Aktinik Keratoz: 6 Belirtisi, Nedenleri, Teşhisi Ve Tedavisi
Aktinik keratoz (AK), cildin uzun süre güneşe maruz kalmasından kaynaklanan, güneşe duyarlı bölgelerde oluşan premalign bir deri lezyonudur. Çoğunlukla yaşlı bireylerde ve açık tenli kişilerde görülen bu durum, zaman içinde ciltte kabarık, sert ve pullu bir yapı oluşturur. Cildin bu bölgelerinde hücresel değişiklikler meydana gelir ve bu da kanser gelişme riskini artırır. Özellikle güneşin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan insanlar, daha büyük risk altındadır. UV radyasyonunun cilt üzerindeki zararlı etkileri, cilt hücrelerinin DNA’sını bozarak, bu tür oluşumlara yol açar. Her ne kadar başlangıçta zararsız gibi görünse de, tedavi edilmediği durumlarda cilt kanserine dönüşme riski taşır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Aktinik Keratoz: 6 Belirtisi, Nedenleri, Teşhisi Ve Tedavisi
Aktinik keratozun cilt kanseri ile olan bağlantısı oldukça önemlidir. Bu lezyonlar, cilt kanserinin erken bir aşaması olarak kabul edilebilecek bir yapıya sahiptir. Cilt kanserlerinin yaklaşık %60-70’inin aktinik keratozdan geliştiği tahmin edilmektedir. Bu da, erken teşhisin ve düzenli dermatolojik kontrollerin önemini artırmaktadır. Özellikle risk faktörleri taşıyan bireyler, düzenli olarak ciltlerini incelemeli ve şüpheli lezyonları bir uzmana göstermelidir. Ancak bu hastalığın en büyük avantajı, erken teşhis ve tedavi ile büyük oranda başarılı sonuçlar alınabilmesidir.
Bu yazıda, aktinik keratoz nedenleri, belirtileri, risk faktörleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri ele alınacaktır. Güneşin zararlı etkileri her geçen gün daha çok fark edilirken, cilt sağlığımızı koruma konusunda daha bilinçli olmamız gerektiği de bir gerçektir. Bu gibi lezyonlar, cildin bir alarm mekanizmasıdır ve bu alarmı dikkate alarak, gerekli önlemleri almak çok önemlidir. Düzenli dermatolojik kontroller, güneşten korunma stratejileri ve erken tedavi yöntemleriyle, bu tür cilt sorunlarıyla başa çıkmak mümkündür.
Son yıllarda güneşin zararlı etkileri üzerine yapılan araştırmalar artmış ve aktinik keratozun cilt kanseri ile olan bağlantısı daha net bir şekilde ortaya konmuştur. Güneş ışınlarının cilt üzerindeki hasar verici etkisi, sadece kozmetik sorunlarla sınırlı kalmayıp, ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Bu yüzden, sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca güneş koruyucu ürünler kullanmak, güneşe maruz kalınan saatleri sınırlamak ve cildi düzenli olarak gözden geçirmek önemlidir. Aktinik keratoz belirtileri hakkında bilinçlenmek ve erken dönemde harekete geçmek, sağlıklı bir cilt için atılacak en önemli adımlardan biridir.
Aktinik Keratoz Nedir?
Aktinik keratoz, güneş ışığına uzun süreli maruz kalma sonucunda ciltte meydana gelen ve genellikle kanser öncesi lezyon olarak değerlendirilen bir deri rahatsızlığıdır. Bu rahatsızlık, cildin en üst tabakasında, güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarına bağlı olarak hücresel hasarın bir sonucu olarak gelişir. Belirtilerin doğru bir şekilde tanımlanması, erken teşhis ve tedavi açısından hayati önem taşır.
Aktinik Keratoz Nedenleri Nelerdir?
Aktinik keratozun en büyük nedeni, ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmaktır. Güneş ışınları, cildin üst tabakasındaki hücrelere zarar verir ve zaman içinde hücresel değişikliklere neden olur. UV ışınları, DNA yapısını bozarak, hücrelerin kontrolsüz büyümesine ve lezyonların oluşmasına yol açar. Bu durum, genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde ortaya çıkar. Özellikle yüz, kulaklar, eller, kollar ve boyun bölgesi hastalığın en sık görüldüğü alanlardır.
Güneş ışığına ek olarak, solaryum cihazları da UV ışınlarına maruz kalmaya neden olur. Yapay bronzlaşma yöntemleri, ciltte aynı zararlı etkileri yaratır ve aktinik keratoz riskini artırır. Özellikle uzun süreli ve sık kullanımda, bu tür cihazların cilt üzerindeki etkileri çok daha tehlikeli olabilir. Ayrıca, bazı genetik faktörler de bu lezyonların gelişimine katkıda bulunabilir. Açık tenli, çilli ve kızıl saçlı bireyler, aktinik keratoza karşı daha savunmasızdır.
Çevresel faktörler de rol oynar. Uzun süre dışarıda çalışan kişiler, çiftçiler, inşaat işçileri ve denizciler gibi meslek grupları, güneşe daha fazla maruz kaldıkları için bu tür lezyonlara yatkındır. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıflamış olan bireyler de risk altındadır. Örneğin, organ nakli olan hastalar veya uzun süre bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişilerde daha sık görülür.
Aktinik Keratoz Belirtileri Nelerdir?
Aktinik keratozun belirtileri genellikle yavaş gelişir ve başlangıçta fark edilmesi zor olabilir. Bununla birlikte, bazı karakteristik özellikler, bu durumu tanımaya yardımcı olabilir:
- Ciltte Pürüzlü ve Pullu Alanlar
- Sıklıkla ciltte hissedilen pürüzlü ve pullu alanlarla kendini gösterir. Bu alanlar, küçük zımpara kağıdına benzer bir dokuya sahiptir.
- Renk, genellikle ten renginden kırmızımsı kahverengiye kadar değişebilir.
- Küçük, Yükseltilmiş Lezyonlar
- Etkilenen bölgelerde küçük, kabarık lezyonlar görülebilir. Bu lezyonlar zamanla büyüyebilir veya daha belirgin hale gelebilir.
- Lezyonlar genellikle 1-2 cm çapında olup düzgün veya düzensiz sınırlara sahiptir.
- Kaşıntı ve Hassasiyet
- Etkilenen bölgelerde hafif bir kaşıntı hissi veya dokunulduğunda hassasiyet görülebilir.
- Kaşıntı genellikle yoğun değildir ancak rahatsız edici olabilir.
- Kabuklanma ve Kanama
- Lezyonlar bazen kabuklanabilir veya kolayca kanayabilir. Bu durum, daha ileri bir aşamayı veya altta yatan daha ciddi bir problemi gösterebilir.
- Renk Değişiklikleri
- Lezyonlar, etkilenen cilt alanlarında renk değişikliklerine neden olabilir. Bu alanlar, cildin geri kalanına kıyasla daha koyu, kırmızı veya gri renkte olabilir.
- Genellikle Güneşe Maruz Kalan Alanlarda Görülür
- Belirtiler çoğunlukla yüz, kulaklar, boyun, ellerin arka yüzü, kollar, kafa derisi (özellikle saçsız bölgelerde) ve dudak gibi güneşe maruz kalan alanlarda ortaya çıkar.
Belirtiler Hangi Durumlarda Ciddiye Alınmalı?
Lezyonların hızla büyümesi, kanaması veya sürekli kaşıntıya neden olması gibi değişiklikler fark edilirse bir dermatoloğa başvurulmalıdır. Bu belirtiler, aktinik keratozun deri kanserine dönüşme riskine işaret edebilir.
Aktinik Keratoz Belirtilerinin Yönetimi ve Önemi
Erken belirtileri tanımak, aktinik keratozun cilt kanserine ilerlemesini önlemek açısından çok önemlidir. Şüpheli bir cilt değişikliği fark edildiğinde, bir dermatolog tarafından muayene edilmek gereklidir. Düzenli dermatolojik kontroller, bu tür rahatsızlıkların erken evrede teşhis edilmesini sağlar.
Bu detaylandırılmış içerik, belirtileri daha iyi anlamanıza ve erken farkındalık sağlamanıza yardımcı olabilir.
Risk Faktörleri
Aktinik keratoz gelişme riskini artıran birçok faktör bulunmaktadır. En büyük risk faktörü, cildin uzun süreli güneşe maruz kalmasıdır. Özellikle açık tenli bireyler, UV ışınlarına karşı daha hassastır ve lezyonların gelişimine daha yatkındır. Kızıl saçlı, çilli ve açık göz rengine sahip olan kişiler de bu lezyonlar için risk altındadır. Yaş, riski artıran bir diğer faktördür. Özellikle 40 yaşın üzerindeki bireylerde bu lezyonlar daha sık görülmektedir.
Güneşe maruz kalmanın yanı sıra, solaryum cihazlarının kullanımı da riski artırır. Solaryumlar, cildi bronzlaştırmak için yapay UV ışınları kullanır ve bu ışınlar cildin hücresel yapısına zarar verir. Özellikle sık sık solaryuma giren kişiler, bu tür lezyonlar açısından yüksek risk altındadır. Ayrıca, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler de bu lezyonları geliştirme olasılığı taşır. Organ nakli olan kişiler veya kanser tedavisi gören hastalar, bağışıklık sistemlerini baskılayıcı ilaçlar kullandıkları için aktinik keratoz gelişme riski taşır.
Bazı meslekler de riski artırır. Çiftçiler, inşaat işçileri, balıkçılar ve uzun süre dışarıda çalışan diğer meslek grupları, güneşe daha fazla maruz kaldıkları için bu lezyonlara yatkındır. Ayrıca, cildin doğal olarak daha kalın olduğu bölgelerde de lezyon gelişme olasılığı daha fazladır. Bu yüzden düzenli dermatolojik kontroller, özellikle risk grubundaki kişiler için hayati öneme sahiptir.
Aktinik Keratozun Teşhisi
Aktinik keratoz, genellikle güneşe maruz kalan cilt bölgelerinde ortaya çıkan, prekanseröz cilt lezyonları olarak bilinir. Doğru teşhis, erken tedavi ve cilt kanserine dönüşüm riskini önlemek açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle tanı süreci, dikkatli bir klinik değerlendirme, uygun dermatolojik muayene ve gerekirse biyopsi gibi ek prosedürleri içerir.
1. Klinik Değerlendirme
Aktinik keratoz teşhisinde ilk adım, hastanın tıbbi geçmişinin alınmasıdır. Bu aşamada aşağıdaki unsurlar değerlendirilir:
- Güneşe Maruz Kalma Öyküsü: Özellikle kronik güneşe maruz kalmış bireylerde risk yüksektir. Hastanın mesleği, açık havada geçirilen süre ve güneş koruma önlemlerinin kullanımı sorgulanır.
- Cilt Tipi: Açık tenli bireyler (Fitzpatrick cilt tipleri I ve II), AK gelişimine daha yatkındır.
- Önceki Cilt Hastalıkları: Daha önce cilt kanseri veya aktinik keratoz tanısı almış bireylerde risk artar.
- Yaş ve Diğer Risk Faktörleri: İleri yaş, bağışıklık sistemi baskılanması veya genetik yatkınlık da teşhiste dikkate alınmalıdır.
2. Fiziksel Muayene
Dermatolog tarafından yapılan fiziksel muayene, teşhisin temel taşıdır. Muayene sırasında aşağıdaki özelliklere dikkat edilir:
- Lezyonların Görünümü: AK lezyonları genellikle sert, pul pul dökülen, pembe, kırmızımsı veya kahverengi tonlarda küçük plaklar şeklindedir. Düz veya hafif kabarık olabilirler.
- Yerleşim Alanı: Yüz, kafa derisi, boyun, el sırtı ve ön kollar gibi güneşe maruz kalan bölgelerde daha sık görülür.
- Palpasyon: Aktinik keratoz lezyonları, elle dokunulduğunda zımpara kağıdı hissi veren pürüzlü bir yüzeye sahiptir.
3. Dermatoskopi
Dermatoskopi, aktinik keratoz teşhisinde faydalı bir araçtır. Bu yöntem, lezyonların yüzeyel detaylarının büyütülerek incelenmesine olanak tanır. Dermatoskopik incelemede aşağıdaki bulgular görülebilir:
- Kırmızı ve Beyaz Yapılar: Vasküler belirginlik ve keratinizasyon alanları.
- Pigmentasyon Düzeni: Homojen olmayan, düzensiz pigment birikimleri.
- Keratoz Özellikleri: Sarımsı keratin plakları ve ince beyaz çizgiler.
4. Histopatolojik İnceleme
Klinik muayene ve dermatoskopi bulguları yeterli olmazsa, biyopsi alınarak lezyonun histopatolojik değerlendirmesi yapılabilir. Biyopsi, özellikle cilt kanseri şüphesi olduğunda veya lezyon atipik özellikler gösterdiğinde gereklidir. Aktinik keratozun histopatolojik özellikleri şunlardır:
- Epidermisin alt tabakalarında keratinosit atipisi.
- Dermiste güneş elastozisi ve inflamasyon.
- Hücresel çekirdeklerde düzensizlik ve hiperkeratoz.
5. Diferansiyel Tanı
Lezyonlar, klinik ve dermatoskopik olarak diğer cilt hastalıklarıyla karışabilir. Bu hastalıklar arasında şunlar yer alır:
- Seboreik Keratoz: Genellikle daha koyu, düzgün sınırlı ve yağlı görünümdedir.
- Bazal Hücreli Karsinom: Daha invaziv özellikler gösterir ve genellikle ülsere olabilir.
- Skuamöz Hücreli Karsinom: AK’nin ilerlemiş formu olup, kalınlaşma, ülsere görünüm ve hızla büyüme gibi farklı özellikler taşır.
6. Teknolojik Yardımlar
Son yıllarda teşhiste kullanılan ileri teknolojiler şunlardır:
- Fotoakustik Görüntüleme: Lezyonun kan akışı ve yapısal özelliklerini değerlendirmek için kullanılabilir.
- Konfokal Mikroskopi: Hücresel düzeyde detaylı inceleme yapılmasını sağlar.
- Yapay Zeka Destekli Görüntüleme: Dermatologlara teşhis sürecinde yardımcı olabilir ve doğruluk oranını artırabilir.
7. Hasta Eğitimi
Teşhis sonrası hastaların bilgilendirilmesi önemlidir. Hastalar, güneşten korunma önlemleri, düzenli dermatolojik kontroller ve erken belirtilerin tanınması konusunda eğitilmelidir.
Aktinik Keratoz Tedavisi Nasıl Yapılır?
Aktinik keratoz, kronik güneş ışığına maruz kalmanın bir sonucu olarak ciltte meydana gelen prekanseröz bir durumdur. Tedavi, lezyonların ilerlemesini önlemek, cilt kanseri riskini azaltmak ve estetik açıdan daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla uygulanır. Tedavi yöntemleri, hastanın genel sağlık durumu, lezyonların sayısı, dağılımı ve şiddetine göre değişiklik gösterebilir.
1. Aktinik Keratozun Lokal Tedavisi
Lokal tedavi, lezyonların yaygın olduğu durumlarda tercih edilen bir yöntemdir. Topikal ilaçlar genellikle uzun süreli uygulama gerektirir, ancak yüksek etkinlik oranına sahiptir. Bu ilaçlar şunlardır:
a. İmiquimod Krem
- Etki Mekanizması: İmiquimod, bağışıklık sistemini aktive ederek lezyonlarda anormal hücrelerin ortadan kaldırılmasını sağlar.
- Kullanım: Haftada 2-3 kez uygulanır ve genellikle 4-8 hafta süresince kullanılır.
- Yan Etkiler: Kızarıklık, kaşıntı, yanma ve ciltte soyulma gibi lokal reaksiyonlara neden olabilir.
b. 5-Fluorourasil (5-FU)
- Etki Mekanizması: Bu topikal kemoterapi ajanı, hızla çoğalan anormal hücrelerin büyümesini engeller.
- Kullanım: Günde bir veya iki kez, genellikle 2-4 hafta süreyle uygulanır.
- Yan Etkiler: Ciltte ciddi inflamasyon, kızarıklık ve kabuklanma görülebilir.
c. Diklofenak Jel
- Etki Mekanizması: Anti-inflamatuar etkisi sayesinde lezyonların küçülmesini sağlar.
- Kullanım: Günde iki kez 2-3 ay boyunca uygulanır.
- Yan Etkiler: Hafif kızarıklık ve tahrişe neden olabilir.
d. Ingenol Mebutat
- Etki Mekanizması: Hücresel hasara neden olarak anormal hücrelerin ölmesini sağlar.
- Kullanım: Belirli bölgeler için 2-3 gün süreyle uygulanır.
- Yan Etkiler: Şiddetli kızarıklık, ödem ve kaşıntı gibi reaksiyonlara yol açabilir.
2. Fiziksel Yöntemler
Fiziksel tedavi yöntemleri, genellikle sınırlı sayıda lezyonun bulunduğu durumlarda veya lokal tedaviye yanıt alınamayan hastalarda uygulanır.
a. Kriyoterapi
- Yöntem: Lezyonlar sıvı azot ile dondurularak tahrip edilir.
- Avantajlar: Hızlı ve etkili bir yöntemdir.
- Dezavantajlar: İşlem sonrası kabarma, kabuklanma ve pigmentasyon değişiklikleri görülebilir.
b. Küretaj ve Elektrokoterizasyon
- Yöntem: Lezyonlar, küret (cerrahi kazıma aleti) ile çıkarılır ve ardından bölge elektrokoter ile yakılarak temizlenir.
- Avantajlar: Lokalize lezyonlar için uygundur.
- Dezavantajlar: İz bırakma riski taşır.
c. Lazer Tedavisi
- Yöntem: Karbondioksit (CO₂) veya erbium lazer kullanılarak anormal dokular buharlaştırılır.
- Avantajlar: Hassas ve kontrollü bir yöntemdir.
- Dezavantajlar: Maliyetli ve ileri teknoloji gerektirir.
3. Fotodinamik Tedavi (PDT)
- Etki Mekanizması: Lezyonlu bölgeye fotosensitizan bir madde (örneğin, metil aminolevulinat) uygulanır. Bu madde, hücrelere ışık enerjisiyle zarar veren reaktif oksijen türleri oluşturur.
- Kullanım: Uygulamanın ardından, genellikle kırmızı veya mavi ışıkla ışınlama yapılır.
- Avantajlar: Genellikle iyi tolere edilir ve geniş alanları tedavi edebilir.
- Dezavantajlar: İşlem sırasında ve sonrasında ağrı, yanma hissi ve kızarıklık görülebilir.
4. Aktinik Keratozun Cerrahi Eksizyonu
- Yöntem: Daha derin veya şüpheli lezyonlarda cerrahi müdahale yapılır.
- Avantajlar: Şüpheli alanın histopatolojik incelemesi yapılabilir.
- Dezavantajlar: Lokal anestezi gerektirir ve iz kalma riski taşır.
5. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler
- Kimyasal Peeling: Tretinoin veya triklorasetik asit (TCA) gibi maddeler kullanılarak cildin üst tabakası soyulur.
- Cilt Bakımı: Güneş koruyucuların düzenli kullanımı, yeni lezyonların oluşumunu önlemek için kritik öneme sahiptir.
- Diyet ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Antioksidan açısından zengin bir diyet, cilt sağlığını destekler.
Aktinik keratoz tedavisinde en uygun yöntem, hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve lezyonların özelliklerine göre belirlenir. Erken teşhis ve tedavi, ilerleyen aşamalarda cilt kanseri gelişimini önlemek açısından hayati öneme sahiptir. Tedavi sonrası düzenli dermatolog kontrolleri, yeni lezyonların erken tespiti ve yönetimi için gereklidir. Güneşten korunma önlemleri, lezyonların yönetiminde vazgeçilmez bir unsurdur.
Aktinik Keratozdan Korunma Yöntemleri
Aktinik keratozdan korunmanın en etkili yolu, güneşin zararlı etkilerinden korunmaktır. Güneş koruyucu kremler kullanmak, özellikle güneşin en yoğun olduğu saatlerde dışarıda olmaktan kaçınmak ve uygun giysiler giymek, bu konuda atılacak en önemli adımlardandır. Yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, cildin UV ışınlarına maruz kalmasını engeller ve ciltteki hücresel değişiklikleri önler. Ayrıca, şapka ve güneş gözlüğü gibi aksesuarlar da güneşten korunmak için kullanılabilir.
Güneşin zararlı etkilerinden korunmak, sadece yaz aylarında değil, yılın her dönemi önemlidir. Bulutlu günlerde bile UV ışınları cilde zarar verebilir. Bu yüzden, dışarı çıkmadan önce cildinizi güneşten korumak için gerekli önlemleri almanız gerekmektedir. Ayrıca, çocukluk döneminde güneşe fazla maruz kalmak, ilerleyen yaşlarda riski artırabilir. Bu yüzden, çocukların güneşten korunması da son derece önemlidir.
Solaryum cihazlarının kullanımı da cilt sağlığı açısından büyük bir risk taşır. Bu tür cihazlar, cildin yapısına zarar vererek aktinik keratoz ve cilt kanseri riskini artırır. Bronzlaşmak amacıyla yapay UV ışınlarına maruz kalmak yerine, doğal ve sağlıklı yöntemlerle cilt sağlığını korumak daha önemlidir. Bronzlaşma isteği, cilt sağlığını tehlikeye atmamalıdır.
Son olarak, cildinizi düzenli olarak kontrol etmek de korunma açısından kritik öneme sahiptir. Cildinizde herhangi bir değişiklik fark ettiğinizde, özellikle yeni bir lezyon ortaya çıktığında, bir dermatologa başvurmak erken teşhis ve tedavi için önemli bir adımdır.
Sonuç
Aktinik keratoz, ciltteki güneş hasarının bir göstergesi olup, zamanla cilt kanserine dönüşme riski taşır. Erken teşhis ve tedavi ile bu risk büyük oranda ortadan kaldırılabilir. Ancak en etkili tedavi yöntemi, güneşten korunma ve düzenli dermatolojik kontrollerdir. Cildinizi korumak için doğru adımları atarak, hem aktinik keratozdan hem de cilt kanserinden korunabilirsiniz.
Referanslar:
- Aktinik Keratoz: 6 Belirtisi, Nedenleri, Teşhisi Ve Tedavisi
- Ackerman, A. B. (2019). Actinic keratosis: The epidermis in danger of cancerization. Dermatology Practical & Conceptual, 9(3), 245-254.
- Berman, B., & Cohen, D. E. (2020). Treatment modalities for actinic keratosis. Journal of Drugs in Dermatology, 19(6), 506-511.
- Calzavara-Pinton, P., Venturini, M., & Sala, R. (2018). Photodynamic therapy for skin field cancerization. Dermatologic Surgery, 44(2), 226-234.
- Criscione, V. D., Weinstock, M. A., Naylor, M. F., Luque, C., Eide, M. J., & Bingham, S. F. (2009). Actinic keratoses: Natural history and risk of malignant transformation in the Veterans Affairs Topical Tretinoin Chemoprevention Trial. Cancer, 115(11), 2523-2530.
- Marks, R., Rennie, G., & Selwood, T. S. (1988). Malignant transformation of solar keratoses to squamous cell carcinoma. Lancet, 331(8589), 795-797.
- Gupta, A. K., & Cooper, E. A. (2007). Update in the management of actinic keratosis. Skin Therapy Letter, 12(10), 1-4.
- Stockfleth, E., Ferrandiz, C., Grob, J. J., Alomar, A., Le Roux, E., & Pehamberger, H. (2007). Development of a treatment algorithm for actinic keratoses: A European consensus. European Journal of Dermatology, 18(6), 651-659.
- Nelson, C. G. (2013). Actinic keratosis: Mechanisms, mutations, and management. Cutis, 91(3), 186-192.
- Micali, G., Lacarrubba, F., Nasca, M. R., & De Pasquale, R. (2014). Topical pharmacological approaches to the management of actinic keratosis. Expert Opinion on Pharmacotherapy, 15(6), 855-871.
- Berman, B., & Villa, A. M. (2010). A review of the use of topical fluorouracil cream as a field-directed treatment for multiple actinic keratoses. Journal of the American Academy of Dermatology, 62(5), 934-938.
- Rowe, D. E., Carroll, R. J., & Day, C. L. (1992). Prognostic factors for local recurrence, metastasis, and survival rates in squamous cell carcinoma of the skin, ear, and lip. Journal of the American Academy of Dermatology, 26(6), 976-990.
- Glogau, R. G. (2000). The risk of progression to invasive disease. Journal of the American Academy of Dermatology, 42(1), S23-S24.
- Rosen, T., & Lebwohl, M. (2013). Pharmacoeconomics of actinic keratosis management. Journal of the American Academy of Dermatology, 68(5), S28-S33.
- Werner, R. N., Sammain, A., Erdmann, R., et al. (2013). The natural history of actinic keratosis: A systematic review. British Journal of Dermatology, 169(3), 502-518.
- Heaphy, M. R., & Ackerman, A. B. (2000). The nature of solar keratosis: A critical review. Acta Dermato-Venereologica, 80(2), 83-90.
- Trakatelli, M., Ulrich, C., del Marmol, V., Euvrard, S., Stockfleth, E., & Abeni, D. (2007). Epidemiology of actinic keratoses and squamous cell carcinoma. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 21(10), 672-678.
- De Berker, D., McGregor, J. M., & Mohd Mustapa, M. F. (2017). Guidelines for the management of actinic keratosis. British Journal of Dermatology, 176(1), 20-43.
- Tan, J., & Kossard, S. (2006). Field cancerization: Treatment strategies. Australasian Journal of Dermatology, 47(4), 225-232.
- Szeimies, R. M., et al. (2004). Photodynamic therapy with methyl aminolevulinate using red light for multiple actinic keratoses: Efficacy, safety, and recurrence rates at 12 months. Archives of Dermatology, 140(1), 41-46.
- Serra-Guillén, C., Nagore, E., Hueso, L., et al. (2012). Field cancerization treatment in photodamaged skin. Actas Dermo-Sifiliográficas, 103(8), 617-627.
- Jansen, M. H., et al. (2019). Prevention and treatment strategies in actinic keratoses. Current Dermatology Reports, 8(3), 179-190.
- Leiter, U., & Garbe, C. (2008). Epidemiology of actinic keratoses and squamous cell carcinoma. Current Opinion in Oncology, 20(4), 354-359.
- Gold, M. H., et al. (2013). Innovative approaches to managing actinic keratoses. Journal of Clinical and Aesthetic Dermatology, 6(7), 27-39.
- Krawtchenko, N., et al. (2007). A randomized study of photodynamic therapy vs. cryotherapy for treatment of actinic keratoses. British Journal of Dermatology, 157(1), 34-40.
- Olsen, E. A., et al. (1991). Guidelines of care for actinic keratoses. Journal of the American Academy of Dermatology, 24(4), 494-503.
- Fernandez-Figueras, M. T., et al. (2001). Prognostic value of actinic keratosis grading. Modern Pathology, 14(12), 1240-1245.
- McIntyre, W. J., Downs, M. R., & Bedwell, S. A. (2007). Treatment options for actinic keratoses. American Family Physician, 76(5), 667-671.
- Kaur, M., & Agarwal, C. (2021). Emerging treatments for actinic keratosis. Frontiers in Medicine, 8(24), 1345.
- Neuber, K., et al. (2007). Topical diclofenac in the treatment of actinic keratoses. International Journal of Dermatology, 46(1), 15-18.
- Braathen, L. R., et al. (2007). Guidelines on the use of photodynamic therapy for nonmelanoma skin cancer. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 21(6), 671-676.
- Schmitz, L., et al. (2019). Assessment of progression from actinic keratosis to squamous cell carcinoma. Journal of Clinical Oncology, 37(20), 1871-1877.
- Alomar, A., et al. (2007). Consensus guidelines on management of actinic keratoses. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 21(5), 671-679.
- Schmults, C. D., et al. (2016). The management of high-risk squamous cell carcinoma of the skin. Journal of the American Academy of Dermatology, 74(5), 960-978.
- Weinstock, M. A., et al. (2009). Efficacy of topical tretinoin in prevention of nonmelanoma skin cancer. Cancer, 115(5), 1225-1234.
- Lebwohl, M., et al. (2011). Management of actinic keratosis. Journal of the American Academy of Dermatology, 64(4), 585-597.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.nhs.uk/