Safra Reflüsünün 12 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
Safra reflüsü, sindirim sisteminde meydana gelen bir rahatsızlık olarak tanımlanır ve sıklıkla mide asidi reflüsü ile karıştırılır. Ancak, safra reflüsü mide asidi reflüsünden farklı bir süreçle meydana gelir. Safra, karaciğer tarafından üretilen ve yağların sindirilmesine yardımcı olan bir sıvıdır. Normalde safra, safra kesesinden ince bağırsağa geçer ve burada yiyeceklerin sindirilmesine yardımcı olur. Ancak bazı durumlarda safra, ince bağırsaktan mideye ve hatta yemek borusuna geri dönebilir. Bu durum, mide ve yemek borusu mukozasında tahrişe yol açar ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Safra Reflüsünün 12 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
Safra reflüsünün ortaya çıkış mekanizması oldukça karmaşıktır ve genellikle altta yatan başka bir sağlık sorunu ile ilişkilidir. Safra sıvısının mideye geri kaçması, safra kesesi ameliyatı geçiren bireylerde veya mide-bağırsak sistemi üzerinde cerrahi işlem görmüş hastalarda daha yaygın görülür. Bu durumun belirtileri mide yanması, göğüste ağrı ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Safra reflüsü, uzun süreli kontrol altına alınmazsa, mide ve yemek borusunda ciddi hasarlara yol açabilir. Bu hasar, yemek borusu hücrelerinin kansere dönüşmesine neden olabilecek “Barrett özofagusu” gibi hastalıklara sebebiyet verebilir.
Safra reflüsü teşhis edilmesi zor bir rahatsızlık olabilir, çünkü belirtileri sık sık mide asidi reflüsü ile karışır. Ancak doğru teşhis, uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için son derece önemlidir. Safra reflüsü tedavisinde genellikle diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleler yer alır. Bu nedenle, hastaların belirtileri ciddiye alması ve bir sağlık uzmanına danışmaları büyük önem taşır.
Bu makalede safra reflüsünün nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemlerine odaklanacağız. Ayrıca, safra reflüsünü tetikleyen faktörleri ele alacak ve bu rahatsızlıktan korunma yollarını inceleyeceğiz. Safra reflüsü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu rahatsızlığa karşı önlem almak için, yazının devamında sunulan detaylı bilgileri incelemeniz önerilir.
Safra Reflüsü Belirtileri
Safra reflüsü, mideye veya yemek borusuna doğru ilerleyen safra sıvısının neden olduğu bir durumdur ve genellikle mide yanmasıyla karıştırılabilir. Ancak safra reflüsü, mide asidi reflüsünden farklı olarak daha karmaşık ve uzun süreli sağlık sorunlarına yol açabilir. Belirtiler kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, bu durumun tipik semptomları genellikle sindirim sistemi üzerinde yoğunlaşır. Aşağıda safra reflüsünün başlıca belirtileri detaylandırılmıştır.
1. Karın Üst Bölgesinde Şiddetli Ağrı
Safra reflüsünün en yaygın belirtilerinden biri, mide bölgesinde veya üst karında hissedilen şiddetli ağrıdır. Bu ağrı genellikle yanıcı, baskılı veya zonklayıcı bir şekilde hissedilir ve yemeklerden sonra kötüleşebilir. Safranın mukoza dokularına zarar vererek iltihaplanma yaratması, bu ağrının temel nedenidir.
2. Sürekli ve Şiddetli Mide Yanması
Mide yanması, safra reflüsünde sık görülen bir semptomdur. Özellikle safra sıvısının yemek borusuna ulaştığı durumlarda, mide asidinin etkisine benzer şekilde göğüs kafesi altında yanma hissi oluşur. Ancak safra reflüsüne bağlı yanma, geleneksel mide asidi reflüsüne göre daha uzun sürme eğilimindedir ve kullanılan antiasit ilaçlar genellikle etkili olmaz.
3. Ağızda Acı veya Ekşi Tat
Safra reflüsü olan kişiler, ağızlarında sık sık acı veya ekşi bir tat hissedebilirler. Bu durum, safra sıvısının yemek borusuna kadar ilerleyip ağıza ulaşmasından kaynaklanır. Bu tat özellikle sabahları daha yoğun hissedilir ve genellikle yemeklerden sonra artış gösterir.
4. Sürekli Öksürük ve Boğazda Tahriş
Safra sıvısının yemek borusuna geri akışı, boğazda tahrişe ve ses tellerinde hasara yol açabilir. Bu durum, kronik öksürüğe ve boğazda sürekli bir rahatsızlık hissine neden olur. Ayrıca, yemek borusundaki tahriş sonucu yutkunma güçlüğü de yaşanabilir.
5. Kusma ve Safra Kusmuğu
Safra reflüsü olan bazı kişiler, kusma semptomları yaşayabilir ve kusmuklarında sarı-yeşil renkli safra sıvısı görülebilir. Bu durum, mide içeriğinin yemek borusuna doğru hareket etmesinden kaynaklanır ve genellikle yemeklerden hemen sonra veya aşırı dolu bir mideyle yatıldığında ortaya çıkar.
6. Mide Bulantısı
Safra reflüsünün erken belirtilerinden biri de mide bulantısıdır. Özellikle yemeklerden sonra veya safra sıvısının midede birikmesi sonucu bulantı hissi artabilir. Bu durum, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve iştahsızlığa neden olabilir.
7. Kilo Kaybı ve Beslenme Sorunları
Sürekli bulantı, kusma ve mide rahatsızlığı yaşayan kişiler, yemek yemekten kaçınabilir ve bu durum kilo kaybına yol açabilir. Safra reflüsüne bağlı ağrı ve rahatsızlık hissi, bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesini engelleyebilir.
8. Yemek Borusu Tahrişi ve İltihaplanma (Eozinofilik Özofajit)
Safra reflüsü, yemek borusunda kronik tahrişe ve iltihaplanmaya neden olabilir. Bu durum, yemek borusunun iç yüzeyinde hasar oluşturur ve uzun vadede Barrett özofagusu gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Yemek borusu tahrişi, yutkunma güçlüğü ve göğüs ağrısıyla kendini gösterir.
9. Gece Belirtileri ve Uyku Bozuklukları
Safra reflüsü belirtileri, özellikle gece yatarken daha da kötüleşebilir. Yatış pozisyonunda safra sıvısının kolayca yukarı doğru hareket etmesi, göğüs yanması, boğazda tahriş ve öksürük gibi semptomlara neden olur. Bu durum, uyku kalitesini ciddi şekilde bozabilir ve uykusuzluğa yol açabilir.
10. Gaz, Şişkinlik ve Hazımsızlık
Safra reflüsü olan kişilerde sıklıkla hazımsızlık ve şişkinlik hissi de görülür. Safranın midede birikmesi, sindirim sürecini olumsuz etkiler ve bu durum gaz sancılarına ve rahatsızlık hissine yol açabilir. Özellikle yağlı yemeklerden sonra bu belirtiler daha belirgin hale gelir.
11. Kronik Ses Kısıklığı ve Sinüzit
Safra sıvısının yemek borusundan boğaza ve hatta burun boşluğuna kadar ulaşması, ses tellerinde tahriş ve sinüslerde iltihaplanmaya neden olabilir. Bu durum, ses kısıklığı, boğazda gıcıklanma ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
12. Barrett Özofagusu ve Yemek Borusu Kanseri Riski
Uzun süreli ve tedavi edilmeyen safra reflüsü, Barrett özofagusu adı verilen bir durumun gelişmesine yol açabilir. Bu, yemek borusunun astarında yapısal değişikliklere neden olur ve yemek borusu kanseri riskini artırır. Bu nedenle, safra reflüsünün belirtileri uzun süre devam ederse tıbbi yardım alınması önemlidir.
Safra Reflüsü Nedenleri
Safra reflüsü, genellikle sindirim sistemi ile ilgili bazı yapısal veya fonksiyonel sorunlar sonucunda ortaya çıkar. Bu sorunların başında safra sıvısının geri kaçışını engelleyen doğal mekanizmaların bozulması gelir. Safra reflüsüne neden olan başlıca faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Safra Kesesi Ameliyatı
Safra reflüsü, safra kesesi alınmış kişilerde daha yaygın olarak görülür. Safra kesesi, safra sıvısının depolandığı bir organdır ve yiyeceklerin sindirilmesi gerektiğinde bu sıvıyı ince bağırsağa salar. Ancak safra kesesi alındığında, safra sıvısının düzenli bir şekilde depolanması ve salınması mümkün olmaz. Bu da safra sıvısının sürekli olarak karaciğerden ince bağırsağa ve oradan mideye geri kaçmasına yol açabilir.
2. Mide Ameliyatları
Mide üzerinde gerçekleştirilen cerrahi işlemler de safra reflüsüne neden olabilir. Özellikle mide bypass ameliyatı gibi prosedürler, mide ve ince bağırsak arasındaki normal anatomiyi değiştirebilir. Bu durumda safra sıvısı, mideden yemek borusuna doğru geri kaçabilir ve reflüye yol açabilir.
3. Pilor Yetmezliği
Pilor, mide ve ince bağırsak arasındaki geçişi kontrol eden kaslı bir kapaktır. Bu kapağın doğru çalışmaması durumunda safra sıvısı, ince bağırsaktan mideye geri kaçar. Pilor yetmezliği, genellikle yaşlılarda veya belirli mide hastalıklarına sahip bireylerde daha sık görülür.
4. Mide Asidi Reflüsü ile Kombinasyon
Mide asidi reflüsü ile safra reflüsü birbirine paralel olarak görülebilir. Mide asidinin yemek borusuna kaçması, aynı zamanda safra sıvısının da yukarı doğru hareket etmesine neden olabilir. Bu durum, hastalarda daha ciddi belirtilerin ortaya çıkmasına yol açar.
5. Aşırı Alkol ve Sigara Tüketimi
Aşırı alkol ve sigara kullanımı, sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Bu maddeler, mide kaslarını gevşeterek safra sıvısının geri kaçışını kolaylaştırır ve reflüyü tetikler.
6. Diyet ve Beslenme Alışkanlıkları
Yağlı ve ağır yiyeceklerin aşırı tüketimi, safra sıvısının aşırı üretilmesine ve ince bağırsaktan mideye geri kaçmasına neden olabilir. Özellikle baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli içecekler ve kızartmalar safra reflüsünü tetikleyebilir.
Komplikasyonları
Safra reflü gastriti mide kanseriyle ilişkilendirilmiştir. Safra reflüsü ve asit reflü kombinasyonu aynı zamanda aşağıdaki komplikasyon riskini de artırır:
- GERD. Yemek borusunda tahrişe ve iltihaplanmaya neden olan bu durum çoğunlukla asit fazlalığından kaynaklanır ancak safra asitle karışmış olabilir. İnsanlar güçlü asit baskılayıcı ilaçlara tam olarak yanıt vermediğinde veya hiç yanıt vermediğinde safranın GERD’ye katkıda bulunduğundan sıklıkla şüphelenilir .
- Barrett Özofagusu. Bu ciddi durum, mide asidine veya asit ve safraya uzun süreli maruz kalmanın yemek borusunun alt kısmındaki dokuya zarar vermesi durumunda ortaya çıkabilir. Hasar görmüş özofagus hücrelerinin kansere dönüşme riski yüksektir. Hayvan çalışmaları da safra reflüsünü Barrett özofagusuyla ilişkilendirmiştir.
- Yemek borusu kanseri. Asit reflü ile safra reflüsü ve yemek borusu kanseri arasında oldukça ileri aşamalara kadar teşhis edilemeyen bir bağlantı vardır. Hayvan çalışmalarında safra reflüsünün tek başına yemek borusu kanserine neden olduğu gösterilmiştir.
Safra Reflüsü Tanısı
Belirtilerinizin bir açıklaması ve tıbbi geçmişiniz hakkında bilgi genellikle doktorunuzun bir reflü problemini teşhis etmesi için yeterlidir. Ancak asit reflü ile safra reflüsünü birbirinden ayırmak zordur ve daha ileri testler gerektirir.
Ayrıca yemek borunuz ve midenizdeki hasarın yanı sıra kanser öncesi değişiklikleri kontrol etmek için de testler yaptırmanız muhtemeldir.
Testler şunları içerebilir:
- Endoskopi. Boğazınızdan kameralı (endoskop) ince, esnek bir tüp geçirilir. Endoskop safra, peptik ülser veya midenizde ve yemek borunuzda iltihaplanmayı gösterebilir. Doktorunuz ayrıca Barrett özofagusu veya özofagus kanserini test etmek için doku örnekleri alabilir.
- Ambulatuvar asit testleri. Bu testler, asitin yemek borunuza ne zaman ve ne kadar süreyle geri aktığını belirlemek için bir asit ölçüm probu kullanır. Ambulatuvar asit testleri doktorunuzun asit reflüyü ekarte etmesine yardımcı olabilir ancak safra reflüsünü dışlayamaz. Bir testte, ucunda bir sonda bulunan ince, esnek bir tüp (kateter) burnunuzdan yemek borunuza geçirilir. Prob, yemek borunuzdaki asidi 24 saatlik bir süre boyunca ölçer. Bravo testi adı verilen başka bir testte endoskopi sırasında prob yemek borunuzun alt kısmına takılır ve kateter çıkarılır.
- Özofagus empedansı. Bu test gaz veya sıvıların yemek borusuna geri akıp kaçmadığını ölçer. Asidik olmayan (safra gibi) ve asit probu tarafından tespit edilemeyen maddeleri kusan kişiler için faydalıdır. Standart bir prob testinde olduğu gibi, özofagus empedansında yemek borusuna bir kateter ile yerleştirilen bir prob kullanılır.
Safra Reflüsü Tedavisi
Safra reflüsünün tedavisi, semptomların şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve safra reflüsüne neden olan faktörlere bağlı olarak şekillenir. Tedavinin amacı, safra asitlerinin mide ve yemek borusuna zarar vermesini önlemek, mevcut semptomları hafifletmek ve uzun vadeli komplikasyonları engellemektir. Tedavi seçenekleri yaşam tarzı değişikliklerinden ilaç tedavisine ve cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. İşte safra reflüsü tedavisinde kullanılan temel yöntemler:
1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Safra reflüsünün yönetiminde yaşam tarzı değişiklikleri, hem ilk adım tedavisi hem de diğer tedavi yöntemlerinin etkinliğini artırmak için önemlidir. Hastaların günlük alışkanlıklarında yapacakları bazı basit değişiklikler, semptomları büyük ölçüde azaltabilir:
- Beslenme Düzeni: Küçük ve sık öğünler tüketmek, mideye aşırı yük binmesini önleyerek safra reflüsünü hafifletebilir. Yağlı, kızartılmış ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmak da mide asidini ve safra salgısını azaltabilir.
- Alkol ve Kafein Tüketimi: Alkol ve kafein, mide kapakçığına zarar verebilir ve safra reflüsünü kötüleştirebilir. Bu maddelerin tüketiminin sınırlandırılması önerilir.
- Uyku Düzeni: Gece yatmadan en az 2-3 saat önce yemek yememek, yatış pozisyonunda safra ve mide asidinin yemek borusuna geri akmasını önler. Ayrıca, yatak başını hafifçe yükseltmek, yerçekimi etkisiyle reflü semptomlarını azaltabilir.
- Sigara ve Tütün Kullanımı: Sigara içmek, mide kapakçığını zayıflatabilir ve reflü riskini artırabilir. Bu nedenle, sigaranın bırakılması önerilir.
2. İlaç Tedavisi
Safra reflüsünü kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar, genellikle safra akışını düzenlemeye, mide asidini azaltmaya ve yemek borusunu korumaya yönelik olarak reçete edilir. Yaygın olarak kullanılan ilaçlar şunlardır:
- Safra Asidi Bağlayıcıları: Kolestiramin gibi ilaçlar, safra asitlerini bağlayarak mide ve yemek borusundaki tahrişi azaltabilir. Bu ilaçlar genellikle ağızdan alınır ve safra asidinin etkisini nötralize eder.
- Proton Pompa İnhibitörleri (PPI): Pantoprazol ve omeprazol gibi ilaçlar, mide asidinin üretimini azaltarak yemek borusunun zarar görmesini engeller. Ancak, PPI’ler safra asidini doğrudan etkilemez.
- Ursodeoksikolik Asit: Bu ilaç, safra asitlerinin kimyasal yapısını değiştirerek mide ve yemek borusundaki tahrişi azaltabilir. Özellikle safra akışı sorunlarına bağlı reflü vakalarında etkili olabilir.
- Prokinetik İlaçlar: Metoklopramid gibi ilaçlar, mide boşalmasını hızlandırarak safra reflüsü semptomlarını hafifletebilir. Ancak bu ilaçların yan etkileri göz önünde bulundurulmalıdır.
3. Cerrahi Tedavi
İlaç tedavisine ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen semptomların kontrol altına alınamaması veya ciddi komplikasyonların gelişmesi durumunda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi seçenekler arasında şunlar bulunur:
- Fundoplikasyon: Bu prosedürde, mide üst kısmı yemek borusunun alt kısmına sarılır ve yemek borusunu güçlendirmek için bir kapakçık oluşturulur. Safra reflüsü dahil olmak üzere tüm reflü türlerinde yaygın olarak uygulanır.
- Roux-en-Y Safra Diversiyonu: Bu prosedür, safra reflüsünün ana nedeni olan safra akışını yeniden yönlendirmek için yapılır. Mideye safra akışını azaltır ve özellikle mide ameliyatı geçirmiş hastalarda etkili olabilir.
- Antireflü Bariatrik Cerrahi: Özellikle obezite ile ilişkili safra reflüsü durumlarında, kilo kaybını sağlamak ve reflü semptomlarını azaltmak amacıyla bariatrik cerrahi uygulanabilir.
4. Destekleyici Tedaviler
Cerrahi veya ilaç tedavilerine ek olarak, hastaların yaşam kalitesini artırmak için destekleyici yaklaşımlar da kullanılabilir:
- Diyet Takviyeleri: Glutamin gibi amino asitler, yemek borusunun hasar görmüş dokularını onarabilir. Bunun yanı sıra, zencefil ve aloe vera gibi bitkisel desteklerin tahrişi azaltıcı etkileri olabilir.
- Psikolojik Destek: Kronik reflü semptomları, stres ve kaygıyı artırabilir. Stres yönetimi ve psikolojik destek, semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir.
5. Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Yaklaşımları
Tamamlayıcı tıp yöntemleri, safra reflüsü tedavisinde ilaçlara veya cerrahiye alternatif olmasa da semptomları hafifletmede faydalı olabilir:
- Akupunktur: Bazı çalışmalar, akupunkturun mide asidi ve safra akışını düzenlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.
- Yoga ve Meditasyon: Bu yöntemler, stresi azaltarak semptomları hafifletebilir.
- Bitkisel Tedaviler: Zencefil, papatya ve meyan kökü gibi doğal ürünlerin mide rahatsızlıklarını hafiflettiği bilinmektedir. Ancak, bu ürünler kullanılmadan önce bir doktora danışılmalıdır.
6. Komplikasyonların Yönetimi
Safra reflüsü tedavi edilmediğinde yemek borusunda ciddi hasar, ülser, Barrett özofagusu ve hatta yemek borusu kanseri gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumların önlenmesi için düzenli doktor kontrolü ve uygun tedavi şarttır. Gelişen komplikasyonların erken teşhisi ve tedavisi, uzun vadeli sonuçları iyileştirebilir.
Kendi Kendine Bakım
Asit reflüden farklı olarak safra reflüsü yaşam tarzı faktörleriyle ilgisiz görünmektedir. Ancak birçok insan hem asit reflüsü hem de safra reflüsü yaşadığından belirtileriniz yaşam tarzı değişiklikleriyle hafifletilebilir:
- Sigara içmeyi bırak. Sigara içmek mide asidi üretimini artırır ve yemek borusunun korunmasına yardımcı olan tükürüğü kurutur.
- Daha küçük öğünler yiyin. Daha küçük, daha sık yemek yemek, alt özofagus sfinkteri üzerindeki baskıyı azaltarak kapakçığın yanlış zamanda açılmasını önlemeye yardımcı olur.
- Yemek yedikten sonra dik durun. Yemekten sonra yatmadan önce iki ila üç saat beklemek, midenizin boşalması için zaman tanır.
- Yağlı yiyecekleri sınırlayın. Yüksek yağlı yemekler alt yemek borusu sfinkterini gevşetir ve yemeğin midenizden ayrılma hızını yavaşlatır.
- Sorunlu yiyecek ve içeceklerden kaçının. Bazı gıdalar mide asidi üretimini arttırır ve alt yemek borusu sfinkterini gevşetebilir. Kaçınılması gereken gıdalar arasında kafeinli ve gazlı içecekler, çikolata, turunçgiller ve meyve suları, sirke bazlı soslar, soğan, domates bazlı gıdalar, baharatlı gıdalar ve nane yer alır.
- Alkolü sınırlayın veya kaçının. Alkol içmek alt yemek borusu sfinkterini gevşetir ve yemek borusunu tahriş eder.
- Fazla kilolardan kurtulun. Aşırı kilo midenize ek baskı uyguladığında mide ekşimesi ve asit reflü oluşma olasılığı daha yüksektir.
- Yatağınızı yükseltin. Üst vücudunuzu 4 ila 6 inç (10 ila 15 santimetre) yukarıda tutarak uyumak, reflü semptomlarını önlemeye yardımcı olabilir. Yatağınızın başını bloklarla yükseltmek veya köpük takoz üzerinde uyumak, ekstra yastık kullanmaktan daha etkilidir.
- Rahatlamak. Stres altında olduğunuzda sindirim yavaşlar ve muhtemelen reflü semptomları kötüleşir. Derin nefes alma, meditasyon veya yoga gibi rahatlama teknikleri yardımcı olabilir.
Alternatif Tıp
Mide ekşimesi de dahil olmak üzere sık sık mide sorunları yaşayan birçok kişi, semptomları hafifletmek için reçetesiz veya alternatif tedaviler kullanır. Doğal tedavilerin bile, reçeteli ilaçlarla ciddi etkileşimler de dahil olmak üzere riskleri ve yan etkileri olabileceğini unutmayın. Alternatif bir tedaviyi denemeden önce daima dikkatli bir araştırma yapın ve doktorunuzla konuşun.
Safra Reflüsünden Korunma Yolları
Safra reflüsünü önlemek veya bu rahatsızlığın şiddetini azaltmak için alınabilecek bazı önlemler bulunmaktadır. Bu önlemler arasında şunlar yer alır:
- Düzenli ve dengeli beslenme: Yağlı, baharatlı ve ağır yiyeceklerden kaçınmak.
- Sigara ve alkol tüketimini sınırlandırma: Sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkileyen bu maddelerin kullanımını bırakmak.
- Kilo kontrolü: Aşırı kilolu olmak, mide ve bağırsaklar üzerinde baskı oluşturarak reflüyü tetikleyebilir.
- Uyku pozisyonunu değiştirme: Yatarken başı yüksekte tutmak, safra sıvısının yemek borusuna kaçmasını önleyebilir.
Sonuç
Safra reflüsü, ciddi ve uzun süreli rahatsızlıklara yol açabilen bir sağlık sorunudur. Safra sıvısının mide ve yemek borusuna geri kaçması, hastalarda şiddetli yanma, ağrı ve diğer rahatsızlık verici belirtilere neden olabilir. Bu rahatsızlığın teşhis ve tedavisi zamanında yapılmazsa, yemek borusunda kalıcı hasar meydana gelebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahaleler ile safra reflüsü kontrol altına alınabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir uzmana başvurmak önemlidir.
Referanslar:
- Safra Reflüsünün 12 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
- Cameron, J.L., & Cameron, A.M. (2016). Current Surgical Therapy (12th ed.). Elsevier.
- Yeo, C.J., et al. (2017). Shackelford’s Surgery of the Alimentary Tract (8th ed.). Elsevier.
- Jones, D.B., & Matthews, B.D. (2019). Surgical Management of Obesity. Springer.
- DeMeester, T.R., & Peters, J.H. (2017). Esophageal Disorders: Pathophysiology and Therapy. Lippincott Williams & Wilkins.
- Johnson, L.R. (2013). Gastrointestinal Physiology (8th ed.). Mosby.
- Souza, R.F. (2019). “Gastroesophageal Reflux Disease.” The New England Journal of Medicine, 381, 1448-1460.
- Orlando, R.C., et al. (2014). Mucosal Defense Mechanisms in the Esophagus. Springer.
- Vakil, N., et al. (2006). “The Montreal Definition and Classification of Gastroesophageal Reflux Disease.” The American Journal of Gastroenterology, 101(8), 1900-1920.
- Kahrilas, P.J., et al. (2013). “Advances in the Management of GERD.” Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 10(12), 699-710.
- Kuipers, E.J. (2015). “Gastroesophageal Reflux Disease and Helicobacter Pylori.” Gut, 64(2), 320-324.
- Richter, J.E., & Rubenstein, J.H. (2018). “Gastroesophageal Reflux Disease: Epidemiology, Pathogenesis, and Treatment.” Gastroenterology, 154(2), 267-276.
- Boeckxstaens, G.E., et al. (2014). “Symptomatic Reflux Disease.” The Lancet, 383(9924), 1763-1773.
- Sharma, P., et al. (2004). “Barrett’s Esophagus.” The New England Journal of Medicine, 350(7), 723-733.
- Gawron, A.J., & Pandolfino, J.E. (2013). “Acid Reflux and Esophageal Cancer Risk.” Journal of Gastroenterology and Hepatology, 28(6), 930-935.
- Spechler, S.J. (2013). Esophageal Reflux Disease and Its Complications. Springer.
- Bor, S., et al. (2011). “Prevalence of Gastroesophageal Reflux Disease in Turkey.” The Turkish Journal of Gastroenterology, 22(5), 408-413.
- Fass, R., et al. (2018). “The Relationship Between Symptoms and Gastroesophageal Reflux in the Diagnosis of GERD.” American Journal of Gastroenterology, 113(2), 181-190.
- El-Serag, H.B. (2014). “Gastroesophageal Reflux Disease and Obesity.” Gut, 63(4), 708-714
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/