Kadınlarda İdrar Kaçırma Tedavisinin 5 Yöntemi
İdrar kaçırma, kadınlarda sıkça karşılaşılan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Pek çok kadın, sosyal, fiziksel ve psikolojik olarak rahatsızlık veren bu durumun altında ezilirken, tedavi yöntemlerinden haberdar olmadıkları veya bu durumu normal bir yaşlanma belirtisi olarak kabul ettikleri için tedavi arayışına girmemektedir. Ancak, doğru bir değerlendirme ve tedavi süreci ile büyük ölçüde kontrol altına alınabilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilir. İdrar sorunu, genellikle mesanenin kontrolsüz kasılmaları veya pelvik taban kaslarının zayıflaması sonucu ortaya çıkmakta ve tedavi süreci bu nedenlere bağlı olarak şekillendirilmektedir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kadınlarda İdrar Kaçırma Tedavisinin 5 Yöntemi
Genellikle üç ana tipte incelenir: stres tipi idrar kaçırma, sıkışma tipi idrar kaçırma ve karma tip idrar kaçırma. Stres tipi idrar kaçırma, genellikle öksürme, hapşırma, gülme veya ağır bir şey kaldırma gibi fiziksel aktiviteler sırasında mesaneye uygulanan basınç sonucu ortaya çıkar. Sıkışma tipi idrar kaçırma ise, aniden gelişen güçlü bir idrar yapma isteğiyle birlikte kontrolsüz şekilde idrar kaçırma durumu olarak tanımlanır. Karma tip idrar kaçırma ise, her iki tipin kombinasyonudur. Her bir tipin tedavi yöntemi, altta yatan nedenlerin belirlenmesiyle özelleştirilir ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturulur.
Bu yazıda, kadınlarda idrar kaçırma tedavisi ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Tedavi seçenekleri; yaşam tarzı değişiklikleri, pelvik taban kası egzersizleri, medikal tedavi, cerrahi müdahaleler ve alternatif terapiler olarak sıralanabilir. Bu yöntemlerin her biri, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna, kaçırma tipine ve bu sorunun ciddiyetine göre kişiselleştirilir. Tedavi süreci, genellikle multidisipliner bir yaklaşımla yürütülür; ürolog, jinekolog ve fizyoterapist gibi çeşitli sağlık profesyonellerinin işbirliği önemlidir.
Tedavi sürecinde ayrıca, hastanın bu süreçteki psikolojik durumu da dikkate alınmalıdır. Bu sorunu yaşayan kadınlar, çoğu zaman utanma ve çekinme duyguları nedeniyle bu durumu paylaşmakta zorlanırlar. Oysa bu durum, toplumda oldukça yaygındır ve tedavi edilebilir bir problemdir. Bu nedenle, kadınlarda idrar kaçırma tedavisinde tıbbi yaklaşımların yanı sıra psikososyal destek de önemli bir rol oynar. Kadınların, bu sorunu konuşmak ve yardım almak konusunda teşvik edilmesi, tedavi sürecinin en önemli adımlarından biridir.
Kadınlarda İdrar Kaçırma Tedavisi Yöntemleri
1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Kadınlarda idrar kaçırmanın tedavisinde ilk adım, genellikle yaşam tarzı değişiklikleriyle başlar. Bu değişiklikler, hem idrar kaçırma şiddetini hafifletmek hem de genel mesane sağlığını iyileştirmek amacıyla önerilir.
Aşağıda yaşam tarzı değişikliklerinin bazı önemli yönleri detaylandırılmıştır:
Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi: Kafein ve alkol gibi mesaneyi tahriş edebilecek maddelerin tüketimi sınırlanmalıdır. Kafein, mesaneyi uyararak aşırı aktif mesane semptomlarına neden olabilir ve sıkışma tipi idrar kaçırmayı tetikleyebilir. Benzer şekilde, alkol de idrar sıklığını artırabilir ve mesane kontrolünü zorlaştırabilir. Mesane sağlığını korumak için kafeinli içecekler yerine su tüketimi artırılmalıdır. Yeterli miktarda su tüketmek, idrarın konsantre olmasını ve mesanenin tahriş olmasını önler.
Düzenli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü: Fazla kilo, mesaneye baskı yaparak kaçırmayı şiddetlendiren en önemli faktörlerden biridir. Obezite, özellikle stres tipi idrar kaçırmanın başlıca nedenlerinden biridir. Bu nedenle, düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı bir diyet programı, kilo kontrolü açısından kritik önem taşır. Kilo kaybı, mesaneye olan baskıyı azaltarak idrar kaçırma semptomlarını hafifletebilir.
Düzenli tuvalet alışkanlıkları: Kadınların, tuvalet ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamaları ve mesanelerini tamamen boşaltmaları önemlidir. Uzun süre idrarı tutmak, mesanenin aşırı dolmasına ve kontrolün zorlaşmasına neden olabilir. Ayrıca, kabızlık da pelvik taban kaslarına baskı yaparak kaçırmayı tetikleyebilir. Kabızlığı önlemek için lif açısından zengin bir beslenme ve bol su tüketimi önemlidir.
Mesane eğitimi: Mesane eğitimi, mesanenin kapasitesini artırmak ve idrar yapma sıklığını kontrol etmek için önerilen bir yöntemdir. Bu teknikte, kadınlar belirli bir zaman aralığı içinde tuvalete giderek mesaneyi yeniden eğitirler. Mesane eğitimi, sıkışma tipi idrar kaçırma için etkili bir yöntem olabilir ve zamanla mesanenin kontrolünü yeniden kazanmayı sağlar.
2. Pelvik Taban Kası Egzersizleri (Kegel Egzersizleri)
Pelvik taban kasları, idrar tutma ve mesane kontrolünde önemli bir rol oynar. Bu kasların zayıflaması, özellikle stres tipi idrar kaçırmanın başlıca nedenidir. Pelvik taban kaslarını güçlendirmek için en yaygın kullanılan yöntem,
Kegel egzersizleridir. Aşağıda bu egzersizlerin detayları yer almaktadır:
Kegel egzersizlerinin prensibi: Kegel egzersizleri, pelvik taban kaslarını güçlendirmeye yönelik kasılma ve gevşeme hareketlerine dayanır. İdrar akışını durdurur gibi yapılan bu egzersizler, kasların güçlenmesini sağlar ve zamanla mesane kontrolü üzerinde olumlu etkiler yaratır. Kegel egzersizleri, genellikle sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde birkaç kez tekrarlanabilir.
Doğru teknikle egzersiz yapmanın önemi: Kegel egzersizlerinin etkili olabilmesi için doğru kasların çalıştırılması çok önemlidir. Bazı kadınlar yanlış kasları çalıştırabilir ve bu durum egzersizin etkisini azaltabilir. Pelvik taban kaslarını doğru şekilde kullanabilmek için kadınların başlangıçta bir fizyoterapistten veya uzman bir sağlık profesyonelinden destek almaları faydalı olabilir. Ayrıca, egzersizlerin her gün düzenli olarak yapılması ve sonuçların sabırla beklenmesi gerekmektedir; genellikle 6-12 hafta sonunda sonuçlar görülmeye başlanır.
Doğum sonrası dönemde Kegel egzersizlerinin önemi: Doğum, özellikle vajinal doğum, pelvik taban kaslarını zayıflatabilir. Bu nedenle, doğum sonrasında Kegel egzersizlerine başlamak, hem idrar kaçırma probleminin önüne geçmek hem de pelvik taban kaslarının doğum sonrası iyileşmesini hızlandırmak için oldukça önemlidir. Egzersizler, kasları güçlendirmek ve mesane kontrolünü yeniden kazanmak için en etkili yollardan biridir.
3. Medikal Tedaviler
Bazı durumlarda, yaşam tarzı değişiklikleri ve pelvik taban kası egzersizleri yeterli gelmeyebilir. İdrar kaçırmanın şiddetine ve tipine göre medikal tedaviler de gündeme gelebilir.
Aşağıda medikal tedavi yöntemlerinin detayları verilmiştir:
Antikolinerjik ilaçlar: Bu ilaçlar, sıkışma tipi idrar kaçırmanın tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Antikolinerjik ilaçlar, mesane kaslarını gevşeterek, kontrolsüz kasılmaların önüne geçer ve idrar kaçırmayı engeller. Bu ilaçların yan etkileri arasında ağız kuruluğu, kabızlık ve bulanık görme yer alabilir. Bu nedenle, uzun süreli kullanımları sırasında doktor kontrolü gereklidir.
Östrojen tedavisi: Menopoz dönemindeki kadınlar için önerilen bir diğer tedavi yöntemi ise östrojen replasman tedavisidir. Menopozla birlikte azalan östrojen seviyeleri, pelvik kasları ve üretra etrafındaki dokuları zayıflatabilir. Östrojen tedavisi, özellikle lokal olarak uygulanarak (krem, tablet veya halka formunda) bu dokuların güçlenmesine yardımcı olabilir ve idrar kaçırmayı hafifletebilir. Ancak, sistemik östrojen tedavisinin bazı riskleri bulunduğundan, lokal tedavi daha çok tercih edilir.
Botulinum toksin enjeksiyonları (Botoks): Bu tedavi yöntemi, aşırı aktif mesane durumunda kullanılabilir. Mesane kaslarına enjekte edilen Botoks, kasları geçici olarak felç ederek aşırı kasılmaların önüne geçer ve idrar kaçırmayı kontrol altına alır. Bu tedavi yöntemi genellikle 6-12 ay arasında etkili olur ve sonrasında tekrar enjeksiyon gerekebilir. Botoks tedavisi, diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen hastalar için alternatif bir seçenek olabilir.
4. Cerrahi Tedavi Yöntemleri
Cerrahi müdahaleler, genellikle diğer tedavi yöntemlerinin etkili olmadığı ve idrar kaçırmanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediği durumlarda tercih edilir.
Aşağıda cerrahi tedavi yöntemlerinin başlıcaları ve bu yöntemlerin detayları yer almaktadır:
Askı (sling) ameliyatı: Bu yöntem, stres tipi idrar kaçırmanın cerrahi tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu operasyonda, üretra çevresine bir destek yapısı yerleştirilerek mesanenin aşağıya doğru sarkması önlenir. Askı ameliyatı, minimal invaziv bir prosedürdür ve iyileşme süreci genellikle hızlıdır. Ayrıca, uzun vadede başarı oranları oldukça yüksektir ve birçok kadın, ameliyattan sonra idrar kaçırma sorunundan tamamen kurtulabilir.
Kolposüspansiyon: Bu yöntem, özellikle ağır stres tipi idrar kaçırma durumlarında uygulanır. Kolposüspansiyon ameliyatında, mesane boynu ve üretra, cerrahi olarak yukarıya doğru kaldırılarak mesaneye daha iyi destek sağlanır. Bu yöntem, açık cerrahi ya da laparoskopik yöntemle yapılabilir ve özellikle doğum sonrası pelvik organ sarkması yaşayan kadınlarda tercih edilir.
Üretral enjeksiyonlar: Üretra çevresine hacim artırıcı maddelerin enjekte edilmesi, idrar kaçırmanın önlenmesinde kullanılan bir diğer cerrahi yöntemdir. Bu enjeksiyonlar, üretra etrafındaki dokuları kalınlaştırarak idrarın kontrolsüz şekilde kaçmasını engeller. Ancak, bu yöntem genellikle geçici bir çözümdür ve enjeksiyonun belirli aralıklarla tekrarlanması gerekebilir.
5. Alternatif Tedavi Yöntemleri
İdrar kaçırma tedavisinde kullanılan alternatif tedavi yöntemleri, bazı hastalarda geleneksel tedavilerle birlikte veya bu tedavilere alternatif olarak kullanılabilir. Bu yöntemler, özellikle cerrahi veya medikal tedavilere uygun olmayan kadınlar için etkili olabilir.
Aşağıda başlıca alternatif tedavi yöntemleri detaylandırılmıştır:
Biofeedback terapisi: Bu teknik, pelvik taban kaslarının nasıl çalıştığını öğrenmek ve bu kasları daha etkin bir şekilde kullanmak için geliştirilmiştir. Biofeedback cihazları, pelvik taban kaslarının kasılma ve gevşeme hareketlerini ölçer ve hastaya görsel ya da işitsel geri bildirim verir. Bu sayede, hastalar kasları doğru bir şekilde çalıştırmayı öğrenirler. Biofeedback terapisi, özellikle pelvik taban kası egzersizleri ile kombine edildiğinde idrar kaçırma tedavisinde oldukça etkili olabilir.
Elektrik stimülasyonu: Pelvik taban kaslarına düşük voltajlı elektrik uyarıları gönderilerek bu kasların güçlendirilmesi hedeflenir. Elektrik stimülasyonu, özellikle kasların zayıf olduğu durumlarda idrar kaçırmayı kontrol altına almak için kullanılır. Bu tedavi yöntemi genellikle Kegel egzersizlerine ek olarak uygulanır ve mesane kaslarının kontrolünü artırabilir.
Akupunktur: Akupunktur, geleneksel Çin tıbbının bir parçası olarak idrar kaçırma tedavisinde de kullanılabilmektedir. Bazı araştırmalar, akupunkturun mesane kasları üzerindeki düzenleyici etkisini ve idrar kaçırmayı hafifletici rolünü desteklemektedir. Özellikle sıkışma tipi idrar kaçırmada akupunktur, destekleyici bir tedavi olarak değerlendirilebilir.
Bu yöntemlerin her biri, kişiye özel tedavi planları çerçevesinde uygulanmalı ve uzman kontrolünde değerlendirilmelidir.
İdrar Kaçırma Sorununda Psikolojik ve Sosyal Etkiler
İdrar kaçırma yalnızca fiziksel bir sorun olarak değerlendirilmemeli; bu durumun kadınların psikolojik ve sosyal hayatları üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. Çoğu kadın, bu sorunu yaşadığında utanma, suçluluk ve özgüven kaybı gibi duygularla karşı karşıya kalır. Özellikle sosyal yaşamda izolasyona neden olabilir; kadınlar, idrar kaçırma korkusuyla sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınabilir ve hatta iş hayatlarında bile sınırlamalarla karşılaşabilirler. Bu durum, depresyon ve anksiyete gibi daha ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
Kadınların, sorunla başa çıkabilmeleri için psikososyal destek almaları oldukça önemlidir. Psikoterapi ve destek grupları, bu sorunla başa çıkmada etkili olabilir. Destek grupları, kadınların benzer sorunlar yaşayan diğer kadınlarla bir araya gelerek deneyimlerini paylaşmaları ve yalnız olmadıklarını görmeleri açısından faydalı olabilir. Ayrıca, aile ve sosyal çevrenin desteği de bu süreçte kritik bir rol oynar. Kadınların bu durumu utanmadan konuşabilmeleri ve yardım arayışına girmeleri, tedavi sürecinde olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlar.
Hamilelik ve Doğum Sonrası İdrar Kaçırma
Hamilelik ve doğum, kadınlarda idrar kaçırma sorununu tetikleyen en önemli süreçlerden biridir. Hamilelik sırasında rahmin büyümesi ve fetusun mesaneye baskı yapması, idrar kaçırma olasılığını artırabilir. Ayrıca, hormonal değişiklikler, pelvik taban kaslarının gevşemesine neden olabilir. Hamilelik sırasında idrar kaçırma sıklıkla stres tipi idrar kaçırma olarak görülür; öksürme, hapşırma veya gülme gibi hareketlerle mesane üzerine baskı artar ve kaçırma meydana gelir.
Doğum sonrası dönemde de idrar kaçırma yaygın bir sorundur. Özellikle vajinal doğum yapan kadınlarda, pelvik taban kasları doğum sırasında gerilir ve bu durum, mesane kontrolünün geçici veya kalıcı olarak zayıflamasına neden olabilir. Bu süreçte pelvik taban kası egzersizlerinin yapılması, kasların güçlenmesine ve idrar kaçırmanın azalmasına yardımcı olabilir.
Doğumdan sonra idrar kaçırma sorunu yaşayan kadınların bu durumu ciddiye almaları ve tedavi arayışına girmeleri önemlidir. Erken dönemde başlanan tedavi, uzun vadeli sonuçları olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca, doğum sonrası dönemde idrar kaçırmayı önlemek için aşırı kilo almaktan kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak ve lif açısından zengin bir diyet uygulamak faydalı olabilir.
Yaşlılıkta İdrar Kaçırma
Yaşlanma süreci, idrar kaçırma riskini önemli ölçüde artırır. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda, hormon seviyelerindeki değişiklikler ve pelvik taban kaslarının zayıflaması, idrar kaçırmaya yol açabilir. Yaşlı kadınlarda görülen idrar kaçırma, genellikle sıkışma tipi idrar kaçırma olarak ortaya çıkar ve ani idrar yapma ihtiyacı ile birlikte idrar kaçırma görülür.
Yaşlanmaya bağlı olarak mesane kapasitesi azalabilir ve mesanenin boşalması daha zor hale gelebilir. Bu durum, idrarın mesanede birikmesine ve taşma tipi idrar kaçırmaya neden olabilir. Ayrıca, yaşlılıkla birlikte hareketsizlik, kronik hastalıklar ve bazı ilaçların yan etkileri de idrar kaçırmayı artırabilir. Yaşlı kadınlarda idrar kaçırma tedavisinde, ilaçlar, pelvik taban egzersizleri ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleler önerilebilir.
Yaşlı kadınlarda idrar kaçırmayı önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri yapmak da etkili olabilir. Fiziksel aktivitenin artırılması, sağlıklı beslenme ve yeterli sıvı alımı, idrar kaçırma riskini azaltabilir. Ayrıca, mesane eğitimi ve düzenli pelvik taban kası egzersizleri de bu süreçte oldukça faydalıdır.
Sonuç
Kadınlarda idrar kaçırma, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ancak tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur. Yaşam tarzı değişikliklerinden cerrahi müdahalelere kadar uzanan geniş bir tedavi yelpazesi, idrar kaçırma sorununu büyük ölçüde çözmeyi amaçlar. Bu problemi yaşayan kadınların, bu durumu utanmadan dile getirmeleri ve uygun tedavi yöntemlerine başvurmaları büyük önem taşır. Modern tıp ve alternatif tedavi yöntemleri, idrar kaçırma ile başa çıkmada geniş imkanlar sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, her kadının tedavi süreci özeldir ve bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirilmelidir.
Referanslar:
- Kadınlarda İdrar Kaçırma Tedavisinin 5 Yöntemi
- Abrams P, Cardozo L, Khoury S, Wein A. “Incontinence: 4th International Consultation on Incontinence”, Health Publications Ltd, 2009.
- Wall LL, DeLancey JO. “The politics of women’s health care: pelvic floor disorders”, Obstetrics & Gynecology, 1996.
- Dumoulin C, Hay-Smith EJ, Mac Habée-Séguin G. “Pelvic floor muscle training versus no treatment, or inactive control treatments, for urinary incontinence in women”, Cochrane Database of Systematic Reviews, 2014.
- Norton P, Brubaker L. “Urinary incontinence in women”, The Lancet, 2006.
- Bø K, Sherburn M. “Evaluation of female pelvic-floor muscle function and strength”, Physical Therapy, 2005.
- Hunskaar S, Burgio K, Diokno AC, Herzog AR, Hjalmas K, Lapitan MC. “Epidemiology and natural history of urinary incontinence”, International Journal of Gynecology & Obstetrics, 2000.
- Haylen BT, Ridder D, Freeman RM, et al. “An International Urogynecological Association (IUGA)/International Continence Society (ICS)”, International Journal of Gynecology and Obstetrics, 2010.
- Kelleher CJ, Cardozo LD, Khullar V, Salvatore S. “A new questionnaire to assess the quality of life of urinary incontinent women”, BJOG: An International Journal of Obstetrics & Gynaecology, 1997.
- Tincello DG, Kenyon S, Abrams KR, et al. “Urinary incontinence in women: the Leicestershire MRC Incontinence Study”, BMJ, 1999.
- Swift SE. “The distribution of pelvic organ support in a population of female subjects seen for routine gynecologic health care”, American Journal of Obstetrics & Gynecology, 2000.
- Hunskaar S, Lose G, Sykes D, Voss S. “The prevalence of urinary incontinence in women in four European countries”, BJOG, 2004.
- Viktrup L. “The impact of childbirth on the prevalence of stress urinary incontinence”, International Urogynecology Journal, 2002.
- Wilson L, Brown JS, Shin GP, Luc KO, Subak LL. “Annual direct cost of urinary incontinence”, Obstetrics & Gynecology, 2001.
- Rogers RG. “Urinary incontinence in women”, New England Journal of Medicine, 2008.
- Milani AL, Kolle D, Enzlin P, et al. “The effect of pelvic floor muscle therapy on sexual function of women with urinary incontinence and a comparison with controls”, International Urogynecology Journal, 2001.
- Hay-Smith EJ, Herderschee R, Dumoulin C, Herbison GP. “Comparing approaches to pelvic floor muscle training for urinary incontinence in women”, Cochrane Database of Systematic Reviews, 2011.
- Gormley EA, Lightner DJ, Faraday M, Vasavada SP. “Diagnosis and treatment of overactive bladder (non-neurogenic) in adults”, AUA/SUFU Guideline, 2014.
- Coyne KS, Wein AJ, Tubaro A, Sexton CC, Thompson CL, Kopp ZS. “The burden of lower urinary tract symptoms”, BJU International, 2009.
- Brown JS, Grady D, Ouslander JG, Herzog AR, Varner RE, Posner SF. “Prevalence of urinary incontinence and associated risk factors in postmenopausal women”, Obstetrics & Gynecology, 1999.
- Dmochowski RR, Newman DK. “Impact of bladder control problems in women”, The American Journal of Medicine, 2007.
- Hannestad YS, Rortveit G, Sandvik H, Hunskaar S. “A community-based epidemiological survey of female urinary incontinence: The Norwegian EPINCONT Study”, Journal of Clinical Epidemiology, 2000.
- Ghoniem GM, Warda HA. “Advances in the surgical treatment of female urinary incontinence: what is the optimal approach?”, Nature Reviews Urology, 2009.
- Fitzgerald MP, Graziano S. “Non-surgical treatment options for female urinary incontinence”, Expert Opinion on Pharmacotherapy, 2007.
- Wilson PD, Berghmans B, Hagen S, Moore K, Nygaard I, Jørgensen S. “Conservative treatment in women: summary of a Cochrane systematic review”, International Journal of Gynecology & Obstetrics, 2005.
- Robinson D, Cardozo L. “Urinary incontinence in the young woman”, Current Opinion in Obstetrics & Gynecology, 2015.
- Alhasso AA, McKinlay J, Patrick K, Stewart L. “Anticholinergic drugs versus non-drug active therapies for overactive bladder syndrome in adults”, Cochrane Database of Systematic Reviews, 2006.
- Burgio KL, Locher JL, Goode PS, Hardin JM, McDowell BJ, Dombrowski M. “Behavioral vs drug treatment for urge urinary incontinence in older women”, JAMA, 1998.
- Staskin D, Kelleher C, Avery K. “Initial assessment of urinary incontinence in adult male and female patients”, Nature Reviews Urology, 2009.
- Wagg A, Gibson W, Ostaszkiewicz J, Johnson T, Markland A, Palmer MH, Kuchel G, Szonyi G. “Urinary incontinence in frail elderly persons: report from the 5th International Consultation on Incontinence”, Neurourology and Urodynamics, 2015.
- Staskin D, Kelleher C, Avery K, et al. “Initial assessment of urinary incontinence in adult male and female patients”, Urology, 2005.
- Hannestad YS, Rortveit G, Sandvik H, Hunskaar S. “A community-based epidemiological survey of female urinary incontinence: The Norwegian EPINCONT study”, Journal of Clinical Epidemiology, 2000.
- Minassian VA, Drutz HP, Al-Badr A. “Urinary incontinence as a worldwide problem”, International Journal of Gynecology & Obstetrics, 2003.
- Dmochowski RR, Blaivas JM. “Evaluation and management of overactive bladder in women”, The Journal of Urology, 2006.
- Burgio KL, Goode PS, Johnson TM, et al. “Behavioral training with or without biofeedback to treat urge incontinence in older women: a randomized controlled trial”, JAMA, 2006
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/