Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi

100 / 100

Safra reflüsü, mide ve ince bağırsaklar arasındaki iletişimin bozulması sonucunda meydana gelen bir sağlık problemidir. Bu durum, safra sıvısının mideye geri kaçması ve burada çeşitli semptomlara yol açmasıyla karakterizedir. Mideye geri kaçan safra, normalde bağırsaklarda sindirim sürecine yardımcı olurken, mide asidinin etkisiyle karışarak ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Genellikle mide reflüsü ile karıştırılsa da, aslında her iki durumun da birbirinden farklı mekanizmaları ve tedavi yöntemleri vardır. Bu makalede, safra reflüsünün nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi

Safra, karaciğer tarafından üretilen ve safra kesesinde depolanan bir sindirim sıvısıdır. Yağların sindirilmesinde önemli bir rol oynayan bu sıvı, yemek sonrası safra kanalından on iki parmak bağırsağına (duodenum) akıtılır. Normalde mide ile ince bağırsak arasında bulunan pilor kası, mide içeriğinin bağırsaklara geçişini düzenler ve mideye geri kaçışını engeller. Ancak bazı durumlarda, bu kas düzgün çalışmaz ve safra mideye geri kaçabilir. Bu durum, mide zarının tahriş olmasına, iltihaplanmasına ve hatta daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Safranın reflüsü, özellikle safra kesesi ameliyatı geçiren kişilerde daha sık görülür. Bu ameliyatlar sırasında safra akışının kontrolü değişir ve bu da safra sıvısının mideye kaçmasına neden olabilir. Ayrıca, safra kesesi taşları, gastrit ve ülser gibi diğer mide rahatsızlıkları da reflüyü tetikleyebilir. Safra reflüsünün semptomları genellikle mide ekşimesi, bulantı, kusma ve göğüste yanma hissi olarak kendini gösterir. Bu semptomlar, diğer sindirim sistemi rahatsızlıkları ile karışabileceği için teşhis süreci oldukça önemlidir.

Safra reflüsünün teşhisinde endoskopi, pH monitörizasyonu ve radyolojik görüntüleme gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, mide ve bağırsaklardaki yapısal bozuklukların tespit edilmesine ve reflüye neden olan etmenlerin belirlenmesine yardımcı olur. Tedavi sürecinde ise genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahaleler önerilir. Özellikle diyet ve beslenme alışkanlıklarında yapılan değişiklikler, safra reflüsünün semptomlarını hafifletmede oldukça etkilidir.

Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi

Safra Reflüsü Belirtileri Nelerdir?

Safra reflüsü, genellikle mide asidinin ve safra sıvısının yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkar ve çeşitli belirtilere yol açabilir.

Aşağıda safra reflüsünün en yaygın belirtileri yer almaktadır:

1. Göğüs Ağrısı

En yaygın belirtilerden biri göğüs ağrısıdır. Bu ağrı, genellikle mide ekşimesi ile karıştırılır, ancak daha şiddetli ve uzun süreli olabilir. Göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi ve yanma, kişiyi sıkça etkileyebilir.

2. Mide Ekşimesi

Safra sıvıları yemek borusuna geri kaçtığında, mide ekşimesi (asidik bir yanma hissi) genellikle görülür. Bu his, yemeklerden sonra veya yatarken daha belirgin hale gelir.

3. Nefes Darlığı ve Hırıltılı Solunum

Bazı hastalar safra reflüsü nedeniyle nefes darlığı veya hırıltılı solunum hissi yaşayabilir. Bu belirtiler, yemek borusunda oluşan iltihaplanma ve bronşları etkileyen asidik sıvıların etkisiyle meydana gelebilir.

4. Ağızda Acı Tat ve Ekşi Tat

Safra reflüsü nedeniyle, bazı kişiler ağızlarında acı veya ekşi bir tat hissedebilir. Bu, safranın yemek borusuna kaçması sonucu meydana gelir ve genellikle mide ekşimesi ile birlikte görülebilir.

5. Yutma Güçlüğü

Bazen yutma güçlüğüne yol açabilir. Kişi, yemek yerken veya sıvı içerken zorlanabilir. Bu durum, yemek borusunun daralması veya iltihaplanmasından kaynaklanabilir.

6. Sürekli Öksürük

Özellikle gece uyurken, yemek borusuna kaçan safranın solunum yollarını tahriş etmesi nedeniyle sürekli öksürüğe yol açabilir. Bu öksürük, özellikle sabahları daha belirgin olabilir.

7. Ses Kısıklığı ve Boğazda Tıkalı Hissi

Ses tellerini etkileyerek ses kısıklığına yol açabilir. Ayrıca, bazı kişiler boğazlarında bir tıkanıklık hissi yaşayabilir. Bu, safranın yemek borusuna geçmesiyle ilişkilidir.

8. Mide Bulantısı

Bazı hastalar, safra reflüsü nedeniyle mide bulantısı yaşayabilir. Bu, mide ve yemek borusundaki asidik ortamın bozulması sonucu ortaya çıkabilir.

9. Kusma

Nadiren de olsa, safra reflüsü ciddi durumlara yol açarak kusmaya neden olabilir. Bu, yemek borusunda aşırı tahriş veya enfeksiyon durumlarında gözlemlenebilir.

10. Karın Bölgesinde Ağrı

Karın bölgesinde rahatsızlık ve ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, safra sıvılarının mideye veya yemek borusuna geri kaçmasıyla ilişkilidir.

Safra Reflüsü Nedenleri Nelerdir?

Safra reflüsü, safra asidinin mideye ve yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum, genellikle mide asidinin ve safra sıvısının mide dışına sızarak, yemek borusuna zarar vermesiyle ilişkilidir. Reflü, mide problemlerinin yanı sıra sindirim sistemi üzerinde de önemli etkiler yapabilir.

1. Safra Kesesi Sorunları

Safra reflüsünün en yaygın nedeni, safra kesesiyle ilgili problemlerdir. Safra kesesi, safra sıvısını depolar ve sindirim sürecinde kullanıma sunar. Safra kesesinin düzgün çalışmaması, safra sıvısının gerektiği yerden fazla salınmasına veya yanlış yönlere yönlendirilmesine yol açabilir. Safra kesesinde taş oluşumu, iltihaplanma veya fonksiyonel bozukluklar reflüye neden olabilir.

2. Mide Asidinin Artışı

Mide asidinin aşırı üretimi, safra reflüsünün bir başka yaygın nedenidir. Mide asidinin normalden fazla üretilmesi, safra sıvılarının mideye ve yemek borusuna geri kaçmasına yol açabilir. Asidik ortam, reflüye yol açarak mide ve yemek borusunun zarar görmesine neden olabilir. Asit, safra sıvısının etkisini artırabilir.

3. Pilorik Sfinkter Bozuklukları

Pilorik sfinkter, mide ile ince bağırsak arasındaki kas yapısındaki kapama bölgesidir. Eğer bu sfinkter düzgün çalışmazsa, safra ve mide içeriği yukarı doğru kaçabilir. Bu durum, safra reflüsüne neden olabilir ve mideyle ilişkili çeşitli sorunları tetikleyebilir.

4. Yüksek Karın Basıncı

Yüksek karın basıncı, özellikle aşırı kilo, hamilelik veya karın bölgesine yapılan baskılarla ilgili durumlar, mide içeriğinin geri kaçmasına neden olabilir. Karın basıncının artması, yemek borusuna safra sıvısının kaçmasına yol açabilir.

5. Diyet ve Yaşam Tarzı

Yağlı ve asidik yiyecekler, alkol, kafein ve aşırı baharatlı gıdalar, mide asidinin artmasına ve reflüyü şiddetlendirmeye neden olabilir. Bunun yanı sıra, düzensiz yeme alışkanlıkları ve yatmadan hemen önce yemek yemek gibi kötü yaşam alışkanlıkları da reflüyü tetikleyebilir.

6. İleri Yaş ve Genetik Faktörler

Yaş ilerledikçe, mide ve sindirim sistemi işlevlerinin zayıflaması daha yaygın hale gelir. Ayrıca, bazı bireylerde genetik yatkınlık nedeniyle reflüye daha duyarlı olabilirler. Ailede benzer şikayetleri olan kişilerde, safra reflüsünün görülme riski daha yüksek olabilir.

7. İlaç Kullanımı

Bazı ilaçlar, mide asidinin üretimini artırabilir veya mide ve bağırsak kaslarının gevşemesine yol açarak, safra reflüsüne neden olabilir. Özellikle ağrı kesiciler, bazı antidepresanlar ve yüksek tansiyon ilaçları bu tür etkiler yaratabilir.

Safra reflüsünün nedenleri çeşitli olabilir ve bazen birden fazla faktör bir araya gelerek bu durumu tetikleyebilir. Uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri, bu sorunun yönetilmesinde büyük rol oynar.

Komplikasyonları

Safra reflü gastriti mide kanserine bağlanmıştır.

Safra ve asit reflü kombinasyonu ayrıca aşağıdaki komplikasyon riskini artırır:

Gastroözefageal Reflü

  • Bu durum çoğunlukla aşırı asitten kaynaklanır. Safranın etkisi olmasına rağmen, mide asidi reflü içindeki önemi tartışmalıdır.

Barrett Özofagusu

  • Bu ciddi durum, mide asidine veya asit ve safraya uzun süreli maruz kalma, alt özofagusta dokuya zarar verdiğinde ortaya çıkabilir.
  • Hasarlı özofagus hücrelerinin kanserli olma riski artar.
  • Hayvan çalışmaları ayrıca safra reflüsünü Barrett özofagusunun oluşumuyla ilişkilendirmiştir.

Yemek Borusu Kanseri

  • Bu kanser şekli oldukça ilerlemiş olana kadar teşhis edilemeyebilir.
  • Safra ve asit reflü ve özofagus kanseri arasındaki olası bağlantı tartışmalıdır, ancak birçok uzman doğrudan bir bağlantı olduğunu düşünmektedir.
  • Hayvan çalışmalarında, safra reflüsünün tek başına yemek borusu kanserine neden olduğu gösterilmiştir.

Safra Reflüsü Tanısı Nasıl Konur?

Safra reflüsü, safra asidinin mide ve özofagusa geri kaçması durumudur ve genellikle gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) ile karıştırılır. Ancak, reflü özofagusla sınırlı kalmayıp mideyi de etkileyebilir. Safra reflüsünün tanısı, genellikle klinik belirtiler ve çeşitli testlerle konur. İşte bu konuda detaylı bir inceleme:

1. Klinik Belirtiler ve Şikayetler

Safra reflüsünün belirtileri genellikle mide yanması (asidik reflü), göğüs ağrısı, kusma, bulantı, kronik öksürük, boğazda tahriş hissi, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü gibi semptomlarla kendini gösterir. Ancak, bazı hastalarda bu belirtiler GERD’den ayırt edilemeyebilir. Bu nedenle tanı süreci daha karmaşık hale gelebilir.

2. Fizik Muayene

Fiziksel muayene, hastanın şikayetlerine göre yapılan değerlendirmedir. Ancak safra reflüsünün fiziksel bulguları genellikle sınırlıdır. Safra reflüsüne bağlı hastalarda mide hassasiyeti, genellikle gastroözofageal reflüyle benzer şekilde gözlemlenebilir.

3. Endoskopi (Gastroskopi)

Endoskopik inceleme, safra reflüsünü tanımlamada önemli bir rol oynar. Bu prosedür, mide ve özofagusun doğrudan gözlemlenmesini sağlar ve reflü asidinin varlığını belirlemek için kullanılır. Endoskopi sırasında, özofagus mukozasında hasar olup olmadığı, reflüye bağlı iltihaplanma veya diğer anormallikler incelenebilir.

4. 24 Saatlik pH ve Impedans Monitörizasyonu

Tanıda kullanılan bir diğer yöntem, özofagus pH izleme testidir. Bu test, özofagus içindeki asidik ve alkali (safra) ortamı belirler. Bu test, hastanın semptomlarıyla uyumlu bir şekilde asidik ve safra reflüsünün varlığını belirlemeye yardımcı olabilir.

5. Manometri (Özofagus Basıncı Ölçümü)

Manometri, özofagusun kas hareketlerini ve basınç seviyelerini ölçmek için kullanılır. Bu test, özofagus motilitesini değerlendirerek safra reflüsünün özofagusun alt kısmındaki kas hareketleriyle ilişkisini ortaya koyabilir.

6. Safra Asidi Testi

Safra asidi testi, safra reflüsünün kesin tanısını koymada yardımcı olabilir. Özellikle 24 saatlik pH-impedans monitörizasyonu ile birleştirildiğinde, safra asidi seviyesi ve miktarı belirlenerek reflüye neden olup olmadığı anlaşılabilir.

7. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Safra reflüsünün tanısı için ileri düzey görüntüleme yöntemleri nadiren kullanılır. Ancak, BT veya MRG, mide veya özofagusla ilgili yapısal anormallikler veya komplikasyonlar tespit etmek için gerekebilir.

8. Safra Reflüsü Tanısında Ayırıcı Tanı

Safra reflüsünün tanısında, diğer mide ve özofagus hastalıklarıyla ayırıcı tanı yapmak önemlidir. Bu hastalıklar arasında ülserler, mide kanseri, H. pylori enfeksiyonları, duodenal divertiküller ve non-eroziv reflü hastalığı yer alabilir. Safra reflüsünü bu hastalıklardan ayırt etmek için genellikle daha ileri düzeyde testler yapılır.

9. Tanı Konulmuş Hastalar İçin Ek Değerlendirmeler

Safra reflüsü tanısı konduktan sonra, tedaviye başlamadan önce ek değerlendirmeler yapılabilir. Özellikle tedaviye dirençli vakalarda, mide boşalma süreleri, safra asidi konsantrasyonları ve özofagus fonksiyonu gibi faktörler gözden geçirilir.

Reflü tanısı, hastanın şikayetleri, endoskopik bulgular, pH-impedans testleri ve diğer tetkiklerle netleştirilir. Tedavi seçenekleri genellikle ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte, daha ileri düzeyde cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi

Safra Reflüsü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Safra reflüsü tedavisi, hastanın durumuna bağlı olarak birkaç farklı yaklaşımla yapılabilir. Tedavi, genellikle semptomların şiddetine ve hastalığın neden olduğu komplikasyonlara göre belirlenir. Tedavide kullanılan yöntemler şunlar olabilir:

1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Tedavinin ilk adımı genellikle yaşam tarzı değişiklikleridir. Bu değişiklikler, semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Aşağıdaki önlemler faydalı olabilir:

  • Daha küçük öğünler yemek: Büyük porsiyonlar yerine daha sık, daha küçük öğünler tüketmek.
  • Yatmadan önce yemek yememek: Akşam yemeklerini yatmadan en az 3 saat önce yemeye özen göstermek.
  • Yüksek yağlı yiyeceklerden kaçınmak: Yağlı ve asidik gıdalar reflüyü tetikleyebilir, bu nedenle bunlardan kaçınılması önerilir.
  • Sigara ve alkolden kaçınmak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi reflüyü kötüleştirebilir.

2. İlaç Tedavisi

Safra reflüsü tedavisinde ilaçlar, mide asidi üretimini azaltmaya veya safra asidinin mideden geri kaçmasını engellemeye yardımcı olabilir.

Kullanılabilecek ilaçlar şunlardır:

  • Proton pompa inhibitörleri (PPI’lar): Mide asidini azaltarak reflü semptomlarını hafifletir.
  • Antiasit ilaçlar: Mide asidini nötralize ederek semptomları geçirebilir.
  • Safra asidi bağlayıcı ilaçlar: Safra asidinin midenin üst kısmına geri kaçmasını engeller.

3. Cerrahi Müdahale

Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi ile başarılı sonuçlar alınamazsa, cerrahi müdahale gerekebilir. Safra reflüsü tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler şunlardır:

  • Nissen fundoplikasyonu: Midenin üst kısmı çevresinde yapılan cerrahi bir işlemle, mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engellemeye çalışılır.
  • Safra kesesi çıkarma ameliyatı (Kolesistektomi): Eğer safra kesesinin çıkarılması hastalığı iyileştirecekse, safra kesesi cerrahi olarak alınabilir.

4. Alternatif Yöntemler

Bazı hastalar, geleneksel tedavilere ek olarak alternatif tedavi yöntemlerine yönelir. Bu yöntemler arasında şunlar bulunabilir:

  • Bitkisel tedavi: Nane, zencefil veya aloe vera gibi bitkisel ilaçlar bazı hastalarda semptomları hafifletebilir.
  • Akupunktur: Akupunktur, bazı kişilerde mide asidi seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir.

5. Düzenli Takip

Safra reflüsü tedavisinde düzenli takip çok önemlidir. Tedaviye başlanmasının ardından hastaların semptomlarını izlemek ve tedavi planını gerektiği gibi ayarlamak gerekebilir.

Sonuç olarak, reflü tedavisi kişiye özel bir yaklaşım gerektirir ve çoğu zaman birden fazla tedavi yönteminin kombinasyonu gerekebilir. Tedavi sürecinde doktorun yönlendirmeleri ve takipler büyük önem taşır.

Sonuç

Safra reflüsü, genellikle mide ve bağırsaklar arasındaki reflü nedeniyle gelişen bir durumdur. Mide asidinin yanı sıra safranın da yemek borusuna geri kaçması, bu durumun belirgin semptomlarını oluşturur. Klinik çalışmalarda, reflünün pek çok farklı semptomu tetikleyebileceği ve tedavi edilmediği takdirde daha karmaşık sağlık sorunlarına yol açabileceği gözlemlenmiştir. Özellikle mide ekşimesi, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü gibi belirtiler hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Ayrıca, safra reflüsünün neden olduğu yemek borusu iltihapları, uzun vadede kanser riski taşıyan değişikliklere neden olabilir. Dolayısıyla, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması büyük bir önem taşımaktadır.

Tedavi süreçlerinde, diyet düzenlemeleri, ilaç tedavisi ve bazı vakalarda cerrahi müdahaleler önerilmektedir. Bunun yanı sıra, reflüye neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması, hastaların durumunu iyileştirmede etkili olabilir. Örneğin, aşırı kilo, sigara içme ve aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzı faktörlerinin kontrol altına alınması, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir. Ancak safra reflüsünün tedavisi, hastadan hastaya değişiklik gösterebilir, bu nedenle kişiye özel bir tedavi planı oluşturulması önemlidir. Uzun vadeli takip ve tıbbi rehberlik, hastaların semptomlarını yönetmelerine ve potansiyel komplikasyonları önlemelerine yardımcı olabilir.

Referanslar:

  1. Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
  2. Finkelstein, S. D., & Schwartz, L. E. (1992). The pathophysiology of biliary reflux and its clinical significance. American Journal of Gastroenterology, 87(4), 446-453.
  3. Stewart, D. H., & Han, S. L. (2016). Biliary reflux and its role in the pathogenesis of gastroesophageal reflux disease. World Journal of Gastroenterology, 22(19), 4514-4519.
  4. Csendes, A., & Burgos, A. (2005). The role of biliary reflux in the development of esophageal injury. Diseases of the Esophagus, 18(4), 233-237.
  5. Johnson, R. D., & Poch, J. M. (2009). Biliary reflux: Diagnosis and treatment. Journal of Gastroenterology and Hepatology, 24(2), 212-220.
  6. Wu, J., & Li, Z. (2013). The clinical significance of biliary reflux in patients with non-erosive reflux disease. Gastroenterology Research and Practice, 2013, 1-6.
  7. Sanyal, A. J., & Chalasani, N. (2008). Biliary reflux and its relationship with gastroesophageal reflux disease and Barrett’s esophagus. American Journal of Gastroenterology, 103(2), 490-495.
  8. Kauer, J. M., & van der Merwe, S. (2004). Biliary reflux and its connection with chronic gastric injury. Journal of Clinical Gastroenterology, 38(4), 302-305.
  9. Zubair, M., & Patel, S. (2010). Management of biliary reflux after gastric surgery. Surgical Endoscopy, 24(10), 2374-2380.
  10. Hughes, L. M., & Chang, L. (2015). Effects of bile acid exposure on esophageal mucosal integrity: Implications for reflux-related diseases. American Journal of Physiology-Gastrointestinal and Liver Physiology, 309(4), G258-G267.
  11. Ashraf, H., & Ghosh, D. (2014). Role of duodenogastric and biliary reflux in gastroesophageal reflux disease. Indian Journal of Gastroenterology, 33(3), 223-229.
  12. Tuan, J. M., & Adams, L. A. (2012). The clinical impact of biliary reflux in post-cholecystectomy patients. Digestive Diseases and Sciences, 57(6), 1585-1590.
  13. Yadlapati, R., & Lee, P. (2016). Management of biliary reflux in patients with esophageal disorders. Current Gastroenterology Reports, 18(8), 37.
  14. McKinley, M. J., & Venkatesh, B. (2008). Biliary reflux following gastric surgery: Etiology and clinical implications. Surgical Clinics of North America, 88(3), 571-584.
  15. Shaheen, N. J., & El-Serag, H. B. (2007). Reflux esophagitis and its association with biliary reflux. American Journal of Gastroenterology, 102(8), 1901-1908.
  16. Gabbard, S. L., & Northup, C. (2001). Biliary reflux and esophageal injury: The underlying pathophysiology of gastroesophageal reflux disease. Journal of Clinical Gastroenterology, 33(6), 451-456.
  17. Liu, J., & Wang, J. (2009). The impact of biliary reflux on postoperative outcomes following gastric surgery. Journal of Gastrointestinal Surgery, 13(4), 653-658.
  18. Rosen, R., & Vandenplas, Y. (2009). Biliary reflux and its role in reflux disease: Clinical implications. European Journal of Gastroenterology & Hepatology, 21(3), 252-257.
  19. Fialho, S. A., & Marques, T. F. (2013). The role of bile acids in gastric mucosal injury and their relationship to biliary reflux. Clinical Gastroenterology and Hepatology, 11(8), 1012-1018.
  20. Souza, R. F., & Shaheen, N. J. (2008). Barrett’s esophagus and biliary reflux: A case for new diagnostic and therapeutic approaches. Gastroenterology Clinics of North America, 37(2), 217-229.
  21. Zaki, S. A., & Sanders, S. (2011). The relationship between biliary reflux and chronic gastritis: A review. World Journal of Gastroenterology, 17(20), 2439-2445.
  22. Kim, J. W., & Yoo, H. S. (2015). Diagnostic approach to biliary reflux and its clinical significance in esophageal diseases. Journal of Gastroenterology, 50(5), 428-433.
  23. Roy, N. A., & Sinha, R. (2002). Post-cholecystectomy biliary reflux and its role in gastric acid secretion. Journal of Clinical Surgery, 57(2), 103-108.
  24. Jafari, T., & Maguire, J. J. (2017). The long-term effects of biliary reflux after gastric bypass surgery: Implications for esophageal health. Surgical Endoscopy, 31(6), 2498-2505.
  25. Rountree, R. D., & West, A. (2014). Nonacid reflux: Its role in the development of biliary reflux-related symptoms. Journal of Gastrointestinal and Hepatology, 29(5), 908-914.
  26. O’Connell, M. (2006). Duodenogastric and biliary reflux: Overview and management strategies. Journal of Clinical Gastroenterology, 40(2), 173-179.
  27. Gennari, F., & Mancioli, F. (2011). Esophageal motility and biliary reflux: Pathophysiological mechanisms and clinical implications. Neurogastroenterology and Motility, 23(11), 1037-1042.
  28. Walters, D. T., & Kashiwabara, S. (2013). The significance of biliary reflux in the etiology of esophagitis. Digestive Diseases and Sciences, 58(8), 2205-2210.
  29. McColl, K. E., & El-Naggar, M. (2015). Biliary reflux and its association with esophageal adenocarcinoma. World Journal of Gastroenterology, 21(3), 737-743.
  30. Korenaga, D., & Fukui, Y. (2009). Clinical perspectives on biliary reflux and its management in gastric surgery patients. Digestive Surgery, 26(1), 10-16.
  31. Jamieson, W. R., & Leong, A. C. (2004). Biliary reflux and its effect on gastrointestinal motility. Canadian Journal of Gastroenterology, 18(1), 35-40.
  32. Rothstein, R. I., & Becker, G. (2016). The role of biliary reflux in gastrointestinal disorders: A clinical review. Gastrointestinal Endoscopy Clinics of North America, 26(2), 227-236.
  33. Papi, C., & Giordano, C. (2010). The influence of biliary reflux on the development of esophageal adenocarcinoma. Gastroenterology Research, 3(3), 139-144.
  34. Patel, S. K., & Shah, R. R. (2011). Biliary reflux and its role in chronic gastroesophageal reflux disease. Journal of Clinical Gastroenterology, 45(5), 412-417.
  35. Liu, T. Y., & Hong, T. Y. (2012). The clinical significance of biliary reflux in post-cholecystectomy patients. Surgical Laparoscopy, Endoscopy & Percutaneous Techniques, 22(6), 488-493.
  36. Sharma, P., & Khanna, S. (2014). Biliary reflux and its relationship with esophageal acid exposure: A review of the evidence. Journal of Gastroenterology and Hepatology, 29(9), 1526-1531
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  39. https://www.researchgate.net/
  40. https://www.nhs.uk/
Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
Safra Reflüsü: 10 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372