Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

100 / 100

Adenomyozis, rahim iç tabakasında bulunan endometrial dokunun rahmin kas tabakasına doğru büyümesiyle ortaya çıkan bir jinekolojik hastalıktır. Bu durum, rahim duvarının kalınlaşmasına, genişlemesine ve anormal kanamalara neden olabilir. Çoğunlukla üreme çağındaki kadınlarda görülen adenomyozis, özellikle 40 yaş üstü bireylerde daha yaygın bir şekilde tespit edilmektedir. Her ne kadar kanserli bir yapı olmasa da, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Ağrılı adet dönemleri, yoğun kanama ve pelvik rahatsızlık gibi semptomlar, hastaların günlük aktivitelerini kısıtlayabilir ve psikolojik olarak da olumsuz etkileyebilir.

Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

Adenomyozis, kadın sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir durum olmasına rağmen, çoğu vakada doğru teşhis konulmadan yıllarca fark edilmeden ilerleyebilir. Hastalığın kesin görülme sıklığı net olarak bilinmemekle birlikte, farklı çalışmalarda üreme çağındaki kadınların %20 ila %35’inde adenomyozis saptandığı bildirilmiştir. Bununla birlikte, menopoz sonrası dönemde adenomyozis görülme sıklığı azalmaktadır. Günümüzde gelişmiş tıbbi görüntüleme yöntemlerinin yaygınlaşması sayesinde hastalığın teşhisi daha kolay hale gelmiştir. Ancak yine de adenomyozis hakkında toplumda yeterli farkındalık bulunmamakta, birçok kadın yaşadığı semptomları normal kabul ederek doktora başvurmayı geciktirmektedir.

Adenomyozis, sıklıkla diğer jinekolojik hastalıklarla karıştırılabilen bir sağlık sorunudur. Özellikle endometriozis ve miyomlar, benzer belirtilere sahip olduğundan, adenomyozis tanısında zorluk yaşanabilmektedir. Endometriozis, rahim iç tabakasındaki hücrelerin rahim dışına yayılmasıyla karakterize edilirken, adenomyozis rahim kas tabakası içinde gelişmektedir. Miyomlar ise iyi huylu rahim tümörleri olup, adenomyozis ile birlikte de görülebilir. Bu nedenle, doğru tanı koyabilmek için ayrıntılı tıbbi inceleme ve modern görüntüleme teknikleri gereklidir. MR (manyetik rezonans) ve transvajinal ultrason gibi yöntemler, adenomyozis vakalarını ayırt etmekte büyük bir rol oynamaktadır.

Adenomyozis, ihmal edilmemesi gereken bir hastalık olup, erken tanı ve tedaviyle yönetilebilir bir durumdur. Tedavi planlaması hastanın yaşı, semptomları ve çocuk sahibi olma isteğine göre değişkenlik göstermektedir. Hafif semptomları olan hastalarda ilaç tedavileri ile semptomlar kontrol altına alınabilirken, şiddetli vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için hormon tedavileri ve alternatif yöntemler değerlendirilebilir. Günümüzde, hastalığın yönetimine yönelik yapılan araştırmalar devam etmekte olup, bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımları ile hastaların yaşam kalitesinin artırılması hedeflenmektedir. Bu nedenle, adenomyozis şüphesi olan kişilerin vakit kaybetmeden bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması büyük önem taşımaktadır.

Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

Adenomyozis Nedir?

Adenomyozis, rahim (uterus) duvarında yer alan endometrial dokunun (rahmin iç tabakasını döşeyen doku) anormal bir şekilde rahmin kas tabakasına (miyometrium) doğru büyümesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Normalde adet döngüsü boyunca kalınlaşıp dökülen endometrial doku, bu durumda rahmin kas dokusuna yerleşerek burada büyümeye ve gelişmeye devam eder. Bu durum rahim duvarının kalınlaşmasına, büyümesine ve sertleşmesine neden olur. Adenomyozis genellikle üreme çağındaki kadınlarda görülür ve östrojen hormonunun hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.

Rahim iç tabakasının rahim kas dokusuna doğru gömülmesi, adet dönemlerinde şiddetli ağrıya (dismenore), aşırı kanamalara (menoraji) ve kasılma benzeri sancılara yol açabilir. Bununla birlikte, bazı kadınlarda herhangi bir belirti görülmez ve hastalık rutin jinekolojik muayenelerde veya farklı bir nedenle yapılan görüntüleme tetkikleri sırasında tesadüfen tespit edilebilir. Adenomyozis, genellikle iyi huylu bir hastalık olmasına rağmen, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve özellikle ileri vakalarda rahim büyümesi nedeniyle pelvik basınç hissi ve rahatsızlık oluşturabilir.

Adenomyozis Belirtileri Nelerdir?

Adenomyozis, rahmin iç tabakasındaki (endometrium) dokunun rahmin kas tabakası (miyometrium) içine doğru büyümesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu durum, çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. İşte adenomyozis belirtilerinin detaylı açıklamaları:

1. Adet Dönemlerinde Şiddetli Ağrı (Dismenore)

Adenomyozis, adet dönemlerinde (menstrüasyon) şiddetli kasılmalara ve ağrılara neden olabilir. Bu ağrı:

  • Adet başlamadan önce hissedilmeye başlar ve süresince devam eder.
  • Alt karın bölgesinde yoğunlaşır ve bele ya da bacaklara yayılabilir.
  • Adet sancıları genellikle zamanla daha da şiddetlenebilir.

2. Aşırı Adet Kanaması (Menoraji)

Adenomyozis hastalarının büyük bir kısmında aşırı ve uzun süreli adet kanamaları görülür. Bu durum:

  • Adet kanamalarının normalden daha ağır olmasına neden olur.
  • Kan pıhtılarının görülmesi yaygındır.
  • Uzun süren kanamalar kansızlık (anemi) riskini artırabilir.

3. Adetler Arasında Lekelenme ve Ara Kanamalar

Hastalarda adet dönemi dışında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir.

  • Düzensiz kanamalar, adet döngüsünü bozar.
  • Özellikle yumurtlama dönemlerinde ara kanamalar sıklaşabilir.

4. Pelvik Ağrı ve Basınç Hissi

Rahmin genişlemesi nedeniyle pelvik bölgede sürekli bir baskı hissedilebilir.

  • Alt karın bölgesinde dolgunluk ve rahatsızlık hissine yol açar.
  • Uzun süre oturmak veya ayakta kalmak ağrıyı artırabilir.
  • Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında pelvik bölgede ağrı hissedilebilir.

5. Şişkinlik ve Karın Büyümesi

Adenomyozis nedeniyle rahim büyüyebilir ve bu da:

  • Karnın alt kısmında şişkinlik hissi yaratabilir.
  • Karın bölgesinde belirgin bir büyüme olabilir.
  • Kadınların kendilerini hamileymiş gibi hissetmelerine neden olabilir.

6. Cinsel İlişki Sırasında Ağrı (Disparoni)

Rahimdeki yapısal değişiklikler ve iltihabi süreçler nedeniyle bazı hastalar:

  • Cinsel ilişki sırasında derin pelvik ağrı hissedebilir.
  • Ağrı bazen ilişki sonrasında da sürebilir.

7. İdrar ve Bağırsak Problemleri

Rahmin büyümesi, mesane ve bağırsaklara baskı yaparak bazı semptomlara yol açabilir:

  • Sık idrara çıkma
  • İdrar yaparken zorlanma veya ağrı
  • Kabızlık veya bağırsak hareketlerinde değişiklikler

8. Yorgunluk ve Halsizlik

Aşırı adet kanamaları nedeniyle demir eksikliği anemisi gelişebilir. Bu da:

  • Sürekli yorgunluk hissi
  • Halsizlik ve baş dönmesi
  • Konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilere yol açabilir.

Adenomyozis belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı kadınlarda hafif semptomlar görülürken, bazılarında günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyen şiddetli belirtiler ortaya çıkabilir. Belirtilerinizin yaşam kalitenizi olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız, bir kadın doğum uzmanına başvurmanız önemlidir.

Adenomyozis Nedenleri Nelerdir?

Adenomyozisin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli teoriler ve risk faktörleri hastalığın gelişiminde etkili olabilir. Aşağıda, adenomyozisin ortaya çıkışına neden olabilecek başlıca faktörler detaylı olarak açıklanmaktadır.

1. Endometriyal Doku Geçiş Teorisi

Bu teoriye göre, rahmin iç tabakasını oluşturan endometriyal dokunun, çeşitli nedenlerle rahim kas tabakasına (miyometriyuma) doğru ilerlediği düşünülmektedir. Bu geçiş doğrudan olabilir veya rahim iç zarındaki mikro hasarlar nedeniyle doku miyometriyum içine göç edebilir. Özellikle doğum yapmış kadınlarda daha yaygın olarak görülmesi, bu sürecin doğum travmalarıyla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

2. Doğum ve Cerrahi Müdahaleler

Rahimde meydana gelen herhangi bir fiziksel travma, özellikle sezaryen, kürtaj, miyomektomi (miyom çıkarılması) veya rahimle ilgili diğer cerrahi işlemler, endometriyal dokunun miyometriyuma göç etmesine neden olabilir. Bu tür işlemler rahim duvarında mikro yırtıklara yol açarak adenomyozis gelişimi için uygun bir ortam oluşturabilir.

3. Hormonların Rolü

Adenomyozis gelişiminde hormonların büyük bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Özellikle östrojen, progesteron, prolaktin ve diğer kadın üreme hormonlarının anormal düzeyleri, endometriyal dokunun miyometriyum içine ilerlemesine ve büyümesine neden olabilir. Menopoz sonrası dönemde adenomyozis belirtilerinin azalması, hormon seviyeleri ile hastalığın doğrudan bağlantılı olduğunu göstermektedir.

4. Kök Hücre Teorisi

Yeni araştırmalar, adenomyozisin gelişiminde kemik iliğinden gelen kök hücrelerin rol oynayabileceğini göstermektedir. Bu teoriye göre, rahim iç tabakasındaki kök hücreler miyometriyuma yerleşerek burada anormal doku büyümesine neden olabilir. Bu teori henüz kesinlik kazanmasa da, adenomyozisin nasıl geliştiğine dair yeni bir bakış açısı sunmaktadır.

5. Genetik Yatkınlık

Adenomyozisin bazı kadınlarda genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Ailesinde adenomyozis veya endometriozis öyküsü bulunan kadınların, bu hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Genetik faktörler, rahim yapısındaki anormalliklerin yanı sıra hormon dengesizliklerini de etkileyebilir.

6. Bağışıklık Sistemi Anormallikleri

Bağışıklık sistemindeki anormallikler, rahim iç dokusunun normalde bulunmaması gereken alanlara ilerlemesine ve burada büyümesine yol açabilir. Vücut, endometriyal dokunun miyometriyum içinde büyümesini engelleyemediğinde, adenomyozis gelişebilir.

7. Kronik Enflamasyon ve Enfeksiyonlar

Rahimde uzun süreli iltihaplanmalar ve kronik enfeksiyonlar, rahim duvarında değişikliklere yol açarak adenomyozis gelişimini tetikleyebilir. Özellikle pelvik inflamatuar hastalıklar, rahim iç zarına zarar vererek endometriyal dokunun miyometriyum içine ilerlemesine neden olabilir.

8. Rahim Gelişim Bozuklukları

Rahmin embriyonik gelişimi sırasında meydana gelen yapısal anormallikler, adenomyozis riskini artırabilir. Rahim duvarının doğal yapısındaki kusurlar, endometriyal dokunun yanlış bölgelere yayılmasına neden olabilir.

Adenomyozisin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hormon seviyeleri, genetik faktörler, rahimde geçirilen cerrahi müdahaleler ve bağışıklık sistemi anormallikleri hastalığın gelişiminde önemli rol oynayabilir. Her bireyde farklı nedenler hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabileceğinden, kişisel risk faktörlerini belirlemek için uzman bir doktora danışmak önemlidir.

Adenomyozis Teşhisi Nasıl Konulur?

Adenomyozis teşhisi, genellikle hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi, fiziksel muayene ve ileri görüntüleme yöntemleri ile konur. Kesin tanı koymak bazen zor olabilir, çünkü adenomyozis belirtileri diğer jinekolojik hastalıklarla benzerlik gösterebilir. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler aşağıda detaylandırılmıştır.

Hasta Hikayesi ve Klinik Değerlendirme

Adenomyozis teşhisinde ilk adım, hastanın şikayetlerinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesidir. Doktor, aşağıdaki belirtilerin olup olmadığını sorgular:

  • Uzun süreli ve yoğun adet kanamaları (menoraji)
  • Şiddetli adet sancıları (dismenore)
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni)
  • Pelvik bölgede baskı hissi veya rahatsızlık
  • Kronik pelvik ağrı

Bu belirtiler adenomyozis şüphesi uyandırıyorsa, doktor fiziksel muayene ile rahmin büyüklüğünü ve hassasiyetini değerlendirir. Adenomyozis hastalarında rahim genellikle normalden daha büyük, yumuşak ve hassas olabilir.

Pelvik Ultrasonografi (USG)

Adenomyozis tanısında en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemi pelvik ultrasonografidir. Özellikle transvajinal ultrasonografi (TVUS), hastalığın saptanmasında yüksek doğruluk oranına sahiptir. Ultrason muayenesinde adenomyozis için tipik belirtiler şunlardır:

  • Rahim duvarında düzensiz kalınlaşma
  • Miyometriumda küçük kistik boşluklar
  • Rahimde artmış damar yoğunluğu
  • Heterojen doku yapısı

Ancak, ultrason kesin tanı koydurucu olmayabilir ve şüpheli vakalarda ek incelemeler gerekebilir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), ultrasonun yetersiz kaldığı durumlarda daha detaylı bir değerlendirme için kullanılır. MRG, özellikle rahmin iç yapısındaki değişiklikleri daha net bir şekilde göstererek adenomyozis ile diğer rahim hastalıklarını (örneğin miyomları) ayırt etmeye yardımcı olur. MRG’de adenomyozise işaret eden bulgular şunlardır:

  • Miyometriyumda asimetrik kalınlaşma
  • Miyometriyum içinde hiperintens alanlar (kistik yapıların varlığı)
  • Endometriyal sınırın düzensiz görünmesi

Bu yöntem, adenomyozisin yaygınlığını ve şiddetini belirlemek açısından da oldukça değerlidir.

Biyopsi ile Tanı Konur mu?

Adenomyozis, rahmin kas dokusu içinde yer aldığı için rutin biyopsi ile kesin tanı koymak genellikle mümkün değildir. Ancak, rahim alma ameliyatı (histerektomi) sonrası çıkarılan dokunun patolojik incelemesi ile kesin tanı konabilir. Bu nedenle, adenomyozis şüphesi olan hastalarda biyopsi yerine genellikle görüntüleme yöntemleri tercih edilir.

Ayırıcı Tanı ve Diğer Hastalıklarla Karşılaştırma

Adenomyozis belirtileri, rahimde miyom (fibroid), endometriozis, polipler ve pelvik inflamatuar hastalık gibi diğer jinekolojik hastalıklarla karışabilir. Bu nedenle, doktor teşhis sürecinde şu farklılıkları göz önünde bulundurur:

  • Miyomlar, genellikle belirgin sınırlara sahip iyi huylu tümörlerdir, adenomyozis ise yaygın ve düzensiz bir yapı gösterir.
  • Endometriozis, rahmin dışına yayılan endometrial doku varlığıdır; adenomyozis ise rahim kas tabakasına gömülü endometrial dokudan oluşur.
  • Polipler, rahim içinde lokalize kitleler olarak gözlenir ve genellikle ultrason ile tespit edilebilir.

Tanıyı kesinleştirmek için doktor, belirtilerin şiddeti ve hastanın öyküsüne göre en uygun tanı yöntemini belirler.

Adenomyozis teşhisi, hastanın semptomlarının değerlendirilmesi, fizik muayene, ultrason ve gerekirse MRG ile konulabilir. Kesin tanı için biyopsi genellikle yeterli olmadığından, en güvenilir yöntem ileri görüntüleme teknikleridir. Erken tanı konulması, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek açısından büyük önem taşır.

Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi

Adenomyozis Tedavisi Nasıl Yapılır?

Adenomyozis tedavisi, hastanın şikayetlerinin şiddetine, yaşına, çocuk sahibi olma isteğine ve genel sağlık durumuna göre belirlenir. Tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi, minimal invaziv prosedürler ve cerrahi müdahaleler olmak üzere üç ana başlık altında incelenebilir.

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi, adenomyozis semptomlarını hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılır. Ancak ilaçlar hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz. En yaygın kullanılan ilaçlar şunlardır:

  • Hormon Tedavisi: Doğum kontrol hapları, progesteron içeren ilaçlar veya hormon spiralleri (Mirena gibi) kullanılarak adet döngüsü düzenlenir ve aşırı kanama kontrol altına alınabilir.
  • GnRH Analogları: Yumurtalık fonksiyonlarını baskılayarak geçici menopoz durumu oluşturur ve rahim duvarını incelterek belirtileri hafifletebilir. Ancak uzun süreli kullanımı kemik erimesine yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
  • Ağrı Kesiciler: Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler), adet sancılarını azaltmak ve ağrıyı kontrol altına almak için kullanılır.

Minimal İnvaziv Girişimler

İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda, daha az invaziv olan bazı girişimsel yöntemler tercih edilebilir.

  • Endometrial Ablasyon: Rahim iç zarının tahrip edilmesi işlemi olup, aşırı kanamayı kontrol altına alabilir. Ancak doğurganlık isteyen hastalar için önerilmez.
  • Rahim Arter Embolizasyonu (RAE): Rahmi besleyen damarların tıkatılmasıyla adenomyozis dokusunun küçültülmesi sağlanır. Bu yöntem özellikle çocuk sahibi olmayı planlayan hastalar için cerrahiye alternatif olarak düşünülebilir.
  • MR Kılavuzluğunda Odaklanmış Ultrason Cerrahisi (FUS): Manyetik rezonans görüntüleme eşliğinde odaklanmış ultrason dalgaları ile adenomyozis dokusu ısıtılarak küçültülür.

Cerrahi Tedavi

Ağır semptomları olan ve diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalar için cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir.

  • Adenomyozis Odaklarının Cerrahi Olarak Çıkarılması: Doğurganlığını korumak isteyen hastalarda, yalnızca adenomyozisli bölgenin çıkarılması (adenomiyomektomi) bir seçenek olabilir. Ancak bu yöntem her hasta için uygun değildir.
  • Histerektomi (Rahmin Alınması): İleri vakalarda ve diğer tedavilerden sonuç alınamayan durumlarda kesin çözüm sağlayan bir yöntemdir. Özellikle menopoz sonrası kadınlar veya çocuk sahibi olma planı olmayanlar için önerilebilir.

Yaşam Tarzı ve Destekleyici Tedaviler

Tedavi sürecine destek olması açısından yaşam tarzı değişiklikleri ve doğal yöntemler de önerilebilir:

  • Dengeli Beslenme: Anti-enflamatuar beslenme tarzı benimsenerek işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı, omega-3 açısından zengin besinler tüketilmelidir.
  • Egzersiz: Düzenli egzersiz, endorfin salınımını artırarak ağrıyı azaltabilir.
  • Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri ile stresin kontrol altına alınması sağlanabilir.
  • Bitkisel Destekler: Zencefil, zerdeçal ve yeşil çay gibi anti-enflamatuar özellikleri olan bitkiler destekleyici olarak kullanılabilir. Ancak doktor önerisi olmadan bitkisel tedaviler uygulanmamalıdır.

Adenomyozis tedavisi kişiye özel olarak belirlenmelidir. Hastanın yaşı, çocuk sahibi olma isteği ve semptomların şiddeti gibi faktörler dikkate alınarak en uygun yöntem seçilmelidir.

Referanslar:

  1. Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
  2. Garcia-Solares, J., Chapron, C., & Dunselman, G. A. J. (2018). Adenomyosis: Disease definition, pathogenesis, and imaging. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 51, 67–78.
  3. Leyendecker, G., Wildt, L., Mall, G., & Löbmann, M. (2005). Adenomyosis: Epidemiology, pathogenesis, and its effect on the reproductive system. Journal of Minimally Invasive Gynecology, 12(5), 524–534.
  4. Vercellini, P., Crosignani, P., Abbiati, A., Somigliana, E., & Fedele, L. (2014). Adenomyosis: Epidemiological factors and therapeutic management. Reproductive BioMedicine Online, 28(1), 10–20.
  5. Benagiano, G., & Brosens, I. (2011). The pathogenesis of adenomyosis and endometriosis: Tissue injury and repair. Human Reproduction Update, 17(2), 205–221.
  6. Kim, K. R., Kim, S. H., & Lee, S. W. (2010). Adenomyosis: Clinical characteristics and management options. Obstetrical & Gynecological Survey, 65(3), 160–168.
  7. Tamura, M., Koyama, T., & Shigetomi, M. (2012). Role of imaging in the diagnosis of adenomyosis. Radiology, 262(1), 149–159.
  8. Bazot, M., & Daraï, E. (2010). Adenomyosis: Imaging and pathologic findings. Radiographics, 30(6), 1501–1512.
  9. Gordts, S., Campo, R., & Brosens, I. (2015). Ultrasound and MRI in the diagnosis of adenomyosis. Journal of Clinical Ultrasound, 43(2), 89–96.
  10. Bazot, M., Daraï, E., Perrin, M., et al. (2009). Magnetic resonance imaging and transvaginal ultrasound for the diagnosis of adenomyosis: Correlation with histopathology. European Radiology, 19(2), 271–278.
  11. Dueholm, M. (2006). Adenomyosis: Diagnostic criteria and classification. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 28(3), 256–264.
  12. Van den Bosch, T., Dueholm, M., & de Blécourt, A. (2014). Adenomyosis: The value of dynamic contrast-enhanced MRI. European Journal of Radiology, 83(10), 1840–1846.
  13. Grimbizis, G. F., Mikos, T. A., Tarlatzis, B. C., & Daniilidis, I. (2012). The impact of adenomyosis on fertility and pregnancy outcomes. Fertility and Sterility, 98(1), 67–76.
  14. Vercellini, P., Consonni, D., Somigliana, E., et al. (2014). The impact of adenomyosis on fertility: A review of the literature. Reproductive Sciences, 21(8), 1002–1012.
  15. Yang, J., Chen, Q., & Zhang, Y. (2015). Adenomyosis and its effect on pregnancy outcome: A systematic review. Journal of Obstetrics and Gynaecology Research, 41(8), 1132–1140.
  16. Reinhold, C., et al. (2013). Hormonal therapy for adenomyosis: A review. Gynecological Endocrinology, 29(12), 1115–1122.
  17. Leyendecker, G., Wildt, L., & Mall, G. (2011). Uterine adenomyosis and its clinical implications. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 25(4), 491–503.
  18. Chapron, C., Vercellini, P., & Santulli, P. (2012). A fresh look at the pathophysiology of adenomyosis. Fertility and Sterility, 97(3), 539–545.
  19. Liu, C. H., Tsai, Y. T., & Lin, Y. H. (2013). Adenomyosis and its associated symptoms: A systematic review. Archives of Gynecology and Obstetrics, 287(2), 259–269.
  20. Camuso, N., Di Donato, V., & Bonanno, G. (2016). Medical treatment of adenomyosis: Current evidence and future directions. Journal of Endometriosis, 8(3), 147–154.
  21. Sherman, M. E. (2007). Adenomyosis: Epidemiology, symptoms, and treatment options. Clinical Obstetrics and Gynecology, 50(1), 63–75.
  22. Exacoustos, C., D’Andrea, V., De Franciscis, P., et al. (2015). The role of three-dimensional ultrasound in adenomyosis diagnosis. Ultrasound in Obstetrics & Gynecology, 45(6), 732–739.
  23. Dueholm, M., Lundorf, E., & Ledertoug, S. (2012). Diagnosis and management of adenomyosis in the reproductive-age woman. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica, 91(5), 501–511.
  24. Brosens, I., Gordts, S., & Benagiano, G. (2008). Adenomyosis: An update. International Journal of Gynecological Pathology, 27(4), 306–314.
  25. Harris, A., Wright, J., & Steele, M. (2013). Endometrial and myometrial changes in adenomyosis. Histopathology, 63(6), 819–829.
  26. Yoon, S. Y., Choi, Y. K., & Kim, H. S. (2014). Adenomyosis: Current understanding and future perspectives. Obstetrical & Gynecological Survey, 69(8), 543–551.
  27. Vercellini, P., Vigano, P., Somigliana, E., & Fedele, L. (2016). Adenomyosis and menstrual pain: Mechanisms and management. Human Reproduction Update, 22(6), 679–689.
  28. Lieng, M. N., Hald, T., & Qvigstad, E. (2017). Comparative study of diagnostic methods for adenomyosis. Journal of Ultrasound in Medicine, 36(7), 1473–1481.
  29. Exacoustos, C., De Franciscis, P., & Franchi, M. (2016). Differentiating adenomyosis from other uterine pathologies: A sonographic approach. Journal of Clinical Ultrasound, 44(1), 15–23.
  30. Dueholm, M., Lundorf, E., & Ledertoug, S. (2013). The evolving role of magnetic resonance imaging in adenomyosis. Acta Radiologica, 54(3), 237–245.
  31. Yoon, S. Y., Kim, H. S., & Lee, J. H. (2013). Surgical management of adenomyosis: Current practice and outcomes. Journal of Minimally Invasive Gynecology, 20(4), 464–472.
  32. Yoon, S. Y., Lim, M. C., & Seo, S. H. (2017). Fertility-sparing treatment for adenomyosis: Advances and challenges. Fertility and Sterility, 108(5), 1103–1110.
  33. Seidman, D. S., Li, H., & Hornstein, M. D. (2015). Uterine-sparing interventions for adenomyosis: A review of the literature. Current Opinion in Obstetrics and Gynecology, 27(4), 308–315.
  34. Brosens, I., & Benagiano, G. (2012). Pathogenesis of adenomyosis: New insights into an ancient enigma. Fertility and Sterility, 97(4), 842–849.
  35. Lin, Z. Y., Wang, L., & Liu, J. (2010). Advances in the pathogenesis of adenomyosis: A comprehensive review. Journal of Reproductive Medicine, 55(5–6), 205–213.
  36. Khan, K. S., Shehmar, M., & Gupta, J. K. (2011). Adenomyosis and its management: A review of the literature. Best Practice & Research Clinical Obstetrics & Gynaecology, 25(5), 693–706.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  39. https://www.researchgate.net/
  40. https://www.nhs.uk/
Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
Adenomyozis Nedir? 8 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
Sağlık Bilgisi Paylaş !