Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)

96 / 100

Atopik dermatit, halk arasında egzama olarak da bilinen, cildi etkileyen kronik bir iltihaplanma hastalığıdır. Genellikle bebeklik döneminde başlayan bu rahatsızlık, ilerleyen yaşlarda azalma eğiliminde olsa da tamamen ortadan kalkmayabilir. Atopik dermatit, bağışıklık sisteminin normalden farklı bir yanıt vermesi sonucunda ortaya çıkar ve çevresel etkenlerle tetiklenir. Nüfusun yaklaşık %10-20’sini etkileyen bu durum, yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebilir ve bireylerin sosyal yaşamlarını sınırlayabilir. Atopik dermatit, yalnızca fiziksel semptomlarıyla değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik etkileriyle de dikkate alınması gereken önemli bir sağlık sorunudur.

Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)

Atopik dermatit, cildin kurumasına, kaşınmasına ve iltihaplanmasına neden olan tekrarlayan bir rahatsızlık olarak tanımlanır. Bu durum, hastaların günlük yaşamlarını zorlaştırabilir ve tedavi edilmediği takdirde enfeksiyon riski doğurabilir. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir; bazı bireylerde hafif bir kaşıntı ve kızarıklıkla seyrederken, diğerlerinde daha yaygın ve şiddetli belirtilerle ortaya çıkabilir. Atopik dermatitin en yaygın görüldüğü bölgeler, yüz, eller, kollar ve bacaklar gibi dış etkenlere maruz kalan bölgelerdir. Ancak hastalık, vücudun herhangi bir yerinde görülebilir.

Bu yazıda, atopik dermatit nedenleri, semptomları, tedavi yöntemleri ve önleme stratejileri hakkında detaylı bir inceleme sunacağız. Hastaların yaşam kalitesini artırmak, doğru tanı ve tedaviyle mümkündür. Ancak bu süreç, hastalığın dinamik yapısı nedeniyle özenli ve sürekli bir takip gerektirir. Tedavi sürecinde bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalı ve her hasta için kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmalıdır. Günümüzde atopik dermatit tedavisinde kullanılan yöntemler, semptomları hafifletmeye ve alevlenme dönemlerini kontrol altına almaya yöneliktir.

Bağışıklık sisteminin yanı sıra genetik faktörler, çevresel etmenler ve yaşam tarzıyla da yakından ilişkilidir. Aile geçmişinde atopik dermatit, astım veya alerjik rinit gibi atopik hastalıklar olan bireylerin riski daha yüksektir. Bunun yanı sıra, stres, hava koşulları, alerjenler ve cilt bakımı ürünleri gibi çevresel faktörler de hastalığın seyrini etkileyebilir. Bu yazının devamında atopik dermatitin farklı boyutlarına değinerek, hastalığın daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışacağız.

Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)

Atopik Dermatit Nedenleri

Atopik dermatitin kesin nedeni henüz tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, birçok faktörün hastalığın gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi ve cildin koruyucu bariyerinin zayıflığı, atopik dermatit nedenleri arasında yer alır.

Genetik Yatkınlık

Atopik dermatitin gelişiminde genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Eğer ebeveynlerden biri atopik dermatit, astım veya alerjik rinit gibi atopik hastalıklardan birine sahipse, çocuklarında görülme riski daha yüksektir. Yapılan araştırmalar, atopik dermatitli bireylerde cildin bariyer fonksiyonunu sağlayan filaggrin adlı proteini kodlayan genlerde mutasyonlar olduğunu göstermektedir. Bu mutasyonlar, cildin nemini kaybetmesine ve dış etkenlere karşı savunmasız hale gelmesine yol açar. Sonuç olarak, hastalarda cilt kuruluğu ve enfeksiyonlara yatkınlık artar.

Bağışıklık Sistemi

En önemli nedenlerinden biri, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesidir. Normalde zararsız olan maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı bir yanıt vermesi, ciltte iltihaplanmaya ve kaşıntıya neden olur. Bu süreç, bağışıklık sistemindeki dengesizlikten kaynaklanır ve özellikle Th2 hücrelerinin fazla aktif olmasıyla ilişkilidir. Th2 hücreleri, atopik dermatitli bireylerde daha yüksek seviyelerde bulunur ve bu da ciltte iltihaplanmaya yol açar.

Çevresel Faktörler

Çevresel etkenler tarafından tetiklenebilir veya kötüleşebilir. Stres, hava kirliliği, soğuk hava, kuru ortamlar ve deterjanlar gibi çevresel faktörler, cildin tahriş olmasına ve atopik dermatit belirtilerinin artmasına neden olabilir. Özellikle sabun, şampuan ve temizlik ürünleri gibi kimyasal maddeler cilt bariyerini zayıflatır ve dermatit alevlenmelerine yol açabilir.

Atopik Dermatit Belirtileri

Genellikle kuru, kaşıntılı ve iltihaplı cilt ile kendini gösterir. Bununla birlikte, hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve yaşa bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bebeklerde ve çocuklarda görülen atopik dermatit, genellikle yüzde ve kafa derisinde başlar. Yetişkinlerde ise eller, dirsekler, dizler ve boyun gibi bölgelerde yoğunlaşır.

Kaşıntı ve Kızarıklık

En yaygın belirtisi, ciltte sürekli kaşıntı hissidir. Kaşıntı, özellikle geceleri şiddetlenir ve bu durum hastaların uyku kalitesini ciddi anlamda etkiler. Kaşıntıya eşlik eden cilt kızarıklığı ve döküntüler, klasik belirtiler arasında yer alır.

Cilt Kuruluğu

Atopik dermatitli bireylerde cilt kuruluğu yaygın olarak görülür. Cilt bariyerinin zayıflaması, cildin nem tutma kapasitesini azaltır ve ciltte çatlaklar oluşabilir. Bu durum, cildin enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelmesine neden olur. Özellikle soğuk havalarda ve nemin düşük olduğu ortamlarda cilt kuruluğu daha belirgin hale gelir.

Deri Kalınlaşması

Uzun süre tedavi edilmezse ciltte kalınlaşma ve sertleşme görülebilir. Bu durum, sürekli kaşıma sonucunda cildin kendini koruma amacıyla kalınlaşmasından kaynaklanır. Kalınlaşmış bölgelerde deri daha koyu renkte ve sert olabilir.

Atopik Dermatit Tanısı

Atopik dermatit tanısı genellikle klinik değerlendirmeyle konulur. Doktorlar, hastanın tıbbi geçmişini, ailede atopik hastalıklar olup olmadığını ve mevcut belirtileri dikkate alarak tanı koyar. Ancak, diğer cilt rahatsızlıklarıyla karıştırılabileceğinden kesin tanı için bazı testler yapılabilir.

Fiziksel Muayene

Atopik dermatit tanısında ilk adım, fiziksel muayenedir. Doktorlar, ciltteki kızarıklık, kaşıntı ve kuruluk gibi belirtileri inceleyerek dermatit olup olmadığını değerlendirirler. Özellikle vücutta hangi bölgelerde belirtilerin yoğunlaştığı, hastalığın seyri hakkında ipuçları verebilir.

Alerji Testleri

Bu bireylerde genellikle alerjik reaksiyonlara yatkınlık bulunur. Bu nedenle doktorlar, atopik dermatit tanısında alerji testlerine başvurabilirler. Alerji testleri, hangi maddelerin atopik dermatiti tetiklediğini belirlemek için yapılır. Cilt testi veya kan testi gibi yöntemlerle alerjenler tespit edilebilir.

Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)

Atopik Dermatit Tedavisi

Atopik dermatitin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları hafifletmek ve alevlenmeleri kontrol altına almak amacıyla çeşitli tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Tedavi, hastalığın şiddetine, hastanın yaşına, yaşam tarzına ve diğer sağlık durumlarına göre bireysel olarak düzenlenir. Atopik dermatit tedavisinde amaç, cilt bariyerini onarmak, kaşıntıyı hafifletmek, iltihabı kontrol altına almak ve enfeksiyonları önlemektir. Tedavi sürecinde hem ilaçlar hem de yaşam tarzı değişiklikleri önemli bir rol oynar. Aşağıda, tedavide yaygın olarak kullanılan yöntemler detaylandırılmıştır.

1. Nemlendirici Tedavi

Atopik dermatit tedavisinde nemlendirici kullanımı temel taşlardan biridir. Cilt bariyerinin korunması ve güçlendirilmesi amacıyla düzenli olarak nemlendirici uygulanması gerekmektedir. Nemlendiriciler, cildin nemini artırarak kuruluğu hafifletir ve cildin daha az tahriş olmasına yardımcı olur.

Nemlendirici Seçimi

Nemlendirici seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:

  • Yağ bazlı nemlendiriciler, cildin nemi daha uzun süre korumasını sağlar ve dermatitli bireylerde daha etkili olabilir.
  • Parfümsüz ve hipoalerjenik ürünler tercih edilmelidir, çünkü bazı kimyasal maddeler cildi daha fazla tahriş edebilir.
  • Yumuşatıcılar (emoliyanlar), cildi yumuşatarak bariyer işlevini destekler.

Kullanım Sıklığı

Nemlendirici tedavi, özellikle cilt kuruluğunun yoğun olduğu bölgelerde gün boyunca sık sık uygulanmalıdır. Banyo sonrasında, cildin nemi hapsedeceği bir zaman diliminde nemlendirici kullanımı önerilir. Bu uygulama, cilt bariyerinin onarılmasına yardımcı olur ve semptomları hafifletir.

2. Topikal Steroidler

Dermatitin kontrol altına alınmasında en yaygın kullanılan tedavi yöntemlerinden biri topikal steroidlerdir. Steroidler, ciltteki iltihaplanmayı azaltarak kaşıntıyı ve kızarıklığı hafifletir. Genellikle hafif ve orta şiddetli vakalarda tercih edilir.

Steroid Türleri

Steroidler, gücüne göre sınıflandırılır ve tedavi edilecek bölgeye göre farklılık gösterir:

  • Düşük güçlü steroidler (örneğin, hidrokortizon), yüz ve bebeklerde kullanılan güvenli seçeneklerdir.
  • Orta ve yüksek güçlü steroidler, daha kalın cilt bölgelerinde (eller, ayaklar) kullanılır.

Yan Etkiler

Uzun süreli steroid kullanımı, ciltte incelme, renk değişikliği ve diğer yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle, topikal steroidlerin kullanım süresi ve dozu dikkatle ayarlanmalıdır. Doktorlar genellikle steroid tedavisini kısa süreli olarak önerir ve ardından tedaviye nemlendirici tedavi ile devam edilmesi gerektiğini belirtirler.

3. Topikal Kalsinörin İnhibitörleri

Steroidlerin uzun süreli kullanımını sınırlamak için, alternatif olarak topikal kalsinörin inhibitörleri (örneğin, tacrolimus ve pimecrolimus) kullanılabilir. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin iltihaplanmaya yol açan tepkilerini baskılar ve steroidlerin aksine cildi inceltmez.

Kullanım Alanları

Kalsinörin inhibitörleri, özellikle yüz ve göz çevresi gibi hassas bölgelerde steroid kullanımına alternatif olarak tercih edilir. Cildi inceltme riski olmadığı için uzun süreli kullanımı daha güvenlidir.

Yan Etkiler

Bu ilaçlar genellikle güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı hastalarda ciltte yanma, kızarıklık veya kaşıntı görülebilir. Ayrıca, güneş ışığına karşı hassasiyet artabileceğinden, tedavi sırasında güneş koruyucu kullanılması önemlidir.

4. Fototerapi (Işık Tedavisi)

Fototerapi, orta ve şiddetli dermatit vakalarında kullanılan etkili bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide, cilde ultraviyole (UV) ışığı uygulanarak ciltteki iltihaplanma azaltılır. Fototerapi, özellikle topikal tedavilere yanıt vermeyen hastalarda tercih edilir.

Fototerapi Türleri

  • UVB (Ultraviyole B) ışığı, cildin yüzey tabakasını etkileyerek iltihabı azaltır. Genellikle haftada birkaç kez uygulanır.
  • PUVA (Psoralen ve Ultraviyole A), daha şiddetli vakalarda kullanılır. Psoralen adlı bir ilaç, UV ışığının cilde etkisini artırır.

Riskler

Fototerapi uzun süreli kullanıldığında, cilt kanseri riski gibi yan etkiler taşıyabilir. Bu nedenle, tedaviye karar verilirken hastanın durumu dikkatlice değerlendirilmelidir ve tedavi süresi doktor kontrolünde sınırlandırılmalıdır.

5. Sistemik Tedaviler

Şiddetli atopik dermatit vakalarında, cilt üzerine uygulanan tedaviler yetersiz kaldığında sistemik tedaviler devreye girebilir. Bu tedaviler, vücuttaki iltihaplanmayı kontrol altına alarak atopik dermatit belirtilerini azaltmayı amaçlar.

Sistemik Kortikosteroidler

Oral veya enjeksiyon yoluyla alınan sistemik kortikosteroidler, kısa süreli olarak akut alevlenme dönemlerinde kullanılır. Ancak uzun süreli kullanımı ciddi yan etkilere yol açabileceğinden, dikkatle uygulanır. Bu ilaçlar vücuttaki genel iltihaplanmayı azaltır, ancak uzun süreli kullanımda kemik erimesi, hipertansiyon ve diyabet gibi riskler taşır.

İmmünsupresan İlaçlar

Azathioprine, methotrexate ve cyclosporine gibi immünsupresanlar, bağışıklık sistemini baskılayarak dermatit semptomlarını kontrol altına alır. Bu ilaçlar, özellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen şiddetli vakalarda tercih edilir. Ancak bağışıklık sistemini baskıladıkları için enfeksiyon riski artar ve düzenli kan testleri yapılması gerekir.

Biyolojik Tedaviler

Son yıllarda atopik dermatit tedavisinde biyolojik ilaçlar büyük bir gelişme kaydetmiştir. Özellikle dupilumab, ilk biyolojik tedavi olarak onaylanmıştır. Dupilumab, bağışıklık sistemindeki spesifik proteinleri hedef alarak iltihaplanmayı azaltır. Biyolojik tedaviler, diğer tedavilere yanıt vermeyen orta ve şiddetli atopik dermatit hastaları için umut verici bir seçenek sunmaktadır.

6. Antihistaminikler

Antihistaminik ilaçlar, atopik dermatitli hastalarda kaşıntıyı hafifletmek amacıyla kullanılabilir. Bu ilaçlar, ciltteki histamin seviyelerini azaltarak kaşıntıyı kontrol altına alır. Ancak atopik dermatit tedavisinde ilk sırada tercih edilen ilaçlar arasında değildir, çünkü yalnızca kaşıntıyı hafifletir ve hastalığın altında yatan iltihabı tedavi etmez.

7. Enfeksiyon Tedavisi

Dermatitli bireylerin cilt bariyeri zayıf olduğundan, cilt enfeksiyonlarına yatkınlık artar. Özellikle Staphylococcus aureus bakterisi, atopik dermatitli ciltte sıklıkla görülür ve enfeksiyon gelişebilir. Bu durumda, antibiyotik tedavisi gerekli olabilir.

  • Topikal antibiyotikler, cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek amacıyla doğrudan cilde uygulanır.
  • Oral antibiyotikler, daha geniş çaplı enfeksiyonlarda kullanılır.

8. Yaşam Tarzı ve Destekleyici Tedaviler

Atopik dermatit tedavisinde sadece ilaç tedavisi değil, yaşam tarzı değişiklikleri ve cilt bakım rutini de oldukça önemlidir. Yaşam tarzı değişiklikleri ile belirtileri kontrol altına almak mümkündür.

Banyo ve Temizlik Alışkanlıkları

  • Ilık suyla yapılan kısa banyolar, ciltteki nemin korunmasına yardımcı olur. Sıcak su, cildi daha fazla kurutabilir ve dermatit belirtilerini artırabilir.
  • Nazik temizleyiciler ve sabunsuz ürünler kullanılmalıdır. Sert kimyasallar içeren sabunlar cildi tahriş edebilir.
  • Banyo sonrası cilt nemliyken hemen nemlendirici uygulanmalıdır.

Alerjenlerden Kaçınma

Atopik dermatit hastaları, semptomlarını tetikleyebilecek alerjenlerden ve irritanlardan kaçınmalıdır. Toz, polen, evcil hayvan tüyleri gibi alerjenler hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Ayrıca, sentetik ve tahriş edici kumaşlardan yapılan giysiler yerine pamuk gibi doğal malzemeler tercih edilmelidir.

Stres Yönetimi

Stres, dermatit alevlenmelerini tetikleyebilir. Bu nedenle stres yönetimi stratejileri geliştirmek, atopik dermatit tedavisinde yardımcı olabilir. Yoga, meditasyon ve düzenli egzersiz gibi aktiviteler stres seviyesini azaltarak dermatit belirtilerini hafifletebilir.

Sonuç

Atopik dermatit, ciltte ciddi rahatsızlıklara yol açan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık, sadece fiziksel belirtilerle sınırlı kalmaz; psikolojik ve sosyal etkileri de oldukça derindir. Genetik, bağışıklık sistemi ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan atopik dermatitin tedavisi, kişiselleştirilmiş ve sürekli takip gerektiren bir süreçtir. Doğru tedavi ve cilt bakımıyla dermatitin etkileri önemli ölçüde azaltılabilir. Hastaların yaşam kalitesini artırmak için bilinçli bir şekilde tedavi sürecine dahil olmaları büyük önem taşır.

Referanslar:

  1. Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)
  2. Williams HC. Atopic Dermatitis. New England Journal of Medicine.
  3. Bieber T. Atopic Dermatitis. Annals of Dermatology.
  4. Leung DYM, Guttman-Yassky E. Atopic dermatitis: From skin barrier dysfunction to immunological dysregulation. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  5. Eichenfield LF et al. Guidelines of care for the management of atopic dermatitis. Journal of the American Academy of Dermatology.
  6. Hanifin JM, Reed ML. A population-based survey of eczema prevalence in the United States. Dermatitis.
  7. Weidinger S, Novak N. Atopic dermatitis. The Lancet.
  8. Silverberg JI et al. Epidemiology of atopic dermatitis. Annals of Allergy, Asthma & Immunology.
  9. Simpson EL et al. Atopic dermatitis and the risk of infection. Journal of the American Academy of Dermatology.
  10. Boguniewicz M, Leung DY. Atopic dermatitis: A disease of altered skin barrier and immune dysregulation. Immunological Reviews.
  11. Wollenberg A, et al. Atopic dermatitis: European treatment guidelines update. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology.
  12. Flohr C, Mann J. New insights into the epidemiology of childhood atopic dermatitis. Allergy.
  13. Drucker AM, et al. Health-related quality of life in children with atopic dermatitis. Pediatric Dermatology.
  14. Kim BE, Leung DY. Pathophysiology of atopic dermatitis: Clinical implications. Allergy, Asthma & Immunology Research.
  15. Chiesa Fuxench ZC et al. Understanding atopic dermatitis through a molecular perspective. Advances in Immunology.
  16. Zhang Y, Tsai TF, Gul TF. A review of the advances in the pathophysiology and treatment of atopic dermatitis. Allergy, Asthma & Clinical Immunology.
  17. Kelleher M et al. Skin barrier dysfunction in childhood atopic dermatitis: A population-based study. Journal of Allergy and Clinical Immunology.
  18. Langan SM, Irvine AD, Weidinger S. Atopic dermatitis. The Lancet.
  19. Elias PM. Stratum corneum defensive functions: an integrated view. Journal of Dermatological Science.
  20. Paller AS et al. Clinical and epidemiological features of pediatric atopic dermatitis. Journal of Investigative Dermatology.
  21. Margolis DJ et al. Association of filaggrin gene mutations with childhood atopic dermatitis and asthma. New England Journal of Medicine.
  22. Spergel JM. From atopic dermatitis to asthma: The atopic march. Annals of Allergy, Asthma & Immunology.
  23. Darsow U et al. Position paper on diagnosis and treatment of atopic dermatitis. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology.
  24. Cork MJ et al. Epidermal barrier dysfunction in atopic dermatitis. Journal of Investigative Dermatology.
  25. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7411503/
  26. https://www.nhs.uk/conditions/atopic-eczema/complications/
  27. https://dermnetnz.org/topics/complications-of-atopic-dermatitis
  28. https://www.healthline.com/health/infected-eczema
  29. https://www.webmd.com/skin-problems-and-treatments/eczema/what-to-know-about-eczema-infection
  30. https://www.uptodate.com/contents/treatment-of-atopic-dermatitis-eczema

 

Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)
Atopik Dermatit Tedavisi (Egzama)
Sağlık Bilgisi Paylaş !