Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri ve Tedavisi

100 / 100

Kardiyojenik şok, kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalama yeteneğini kaybetmesi sonucunda ortaya çıkan ciddi bir klinik durumdur. Kalp yetmezliğinin en ciddi formlarından biri olan kardiyojenik şok, genellikle akut miyokard enfarktüsü (kalp krizi) sonrasında gelişir. Ancak, diğer kardiyovasküler hastalıklar ve bazı cerrahi müdahaleler sonrasında da meydana gelebilir. Bu durum, zamanında ve doğru bir müdahale ile kontrol altına alınmazsa, yüksek ölüm riski taşır. Özellikle son yıllarda ilgili klinik araştırmalar ve tedavi yöntemlerinde önemli gelişmeler yaşanmış olsa da, hala mortalite oranları oldukça yüksektir.

Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri ve Tedavisi

Kardiyojenik şokun tanımı ve patofizyolojisi tıbbi literatürde geniş yer bulmaktadır. Kardiyojenik şok, özellikle sol ventrikül yetmezliği sonucu ortaya çıkar ve bu da kanın vücuda yeterince pompalanamamasına neden olur. Bu yetersizlik sonucunda organlara oksijen taşıyan kanın azalması, metabolik dengenin bozulmasına ve çoklu organ yetmezliği gibi komplikasyonlara yol açabilir. Kardiyojenik şokun patofizyolojisi oldukça karmaşıktır ve genellikle ileri seviyedeki kalp hastalıkları ile ilişkilidir.

Kardiyojenik şokun klinik semptomları, hastalığın şiddetine ve hangi organ sistemlerinin etkilendiğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel belirtiler arasında ciddi hipotansiyon, bilinç kaybı, hızlı nefes alıp verme ve cilt soğukluğu bulunur. Özellikle kalp krizi geçiren hastalarda, risk daha yüksektir ve bu nedenle acil müdahale büyük önem taşır. Kardiyojenik şokun ortaya çıkmasında en büyük risk faktörü olan kalp krizi, koroner arter hastalığı gibi önceden var olan kardiyovasküler sorunlar sonucunda gelişir. Bu nedenle risk altındaki hastaların erken tanı ve tedavi süreçlerine dahil edilmesi, mortalite oranlarını düşürmek için kritik bir rol oynar.

Tedavi süreçleri, şokun nedenine, şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Genellikle yoğun bakım ünitesinde yakından takip edilen hastalara, dolaşım desteği sağlayan mekanik cihazlar, inotropik ajanlar ve sıvı tedavileri uygulanır. Bununla birlikte, hastalığın ilerlemesini önlemek ve kalp fonksiyonlarını yeniden optimize etmek amacıyla cerrahi müdahaleler de gerekebilir. Bu makalede, kardiyojenik şok nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve güncel tedavi yaklaşımlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri Ve Tedavisi

Kardiyojenik Şok Nedir?

Kalbin kasılma fonksiyonundaki ciddi bir bozukluk nedeniyle ortaya çıkar ve kalbin vücuda yeterli kanı pompalayamamasıyla sonuçlanır. Kalp, normalde vücudun her bölgesine yeterli miktarda oksijenlenmiş kanı ulaştırmaktan sorumludur. Ancak, kardiyojenik şok durumunda, bu işlev yeterince yerine getirilemez ve sistemik hipoperfüzyon meydana gelir. Bu durum, organların oksijensiz kalmasına ve metabolik fonksiyonların bozulmasına neden olur.

Patofizyolojik olarak, kardiyojenik şok çoğunlukla akut miyokard enfarktüsü (kalp krizi) sonrasında meydana gelir. Kalp krizi sırasında, kalbe kan taşıyan koroner arterlerde ciddi bir tıkanıklık oluşur. Bu tıkanıklık, kalp kasının bir bölümünün yeterli kan alamamasına ve bunun sonucunda da kalp kasının ciddi şekilde hasar görmesine yol açar. Kalp kasının hasar görmesi, kalbin pompalama yeteneğini kaybetmesine neden olur ve bu durum kardiyojenik şoka yol açar.

Kardiyojenik şokun gelişiminde rol oynayan bir diğer önemli faktör, sol ventrikül yetmezliğidir. Sol ventrikül, kalbin en büyük pompalama gücünü sağlayan kısmıdır. Sol ventrikül işlevini kaybettiğinde, kalbin vücuda yeterli kanı pompalama kapasitesi ciddi şekilde azalır. Bunun sonucunda, özellikle beyin, böbrekler ve karaciğer gibi hayati organlara yeterli miktarda kan ulaşamaz. Organlar bu süreçte hasar görür ve çoklu organ yetmezliği gelişebilir.

Kardiyojenik şokun patofizyolojisinde, kalbin mekanik fonksiyonundaki bozuklukların yanı sıra sistemik inflamasyon ve nörohormonal aktivasyon da önemli rol oynar. Kalp yetmezliği sırasında artan katekolamin düzeyleri, vücudun strese yanıtını artırır ve vazokonstriksiyona yol açar. Bu da kan akışının daha da azalmasına neden olur ve şokun ilerlemesine katkıda bulunur.

Kardiyojenik Şok Nedenleri Nelerdir?

Kardiyojenik şokun birkaç potansiyel nedeni vardır, bunlar şunları içerebilir:

  1. Kalp Krizi (Myocardial Infarction):
    • Kalp krizi, kalp kasına kan akışının aniden kesildiği veya azaldığı bir durumdur. Bu durum, kalp kasının zarar görmesine ve zayıf pompalama işlevine yol açabilir. Kalp krizi sonucu oluşan CS, en sık rastlanan nedenlerden biridir.
  2. Ağır Kalp Yetmezliği (Congestive Heart Failure):
    • Kalp yetmezliği, kalp kasının yetersiz çalıştığı bir durumdur ve kanı etkili bir şekilde pompalayamaz. Kalp yetmezliği olan hastalarda, kalp kasının zayıf pompalama işlevi nedeniyle CS riski artar.
  3. Kalp Kapakçık Sorunları:
    • Kalp kapakçıkları, kanın kalbin odacıkları arasında akışını düzenler. Kalp kapakçıklarındaki sorunlar, kalp kasının normal işleyişini engelleyebilir ve kardiyojenik şoka yol açabilir.
  4. Kardiyomiyopati:
    • Kardiyomiyopati, kalp kasının hastalıklı olduğu bir grup durumu ifade eder. Kalp kasının zayıf olduğu bu durumlar, kalp yetmezliği ve CS riskini artırabilir.
  5. Kalp Ameliyatı veya Girişim Komplikasyonları:
    • Bazı durumlarda, kalp ameliyatı veya invaziv kalp girişimleri sonrasında komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlar, kardiyojenik şoka yol açabilir.
  6. Kalp Yangısı (Miyokardit):
    • Kalp kasının iltihaplanması olarak bilinen miyokardit, kalp kasının zayıf pompalama işlevine neden olabilir. Miyokardit nedeniyle oluşan CS nadir görülse de önemlidir.
  7. İlaçlar ve Toksin Maruziyeti:
    • Bazı ilaçlar veya toksinler, kalp kasının işlevini olumsuz etkileyebilir. Bu maddelere maruz kalma sonucu CS gelişebilir.
  8. Kan Basıncı Sorunları:
    • Yüksek tansiyon (hipertansiyon) veya düşük tansiyon (hipotansiyon), kalp kasının yetersiz çalışmasına ve kardiyojenik şoka yol açabilir.
  9. Aort Rüptürü veya Diseksiyonu:
    • Aortun yırtılması veya aortun duvarlarının yırtılması, CS riskini artırabilir. Bu durumlar, kanamanın neden olduğu kan kaybına ve kalp kasının işlev bozukluğuna yol açar.
  10. Koroner Arter Hastalığı (CAD):
    • Koroner arter hastalığı, kalp kasına kan taşıyan arterlerin daralması veya tıkanması sonucu oluşur. Bu durum, kalp kasına yeterince kan gitmediğinde kardiyojenik şoka yol açabilir.

Kardiyojenik şokun nedenleri çeşitli olabilir ve bazen birden fazla neden bir araya gelebilir. Önemli olan, bu belirtilerle karşılaşıldığında hemen tıbbi yardım alınmasıdır. CS, acil bir durumdur ve erken teşhis ve tedavi hayati öneme sahiptir.

Kardiyojenik Şok Belirtileri Nelerdir?

Kardiyojenik şok, kalbin pompalama kapasitesinin kritik düzeyde azalması nedeniyle organlara ve dokulara yeterli kan akışının sağlanamaması durumudur. Bu durum, hızlı ve dikkatli müdahale gerektiren hayatı tehdit edici bir durumdur. Belirtiler, genellikle azalmış kan akışına bağlı olarak gelişir ve hem sistemik hem de organlara özgü semptomlar gösterebilir. Kardiyojenik şokun belirtilerini anlamak, erken tanı koymada ve tedaviye zamanında başlanmasında kritik öneme sahiptir. Bu belirtiler genellikle aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir:

1. Düşük Kan Basıncı (Hipotansiyon)

Hipotansiyon, kardiyojenik şokun temel göstergelerinden biridir. Kalp yeterli pompalama yapamadığı için kan basıncı kritik seviyelere düşer. Sistolik kan basıncı genellikle 90 mmHg’nin altına iner ve bu düşüş, organlara oksijen ve besin taşınmasını ciddi şekilde engeller. Hipotansiyonun şiddeti arttıkça semptomlar daha belirgin hale gelir.

2. Soğuk ve Nemli Cilt

Kardiyojenik şok sırasında kan, hayati organlara yönlendirildiğinden, cilt ve ekstremiteler gibi periferik bölgelere kan akışı azalır. Bunun sonucu olarak cilt soğuk, solgun ve nemli hale gelir. Ayrıca dokunulduğunda ekstremiteler (el ve ayaklar) genellikle serin hissedilir. Bu durum, vücudun kan dolaşımını hayati organlara öncelik vererek düzenleme çabasının bir göstergesidir.

3. Hızlı ve Zayıf Nabız

Kan dolaşımındaki azalmaya yanıt olarak, vücut daha fazla kan pompalamak için kalp hızını artırır. Bu durum taşikardi (hızlı kalp atışı) olarak adlandırılır. Ancak, kalp kasının pompalama gücü zayıfladığı için nabız zayıf ve zorlukla hissedilebilir bir hale gelir. Hızlı ve zayıf nabız, kardiyojenik şokun erken evrelerinde sık görülen bir belirtidir.

4. Nefes Darlığı (Dispne)

Kalbin zayıflamış pompalama kapasitesi, akciğerlerde sıvı birikmesine neden olabilir. Bu durum pulmoner ödem olarak bilinir ve hastada ciddi nefes darlığına yol açar. Hasta, hem dinlenme sırasında hem de fiziksel aktivite sırasında nefes almakta zorlanabilir. Ayrıca hastanın nefes alırken hırıltılı bir ses çıkarması ve öksürükle birlikte pembe, köpüklü balgam gelmesi pulmoner ödemin göstergesi olabilir.

5. Mental Durum Değişiklikleri

Beyne yeterli kan akışı sağlanmadığında, hastada bilinç bulanıklığı, sersemlik veya şuur kaybı gibi nörolojik semptomlar gelişebilir. Kardiyojenik şokun ileri evrelerinde hasta konfüzyon, ajitasyon veya tamamen bilinçsizlik hali gösterebilir. Bu belirtiler, şok durumunun ciddiyetinin ve beynin etkilenmeye başladığının bir göstergesidir.

6. İdrar Üretiminin Azalması (Oligüri)

Böbreklere yeterli kan akışı sağlanamadığında, idrar üretimi azalır. Kardiyojenik şok geçiren hastalarda oligüri (azalmış idrar çıkışı) sık görülen bir belirtidir ve bu durum, böbreklerin yetersiz kanlanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Şok ilerledikçe böbrek yetmezliği riski artabilir.

7. Göğüs Ağrısı

Kardiyojenik şok genellikle kalp krizi veya ciddi kalp rahatsızlıkları sonucunda geliştiği için göğüs ağrısı sık görülen bir semptomdur. Göğüs ağrısı, kalp kasına yeterli oksijen ulaşmadığını ve miyokardın ciddi bir hasar gördüğünü gösterebilir. Göğüs ağrısı, şiddetli, baskı tarzında ya da yanan bir his şeklinde tanımlanabilir.

8. Derin ve Hızlı Solunum (Hiperventilasyon)

Vücut, oksijen açığını telafi etmeye çalışırken solunum hızını artırabilir. Bu durum, dokuların oksijen ihtiyacını karşılamaya yönelik bir mekanizma olarak ortaya çıkar. Ancak ilerleyen dönemde solunum hızında azalma ve solunum yetersizliği de görülebilir.

9. Karaciğer ve Mide-Bağırsak Belirtileri

Kardiyojenik şok, karaciğerde kan birikmesine neden olabilir ve bu da hepatomegali (karaciğer büyümesi) ve karın şişliği ile kendini gösterebilir. Ayrıca bulantı, kusma ve iştahsızlık gibi gastrointestinal belirtiler de sık görülebilir.

10. Mavi veya Mor Renkte Cilt (Siyanoz)

Oksijen eksikliği nedeniyle cilt ve mukozalarda morarma görülebilir. Bu durum özellikle dudaklar, tırnak yatakları ve periferik bölgelerde belirgindir. Siyanoz, şok durumunun ilerlemiş olduğunu ve dokuların ciddi şekilde oksijensiz kaldığını gösterebilir.

11. Kalp Seslerinde Azalma

Kardiyojenik şok sırasında stetoskopla dinlenildiğinde, kalp sesleri normalden daha zayıf ve boğuk duyulabilir. Bu durum, kalbin zayıflamış kasılma kapasitesine işaret eder ve genellikle ileri düzeyde şok durumlarında ortaya çıkar.

Kardiyojenik Şok Tanısı Nasıl Konulur?

Kardiyojenik şok tanısı, genellikle klinik değerlendirme ve çeşitli tanı testleri kullanılarak konur.

Tanı sürecinde kullanılan temel yöntemler şunlardır:

  1. Ekokardiyografi: Kalp kasının işlevini ve kalp kapaklarını değerlendirmek için ultrason kullanılarak yapılan bu test, kardiyojenik şokun teşhisinde kritik bir rol oynar. Kalp kasının kasılma fonksiyonu bu yöntemle doğrudan gözlemlenebilir.
  2. Elektrokardiyografi (EKG): Kalp atışındaki anormallikleri ve olası bir kalp krizini tespit etmek için kullanılır. EKG, kalpteki elektriksel aktivitenin kaydını sağlar ve kardiyojenik şoka yol açan miyokard enfarktüsünü gösterebilir.
  3. Kan testleri: Kan gazı analizi, laktat düzeyleri ve böbrek fonksiyon testleri gibi çeşitli laboratuvar testleri, kardiyojenik şokun neden olduğu metabolik bozuklukları gösterebilir. Troponin düzeyleri de kalp kasının hasar gördüğünü gösteren önemli bir biyobelirteçtir.
  4. Pulmoner arter kateterizasyonu: Kardiyak debiyi ve kalp içi basınçları ölçmek için kullanılır. Bu test, kardiyojenik şokun derecesini değerlendirmede yardımcı olabilir.

Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri Ve Tedavisi

Kardiyojenik Şok Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kardiyojenik şok, kalbin vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamaması nedeniyle oluşan hayatı tehdit eden bir durumdur. Tedavi, hastanın hayatını kurtarmayı, doku perfüzyonunu artırmayı, kalp işlevlerini düzeltmeyi ve altta yatan nedeni kontrol altına almayı amaçlar. Bu nedenle, kardiyojenik şok tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve genellikle yoğun bakım ortamında uygulanır.

1. İlk Müdahale ve Stabilizasyon

Kardiyojenik şok tanısı almış bir hastaya ilk müdahalede, hayati fonksiyonların hızla değerlendirilmesi ve stabilizasyon sağlanması önceliklidir. Bu süreçte şu adımlar atılır:

  • Oksijen Desteği: Hipoksemi varsa hastaya oksijen verilerek dokulara yeterli oksijen ulaşması sağlanır. Gerekli durumlarda mekanik ventilasyon veya noninvaziv ventilasyon yöntemleri kullanılır.
  • Venöz Erişim ve Sıvı Tedavisi: Hastanın intravenöz sıvı ihtiyacı dikkatle değerlendirilir. Hacim yüklenmesi, konjestif kalp yetmezliği riski nedeniyle sınırlı tutulmalıdır.
  • Kan Basıncı ve Perfüzyonun İzlenmesi: Arteriyel kan basıncı sürekli olarak izlenir. Perfüzyonun yetersiz olduğu durumlarda, inotropik ve vazopressör ajanlar gerekebilir.

2. Farmakolojik Tedavi

Kardiyojenik şok tedavisinde farmakolojik ajanlar, kardiyak çıkışı artırmak, kan basıncını düzeltmek ve doku perfüzyonunu iyileştirmek için kullanılır.

  • Inotropik Ajanlar: Kalbin kasılma gücünü artırarak kardiyak çıkışı artırır.
    • Dobutamin: Kardiyak kontraktiliteyi artırır ve sistemik vasküler direnci düşürür.
    • Milrinon: Fosfodiesteraz inhibitörüdür ve kalp kasılmalarını artırırken periferik damar direncini azaltır.
  • Vazopressörler: Şiddetli hipotansiyon durumlarında periferik damar direncini artırarak kan basıncını stabilize eder.
    • Noradrenalin: Vazokonstriksiyon sağlayarak kan basıncını artırır.
    • Adrenalin: Hem inotropik hem de vazopressör etkiler gösterir.
  • Diüretikler: Akciğer ödemini kontrol altına almak ve sıvı yüklenmesini azaltmak için kullanılır. Ancak, kardiyak perfüzyonu bozabileceği için dikkatle uygulanmalıdır.
  • Antiagregan ve Antikoagülanlar: Kardiyojenik şokun nedeni miyokard enfarktüsü ise kan pıhtısını önlemek ve tedavi etmek için aspirin, heparin veya diğer antitrombotik ilaçlar kullanılır.

3. Altta Yatan Nedene Yönelik Tedavi

Kardiyojenik şokun tedavisinde altta yatan nedenin hızlı bir şekilde belirlenmesi ve buna yönelik tedavi kritik öneme sahiptir:

  • Akut Miyokard Enfarktüsü (MI):
    • Koroner Revaskülarizasyon: Primer perkütan koroner girişim (PCI), tıkalı koroner arterlerin açılması için en etkili tedavidir. Zaman kaybını önlemek için mümkün olan en kısa sürede uygulanmalıdır.
    • Trombolitik Tedavi: PCI’nin mümkün olmadığı durumlarda trombolitik ilaçlarla pıhtı eritilir.
  • Kalp Kapak Hastalıkları:
    • Akut mitral yetersizliği veya aort stenozu gibi durumlarda acil cerrahi veya perkütan müdahaleler gerekebilir.
  • Kardiyak Tamponad:
    • Kardiyak tamponad nedeniyle gelişen kardiyojenik şokta, acil perikardiyosentez yapılarak perikardiyal sıvı boşaltılır.
  • Pulmoner Emboli:
    • Trombolitik tedavi veya cerrahi embolektomi, pulmoner emboliye bağlı kardiyojenik şokta uygulanabilir.

4. Mekanik Dolaşım Destekleri

Kardiyojenik şokun yönetiminde farmakolojik tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda mekanik dolaşım destekleri kullanılabilir:

  • İntraaortik Balon Pompası (IABP):
    • Kalp kasını desteklemek ve oksijen talebini azaltmak için kullanılan bir cihazdır. Aortta balonun ritmik olarak şişirilmesi ve boşaltılması yoluyla kalp üzerindeki yük azaltılır ve perfüzyon iyileştirilir.
  • Ekstrakorporeal Membran Oksijenasyonu (ECMO):
    • Kalp ve akciğer fonksiyonlarını desteklemek için dışarıdan mekanik dolaşım ve oksijenasyon sağlar. Kardiyojenik şokun geri dönüşsüz organ hasarına yol açmadan yönetilmesini sağlar.
  • Ventriküler Yardımcı Cihazlar (VAD):
    • Sol veya sağ ventrikül fonksiyonlarını desteklemek için kullanılan cihazlardır. Özellikle ileri kalp yetmezliği olan hastalarda transplantasyon köprüsü olarak kullanılır.

5. Yoğun Bakım İzlemi

Kardiyojenik şok tedavisi sırasında hastaların yakın izlemi gereklidir. Yoğun bakım ünitesinde şu süreçler dikkatle yönetilmelidir:

  • Hemodinamik İzlem: Arteriyel kan basıncı, santral venöz basınç ve kardiyak debi sürekli olarak izlenir.
  • Elektrolit ve Metabolik Denge: Elektrolit bozuklukları ve asit-baz dengesi hızlı bir şekilde düzeltilmelidir.
  • Çoklu Organ Yetmezliği Yönetimi: Böbrek, karaciğer ve diğer organların fonksiyonları düzenli olarak kontrol edilir.

6. Uzun Dönem Yönetim ve Rehabilitasyon

Kardiyojenik şoktan kurtulan hastalar için uzun dönem tedavi ve rehabilitasyon büyük önem taşır:

  • Kalp Yetmezliği Yönetimi: Kardiyojenik şok sonrası kalp yetmezliği gelişen hastalarda, ACE inhibitörleri, beta-blokerler ve diğer kardiyoprotektif ilaçlar başlanır.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve sigaradan uzak durma gibi önlemlerle gelecekteki kardiyak olaylar önlenir.
  • Psikososyal Destek: Kardiyojenik şok geçiren hastaların psikolojik desteğe ihtiyaç duyabileceği unutulmamalıdır.

Kardiyojenik Şokta Prognoz ve Sonuç

Kardiyojenik şokun prognozu, hastalığın erken teşhis edilip edilmemesi ve tedaviye ne kadar hızlı başlandığına bağlı olarak değişir. Erken müdahale ve etkili tedavi yaklaşımları, hastaların hayatta kalma şansını artırır. Ancak kardiyojenik şokun mortalite oranları hala yüksektir ve tedaviye rağmen birçok hasta hayatını kaybetmektedir. Son yıllarda gelişen mekanik dolaşım destek cihazları ve daha sofistike farmakolojik tedaviler, kardiyojenik şok yönetiminde önemli ilerlemeler kaydedilmesine yardımcı olmuştur.

Sonuç

Kalbin yeterli miktarda kan pompalayamaması sonucunda ortaya çıkan ve acil müdahale gerektiren hayati bir durumdur. Özellikle kalp krizi geçiren hastalarda kardiyojenik şok gelişme riski yüksektir ve bu durum ciddi komplikasyonlarla sonuçlanabilir. Erken teşhis ve tedavi yöntemleri, hastaların prognozunu önemli ölçüde etkilerken, mekanik destek cihazları ve yeni farmakolojik tedaviler de hayatta kalma oranlarını artırmaktadır. Kardiyojenik şok, kardiyovasküler tıbbın önemli bir sorunu olmaya devam etmekte ve gelecekteki araştırmalar bu ciddi durumun daha etkin yönetilmesine olanak sağlayacaktır.

Referanslar:

  1. Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri Ve Tedavisi
  2. Hochman JS, Sleeper LA, Webb JG. “Early Revascularization in Acute Myocardial Infarction Complicated by Cardiogenic Shock.” New England Journal of Medicine, 1999.
  3. Reynolds HR, Hochman JS. “Cardiogenic shock: current concepts and improving outcomes.” Circulation, 2008.
  4. van Diepen S, Katz JN, Albert NM. “Contemporary management of cardiogenic shock: A scientific statement from the American Heart Association.” Circulation, 2017.
  5. Thiele H, Ohman EM, de Waha-Thiele S. “Management of cardiogenic shock complicating myocardial infarction: an update 2019.” European Heart Journal, 2019.
  6. Harjola VP, Mullens W, Banaszewski M. “Contemporary management of acute right ventricular failure: a European perspective.” European Heart Journal, 2016.
  7. Mebazaa A, Combes A, van Diepen S. “Management of cardiogenic shock complicating myocardial infarction.” European Heart Journal, 2018.
  8. Barrett CD, Moore HB, Moore EE. “Resuscitation of severe shock: bringing time-honored techniques into the post-trauma, damage control era.” Journal of Trauma and Acute Care Surgery, 2014.
  9. Levy B, Clere-Jehl R, Legras A. “Ephedrine versus norepinephrine in cardiogenic shock after acute myocardial infarction.” Critical Care Medicine, 2020.
  10. Burkhoff D, Sayer G, Doshi D. “Ventricular Assist Devices in Advanced Heart Failure.” Journal of the American College of Cardiology, 2015.
  11. Garan AR, Kirtane AJ, Takayama H. “Mechanical circulatory support for acute myocardial infarction complicated by cardiogenic shock: an evolving paradigm.” Journal of the American College of Cardiology, 2018.
  12. Werdan K, Gielen S, Ebelt H. “Cardiogenic shock due to myocardial infarction: diagnosis, monitoring, and treatment.” Journal of Clinical Medicine, 2021.
  13. Gholitabar P, Sanaie S, Karimialavijeh E. “Cardiogenic Shock Complicated by Myocardial Infarction: A Review on Management Perspectives.” Heart Failure Reviews, 2020.
  14. Shah M, Patnaik S, Patel B. “Trends in Short-Term Outcomes in Patients With Cardiogenic Shock Receiving Mechanical Circulatory Support.” JAMA Cardiology, 2016.
  15. Chioncel O, Mebazaa A, Harjola VP. “Acute heart failure and cardiogenic shock: a scientific statement from the Acute Heart Failure Committee of the Heart Failure Association of the European Society of Cardiology.” European Journal of Heart Failure, 2017.
  16. Jentzer JC, van Diepen S, Barsness GW. “Cardiogenic Shock Classification and Prediction of Mortality in the Cardiac Intensive Care Unit.” Journal of the American College of Cardiology, 2019.
  17. Tersalvi G, Dauw J, Gasperetti A. “Cardiogenic Shock: Role of Echocardiography in Diagnosis and Management.” Journal of the American College of Cardiology, 2020.
  18. Lemkes JS, Janssens GN, van der Hoeven NW. “Coronary angiography after cardiac arrest without ST-segment elevation.” New England Journal of Medicine, 2019.
  19. De Backer D, Ospina-Tascón GA, Favory R. “Hemodynamic management of cardiogenic shock.” Intensive Care Medicine, 2020
  20. Ouweneel DM, Engström AE, Sjauw KD. “Percutaneous mechanical circulatory support versus intra-aortic balloon pump in cardiogenic shock after acute myocardial infarction.” Journal of the American College of Cardiology, 2017.
  21. Fincke R, Hochman JS, Lowe AM. “Cardiogenic shock after acute myocardial infarction: a patient care review.” Circulation, 2004.
  22. Ponikowski P, Voors AA, Anker SD. “2016 ESC Guidelines for the diagnosis and treatment of acute and chronic heart failure.” European Heart Journal, 2016.
  23. Thiele H, Zeymer U, Neumann FJ. “Intraaortic balloon support for myocardial infarction with cardiogenic shock.” New England Journal of Medicine, 2012.
  24. Stretch R, Sauer CM, Yuh DD. “Outcomes of acute mechanical circulatory support for cardiogenic shock: a systematic review and meta-analysis.” Journal of the American College of Cardiology, 2014.
  25. Ternus BW, Emani S, Ibrahim NE. “Shock Classification in Cardiogenic Shock: Insights from Clinical Practice.” Cardiology Clinics, 2020.
  26. Hochman JS, Buller CE, Sleeper LA. “Hypothermia therapy for cardiogenic shock after cardiac arrest.” Circulation, 2002.
  27. Combes A, Leprince P, Luyt CE. “Outcomes and management of cardiogenic shock in critical care settings: advances in mechanical circulatory support.” Critical Care Medicine, 2017
  28. https://scholar.google.com/
  29. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri Ve Tedavisi
Kardiyojenik Şok Nedir? 10 Nedeni, Belirtileri Ve Tedavisi