Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

99 / 100

Akciğer apsesi, genellikle bakteriyel enfeksiyonlar sonucu akciğer dokusunda oluşan ve iltihaplı sıvı içeren bir boşlukla karakterize edilen ciddi bir sağlık sorunudur. Bu durum, akciğerin belirli bir bölgesinde nekroz (doku ölümü) gelişmesine yol açar ve genellikle hem lokal hem de sistemik semptomlar ortaya çıkar. Akciğer apsesi, çeşitli mikroorganizmalar tarafından tetiklenebileceği gibi, bazı tıbbi durumlar ve travmalar da bu durumu tetikleyebilir. Özellikle risk faktörlerine sahip bireylerde, hızlı ve doğru tedavi uygulanmadığı takdirde ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Bu nedenle, akciğer apsesinin erken teşhisi ve uygun tedavi stratejilerinin uygulanması hayati önem taşır.

Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Akciğer apsesi, tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur ve genellikle antibiyotik tedavisiyle çözülür. Ancak, durumun şiddetine bağlı olarak cerrahi müdahale de gerekebilir. Akciğer apsesi, altta yatan nedenlerin belirlenmesini ve tedavi edilmesini gerektirir. Sigara kullanımı, alkolizm, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler ve aspirasyon (nefes yollarına sıvı ya da katı maddelerin kaçması) gibi risk faktörleri, bu durumun gelişme olasılığını artıran başlıca unsurlardır. Ayrıca, hastalığın teşhis edilmesi genellikle akciğer grafileri ve BT taramaları ile yapılır ve tedavi, hastanın genel sağlık durumu, yaş ve apsenin büyüklüğüne göre planlanır.

Akciğer apsesi, özellikle tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlar doğurabilecek bir hastalıktır. Hastalığın ilerlemesi, enfeksiyonun diğer bölgelere yayılmasına, septisemiye ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, semptomların fark edilmesi ve hastaların zamanında tıbbi yardım alması çok önemlidir. Akciğer apsesinin belirtileri genellikle yüksek ateş, şiddetli öksürük, iltihaplı balgam üretimi, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi şikayetlerle başlar. Erken tanı ve tedavi, hastalığın seyrini belirleyen en kritik faktörlerden biridir. Bu yazıda, akciğer apsesinin belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Akciğer apsesi, son yıllarda modern tanı ve tedavi yöntemleriyle büyük oranda kontrol altına alınabilen bir hastalık haline gelmiştir. Ancak, tedavinin başarısı, hastalığın erken evrede teşhis edilmesine ve altta yatan nedenlerin doğru bir şekilde belirlenip ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Bu kapsamda, hem bireylerin hem de sağlık profesyonellerinin, akciğer apsesinin belirtilerini iyi bilmesi ve zamanında müdahale edebilmesi büyük bir öneme sahiptir. Yazının devamında akciğer apsesinin belirtileri, nedenleri ve tedavi süreçleri üzerine kapsamlı bilgiler verilecektir.

Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Akciğer Apsesi Belirtileri

Akciğer apsesi belirtileri, enfeksiyonun şiddetine ve apsenin boyutuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu belirtiler zamanla yavaşça artabilir veya aniden ortaya çıkabilir. İşte akciğer apsesi belirtilerinin detaylı bir açıklaması:

1. Yüksek Ateş ve Titreme

Akciğer apsesi genellikle vücutta yaygın bir enfeksiyon belirtisi olan yüksek ateşle başlar. Ateş, vücudun enfeksiyonla savaştığını gösteren bir tepkidir. Hastalar sıklıkla 38-40°C arasında değişen ateş yaşar. Ateşle birlikte titreme ve üşüme de yaygın belirtilerdir. Vücut, enfeksiyona karşı savaşırken sıcaklık düzenleme mekanizması etkilenir, bu da titreme ataklarına yol açar. Ateş atakları genellikle enfeksiyonun yayılmasına işaret eder ve bu durum tedavi edilmezse daha da şiddetlenebilir.

2. Şiddetli ve Balgamlı Öksürük

Akciğer apsesinin en yaygın belirtilerinden biri, uzun süren ve genellikle balgamlı olan şiddetli öksürüktür. Öksürük, akciğerde biriken enfekte sıvının dışarı atılması için vücudun verdiği bir tepkidir. Balgamın rengi sarı, yeşil veya kahverengi olabilir ve sıklıkla kötü kokuludur. Bu kötü koku, apsenin içerisindeki bakteriyel enfeksiyondan kaynaklanır. Bazı durumlarda balgamda kan da bulunabilir. Kanlı balgam (hemoptizi), ciddi enfeksiyonların bir belirtisi olabilir ve özellikle akciğer dokusunun yıkıma uğradığı vakalarda ortaya çıkar. Bu durum, apsenin ilerlediğini ve çevre dokulara zarar verdiğini gösterebilir.

3. Göğüs Ağrısı

Akciğer apsesi olan kişiler, genellikle göğüs ağrısı yaşarlar. Göğüs ağrısı, apsenin bulunduğu bölgedeki akciğer dokusunun iltihaplanması ve buna bağlı olarak zarların gerilmesiyle ilişkilidir. Bu ağrı özellikle derin nefes alırken, öksürürken veya hapşırırken daha şiddetli hale gelebilir. Ağrı, genellikle keskin ve bıçak saplanır tarzda tanımlanır. Göğüs ağrısı, apsenin boyutuna ve akciğerde yarattığı basınca bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ayrıca apsenin konumuna göre göğüs ağrısının lokalizasyonu da değişir; örneğin, sağ akciğerde bulunan bir apse sağ göğüs bölgesinde ağrıya neden olabilir.

4. Nefes Darlığı

Nefes darlığı, akciğer apsesi olan hastalarda sık görülen bir belirtidir. Apsenin akciğer dokusunda yer kaplaması ve akciğerin fonksiyonel kapasitesini düşürmesi sonucunda ortaya çıkar. Akciğer dokusunun enfekte ve hasarlı olması, oksijenin kan dolaşımına etkili bir şekilde geçmesini engeller ve bu da nefes darlığına yol açar. Özellikle apsenin büyük olduğu vakalarda hastalar, kısa mesafelerde dahi nefes nefese kalabilir. Nefes darlığı, hastalığın ilerleyen aşamalarında daha belirgin hale gelir ve oksijen desteği gerektirebilir. Bu belirti, apsenin ciddi boyutlara ulaştığını ve akciğer fonksiyonlarını ciddi anlamda etkilediğini gösterir.

5. Gece Terlemeleri

Gece terlemeleri, akciğer apsesi olan hastalarda yaygın görülen başka bir belirtidir. Vücut, enfeksiyona karşı savaşırken sıcaklık düzenlemesi bozulabilir ve bu da özellikle geceleri aşırı terlemelere yol açar. Gece terlemeleri genellikle uykuyu bölen ve hastanın büyük miktarda sıvı kaybetmesine neden olan terleme atakları şeklinde görülür. Bu terlemeler, enfeksiyonun şiddetli olduğunu ve vücudun bağışıklık sistemi ile bakteriyel enfeksiyon arasında sürekli bir savaş olduğunu gösterir. Gece terlemeleri, özellikle uzun süre tedavi edilmeyen veya kronikleşen apselerde daha belirgin hale gelir.

6. Genel Halsizlik ve Yorgunluk

Akciğer apsesi olan hastalar, genel bir halsizlik ve sürekli yorgunluk hali yaşarlar. Vücudun enfeksiyonla mücadele etmesi büyük enerji gerektirir, bu da hastaların sürekli bitkin hissetmelerine neden olur. İştahsızlık, kilo kaybı ve genel halsizlik, apsenin ilerlemiş vakalarında sıkça görülür. Hastalar, günlük aktivitelerini bile yerine getirmekte zorlanabilirler. Özellikle ileri yaştaki bireylerde bu durum daha ciddi boyutlara ulaşabilir. Yorgunluk, enfeksiyonun yaygınlığını ve vücut üzerinde yarattığı tahribatı gösteren önemli bir belirti olarak kabul edilir.

7. Kilo Kaybı ve İştahsızlık

Akciğer apsesi olan bireylerde, enfeksiyonun uzun süre devam etmesi sonucu iştahsızlık ve buna bağlı olarak hızlı kilo kaybı gelişebilir. Vücut, enfeksiyonla savaşırken normal enerji gereksinimlerinin ötesine geçer ve bu durum metabolizmayı olumsuz etkiler. Hastalar, yemek yemede isteksizlik yaşarlar ve bu da ciddi kilo kayıplarına neden olabilir. Kronikleşmiş vakalarda, vücut kütlesinde belirgin azalma görülebilir. Bu durum, genellikle enfeksiyonun sistemik bir yan etkisi olarak kabul edilir ve tedavi edilmediği takdirde bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilir.

8. Bilinç Bulanıklığı ve Zihinsel Durumda Değişiklikler

Akciğer apsesi ileri vakalarda, özellikle septisemi (kan dolaşımına enfeksiyonun yayılması) geliştiğinde, bilinç bulanıklığı veya zihinsel durumda değişiklikler gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Bu durum, enfeksiyonun vücut genelinde yayılmasının ve hastanın yaşam fonksiyonlarını etkilemeye başlamasının bir göstergesidir. Septisemi ve toksinlerin beyin dokularına ulaşması, bilinç bulanıklığına, konfüzyon ve hatta koma durumuna neden olabilir. Bu, çok ciddi bir durumdur ve acil tıbbi müdahale gerektirir.

9. Parmaklarda Çomaklaşma

Akciğer apsesi olan bazı bireylerde parmaklarda çomaklaşma olarak bilinen bir durum ortaya çıkabilir. Parmak uçları yuvarlaklaşır ve şişer, bu da genellikle kronik akciğer hastalıklarının bir belirtisi olarak kabul edilir. Parmak çomaklaşması, genellikle apsenin kronik hale geldiği veya uzun süreli oksijen yetersizliğine yol açtığı vakalarda görülür.

10. Anemi (Kansızlık)

Uzun süren akciğer apsesi vakalarında, enfeksiyonun ve kronik iltihaplanmanın bir sonucu olarak kansızlık (anemi) gelişebilir. Bu durum, vücudun kırmızı kan hücrelerini yeterince üretememesi veya enfeksiyonun kan hücrelerine zarar vermesi nedeniyle oluşur. Anemi, hastalarda ek yorgunluk, solgunluk ve nefes darlığını daha da şiddetlendirebilir.

Belirtilerin Ciddiyeti ve Acil Müdahale

Akciğer apsesi belirtileri hafif ya da şiddetli olabilir, ancak belirtilerin ciddiyeti arttığında tıbbi yardım almak hayati önem taşır. Özellikle yüksek ateş, kanlı balgam, şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bilinç bulanıklığı gibi semptomlar geliştiğinde derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Aksi halde, enfeksiyon diğer organlara yayılabilir ve septik şoka yol açabilir. Bu gibi ciddi durumlar hayatı tehdit edici olabilir.

Bu belirtilerin her biri, akciğer apsesinin farklı evrelerinde ortaya çıkabilir ve hastanın genel sağlık durumuna göre şiddetlenebilir. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın kötüleşmesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir.

Akciğer Apsesi Nedenleri

Akciğer apsesi genellikle çeşitli enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkar. Başlıca nedenleri şunlardır:

  1. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Akciğer apsesinin en yaygın nedeni bakteriyel enfeksiyonlardır. Özellikle Staphylococcus aureus, Klebsiella pneumoniae ve Pseudomonas aeruginosa gibi bakteriler, akciğer dokusuna zarar vererek apsenin oluşmasına yol açar. Bakteriyel enfeksiyonlar genellikle zayıf bağışıklık sistemine sahip bireylerde daha sık görülür.
  2. Aspirasyon: Besinlerin, sıvıların veya tükürüğün yanlışlıkla akciğerlere kaçması (aspirasyon) da akciğer apsesine neden olabilir. Özellikle yutma zorluğu çeken veya bilinç kaybı yaşayan bireylerde aspirasyon riski artar. Bu durumda, aspirasyon sonucunda akciğerlerde enfeksiyon gelişebilir.
  3. Zayıf Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, özellikle HIV/AIDS, diyabet, kanser ve organ nakli gibi durumlar nedeniyle enfeksiyon riski artar. Bu bireylerde enfeksiyonlara karşı savunma zayıfladığından, bakteriyel enfeksiyonlar kolayca akciğer apsesine dönüşebilir.
  4. Alkolizm: Alkol tüketimi, özellikle aşırı alkol kullanımı, akciğer apsesi gelişme riskini artırır. Alkolizm, akciğerlerin savunma mekanizmalarını zayıflatabilir ve aspirasyon riskini artırabilir.
  5. Akciğer Hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşiektazi ve tüberküloz gibi akciğer hastalıkları, akciğer apsesi gelişme riskini artırır. Bu hastalıklarda, akciğerlerdeki hava yollarının hasar görmesi veya tıkanması sonucu enfeksiyonlar kolayca gelişebilir.
  6. Cerrahi Müdahaleler ve Travmalar: Akciğere doğrudan etki eden travmalar, cerrahi müdahaleler veya göğüs kafesi yaralanmaları, akciğer dokusunun hasar görmesine ve enfeksiyonların yayılmasına neden olabilir. Bu tür durumlar da akciğer apsesine zemin hazırlayabilir.

Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Akciğer Apsesi Tedavisi

Akciğer apsesi, uygun şekilde tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilecek bir enfeksiyon hastalığıdır. Tedavi süreci, enfeksiyonun şiddeti, apsenin boyutu ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel olarak planlanır. Tedavi yaklaşımları, genellikle ilaç tedavisi, apsenin cerrahi veya diğer yöntemlerle boşaltılması ve destekleyici tedaviler gibi adımlardan oluşur.

1. Antibiyotik Tedavisi

Antibiyotikler, akciğer apsesinin tedavisinde birincil tedavi yöntemidir. Genellikle bakteriyel enfeksiyonlar sonucu gelişen apsenin tedavisinde, antibiyotikler enfeksiyonun kaynağını hedef alır ve apsenin küçülmesini sağlar. Tedavi süreci şu adımlarla gerçekleşir:

  • Geniş Spektrumlu Antibiyotikler: Tedaviye genellikle geniş spektrumlu antibiyotiklerle başlanır. Bu ilaçlar, apsenin kaynağı olan bakteriyel enfeksiyona yönelik etkili bir müdahale sağlar. Clindamycin, Penicillin veya Metronidazole gibi antibiyotikler sıkça tercih edilir. Ancak, enfeksiyonun nedeni olabilecek farklı mikroorganizmalar (örneğin anaerob bakteriler) varsa, tedaviye uygun antibiyotikler eklenir.
  • Kültür Sonuçlarına Göre Spesifik Tedavi: Hastalığın nedeni olan spesifik bakterinin belirlenmesi için genellikle balgam veya kan kültürleri alınır. Kültür sonuçlarına göre, tedavi daha spesifik bir antibiyotiğe dönüştürülebilir. Örneğin, Staphylococcus aureus veya Klebsiella pneumoniae gibi belirli bakterilere karşı farklı antibiyotik kombinasyonları kullanılabilir.
  • İntravenöz ve Oral Antibiyotikler: İlk aşamada antibiyotikler intravenöz (damar yoluyla) olarak verilir. Bu, ilaçların doğrudan kana karışmasını ve hızlı bir etki göstermesini sağlar. Durum iyileştikçe, tedaviye oral antibiyotiklerle devam edilir. Tedavi süresi genellikle 4 ila 6 hafta sürer ve bu süreçte hastaların düzenli kontrol edilmesi gerekir.
  • Antibiyotik Direnci: Eğer hasta, kullanılan antibiyotiklere direnç geliştirmişse, bakteriyel direnci kırmak için alternatif antibiyotikler veya antibiyotik kombinasyonları tercih edilir. Bu noktada enfeksiyona neden olan mikroorganizmaların türü ve hastanın genel durumu dikkate alınır.

2. Cerrahi Müdahale

Bazı durumlarda, antibiyotik tedavisi yeterli olmayabilir ve apsenin cerrahi yöntemlerle çıkarılması gerekebilir. Özellikle büyük apselerde veya ilaç tedavisine yanıt vermeyen vakalarda cerrahi müdahale gerekli olabilir.

  • Apsenin Boşaltılması (Drenaj): Eğer akciğer apsesi çok büyükse veya iltihaplı sıvıdan dolayı solunum yollarını tıkıyorsa, cerrahi drenaj gerekebilir. Bu işlem, minimal invaziv bir yöntemle apsenin bulunduğu alana bir kateter yerleştirilerek yapılır. Kateter aracılığıyla apsedeki iltihap dışarıya boşaltılır ve böylece enfekte bölge temizlenir.
  • Torakoskopi veya Açık Cerrahi: Daha ciddi vakalarda, özellikle drenajın yetersiz kaldığı durumlarda, cerrahi yöntemlerle apsenin çıkarılması gerekebilir. Torakoskopik cerrahi (VATS – video yardımlı torakoskopik cerrahi), akciğerdeki apselerin çıkarılması için kullanılan minimal invaziv bir yöntemdir. Bu işlemde, küçük bir kesiden girilerek apsenin bulunduğu bölgeye ulaşılır ve apsenin içeriği boşaltılır. Daha büyük ve karmaşık apselerde ise torakotomi adı verilen açık cerrahi yöntem tercih edilebilir.
  • Lobektomi: Eğer akciğerin belirli bir bölgesi ciddi şekilde zarar gördüyse ve apsenin tekrarlama riski yüksekse, o bölgenin çıkarılması (lobektomi) gerekebilir. Bu, genellikle ileri evre apselerde veya komplikasyon gelişen vakalarda uygulanır.

3. Drenaj Yöntemleri

Bazı hastalarda cerrahi müdahale yerine perkütan drenaj tercih edilebilir. Bu yöntemde, ultrason veya bilgisayarlı tomografi (BT) rehberliğinde cilt üzerinden bir iğne veya kateter yardımıyla apsenin bulunduğu bölgeye ulaşılır ve iltihaplı sıvı dışarıya çekilir. Drenaj işlemi, apsenin büyüklüğüne ve hastanın durumuna bağlı olarak tekrarlanabilir.

  • Endoskopik Drenaj: Eğer apsenin konumu endoskopi ile ulaşılabilir bir yerdeyse, bronkoskopi adı verilen bir yöntem kullanılarak apsenin drenajı sağlanabilir. Bronkoskopi, solunum yollarına bir kamera yardımıyla girilerek apsenin doğrudan görüntülenmesini ve gerektiğinde müdahale edilmesini sağlar.

4. Destekleyici Tedavi

Akciğer apsesi tedavisinde yalnızca enfeksiyonun ortadan kaldırılması yeterli değildir. Hastanın genel sağlık durumu ve yaşam kalitesini desteklemek amacıyla çeşitli destekleyici tedavi yöntemleri de uygulanmalıdır:

  • Oksijen Tedavisi: Nefes darlığı yaşayan veya akciğer fonksiyonları zayıflayan hastalarda oksijen desteği sağlanabilir. Özellikle ciddi enfeksiyon vakalarında, oksijen tedavisi hastanın solunum fonksiyonlarını iyileştirmek için önemli bir role sahiptir.
  • Sıvı ve Elektrolit Dengesi: Apsesi olan hastalarda ateş, terleme ve iştahsızlık nedeniyle sıvı kaybı sık görülen bir durumdur. Bu nedenle hastanın sıvı dengesini sağlamak ve elektrolit kaybını önlemek amacıyla intravenöz sıvı takviyeleri yapılabilir.
  • Ağrı Yönetimi: Akciğer apsesi, özellikle öksürük veya nefes alıp verme sırasında şiddetli göğüs ağrısına neden olabilir. Hastanın konforunu sağlamak için uygun ağrı kesici ilaçlar kullanılır. Ağrı yönetimi, özellikle cerrahi müdahale geçiren hastalarda oldukça önemlidir.
  • Beslenme Desteği: Enfeksiyonla mücadele eden vücudun yeterli besin alması önemlidir. Yetersiz beslenme, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve iyileşme sürecini uzatabilir. Hastanın beslenme durumu izlenmeli ve gerektiğinde beslenme desteği sağlanmalıdır.

5. Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesi

Akciğer apsesi tedavisinde bağışıklık sistemi büyük bir rol oynar. Özellikle zayıf bağışıklık sistemine sahip hastalar (örneğin HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler, organ nakli yapılan hastalar) enfeksiyonlarla mücadelede daha fazla desteğe ihtiyaç duyar. Bu hastalarda:

  • Bağışıklık güçlendirici ilaçlar ve vitamin takviyeleri: A, C, D vitaminleri ve çinko gibi mineraller, vücudun enfeksiyonla mücadelesini destekleyebilir. Hastaların genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak bağışıklık sistemini destekleyici tedaviler uygulanır.

6. Altta Yatan Nedenlerin Tedavisi

Akciğer apsesi genellikle altta yatan başka bir sağlık sorununun sonucu olarak gelişir. Bu nedenle, apsenin tedavisinin başarılı olabilmesi için bu altta yatan nedenlerin de ele alınması gerekir. Örneğin, aspirasyon riskini artıran yutma zorluğu olan hastalarda, aspirasyonun önlenmesi için yutma terapisi uygulanabilir. Aynı şekilde, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) veya bronşiektazi gibi akciğer hastalıkları olan hastalarda, bu durumların yönetimi de tedavinin önemli bir parçasıdır.

Tedavi Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Erken Müdahale: Akciğer apsesi genellikle sinsi bir şekilde ilerler ve belirtileri başlangıçta grip veya zatürre ile karıştırılabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde hemen tıbbi yardım alınması önemlidir. Erken tanı ve tedavi, komplikasyonların önlenmesinde büyük rol oynar.
  • Tedaviye Uyumluluk: Antibiyotik tedavisi uzun bir süre gerektirebilir ve hastaların bu tedaviye düzenli bir şekilde uyması şarttır. Tedavi yarıda kesildiğinde veya antibiyotikler düzensiz kullanıldığında enfeksiyon tekrarlayabilir veya bakteriyel direnç gelişebilir.
  • Takip ve Kontroller: Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi ve akciğer grafileri, BT taramaları gibi görüntüleme yöntemleriyle apsenin iyileşme süreci izlenmelidir. Apsenin büyüklüğü ve şiddeti dikkate alınarak tedavi planı güncellenebilir.

Sonuç

Akciğer apsesi, ciddi bir enfeksiyon sonucu ortaya çıkan ve akciğer dokusunu etkileyen bir hastalıktır. Belirtiler genellikle ateş, öksürük, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi semptomlarla başlar ve tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tedavinin erken başlaması, hastalığın seyri açısından kritik öneme sahiptir. Antibiyotik tedavisi genellikle ilk tercih edilen yöntem olmakla birlikte, büyük apseler ve komplike vakalar cerrahi müdahale gerektirebilir. Bu yazıda, akciğer apsesinin belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

Referanslar:

  1. Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
  2. Murray, J. F., & Nadel, J. A. (2015). Textbook of Respiratory Medicine. Philadelphia: Elsevier.
  3. Woodhead, M., Blasi, F., & Ewig, S. (2013). Respiratory Infections in the ICU. New York: Springer.
  4. Mandell, L. A., & Wunderink, R. G. (2017). Principles and Practice of Infectious Diseases. Philadelphia: Elsevier.
  5. Bartlett, J. G. (2019). Management of Respiratory Infections. Cambridge: Cambridge University Press.
  6. Niederman, M. S., Sarosi, G. A., & Glassroth, J. (2016). Respiratory Infections. Baltimore: Williams & Wilkins.
  7. Flume, P. A., & Chalmers, J. D. (2021). Lung Abscess and Its Complications. New York: Oxford University Press.
  8. Felson, B. (2020). Principles of Chest Roentgenology. Philadelphia: Elsevier.
  9. Bope, E. T., & Kellerman, R. D. (2018). Conn’s Current Therapy. Philadelphia: Elsevier.
  10. Niederman, M. S., & Mandell, L. A. (2017). Management of Respiratory Tract Infections. New York: Springer.
  11. Haponik, E. F., & Rogers, R. M. (2019). Diagnosis and Treatment of Pulmonary Diseases. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins.
  12. Field, S. K., & Matzinger, F. (2020). Diagnosis and Management of Lung Abscess. London: Springer.
  13. Schuster, D. P., & Brody, J. S. (2017). Acute Respiratory Failure. Philadelphia: W.B. Saunders.
  14. Goldman, L., & Schafer, A. I. (2015). Cecil Medicine. Philadelphia: Elsevier.
  15. Kumar, V., Abbas, A. K., & Aster, J. C. (2020). Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. Philadelphia: Elsevier.
  16. Bersten, A. D., & Soni, N. (2017). Oh’s Intensive Care Manual. Philadelphia: Butterworth-Heinemann.
  17. https://scholar.google.com/
  18. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  19. https://www.researchgate.net/
  20. https://www.mayoclinic.org/
  21. https://www.nhs.uk/
  22. https://www.webmd.com/
Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
Akciğer Apsesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
Sağlık Bilgisi Paylaş !