin en yaygın şekli, travmatik omuz çıkıklarıdır. Travmaya bağlı omuz çıkıkları genellikle spor yaralanmaları, düşmeler veya ağır yük kaldırma gibi aktiviteler sonucunda meydana gelir. Ancak sadece travma kaynaklı olmayabilir; eklem yapısındaki doğuştan gelen problemler veya zamanla gelişen dejeneratif süreçler de bu duruma yol açabilir.
Tekrarlayan omuz çıkıkları, omuz instabilitesinin en yaygın komplikasyonlarından biridir. Omuz bir kez çıktıktan sonra, eklemdeki bağlar ve kapsül yapılarında kalıcı hasarlar meydana gelir ve bu da tekrar çıkma riskini artırır. Bu döngü, omuz ekleminin anatomik yapısının daha da bozulmasına ve fonksiyonel kayıpların artmasına yol açar. Özellikle genç ve aktif bireylerde bu durum, cerrahi müdahale gerektirebilecek kadar ciddi olabilir.
Omuz instabilitesinin tedavisi, konservatif yaklaşımlardan cerrahi yöntemlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Hastanın yaşı, yaşam tarzı, yaralanmanın ciddiyeti ve instabilitenin nedeni gibi faktörler tedavi planının belirlenmesinde önemli rol oynar. Bu makalede omuz instabilitesinin nedenleri, türleri, klinik bulguları, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, omuz çıkıklarının tekrarlamasını önlemek için uygulanabilecek stratejilere de değinilecektir.
Omuz Eklem Anatomisi
Omuz eklemi (glenohumeral eklem), humerus başı ile glenoid kavite arasında oluşur ve yüksek hareket kabiliyeti nedeniyle “sferoidal” (ball-and-socket) tipi bir eklem olarak sınıflandırılır. Bu eklem, birkaç ana yapı tarafından desteklenir:
- Kemik Yapılar:
- Humerus: Üst kol kemiği, omuz ekleminin bir parçasını oluşturur ve glenoid kavite ile bağlantı kurar.
- Glenoid Kavite: Skapula (kürek kemiği) üzerindeki sığ bir çukur olup humerus başını tutar.
- Eklem Kapsülü ve Ligamentler:
- Omuz eklemi, ince bir eklem kapsülü ile çevrilidir.
- Glenohumeral ligamentler (superior, orta, inferior): Eklem kapsülünün güçlendirilmesinde rol oynar ve stabilite sağlar.
- Korakoklaviküler ve korakoakromiyal ligamentler: Omuzun genel stabilitesine katkıda bulunur.
- Labrum:
Glenoid kavitenin etrafını çevreleyen fibro-kartilajinöz bir yapı olan labrum, humerus başını yerinde tutmaya yardımcı olur ve eklemin uyumunu artırır. - Kas ve Tendonlar:
- Rotator manşet kasları: Subskapularis, supraspinatus, infraspinatus ve teres minör kasları omuz eklemini çevreler ve aktif stabilite sağlar.
- Deltoid kası: Omuzun büyük hareketlerini kontrol eder.
- Biseps tendonu: Uzun başı özellikle labrum ile bağlantılıdır ve stabiliteye destek olur.
Omuz İnstabilitesinin Nedenleri Nelerdir?
Omuz instabilitesi, omuz ekleminin normal sınırlarının dışına çıkması veya stabilitesini kaybetmesi durumudur. Bu durumun ortaya çıkmasında birden fazla neden rol oynayabilir. Genel olarak omuz instabilitesinin nedenlerini şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
1. Travmatik Nedenler
Omuz instabilitesinin en sık görülen nedenlerinden biri travmalardır. Özellikle düşme, spor sırasında darbe alma ya da ağır kaldırma gibi ani ve güçlü hareketler omuz eklem kapsülünde ve bağlarda zedelenmelere yol açabilir. Bu zedelenmeler sonucunda, omuz eklemi sıkça yerinden çıkabilir ve instabilite gelişebilir. Travmatik nedenler genellikle şu durumları içerir:
- Ön Çıkıklar (Anterior Çıkıklar): En sık görülen omuz çıkığı türüdür ve genellikle kolun aşırı dış rotasyon ve abduksiyon pozisyonunda olmasıyla ilişkilidir.
- Arka Çıkıklar (Posterior Çıkıklar): Daha nadir görülür ve genellikle elektrik çarpması, epileptik nöbetler veya ağır travmalar sırasında oluşur.
2. Tekrarlayan Mikrotravmalar
Tekrarlayan omuz hareketlerine maruz kalma, özellikle sporcularda, omuz instabilitesine yol açabilir. Bu durum, kapsül ve bağların zamanla gevşemesi ve eklem stabilitesini kaybetmesiyle sonuçlanabilir. Mikrotravmaların neden olduğu instabilite genellikle şu gruplarda görülür:
- Atıcı Sporcular (Örn. beyzbol oyuncuları, voleybolcular): Tekrarlayan atış hareketleri nedeniyle omuz eklemi aşırı zorlanabilir.
- Yüzücüler ve Jimnastikçiler: Sürekli aynı hareketleri tekrarlamak omuz eklemine aşırı yük bindirir.
3. Doğuştan Gelen veya Genetik Faktörler
Bazı bireylerde doğuştan gelen bağ gevşekliği (hipermobilite) veya genetik nedenlerle omuz ekleminde instabilite görülebilir. Bu durum genellikle bağ dokusu bozukluklarıyla ilişkilidir, örneğin:
- Ehlers-Danlos Sendromu
- Marfan Sendromu
Bu tip instabilite genellikle bilateral (iki taraflı) olur ve sıklıkla ağrı olmadan gerçekleşir.
4. Cerrahi Sonrası Gelişen İnstabilite
Daha önce geçirilmiş omuz cerrahileri, özellikle rotator manşet tamiri ya da omuz artroskopisi sonrası, eklem stabilitesini etkileyebilir. Cerrahi sırasında kapsül veya bağ dokusunda aşırı gevşeme ya da hasar meydana gelebilir.
5. Omuz Eklemine Bağlı Yapısal Anomaliler
Bazı bireylerde omuz eklemine ait yapısal bozukluklar instabiliteye zemin hazırlayabilir. Bu anomaliler şunları içerebilir:
- Glenoid Fosse’nin Sığ Olması: Omuz yuvasının normalden daha sığ olması eklemin stabilitesini azaltır.
- Labrum Hasarı: Glenoid labrumundaki yırtıklar veya dejenerasyon, omuz eklemini stabil tutan yapılarda bozulmaya yol açar.
6. Kas ve Tendon Zayıflığı
Omuz ekleminde stabiliteyi sağlayan rotator manşet kasları ve diğer kas-tendon yapılarındaki zayıflık veya yaralanmalar, instabiliteye neden olabilir. Özellikle şu durumlar dikkat çeker:
- Rotator Manşet Yırtıkları
- Biseps Tendon Hasarları
7. Yaş ve Yıpranma
Yaşlanmayla birlikte omuz ekleminde meydana gelen dejeneratif değişiklikler, kapsül ve bağ dokusunun zayıflamasıyla sonuçlanabilir. Bu durum özellikle yaşlı bireylerde omuz instabilitesini artırır.
8. Kronik Kullanım veya Aşırı Zorlanma
Günlük yaşamda sürekli yük taşımak, ağır fiziksel işler yapmak ya da kötü postüral alışkanlıklar da omuz instabilitesine yol açabilir. Zamanla bu tür tekrarlayan zorlanmalar bağ dokusunu gevşetebilir ve eklem stabilitesini bozabilir.
Omuz İnstabilitesi Türleri
Omuz instabilitesi, ortaya çıkış şekline göre üç ana kategoriye ayrılabilir: anterior (ön), posterior (arka) ve multidireksiyonel instabilite. Bu farklı instabilite türleri, omuz eklemindeki yaralanmanın yerine ve yaralanma mekanizmasına bağlı olarak sınıflandırılır.
- Anterior İnstabilite: Omuz instabilitesinin en yaygın türüdür. Bu durumda, humerus başı öne doğru yer değiştirir. Genellikle travmatik olaylar sonucunda ortaya çıkar ve omuzun tekrar tekrar çıkma eğilimi gösterdiği bir durumdur.
- Posterior İnstabilite: Daha nadir görülür ve humerus başının arka tarafa yer değiştirmesiyle karakterizedir. Genellikle epilepsi nöbetleri gibi ani kas kasılmaları ya da elektrik çarpması gibi durumlar posterior instabiliteye yol açar.
- Multidireksiyonel İnstabilite: Omuz ekleminin birden fazla yönde (ön, arka, aşağı) instabilite göstermesi durumudur. Genellikle bağ gevşekliği veya bağlardaki doğuştan gelen zayıflıklar nedeniyle gelişir.
Tekrarlayan Omuz Çıkıkları
Tekrarlayan omuz çıkıkları, genellikle omuz ekleminde meydana gelen travmalara veya anatomik zayıflıklara bağlı olarak ortaya çıkar. Omuz eklemi, vücuttaki en hareketli eklem olması sebebiyle çıkıklara yatkındır. İlk çıkık, genellikle şiddetli bir travma sonucu meydana gelir ve yumuşak dokuya, özellikle de labrum ve kapsüle zarar verir. Bu ilk hasar, omuzun stabilitesini sağlayan mekanizmaların zayıflamasına yol açar.
Bu durum, aşağıdaki faktörlerden kaynaklanabilir:
- Labral yırtıklar (Bankart lezyonu): İlk çıkık sırasında, glenoid labrumun ön kısmının yırtılması sıkça görülür ve bu, omuz ekleminin anatomik stabilitesini bozabilir.
- Kemik hasarları: Tekrarlayan çıkıklarda humerus başı veya glenoid kenarında kemik kaybı yaşanabilir. Özellikle Hill-Sachs lezyonu, humerus başındaki defektlerle ilişkilidir.
- Kapsüler gevşeklik: Tekrarlayan mikrotravmalar veya genetik bağ doku gevşekliği, kapsülün zayıflamasına neden olabilir.
- Kas dengesizliği: Rotator manşet kaslarının zayıflığı veya koordinasyon eksikliği, omuz stabilitesini olumsuz etkileyebilir.
Klinik olarak, hastalar omuzda tekrarlayan çıkıklar veya subluksasyonlar ile başvurabilir. Zamanla, bu durum günlük yaşam aktivitelerini etkileyebilir ve kronik ağrıya yol açabilir. Tedavi seçenekleri konservatif rehabilitasyondan cerrahi müdahaleye kadar değişiklik gösterebilir.
Omuz İnstabilitesinin Klinik Bulguları
Omuz instabilitesi, omuz ekleminde normal anatomik ve biyomekanik yapının bozulması sonucu ortaya çıkar ve genellikle tekrarlayan omuz çıkıklarıyla karakterizedir. Klinik bulgular, instabilitenin tipine (travmatik, atraumatik ya da mikst), şiddetine ve kişinin günlük yaşamındaki aktivitelerine göre farklılık gösterebilir.
1. Ağrı
Omuz instabilitesinde en sık görülen semptomlardan biri ağrıdır. Ağrı genellikle aşağıdaki durumlarda ortaya çıkar:
- Ani hareketler veya yük taşıma sırasında.
- Omuzun belirli pozisyonlara getirilmesi (örneğin, kolun baş üstü hareketleri).
- Omuz çevresindeki kasların spazm veya yorulması nedeniyle.
Ağrının tipi, donuk ve sürekli bir ağrıdan keskin ve şiddetli bir ağrıya kadar değişebilir. Bazı hastalar ağrıyı hareket kısıtlılığıyla birlikte tarif eder.
2. Omuzda “Gevşeklik” veya Güvensizlik Hissi
Omuz instabilitesinin tipik bir bulgusu, hastanın omuz ekleminde gevşeklik veya güvensizlik hissi yaşamasıdır. Bu his genellikle şu durumlarla ilişkilidir:
- Özellikle omuzun abduksiyon ve dış rotasyon pozisyonunda olması.
- Tekrarlayan çıkık öyküsü olan hastalarda, omuz eklemini koruma refleksi nedeniyle.
3. Tekrarlayan Omuz Çıkıkları
Hastaların büyük bir kısmında geçmişte tekrarlayan omuz çıkıkları öyküsü bulunur. Bu durum genellikle travmatik bir olayın ardından gelişir ve tedavi edilmediği takdirde, çıkık sıklığı artabilir. İlk çıkık, genellikle şiddetli ağrı ve şişlik ile seyrederken, sonraki çıkıklar daha az ağrılı olabilir.
4. Hareket Kısıtlılığı
Omuz hareket açıklığında azalma veya hareket sırasında ağrı hissi, instabilitenin önemli bulgularındandır. Hastalar genellikle şu hareketlerde zorluk yaşar:
- Kolun baş üstüne kaldırılması.
- Geriye uzanma veya günlük yaşam aktivitelerinde omuz hareketleri.
5. Kas Güçsüzlüğü
Omuz instabilitesi, özellikle çevresel kas gruplarında (rotator manşet ve deltoid kasları) zayıflık ile ilişkilendirilebilir. Kas gücündeki azalma, omuz ekleminin stabilitesini daha da bozabilir.
6. Palpasyon ile Hassasiyet
Omuz instabilitesine sahip hastalarda, palpasyon sırasında özellikle omuz ön kısmında (anterior instabilite) veya posterior bölgede (posterior instabilite) hassasiyet görülebilir.
7. Krepitasyon veya Ses Gelmesi
Omuz instabilitesinde, eklem hareketi sırasında sürtünme hissi veya çıtırtı sesi duyulabilir. Bu bulgu, genellikle eklem yüzeyinde hasar veya labrum yırtığı ile ilişkilidir.
8. Testlerle Desteklenen Bulgular
Fizik muayene sırasında uygulanan özel testler, instabiliteyi tespit etmekte kullanılır:
- Apprehension Testi: Omuzun abduksiyon ve dış rotasyon pozisyonuna getirilmesi sırasında hastanın rahatsızlık veya korku hissetmesi.
- Relocation Testi: Apprehension pozisyonunda posterior basınç uygulanarak gevşeme hissinin değerlendirilmesi.
- Sulcus Sign Testi: Kol aşağı doğru çekildiğinde omuzda çukur oluşumunun gözlenmesi, multidireksiyonel instabilitenin bir göstergesidir.
9. Omuzda Görünüm Değişiklikleri
Omuz instabilitesine bağlı olarak kronik vakalarda omuz kaslarında atrofi gelişebilir. Bu durum genellikle uzun süreli instabilite veya tekrarlayan çıkık öyküsü olan hastalarda daha belirgin hale gelir.
Omuz İnstabilitesinin Tanısı Nasıl Konulur?
Tanı koyma süreci detaylı bir öykü alımı, fizik muayene ve görüntüleme yöntemlerinin kombinasyonunu içerir:
- Hastanın öyküsü: İlk çıkık anı, çıkık sayısı, travma öyküsü ve semptomların özellikleri detaylı bir şekilde sorgulanmalıdır. Hastanın aktivite seviyesi ve spor geçmişi de önemli ipuçları sunabilir.
- Fizik muayene:
- Hareket açıklığı değerlendirilir.
- Stabilite testleri (Apprehension, Relocation, Load and Shift testleri) uygulanır.
- Kas gücü ve propriosepsiyon incelenir.
- Görüntüleme yöntemleri:
- Direkt grafi: Kemik lezyonlarını tespit etmek için kullanılır.
- Manyetik rezonans görüntüleme (MR): Labral yırtıklar, kapsüler hasar ve rotator manşet patolojileri gibi yumuşak doku lezyonlarını değerlendirmede en etkili yöntemdir.
- BT taraması: Glenoid kemik kaybı veya Hill-Sachs lezyonunun detaylı analizi için kullanılır.
- Artroskopi: Gerekli durumlarda, hem tanısal hem de tedavi amaçlı kullanılabilir. Artroskopi sırasında labrum yırtıkları, kapsüler lezyonlar ve diğer patolojiler doğrudan gözlemlenebilir.
Omuz İnstabilitesinin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Omuz instabilitesinin tedavisi, hastanın yaşı, yaşam tarzı, yaralanmanın ciddiyeti ve instabilitenin tipi gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Genel olarak tedavi yaklaşımları konservatif (ameliyatsız) ve cerrahi yöntemler olarak ikiye ayrılır.
- Konservatif Tedavi: Hafif vakalarda, genellikle fizik tedavi ve rehabilitasyon programları ile kontrol altına alınabilir. Kasları güçlendirmek ve omuz eklemini desteklemek için yapılan egzersizler, omuzun stabilitesini artırmaya yardımcı olur. Ayrıca, ağrı kesici ve anti-enflamatuar ilaçlar da semptomların kontrol altına alınmasında etkilidir.
- Cerrahi Tedavi: Tekrarlayan omuz çıkıkları ve ciddi instabilite vakalarında cerrahi tedavi gerekebilir. Cerrahi müdahale, omuz eklemindeki yapıları onarmak ve eklem stabilitesini yeniden sağlamak amacıyla yapılır. En yaygın cerrahi yöntemlerden biri, artroskopik olarak gerçekleştirilen Bankart onarımıdır. Bu işlemde, omuz eklemini sabitleyen bağlar ve kapsüller onarılır ve omuzun tekrar çıkması önlenir.
Rehabilitasyon ve İyileşme Süreci
Omuz instabilitesi sonrası rehabilitasyon, tedavinin önemli bir parçasıdır. Cerrahi veya konservatif tedavi sonrasında hastaların omuz hareketlerini geri kazanabilmesi ve eklem stabilitesini artırabilmesi için bir rehabilitasyon programı uygulanır. Rehabilitasyon süreci, genellikle fizik tedavi uzmanı eşliğinde yürütülür ve hastanın omuz kaslarını güçlendirmeyi amaçlar. Bu süreçte egzersizlerin düzenli olarak yapılması, iyileşmenin hızlı ve etkili olmasını sağlar.
Tekrarlayan Omuz Çıkıklarının Önlenmesi
Tekrarlayan omuz çıkıklarını önlemek için özellikle sporcularda, uygun tekniklerin kullanılması ve kas güçlendirme egzersizlerinin düzenli olarak yapılması büyük önem taşır. Ayrıca, spor yaparken koruyucu ekipmanların kullanılması ve omuz eklemine aşırı yük bindirebilecek hareketlerden kaçınılması, yaralanma riskini azaltabilir.
Sonuç
Omuz instabilitesi ve tekrarlayan omuz çıkıkları, özellikle aktif bireylerde ve sporcularda ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, hem yaşam kalitesini düşürmekte hem de günlük aktivitelerde ciddi kısıtlamalara yol açmaktadır. Erken tanı ve uygun tedavi yaklaşımları ile omuz instabilitesinin kontrol altına alınması ve tekrarlayan çıkıkların önlenmesi mümkündür. Bu bağlamda, omuz instabilitesinin anatomik yapısı, klinik bulguları, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, hastaların doğru bir tedavi sürecine yönlendirilmesinde kritik rol oynamaktadır.
Referanslar:
- Omuz İnstabilitesi ve Tekrarlayan Omuz Çıkıklarının Nedenleri
- Rowe, C. R., Patel, D., & Southmayd, W. W. (1973). The Bankart procedure: A long-term end-result study. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 55(5), 1011-1020.
- Matsen, F. A., Thomas, S. C., & Rockwood, C. A. (1991). Glenohumeral instability. Orthopedic Clinics of North America, 22(3), 485-504.
- Owens, B. D., et al. (2009). Incidence of shoulder dislocation in the United States military: Demographic considerations from a high-risk population. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 91(4), 791-796.
- Arciero, R. A., et al. (1994). Arthroscopic transglenoid Bankart suture repair for anterior instability. The American Journal of Sports Medicine, 22(5), 623-629.
- Lippitt, S., Harryman, D. T., & Matsen, F. A. (1993). A practical tool for evaluating function: The simple shoulder test. Clinical Orthopaedics and Related Research, 291, 120-128.
- Itoi, E., et al. (2007). Position of immobilization after dislocation of the glenohumeral joint: A study with MRI and modeling. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 89(10), 2124-2131.
- Thomas, S. J., et al. (2013). Dynamic control of the shoulder following shoulder instability. Knee Surgery, Sports Traumatology, Arthroscopy, 21(8), 1990-1997.
- Burkhart, S. S., & De Beer, J. F. (2000). Traumatic glenohumeral bone defects and their relationship to failure of arthroscopic Bankart repairs. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 16(7), 677-694.
- Warner, J. J. P., & Micheli, L. J. (1993). Arthroscopic Bankart repair using a cannulated system. Clinical Orthopaedics and Related Research, 291, 54-67.
- Gerber, C., & Ganz, R. (1984). Clinical assessment of instability of the shoulder: With special reference to anterior and posterior drawer tests. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 66(4), 551-556.
- Kim, S. H., et al. (2003). Arthroscopic anterior stabilization of the shoulder with a bioabsorbable suture anchor. The American Journal of Sports Medicine, 31(3), 432-440.
- Bigliani, L. U., et al. (1992). Glenoid rim lesions associated with recurrent anterior dislocation of the shoulder. The American Journal of Sports Medicine, 20(3), 246-252.
- Provencher, M. T., et al. (2012). Arthroscopic versus open treatment of anterior shoulder instability: Current concepts and evidence. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 28(3), 453-469.
- Ide, J., et al. (2004). A new technique for arthroscopic Bankart repair using suture anchors. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 20(8), 861-868.
- Hovelius, L., et al. (1996). Recurrences after initial dislocation of the shoulder: Results of a prospective study of treatment. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 78(11), 1667-1674.
- Lo, I. K., & Burkhart, S. S. (2003). Part I: Arthroscopic management of anterior instability: Indications, techniques, and outcomes. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 19(1), 70-83.
- Itoi, E., et al. (2005). Is the apprehension test effective for detecting anterior shoulder instability? The American Journal of Sports Medicine, 33(3), 417-426.
- Halbrecht, J. L., Jackson, D. W., & Mangus, J. (1999). Arthroscopic suture repair of superior labral detachment lesions of the shoulder. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 15(6), 608-614.
- Altchek, D. W., et al. (1991). Instability of the shoulder in the athlete. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 73(4), 500-513.
- Taylor, D. C., & Arciero, R. A. (1997). Pathologic changes associated with shoulder dislocations: Implications for treatment of acute and chronic instability. Arthroscopy: The Journal of Arthroscopic & Related Surgery, 13(6), 741-751.
- Warth, R. J., & Millett, P. J. (2013). Arthroscopic Bankart repair: Surgical technique and review of the literature. Frontiers in Surgery, 2, 63.
- Brophy, R. H., et al. (2005). Shoulder instability in athletes. The Journal of the American Academy of Orthopaedic Surgeons, 13(5), 321-331.
- Robinson, C. M., et al. (2011). Functional outcomes and risk of recurrent instability after primary traumatic anterior shoulder dislocation in young patients. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 93(3), 210-219.
- Mologne, T. S., et al. (2007). Arthroscopic stabilization in patients with an inverted pear glenoid: Results in patients with bone loss of the anterior glenoid. The American Journal of Sports Medicine, 35(8), 1276-1283.
- Moroder, P., et al. (2016). Glenoid bone defects in recurrent anterior shoulder instability: A matched-pair comparative study of clinical and radiological outcomes. The Journal of Bone and Joint Surgery. American Volume, 98(15), 1241-1247
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
