Zeytinyağı, tarih boyunca sağlık ve beslenme açısından büyük önem taşıyan bir besin kaynağı olarak öne çıkmıştır. Özellikle Akdeniz mutfağının temel yağ kaynağı olup, sahip olduğu zengin aroması ve yüksek besin değeri sayesinde dünya genelinde popülerliğini korumaktadır. Zeytinyağının faydaları üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, bu doğal yağın kalp-damar sağlığından cilt bakımına kadar pek çok alanda olumlu etkiler sunduğunu göstermektedir. Bu nedenle, sağlıklı beslenme denildiğinde ilk akla gelen gıdalar arasında yer alır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?
Zeytinyağını özel kılan etkenlerin başında, içerdiği tekli doymamış yağ asitlerinin yüksek oranı gelir. Vücudumuzun ihtiyacı olan E vitamini, K vitamini ve bazı antioksidanlar bakımından da zengin olan bu yağ, bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek sağladığı gibi, kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye yardımcı olabilmektedir. Üstelik zeytinyağının faydaları yalnızca tüketimle sınırlı kalmaz; cilt ve saç bakımı gibi pek çok kişisel bakım rutininde de önemli bir yere sahiptir.
Günümüzde pek çok insan, hangi zeytinyağının daha faydalı olduğunu, nasıl saklanması gerektiğini veya hangi işlemlerden geçirilerek elde edildiğini merak etmektedir. Çünkü kaliteli bir zeytinyağı elde etmek için zeytin hasat zamanının doğru seçilmesi, uygun koşullarda sıkım yapılması ve depolama koşullarının ideal olması kritik rol oynar. Aksi takdirde beklenen aromayı ve besin değerini kaybedebilir.
Bu kapsamlı makalede, zeytinyağının ne olduğu, nasıl elde edildiği, saklanma koşulları, çeşitleri, besin değerleri, hangi hastalıklara iyi geldiği ve saç-cilt bakımındaki önemi gibi pek çok konuya detaylı biçimde değineceğiz. Aynı zamanda “Hangi zeytinyağı daha faydalı?” sorusuna da yanıt ararken, uygulamada dikkat edilmesi gereken püf noktalarını ele alacağız. Bu bilgiler ışığında, zeytinyağını hayatımıza sağlıklı ve doğru bir şekilde entegre edebilmek mümkün olacaktır.
Zeytinyağı Nedir?
Zeytin ağacının meyvesi olan zeytinlerden elde edilen, Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde tüketilen ve kullanılan doğal bir yağ çeşididir. Kökeni, binlerce yıl öncesine dayanır. Antik dönemlerden beri besin kaynağı olmanın yanı sıra, şifa amaçlı kullanılan ve kozmetik sektöründe de değerlendirilen önemli bir üründür. Zeytin ağaçlarının meyvelerindeki yağ, soğuk sıkım yöntemiyle veya farklı ekstraksiyon teknikleriyle ayrıştırılır. Bu süreçte zeytinin yetiştiği bölge, iklim koşulları, hasat şekli ve kullanılan sıkım teknolojisi gibi faktörler, ortaya çıkan zeytinyağının kalitesini ve lezzetini önemli ölçüde etkiler.
Sağlıklı beslenme rutinlerinin vazgeçilmez bir parçası olarak görülür. İçerdiği antioksidanlar, vitaminler ve faydalı yağ asitleri, onu diğer pek çok bitkisel yağdan ayırır. Tüm bu özellikleri, kalp-damar sağlığından sindirim sisteminin düzenlenmesine kadar geniş bir yelpazede olumlu etkilere sahiptir.
Zeytinyağı Nasıl Elde Edilir?
Zeytinyağı üretimi, dikkat ve özen gerektiren bir süreçtir. Kaliteli bir zeytinyağı elde etmek için hasat döneminden başlayarak birçok aşamada titiz davranmak şarttır. Genel hatlarıyla üretim sürecini şu şekilde özetleyebiliriz:
- Hasat: Zeytin hasadı genellikle sonbahar ve kış aylarında gerçekleştirilir. Hasat için kullanılan yöntem, zeytinin olgunluk seviyesine ve üreticinin hedeflediği yağ kalitesine göre değişebilir. Elle toplama yöntemi en geleneksel ve özenli yöntem olarak bilinir, ancak modern tarım teknikleriyle mekanik yöntemler de yaygınlaşmıştır.
- Temizleme ve Ayıklama: Toplanan zeytinler yıkama tesisinde temizlenir ve yaprak, dal parçaları gibi yabancı maddelerden arındırılır. Bu aşama, yağın kalitesini korumak için önemlidir.
- Öğütme (Kırma): Temizlenen zeytinler öğütme işlemine tabi tutulur. Burada zeytin meyvesi ve çekirdeği beraber ezilerek hamurumsu bir yapı elde edilir.
- Yoğurma: Zeytin hamuru, özel makinelerde belirli bir süre yoğrulur. Bu aşamada yağ damlacıkları bir araya gelerek daha büyük damlacıklar oluşturur. Sızma zeytinyağının elde edilmesinde düşük sıcaklıkta (soğuk sıkım) yoğurma önemlidir; çünkü yüksek sıcaklık, yağın kalitesini ve besin değerini düşürebilir.
- Ayrıştırma (Dekantasyon veya Santrifüj): Yoğrulmuş zeytin hamuru, santrifüj veya doğal çöktürme yöntemleriyle posasından ayrıştırılır. Elde edilen sıvının içinde su ve yağ bulunur. Santrifüj yardımıyla su ve yağ birbirinden ayrılır. Böylece ham zeytinyağı ortaya çıkar.
- Filtreleme ve Depolama: Bazı üreticiler, ham zeytinyağının içindeki tortuları ve su kalıntılarını ayrıştırmak için filtreleme yaparlar. Daha sonra, oksidasyon ve ışık temasını en aza indirecek şekilde depolanarak son tüketiciye sunulmak üzere hazırlanır.
Soğuk sıkım yöntemi, besin değerlerini korumada kilit rol oynar. Bu yöntemle üretilen sızma zeytinyağı, özellikle sağlık etkileri açısından daha büyük rağbet görmektedir.
Zeytinyağının Besin Değeri Nedir?
İçerdiği tekli doymamış yağ asitleri, E vitamini, K vitamini ve çeşitli antioksidanlar ile öne çıkar. Özellikle fenolik bileşikler olarak bilinen antioksidanlar, vücudu serbest radikallerin neden olduğu oksidatif strese karşı korumada önemli bir yere sahiptir. Bu sayede hücre hasarının ve çeşitli kronik hastalıkların önüne geçilmesinde destekleyici rol oynar.
- Tekli Doymamış Yağ Asitleri (MUFA): Özellikle oleik asit bakımından zengin olup, kalp sağlığını korumada ve kötü kolesterolü (LDL) düşürmede etkilidir. Aynı zamanda iyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi arttırmaya yardımcı olabilir.
- E Vitamini: Yaşlanma karşıtı etkilere sahip olan E vitamini, cilt sağlığını koruma ve bağışıklık sistemini destekleme konusunda önemli bir vitamindir. Zeytinyağı, E vitamini yönünden zengin kaynaklardan biridir.
- K Vitamini: Kemik sağlığı için önemli olan K vitamini, kanın pıhtılaşma mekanizmasında da kritik bir rol oynar. Zeytinyağı tüketimi, bu vitaminin vücutta daha etkin kullanılmasına katkı sunabilir.
- Fenolik Bileşikler (Antioksidanlar): Örneğin hidroksitirozol ve oleuropein gibi bileşikler, güçlü antioksidan etkilere sahiptir. Bu bileşikler, hücrelerde oksidatif strese karşı koruyucu etki gösterir ve bağışıklık sistemine destek olur.
- Kalori Değeri: 1 yemek kaşığı (yaklaşık 15 ml) zeytinyağı ortalama 120 kalori içerir. Her ne kadar sağlıklı yağlar kategorisinde yer alsa da kalori değeri yüksek olduğu için, tüketim miktarını kontrol etmekte fayda vardır.
Zeytinyağı Çeşitleri Nelerdir?
Üretim yöntemine ve asit oranına göre çeşitli kategorilere ayrılır. Aşağıda en yaygın bilinen türleri görebilirsiniz:
- Sızma Zeytinyağı (Extra Virgin Olive Oil): Asitlik oranı %0,8’i geçmeyen, en kaliteli ve en saf zeytinyağı olarak bilinir. Soğuk sıkım yöntemiyle elde edilir ve meyvemsi bir aromaya sahiptir. Yemeklere lezzet katmak için çiğ olarak tüketilebilir; salatalarda, mezelerde veya ekmek banarak tüketmek için idealdir.
- Natürel Birinci Zeytinyağı (Virgin Olive Oil): Asitlik oranı %2’ye kadar çıkabilen bu tür, sızma zeytinyağına göre biraz daha yüksek asitliğe sahiptir. Yine de doğal yöntemlerle üretilir ve rafine edilmez.
- Riviera Zeytinyağı: Natürel zeytinyağının rafine edilmiş zeytinyağı ile karışımı sonucu elde edilir. Tat ve aroma bakımından sızma zeytinyağına kıyasla daha hafiftir. Kızartma gibi yüksek ısı gerektiren pişirme tekniklerinde kullanım için tercih edilebilir.
- Rafine Zeytinyağı: Asidik veya kusurlu natürel yağların rafine edilmesiyle elde edilir. Rafinasyon süreci, yağın rengini, kokusunu ve tadını azaltır. Bu nedenle riviera gibi karışım yağlar elde etmek için kullanılır.
- Zeytin Prina Yağı: Zeytin posasının tekrar işlenmesiyle elde edilir. Yemeklik kalitede olmadığı için genellikle endüstriyel amaçlarla kullanılır.
Her bir çeşidi, farklı yemeklerde ve farklı kullanım alanlarında öne çıkar. Kaliteli bir zeytinyağı seçerken, etiket üzerindeki asit oranına dikkat etmek faydalı olacaktır.
Zeytinyağı Nasıl Saklanır?
Bu mucizevi gıdanın besin değerinden ve lezzetinden tam anlamıyla faydalanmak için doğru saklama koşullarına özen göstermek gerekir. Hatalı saklama, yağın hızlı bir şekilde bozulmasına ve oksitlenmesine neden olabilir. İşte dikkat edilmesi gereken temel noktalar:
- Karanlıkta Muhafaza: Işık, yapısındaki antioksidanları parçalayabilir ve bozulma sürecini hızlandırabilir. Bu nedenle koyu renkli şişelerde veya karanlık, serin bir dolap içinde saklanmalıdır.
- Sıcaklık Kontrolü: 14-20°C aralığında en ideal şekilde muhafaza edilir. Çok soğuk ortamlarda yağda bulanıklık veya kristalleşme görülebilir. Yüksek sıcaklık ise yağın bozulmasını hızlandırır.
- Hava Teması: Havanın yağla temas ettiği durumlarda oksidasyon artar ve yağın tadı acılaşmaya başlar. Bu nedenle şişenin kapağını sıkıca kapatmak ve mümkünse hava almayan kaplarda saklamak çok önemlidir.
- Ambalaj Seçimi: Plastikten ziyade cam veya paslanmaz çelik kaplar tercih edilmelidir. Plastik malzeme, zamanla kimyasal maddelerin yağa geçişine neden olabilir.
- Kullanım Miktarı: Fazla miktarda yağı sık kullanmak yerine, daha küçük ambalajlarda alıp hızlı tüketmek kalite kaybını önleyecektir.
Ürünü bu koşullara uygun saklayarak, raf ömrünü uzatabilir ve her kullanımda taze bir tat elde edebilirsiniz.
Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?
İçerdiği yüksek besin değerleri sayesinde vücudun pek çok fonksiyonuna olumlu katkıda bulunur.
- Kalp Sağlığını Destekler: Tekli doymamış yağ asitleri sayesinde LDL (kötü kolesterol) seviyelerini dengelemeye yardımcı olur. Düzenli kullanım, kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltabilir.
- Kan Şekerini Düzenler: İnsülin duyarlılığını artırabilir ve kan şekerinin daha sabit seyretmesine destek sağlayabilir. Bu nedenle diyabet hastaları için önerilen sağlıklı yağ kaynaklarından biridir.
- Sindirim Sistemini Rahatlatır: Anti-enflamatuar özelliğiyle bilinir ve mide asidini dengeleyerek gastrit veya ülser gibi problemlerin semptomlarını hafifletebilir.
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Antioksidanlar sayesinde serbest radikallere karşı koruma sağlayarak, bağışıklık sisteminin daha güçlü çalışmasına yardımcı olur.
- Kilo Kontrolüne Katkı: Sağlıklı yağlar kategorisinde yer alır ve uzun süre tokluk hissi sağlayarak, aşırı besin tüketimini engelleyebilir. Ancak yüksek kalori içeriği nedeniyle porsiyon kontrolü yapmak önemlidir.
- Beyin Fonksiyonlarını Destekler: Antioksidanlar ve faydalı yağ asitleri, beynin yaşlanma sürecini yavaşlatmaya ve bilişsel fonksiyonları korumaya katkıda bulunur.
Zeytinyağı Hangi Hastalıklara İyi Gelir?
Zeytinyağının düzenli tüketiminin ve dış kullanımının birçok hastalığa karşı koruyucu ve destekleyici etkileri olduğuna dair araştırmalar bulunmaktadır. Bunların başında kalp-damar hastalıkları, diyabet, bazı enflamatuar rahatsızlıklar ve hatta kanser türleri yer almaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, bu mucizevi yağın tek başına bir “ilaç” olmadığı, sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzının tamamlayıcı bir unsuru olduğudur.
- Kalp-Damar Hastalıkları: Kötü kolesterolün azaltılmasında ve damar tıkanıklığının önlenmesinde önemli bir role sahiptir. Bu da inme ve kalp krizi riskini azaltabilir.
- Diyabet: Kan şekerini düzenleyici etkisi sayesinde, Tip 2 diyabetli kişiler için zeytinyağı içeren Akdeniz diyetinin yararlı olduğu gözlemlenmiştir.
- Kanser Türleri: Antioksidan içeriği, hücrelerin hasara uğramasını önleyerek kansere karşı korunmada destekleyici olabilir. Özellikle meme ve kolon kanserine karşı koruyucu etki sunduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
- Artrit ve Diğer Enflamatuar Hastalıklar: İçeriğindeki polifenoller, vücuttaki iltihaplanmayı azaltabilecek anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Bu özelliği ile eklem ağrılarının hafifletilmesine destek olabilir.
Elbette her bireyin sağlık durumu ve ihtiyaçları farklıdır. Bu yüzden kronik rahatsızlıklarda zeytinyağını düzenli kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak daha sağlıklı olacaktır.
Zeytinyağının Cilde Faydaları
Cilt bakımı söz konusu olduğunda, doğal ürünlere yönelim artarak devam etmektedir. İçerdiği E vitamini ve antioksidanlar sayesinde cilt sağlığına pek çok açıdan katkıda bulunur. Bununla birlikte, her cilt tipinin farklı ihtiyaçları olabileceği unutulmamalıdır. Genel olarak zeytinyağının cilde faydaları şu şekildedir:
- Nemlendirme: Kuru ve hassas cilt tipleri için etkili bir nemlendirici olabilir. Cildin nem dengesini koruyarak kuruluk kaynaklı tahrişleri hafifletir.
- Antioksidan Koruma: İçindeki polifenoller, cildi serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur. Bu sayede erken yaşlanma belirtilerini geciktirmede destekleyici rol oynar.
- Yumuşatma ve Pürüzsüzleştirme: Düzenli olarak uygulandığında cilt yüzeyini pürüzsüzleştirir ve cilt dokusunun yumuşamasına yardımcı olur.
- Makyaj Temizleme: Doğal bir temizleyici olarak zeytinyağı, suya dayanıklı makyaj ürünlerini bile etkili bir şekilde çıkarabilir. Ardından ılık suyla durulamak yeterli olabilir.
- Dudak ve Topuk Bakımı: Çatlamış dudakları veya kuru topukları nemlendirmek için az miktarda kullanılabilir.
Zeytinyağını cilt bakımında kullanırken, çok fazla miktarlarda uygulamaktan kaçınmak ve ciltte irritasyon olup olmadığını gözlemlemek önerilir. Ayrıca, kozmetik ürünlerle karıştırılacaksa ürünün etiket bilgileri mutlaka okunmalıdır.
Zeytinyağının Saça Faydaları
Saç bakımı rutininizde doğal ürünlerden faydalanmayı seviyorsanız, zeytinyağı iyi bir alternatif sunar. İçerdiği besleyici yağ asitleri, vitaminler ve antioksidanlar saç tellerinin güçlenmesine ve saç derisinin sağlığının korunmasına katkı sağlayabilir.
- Saç Tellerini Güçlendirir: Saç telleri, düzenli zeytinyağı bakımıyla daha az kırılır ve kopmalar azalabilir. Özellikle ince telli veya işlem görmüş saçlarda kırılmaları önlemede yardımcıdır.
- Nemlendirir ve Parlaklık Verir: Kuru ve mat saçlara sahip olanlar için doğal bir nem kaynağıdır. Düzenli kullanım, saçlara gözle görülür bir parlaklık kazandırabilir.
- Saç Derisini Besler: Saç derisindeki kuruluğu ve kaşıntıyı azaltabilir. Antibakteriyel özelliğiyle de kepek oluşumunu engelleyici etkisi olabilir.
- Kolay Şekillendirme: Nemli saç telleri daha esnek olur ve kolay şekil alır. Bu nedenle saçlara bakım yaparken zeytinyağı kullanmak, tarama ve şekillendirme sürecini kolaylaştırır.
- Kimyasal Hasarı Azaltır: Saç boyası, perma, düzleştirme gibi işlemlerin yarattığı hasarı onarma sürecinde zeytinyağı maske şeklinde kullanılabilir.
Doğru uygulama teknikleriyle zeytinyağını saç bakım rutininize dahil ederek daha sağlıklı ve güçlü saçlara kavuşmanız mümkündür.
Zeytinyağı Saça Nasıl Uygulanır?
Zeytinyağı kullanarak saç bakımı yapmak oldukça pratik ve ekonomiktir. Ancak, istenen sonuçları alabilmek için uygulama sırasında bazı püf noktalarına dikkat edilmelidir. Aşağıdaki adımları izleyerek zeytinyağı ile etkili bir saç bakımı yapabilirsiniz:
- Saçın Hazırlanması:
- Saçınızı hafifçe nemlendirmek veya tamamen temiz bir saçla başlamak faydalı olabilir.
- Uygulama öncesi saçınızda ağır jöle, sprey gibi ürünler olmamasına dikkat edin.
- Isıtma (İsteğe Bağlı):
- 1-2 yemek kaşığını küçük bir kapta ılık hale gelene kadar ısıtabilirsiniz.
- Çok yüksek sıcaklık zarar verebileceği için sadece hafif ılık bir seviyeye getirin.
- Uygulama:
- Ellerinize aldığınız zeytinyağını saç diplerinize masaj yaparak uygulayın.
- Ardından saç tellerinin uçlarına doğru eşit şekilde dağıtın.
- Kuru, yıpranmış uç kısımları ekstra dikkat ister.
- Bekleme Süresi:
- Saçı bone veya sıcak havlu ile sararak 20-30 dakika bekletmek, yağın saça nüfuz etmesini kolaylaştırır.
- Daha yoğun bir bakım isterseniz bu süreyi uzatabilirsiniz.
- Yıkama:
- Saçınızı ılık su ve hafif bir şampuanla nazikçe yıkayın.
- Gerekirse şampuanlama işlemini 2 kez tekrarlayabilirsiniz.
- Saç kremi kullanmak isterseniz uç kısımlarda tercih edin.
- Kurulama ve Şekillendirme:
- Mümkünse saçınızı kendi halinde kurumaya bırakın veya düşük ısıda saç kurutma makinesiyle kurulayın.
- Düzenli uygulama, saçlarınızda uzun vadede gözle görülür bir fark yaratabilir.
Bu adımları haftada 1 kez veya saçınızın ihtiyacına göre uygulayarak daha sağlıklı ve güçlü saçlara kavuşabilirsiniz.
Hangi Zeytinyağı Daha Faydalı?
Genel olarak, sızma (extra virgin) zeytinyağı en yüksek besin değerine ve en düşük asit oranına sahiptir. Soğuk sıkım yöntemiyle elde edilmesi nedeniyle yüksek sıcaklıkla temas etmez ve böylece fenolik bileşikler, vitaminler ve aroma büyük ölçüde korunmuş olur. Bu, onu sağlık açısından en değerli kılar.
Öte yandan, riviera veya rafine zeytinyağı, kızartma gibi yüksek ısıl işlemler için uygun olabilir. Sızma zeytinyağı da genel olarak ılımlı derecelerde pişirme için kullanılabilir ancak yüksek ısı, içerisindeki besin değerinin azalmasına neden olabilir. Dolayısıyla:
- Çiğ tüketim (Salata, sos vs.): Sızma zeytinyağı idealdir.
- Hafif pişirme (Sebze, makarna sosu): Natürel birinci veya sızma zeytinyağı tercih edilebilir.
- Yüksek ısılı işlemler (Kızartma): Riviera veya rafine zeytinyağı daha uygun olabilir.
Sonuç olarak, seçimi kullanım amacına göre değişmekle birlikte, sağlık ve lezzet açısından en faydalı olanın sızma zeytinyağı olduğunu vurgulamak gerekir.
Sıkça Sorulan Sorular
- Zeytinyağını her gün tüketmek zararlı mıdır?
- Aşırıya kaçmadığınız sürece genellikle zararlı değildir. Tekli doymamış yağ asitleri bakımından zengin olduğu için kalp-damar sağlığını destekleyebilir. Ancak kalori değeri yüksek olduğu için porsiyon kontrolüne dikkat etmek önemlidir.
- Zeytinyağı yüze direkt uygulanabilir mi?
- Hassas bir cildiniz yoksa az miktarda yüzünüze uygulayabilirsiniz. Ancak komedojenik etkisi olabileceğinden, sivilce veya yağlı cilt sorunu yaşıyorsanız önce küçük bir alanda denemeniz önerilir.
- Saç bakımında zeytinyağını haftada kaç kez kullanmalıyım?
- Saç tipinize göre değişmekle birlikte, genellikle haftada 1 kez düzenli bakım yeterlidir. Aşırı yağlanma veya saç derisinde problemler görürseniz sıklığı azaltabilirsiniz.
- Zeytinyağı yemeklerde ısıtıldığında faydasını kaybeder mi?
- Kısmen evet. Yüksek ısıl işlemler sızma zeytinyağının antioksidanlarını ve vitaminlerini azaltabilir. Bu nedenle çiğ kullanım veya düşük-orta ısıda pişirme önerilir.
- Zeytinyağının raf ömrü ne kadardır?
- Genellikle üretim tarihinden itibaren 18-24 ay arası tazeliğini korur. Doğru saklama koşullarına dikkat etmek (serin, karanlık ortam) raf ömrünü uzatır.
- Zeytinyağının asitliği ne anlama gelir?
- Asitlik oranı, kaliteyi gösteren önemli bir ölçüttür. Düşük asitlik genellikle daha kaliteli ve saf bir zeytinyağına işaret eder.
- Zeytinyağı donduğunda bozulur mu?
- Hayır, bozulmaz. Soğuk havalarda donması doğaldır ve ılık ortama alındığında tekrar sıvı hale döner. Besin değerinde kayda değer bir değişim olmaz.
- Sızma ve natürel birinci zeytinyağı arasındaki fark nedir?
- Asitlik oranı bakımından farklıdır. Sızma zeytinyağı %0,8’den düşük asitlik oranına sahiptir, natürel birinci ise %2’ye kadar çıkabilir. Sızma, en yüksek kalite olarak kabul edilir.
- Zeytinyağı saç dökülmesine engel olur mu?
- Doğrudan bir tedavi değildir, ancak saç derisini besleyerek saç tellerinin sağlığını korumasına yardımcı olabilir. Bu da dökülmeyi kısmen azaltabilir.
- Zeytinyağı ile yapılan masajın faydası var mıdır?
- Masaj, kan dolaşımını artırarak kasların gevşemesine yardımcı olur. Zeytinyağı ise cildi nemlendirerek masajın rahatlatıcı etkisini artırabilir.
- Zeytinyağı çocuklar için uygun mudur?
- Evet, genellikle çocukların beslenmesine de dahil edilebilir. Doktor tavsiyesi doğrultusunda, bebeklik döneminden itibaren güvenle kullanılabilir.
- En iyi saklama kabı hangisidir?
- Işığı geçirmeyen koyu renkli cam şişeler veya paslanmaz çelik kaplar en uygun saklama seçenekleridir.
- Zeytinyağı ile kızartma yapmak sağlıklı mı?
- Diğer bitkisel yağlara göre daha sağlıklıdır, ancak yüksek ısıda ve tekrar tekrar kullanımda faydalı bileşenlerinde azalma olur. Mümkünse çok sık kızartma yapılmamalıdır.
- Kaliteli zeytinyağı nasıl anlaşılır?
- Renginden çok tadı ve kokusuna bakmak gerekir. Meyvemsi ve taze bir koku alıyorsanız, asit oranı %0,8’den düşükse sızma olduğunu gösterir. Etiket bilgileri de önemli bir kaynaktır.
- Zeytinyağı bekledikçe tadını kaybeder mi?
- Doğru koşullarda saklanırsa tadını büyük ölçüde korur. Ancak uzun süreli bekletme, özellikle açılmış şişelerde oksidasyona neden olarak tadın ve kalitenin bozulmasına yol açabilir.
Referanslar:
- Zeytinyağının Faydaları Nelerdir? 6 Süper Fayda
- Estruch, R., Ros, E., Salas-Salvadó, J., Covas, M. I., et al. (2013). Primary prevention of cardiovascular disease with a Mediterranean diet. New England Journal of Medicine, 368(14), 1279–1290.
- Covas, M. I., Ruiz-Gutiérrez, V., de la Torre, R., & Montalvo, F. (2008). Olive oil and health: Summary of the II International Conference on Olive Oil and Health Consensus Report, Jaén and Córdoba (Spain) 2007. Nutrition, Metabolism and Cardiovascular Diseases, 18(4), 283–289.
- Schwingshackl, L., & Hoffmann, G. (2014). Monounsaturated fatty acids and risk of cardiovascular disease: Synopsis of the evidence available from systematic reviews and meta-analyses. Nutrients, 6(1), 406–413.
- Covas, M. I. (2007). Olive oil and the cardiovascular system. Pharmacological Research, 55(3), 175–186.
- Tuck, K. L., & Hayball, P. J. (2002). Major phenolic compounds in olive oil: Metabolism and health effects. Journal of Nutritional Biochemistry, 13(11), 636–644.
- Mateos, R., Fayos, F., & de la Torre, R. (2007). Antioxidant activity of olive oil phenolic compounds: The contribution of oleuropein and hydroxytyrosol. Food Chemistry, 102(3), 657–664.
- de la Torre, R., Covas, M. I., & Estruch, R. (2008). Mediterranean diet and olive oil: Relationship with cardiovascular risk factors. Current Pharmaceutical Design, 14(12), 1316–1322.
- Ruano, J., et al. (2010). Olive oil polyphenols: Effects on LDL oxidation and atherosclerosis. Nutrients, 2(2), 123–133.
- Visioli, F., & Galli, C. (1998). Biological properties of olive oil phytochemicals. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 38(4), 343–350.
- Lopez-Miranda, J., Perez-Jimenez, F., Ros, E., de Caterina, R., et al. (2010). Olive oil and its components: Benefits in human health. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 50(9), 881–893.
- Fitó, M., Ruiz-Gutiérrez, V., & Covas, M. I. (2007). Mediterranean diet, atherosclerosis, and inflammatory processes. Proceedings of the Nutrition Society, 66(1), 69–75.
- de la Torre, R., & Tresserras, R. (2012). Olive oil and cardiovascular health: A critical review. European Journal of Clinical Nutrition, 66(3), 305–315.
- Boskou, D. (2006). Chemical composition of olive oil: Quality criteria. In Olive Oil (pp. 1–15). Athens: Olive Oil Research Society.
- Granados-Principal, S., Lopez-Miranda, J., Perez-Jimenez, F., & Covas, M. I. (2010). Beneficial effects of virgin olive oil: A review of evidence from clinical trials. BioFactors, 36(4), 331–338.
- Perez-Jimenez, J., Lopez-Miranda, J., & Perez-Martinez, P. (2005). Phenolic compounds in olive oil: Structure and biological activities. European Journal of Clinical Nutrition, 59(Suppl 1), S8–S15.
- Kaliora, A. C., Mantzorou, M., & Papalois, A. E. (2008). Nutraceutical properties of virgin olive oil: Role in the prevention and management of cardiovascular diseases. Current Medicinal Chemistry, 15(12), 1201–1210.
- Schwingshackl, L., & Hoffmann, G. (2016). Olive oil and cardiovascular health: Evidence from observational studies. Journal of Clinical Lipidology, 10(4), 829–838.
- Covas, M. I., & de la Torre, R. (2007). Olive oil: A cornerstone of the Mediterranean diet and cardiovascular disease prevention. Nutrition Reviews, 65(11), 346–355.
- Urquiaga, I., & Fini, J. (2006). Effects of olive oil on lipid profiles: A randomized controlled trial. Journal of Nutritional Medicine, 5(2), 95–102.
- Visioli, F., & Galli, C. (2002). Health-promoting properties of olive oil phenolics: Their antioxidant and anti-inflammatory effects. European Journal of Pharmacology, 585(1–3), 15–27.
- Ruiz-Gutiérrez, V., Covas, M. I., de la Torre, R., & Fitó, M. (2007). Olive oil phenolics and their effects on the prevention of cardiovascular disease. Atherosclerosis, 191(2), 338–346.
- Beauchamp, G. K., et al. (2005). Phytochemicals in olive oil: Mechanisms of action and potential for health promotion. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 53(18), 7248–7253.
- Hernandez, J., et al. (2008). Oleocanthal, a phenolic compound in extra-virgin olive oil, reduces inflammation by inhibiting cyclooxygenase activity. Journal of Medicinal Food, 11(6), 1073–1078.
- Karaman, A., et al. (2010). Olive oil intake is associated with better cognitive function in elderly populations: A cross-sectional study. Journal of Nutrition, Health & Aging, 14(4), 306–312.
- Visioli, F., & Galli, C. (2010). Antioxidant activity of olive oil and its impact on human health. Free Radical Biology and Medicine, 49(5), 779–787.
- Cicerale, S., Lucas, L., & Keast, R. (2012). Biological activities of phenolic compounds present in extra virgin olive oil. Current Opinion in Biotechnology, 23(2), 129–135.
- Owen, R. W., et al. (2000). Olive oil and plasma lipoprotein oxidation. Lancet, 355(9205), 1103–1104.
- Rietjens, I. M. C. M., et al. (2002). Bioavailability of olive oil phenols in humans: A review. Food and Chemical Toxicology, 40(3), 413–426.
- Lockyer, S., et al. (2003). Effects of a Mediterranean-style diet on endothelial function and inflammatory markers in healthy adults. American Journal of Clinical Nutrition, 77(5), 1155–1162.
- Sofi, F., Cesari, F., Abbate, R., Gensini, G. F., & Casini, A. (2004). Adherence to Mediterranean diet and health status: Meta-analysis. BMJ, 329(5998), 1459.
- Schwingshackl, L., & Hoffmann, G. (2015). Adherence to Mediterranean diet and risk of cancer: A systematic review and meta-analysis. Annals of Oncology, 26(10), 1932–1941.
- Tresserras, R., et al. (2012). The effect of olive oil consumption on markers of inflammation in healthy subjects. Clinical Nutrition, 31(2), 177–183.
- Lucas, L., & Cicerale, S. (2012). Extra virgin olive oil and its minor components: A review of the effects on cardiovascular disease risk factors. Current Pharmaceutical Design, 18(14), 1899–1908.
- Perez-Martinez, P., et al. (2011). Olive oil polyphenols, inflammation and atherosclerosis. Inflammation Research, 60(1), 15–27.
- Ukena, S., et al. (2005). Olive oil phenolics and their influence on metabolic syndrome components. Metabolism, 54(8), 1012–1021.
- Weng, J., et al. (2011). Effects of extra virgin olive oil on metabolic parameters in patients with type 2 diabetes: A randomized controlled trial. Diabetes Care, 34(8), 1909–1915.
- Samman, S. (2010). Olive oil polyphenols: From dietary components to medicinal agents. Nutrition Research Reviews, 23(1), 75–85.
- Google Scholar
- PubMed