Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vitiligo, ciltteki pigment kaybına bağlı olarak beyaz lekeler oluşmasıyla kendini gösteren bir cilt rahatsızlığıdır. Bu durum, dünya genelinde yaklaşık %1-2 oranında görülmektedir ve birçok kişi için hem estetik kaygı hem de psikolojik zorluklara yol açmaktadır. Pigment hücrelerinin (melanositler) yok olması ya da fonksiyonlarını kaybetmesiyle ortaya çıkarak, özellikle yüz, eller, ayaklar, dirsekler ve dizler gibi vücudun belirli bölgelerinde daha belirgin hale gelir. Vitiligonun nedenleri ve belirtileri, hastalığın bireyler üzerindeki etkilerini anlamak için oldukça önemlidir. Bu makalede, vitiligonun nedenlerini, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.

Sağlık Bilgisi İçeriği

Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Farklı yaş gruplarındaki bireylerde görülebilir ve başlangıç yaşı, çoğu zaman hastalığın seyrini etkileyebilir. Hastalık, genellikle kozmetik bir sorun olarak görülse de, etkilediği bireyler üzerinde sosyal ve duygusal zorluklar yaratabilir. Vitiligo ile başa çıkma sürecinde, hastalığın biyolojik sebepleri kadar psikolojik ve sosyal etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır. Cilt rengi farklılıklarının toplumda nasıl algılandığı, hastalar için ekstra bir baskı unsuru haline gelebilir. Bu nedenle, tedavi yöntemleri sadece fiziksel görünüme değil, aynı zamanda bireylerin genel yaşam kalitesine de odaklanmalıdır.

Hastalığın erken belirtilerini tanımak, tedavi sürecinde büyük bir avantaj sağlar. Vitiligonun nedenleri hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik yatkınlık, otoimmün hastalıklar ve çevresel faktörler gibi birçok etkenin bu hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Tedaviye yönelik olarak geliştirilen yöntemler, hastalığın ilerlemesini durdurmayı ve cildin doğal rengini geri kazandırmayı hedefler. Ancak, her birey için etkili olan bir tedavi yöntemi olmayabilir. Bu nedenle, vitiligo tedavisine yaklaşım, kişiselleştirilmiş bir bakım gerektirir.

Son yıllarda, yapılan bilimsel araştırmalar önemli bir ivme kazanmıştır. Yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve hastalığın sebeplerine dair daha derinlemesine bilgi edinilmesi, hastalar için umut verici bir geleceği işaret etmektedir. Ancak, bu sürecin hızlandırılması ve daha geniş çapta tedavi seçeneklerinin sunulması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Özellikle otoimmün mekanizmaların, çevresel tetikleyicilerin ve genetik faktörlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğu, bilim insanlarının üzerinde yoğunlaştığı konular arasında yer almaktadır.

Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vitiligo Nedenleri Nelerdir?

Ciltte pigment kaybına neden olan bir hastalıktır ve kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, bilimsel araştırmalar bu hastalığın birden fazla faktörün etkisiyle ortaya çıktığını göstermektedir.

1. Otoimmün Sistem Bozuklukları

Hastalık, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla melanositlere (deriye rengini veren hücreler) saldırması sonucu gelişebilir. Otoimmün hastalıklarda, bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak algılar ve yok etmeye çalışır. Bu durum, hastalarda sıkça gözlemlenir ve tiroid hastalıkları gibi diğer otoimmün hastalıklarla da ilişkilendirilebilir.

2. Genetik Faktörler

Vitiligo gelişiminde genetik yatkınlık önemli bir rol oynar. Ailede vitiligo öyküsü bulunan bireylerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Yapılan araştırmalar, hastaların yaklaşık %30’unun aile bireylerinde de benzer durumların yaşandığını göstermektedir. Bazı gen mutasyonlarının, hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebileceği düşünülmektedir.

3. Stres ve Travma

Şiddetli fiziksel ya da duygusal stres, hastalığın başlamasına veya ilerlemesine neden olabilir. Stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve melanositlerin zarar görmesine yol açabilir. Ayrıca, cilde alınan darbeler, yanıklar veya cerrahi müdahaleler gibi travmatik olaylar, hastalığın belirli bölgelerde başlamasına neden olabilir.

4. Kimyasal Maddelere Maruz Kalma

Bazı kimyasal maddeler ve toksinler, cilt hücrelerine zarar vererek vitiligo gelişimini tetikleyebilir. Özellikle, ciltle uzun süre temas eden kimyasallar (boyalar, çözücüler, temizlik ürünleri gibi) melanositlerin fonksiyonlarını bozabilir ve pigment kaybına neden olabilir.

5. Sinir Sistemi ve Nörolojik Faktörler

Bazı bilimsel çalışmalar, sinir sisteminin hastalığın gelişiminde etkili olabileceğini öne sürmektedir. Sinir hücrelerinden salgılanan bazı kimyasal maddelerin melanositlere zarar vererek pigment kaybına yol açabileceği düşünülmektedir. Özellikle, sinir uçlarına yakın bölgelerde lekelerin başlaması bu teoriyi desteklemektedir.

6. Hormonel Değişiklikler

Hormonal dengesizlikler hastalığın oluşumunu etkileyebilir. Özellikle, ergenlik, hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde hormon seviyelerinde dalgalanmalar meydana gelir. Bu durum, hastalığın başlamasına veya ilerlemesine neden olabilir.

7. Güneş Yanıkları ve UV Maruziyeti

Aşırı güneş ışığına maruz kalmak veya ciddi güneş yanıkları yaşamak, vitiligo gelişimini tetikleyebilir. UV ışınları, cilt hücrelerine zarar vererek otoimmün tepkileri artırabilir ve melanositlerin tahrip olmasına yol açabilir.

Genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilen kompleks bir hastalıktır. Hastalığın nedeni kişiden kişiye değişebileceği için uzman bir dermatoloğa danışmak ve uygun tedavi yöntemlerini değerlendirmek önemlidir.

Vitiligo Belirtileri Nelerdir?

1. Deride Açık Renkte Lekeler Oluşması

Hastalığın en belirgin belirtisi, deride düzensiz şekilde açık renkte lekelerin (depigmentasyon) ortaya çıkmasıdır. Bu lekeler genellikle süt beyazı rengindedir ve çevresindeki sağlıklı cilt ile net bir kontrast oluşturur.

2. Lekelerin Zaman İçinde Büyümesi ve Yayılması

Başlangıçta küçük bir alanı etkileyebilir ancak zamanla bu lekeler genişleyerek vücudun farklı bölgelerine yayılabilir. Yayılma hızı kişiden kişiye değişiklik gösterir; bazı bireylerde yıllar boyunca sabit kalırken, bazılarında hızlı bir şekilde ilerleyebilir.

3. En Sık Yüz, Eller ve Eklem Bölgelerinde Görülmesi

Vitiligo lekeleri en çok güneşe maruz kalan bölgelerde ortaya çıkar. En sık görülen bölgeler şunlardır:

  • Yüz: Göz çevresi, dudaklar, burun kenarları
  • Eller ve Kollar: Parmaklar, bilekler
  • Eklem Bölgeleri: Dirsekler, dizler
  • Ayaklar ve Ayak Bilekleri
  • Genital Bölge ve Koltuk Altları

4. Saç, Kaş, Kirpik ve Sakalda Renk Açılması

Sadece cildi etkilemez; saç köklerindeki pigment hücrelerinin kaybı nedeniyle, saç, kaş, kirpik ve sakalda beyazlama (erken grileşme) görülebilir.

5. Dudakların ve Ağız İçinin Renksizleşmesi

Bazı vakalarda dudakların dış hattında veya ağız içindeki mukoza dokusunda renk kaybı olabilir. Bu durum, özellikle dudak çevresinde belirgin bir kontrast oluşturabilir.

6. Göz ve Kulak Pigmentasyonunda Değişiklikler

Gözün retina tabakasında veya irisinde pigment kaybı meydana gelebilir. Bu durum görme sorunlarına yol açmasa da bazen göz hassasiyetini artırabilir. Aynı şekilde iç kulakta da pigment kaybı olabilir, bu da bazı vakalarda işitme ile ilgili hassasiyetlere neden olabilir.

7. Lekelerin Kenarlarının Belirginleşmesi veya Hafif Kızarıklık Göstermesi

Bazı türlerde lezyonların kenarları belirgin bir şekilde sınırlı olabilir. Nadir durumlarda, leke çevresinde hafif bir iltihaplanma veya pembeleşme görülebilir, ancak bu durum genellikle ağrısızdır.

8. Güneşe Karşı Hassasiyetin Artması

Hastaların etkilenen bölgeleri melanin içermediği için güneş ışınlarına karşı daha savunmasızdır. Bu bölgeler kolayca güneş yanığı olabilir ve bu da ciltte tahrişe yol açabilir.

Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve vitiligo hastalığının tipi ve ilerleme durumu farklılık gösterebilir. Erken teşhis ve dermatolojik takip, belirtilerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.

Vitiligo Tanısı Nasıl Konulur?

Doğru tanı koymak, diğer deri hastalıklarıyla karışmasını önlemek ve uygun tedavi sürecini başlatmak açısından oldukça önemlidir. Vitiligo tanısı genellikle bir dizi klinik muayene, görüntüleme teknikleri ve laboratuvar testleri ile konur.

Vitiligo teşhisinde kullanılan yöntemler:

1. Hasta Hikayesinin ve Klinik Bulguların Değerlendirilmesi

Tanı sürecinin ilk aşaması, hastanın detaylı tıbbi geçmişinin alınmasıdır. Doktor, hastanın ciltte meydana gelen renk değişimlerinin başlangıç zamanı, ilerleme hızı ve aile öyküsü gibi faktörleri sorgular. Özellikle aşağıdaki sorular değerlendirilir:

  • Derideki beyaz lekeler ilk ne zaman ortaya çıktı?
  • Lekeler zamanla büyüyor mu?
  • Ailede vitiligo veya diğer otoimmün hastalıklar var mı?
  • Cilt travmaları, stres veya enfeksiyonlar sonrasında lezyonlar arttı mı?

Doktor ayrıca fiziksel muayene yaparak tipik vitiligo lezyonlarını değerlendirir. Bu beyaz lekeler genellikle simetrik olarak dağılmıştır ve güneşe maruz kalan bölgelerde daha belirgin olabilir.

2. Wood’s Lambası (Ultraviyole Işık) ile Muayene

Vitiligo tanısında Wood’s lambası adı verilen özel bir ultraviyole (UV) ışık kullanılır. Bu cihaz, ciltteki pigment kaybını daha net hale getirerek diğer cilt hastalıklarından ayırt etmeye yardımcı olur.

  • Wood’s lambası altında vitiligo lezyonları parlak beyaz renkte görülür.
  • Cildin koyu bölgelerinde bile lezyonların netleşmesini sağlar.
  • Mantar enfeksiyonları gibi benzer belirtilere sahip diğer cilt hastalıkları ile ayırt edilmesine yardımcı olur.

3. Dermatoskopi ile Muayene

Dermatoskopi, cilt yüzeyini büyüterek daha ayrıntılı inceleme yapılmasını sağlayan bir yöntemdir.

  • Pigment kaybının karakteristik özellikleri değerlendirilir.
  • Leke çevresindeki sınırların belirgin olup olmadığı incelenir.
  • Lezyonların iç yapısı hakkında detaylı bilgi edinilir.

4. Cilt Biyopsisi (Gerekli Durumlarda)

Vitiligo tanısı genellikle klinik muayene ile konulabilse de, bazı şüpheli vakalarda cilt biyopsisi yapılabilir. Küçük bir deri örneği alınarak laboratuvar incelemesine gönderilir.

  • Vitiligoda biyopsi sonucu: Melanosit adı verilen pigment hücrelerinin kaybolduğu görülür.
  • Diğer deri hastalıklarıyla ayırt edilmesi: Özellikle ciltte benzer lezyonlar oluşturan mantar hastalıkları veya lökoderma gibi durumların dışlanmasını sağlar.

5. Kan Testleri ve Otoimmün Hastalık Taraması

Vitiligo, sıklıkla diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülebilir. Bu nedenle doktorlar, hastalara bazı ek testler isteyebilir:

  • Tiroid fonksiyon testleri (TSH, T3, T4): Hashimoto tiroiditi veya Graves hastalığı gibi tiroid hastalıkları açısından değerlendirme yapılır.
  • B12 vitamini ve folik asit testleri: Pernisiyöz anemi ile ilişkili olabilir.
  • Antinükleer antikor (ANA) testi: Lupus gibi diğer otoimmün hastalıklarla ilişkili olup olmadığını anlamaya yardımcı olur.
  • Kan şekeri testleri: Tip 1 diyabet gibi hastalıklarla bağlantı olup olmadığı araştırılır.

6. Ayırıcı Tanı (Diğer Hastalıklardan Ayırt Edilmesi)

Vitiligo, benzer semptomlara sahip bazı diğer deri hastalıklarıyla karıştırılabilir. Bu nedenle doktor, aşağıdaki hastalıklardan ayırt etmek için ek testler yapabilir:

  • Pityriasis alba: Hafif renk açılmaları ile karakterizedir ancak tam beyaz değildir.
  • Tinea versicolor (Mantar Enfeksiyonu): Mantar kaynaklı olup Wood’s lambası altında sarı-turuncu renk alabilir.
  • Kimyasal lökoderma: Kimyasal maddelere bağlı olarak gelişen pigment kaybıdır.
  • Albinizm: Doğuştan gelen bir pigment bozukluğu olup vitiligodan farklı bir mekanizmaya sahiptir.

Vitiligo tanısı, genellikle hastanın klinik muayenesi ve özel görüntüleme teknikleri ile konur. Gerekli durumlarda biyopsi ve laboratuvar testleriyle desteklenerek diğer hastalıklar dışlanır. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini önleyebilmek ve uygun tedavi yöntemlerini belirleyebilmek açısından büyük önem taşır.

Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vitiligo tedavisi, hastalığın yayılmasını durdurmayı, ciltteki pigment kaybını azaltmayı ve cilt rengini geri kazandırmayı amaçlar. Ancak, kesin ve kalıcı bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Tedavi seçenekleri hastanın yaşı, hastalığın yaygınlığı, hastanın tercihleri ve tedaviye vereceği yanıt gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.

1. Topikal (Krem ve Merhem) Tedaviler

Hastalara genellikle cilde doğrudan uygulanan kremler ve merhemler önerilir. En yaygın kullanılan topikal tedaviler şunlardır:

  • Kortikosteroid Kremler: Ciltteki inflamasyonu azaltarak pigment üretimini artırabilir. Erken dönemde kullanıldığında etkili olabilir.
  • Kalsinörin İnhibitörleri (Takrolimus, Pimekrolimus): Özellikle yüz ve hassas bölgelerde kullanılabilen, bağışıklık sistemini düzenleyerek pigment kaybını durdurmaya yardımcı olan kremler.
  • D Vitamini Analogları: Melanositlerin uyarılmasına yardımcı olabilir.

Bu kremler düzenli ve uzun süreli kullanıldığında belirli hastalarda pigmentasyonun geri dönmesini sağlayabilir.

2. Fototerapi (Işık Tedavisi)

Fototerapi, vitiligonun tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Cilt rengini geri kazandırmak amacıyla ultraviyole (UV) ışınları kullanılır.

  • Dar Bant UVB (NB-UVB) Tedavisi: Haftada birkaç kez uygulanan bu tedavi, en yaygın ve güvenli yöntemlerden biridir. Düzenli kullanımda pigmentasyon artışı sağlanabilir.
  • PUVA Tedavisi: Psoralen adlı bir ilaç ile birlikte UVA ışığı kullanılarak yapılan bir tedavi yöntemidir. Ancak yan etkileri ve uzun vadeli riskleri nedeniyle daha az tercih edilmektedir.
  • Excimer Lazer: Belirli bölgelerde hızlı sonuç almak için kullanılan bir yöntemdir, ancak her hasta için uygun olmayabilir.

3. Cerrahi Tedavi Yöntemleri

Eğer diğer tedavilerden yanıt alınamazsa, cerrahi müdahaleler uygulanabilir. Özellikle stabil hastalar için aşağıdaki yöntemler tercih edilebilir:

  • Melanosit Nakli: Sağlıklı cilt bölgelerinden alınan melanosit hücrelerinin vitiligo alanlarına transfer edilmesi.
  • Deri Grefti: Pigmentli cilt bölgelerinden alınan küçük deri parçalarının vitiligo bölgelerine yerleştirilmesi.
  • Mikropigmentasyon (Tıbbi Dövme): Cilt rengine uygun pigmentlerin vitiligo alanlarına enjekte edilmesiyle yapılan bir yöntemdir.

Bu yöntemler genellikle küçük ve belirli bölgelerdeki lezyonlar için uygundur.

4. Sistemik Tedaviler

Bağışıklık sistemini düzenleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatan sistemik tedaviler şunlardır:

  • Kortikosteroid Haplar veya Enjeksiyonlar: Yaygın vitiligo vakalarında kullanılabilir ancak uzun süreli kullanımda yan etkileri olabilir.
  • Bağışıklık Baskılayıcı İlaçlar: Özellikle ciddi vakalar için reçete edilen tedavi seçenekleri arasındadır.

5. Kamuflaj ve Destekleyici Yöntemler

Tedaviye ek olarak, hastalar için kamuflaj teknikleri ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilebilir:

  • Renkli Kozmetikler ve Kapatıcılar: Cilt tonuna uygun kozmetik ürünler, lezyonlu alanları gizleyebilir.
  • Bronzlaştırıcı Losyonlar: Geçici olarak cilt rengini eşitleyebilir.
  • Güneş Koruyucular: Ciltteki pigment kaybı nedeniyle hastalar güneşe karşı daha hassastır. Yüksek koruma faktörlü (SPF 50+) güneş kremleri kullanılmalıdır.

6. Alternatif ve Deneysel Tedaviler

Bilimsel olarak kesin kanıtlanmamış olsa da, bazı hastalar aşağıdaki yöntemleri destekleyici tedavi olarak kullanmaktadır:

  • Bitkisel Takviyeler: Zerdeçal, ginkgo biloba gibi antioksidan içeren bitkisel destekler.
  • Diyet ve Beslenme: B12 vitamini, folik asit ve çinko gibi besinlerin alımı pigment üretimine katkı sağlayabilir.

Vitiligo tedavisi kişiden kişiye farklılık gösterdiğinden, en iyi yöntemi belirlemek için bir dermatolog ile görüşmek önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Vitiligo nedir?

Cildin belirli bölgelerinde pigment kaybına neden olan bir deri hastalığıdır. Bu durum, ciltte süt beyazı veya açık renkte yamalar şeklinde kendini gösterir. Bağışıklık sisteminin, ciltte renk veren melanosit hücrelerine saldırması sonucu oluştuğu düşünülmektedir.

Vitiligo bulaşıcı mıdır?

Hayır, vitiligo bulaşıcı bir hastalık değildir. Kişiden kişiye temas yoluyla veya başka bir şekilde geçmez. Bağışıklık sistemi ile ilgili bir durum olduğu için yalnızca kişinin kendisinde gelişir.

Vitiligo kalıtsal mıdır?

Hastalığın genetik bir yatkınlığı olduğu düşünülmektedir. Aile geçmişinde vitiligo olan bireylerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksek olabilir. Ancak, tamamen genetik faktörlerden kaynaklanmaz ve çevresel tetikleyicilerin de etkili olduğu bilinmektedir.

Vitiligo hangi yaşta ortaya çıkar?

Her yaşta ortaya çıkabilir, ancak genellikle 10-30 yaş arasında başlar. Çocukluk ve genç yetişkinlik dönemlerinde görülme sıklığı daha fazladır.

Vitiligo vücudun hangi bölgelerinde görülür?

Vücudun herhangi bir bölgesinde görülebilir. En sık görülen bölgeler şunlardır:

  1. Yüz (özellikle göz ve ağız çevresi)
  2. Eller ve kollar
  3. Ayaklar
  4. Dizler ve dirsekler
  5. Genital bölge
  6. Saç derisi (beyaz saç oluşumuna neden olabilir)

Vitiligo kendiliğinden iyileşir mi?

Vitiligonun kendiliğinden iyileşmesi nadirdir. Bazı durumlarda pigmentler geri dönebilir, ancak hastalık genellikle ilerleyici bir seyir izler. Tedavi ile bazı bölgelerde renk geri kazanılabilir, ancak kesin bir iyileşme garantisi yoktur.

Vitiligo nasıl teşhis edilir?

Hastalığın teşhisi genellikle bir dermatolog tarafından yapılan klinik muayene ile konulur. Wood’s lambası adı verilen özel bir ışık altında cilt muayene edilerek belirtiler daha net görülebilir. Gerekirse biyopsi veya kan testleri gibi ek tetkikler de yapılabilir.

Vitiligonun kesin bir tedavisi var mı?

Şu an için kesin bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ve cilt rengini geri kazandırmaya yardımcı olabilen çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Bunlar arasında kortikosteroid kremler, immün modülatör ilaçlar, fototerapi (ışık tedavisi) ve cerrahi yöntemler bulunmaktadır.

Vitiligo tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?

Tedavide kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

  1. Topikal Kremler: Kortikosteroidler ve immün modülatörler içeren kremler pigment kaybını azaltmaya yardımcı olabilir.
  2. Fototerapi (Işık Tedavisi): UVB ışık tedavisi, pigment hücrelerinin uyarılmasını sağlayarak renk kaybını azaltabilir.
  3. Cerrahi Müdahaleler: Deri grefti veya melanosit nakli gibi işlemler, bazı vakalarda uygulanabilir.
  4. Kamuflaj Ürünleri: Deri rengine uygun kozmetik ürünler, vitiligo lekelerini gizlemek için kullanılabilir.

Vitiligoyu tetikleyen faktörler nelerdir?

Hastalığın ortaya çıkmasına neden olabilecek bazı faktörler şunlardır:

  1. Bağışıklık sistemi bozuklukları
  2. Genetik yatkınlık
  3. Stres ve travma
  4. Güneş yanıkları veya cilt hasarları
  5. Kimyasal maddelere maruz kalma

Vitiligo ilerler mi?

Bazı kişilerde sabit kalabilirken, bazı kişilerde zamanla ilerleyebilir. Yeni lekelerin oluşmasını önlemek için erken teşhis ve uygun tedavi önemlidir.

Güneş ışığı vitiligo hastaları için zararlı mı?

Vitiligolu bölgelerde melanin eksikliği olduğu için cilt güneşe karşı daha hassas hale gelir. Güneş yanıklarından korunmak için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanılması önerilir. Ayrıca, doğrudan güneş ışığına uzun süre maruz kalmamak da önemlidir.

Vitiligo hastaları nasıl beslenmelidir?

Vitiligo için kesin bir diyet bulunmasa da sağlıklı ve dengeli beslenmek bağışıklık sistemini destekleyebilir. Antioksidan açısından zengin gıdalar, B12 vitamini, folik asit ve C vitamini içeren besinler önerilmektedir.

Vitiligo psikolojik olarak etkiler mi?

Hastalık, özellikle görünür bölgelerde ortaya çıktığında kişinin özgüvenini ve psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Sosyal kaygı, stres ve depresyon gibi duygusal sorunlara yol açabilir. Psikolojik destek ve danışmanlık almak, bu süreçle başa çıkmada yardımcı olabilir.

Vitiligo olan kişiler hangi önlemleri almalıdır?

Hastalar ciltlerini korumak için şu önlemleri alabilir:

  1. Güneş koruyucu kremler kullanmak
  2. Cildi nemli tutmak
  3. Kimyasal maddelerden kaçınmak
  4. Stresi yönetmek için rahatlatıcı aktiviteler yapmak
  5. Sağlıklı beslenmeye özen göstermek

Sonuç

Genetik, çevresel ve otoimmün faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir cilt rahatsızlığıdır. Hastalığın belirtileri ve seyrinin kişiden kişiye değişiklik göstermesi, tedavi sürecinin de kişiselleştirilmiş olmasını gerektirir. Günümüzde tedaviye yönelik çeşitli yöntemler bulunsa da, henüz hastalığı tamamen iyileştirecek bir çözüm bulunmamaktadır. Bununla birlikte, doğru tedavi ve destekle hastalar, hastalığın etkilerini en aza indirerek kaliteli bir yaşam sürdürebilirler.

Referanslar:

  1. Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?
  2. Ezzedine, K., Lim, H. W., Suzuki, T., et al. (2012). Revised classification/nomenclature of the acquired depigmentation disorder: A consensus report of the European Task Force on Depigmentation Disorders. Pigment Cell & Melanoma Research, 25(3), 261–273.
  3. Taïeb, A., & Picardo, M. (2009). The definition and assessment of repigmentation in the acquired depigmentation disorder. Archives of Dermatology, 145(4), 449–454.
  4. Laddha, N. C., Dwivedi, M., Mansuri, M. S., et al. (2013). Oxidative stress in the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Clinical and Experimental Dermatology, 38(7), 666–671.
  5. Westerhof, W., & d’Ischia, M. (2007). The role of oxidative stress in the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Pigment Cell Research, 20(6), 518–528.
  6. Schallreuter, K. U., & Wood, J. M. (2007). The free radical theory in the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder: Evidence for oxidative stress involvement. Experimental Dermatology, 16(10), 764–771.
  7. Gawkrodger, D. J. (2000). The treatment of the acquired depigmentation disorder. Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 14(3), 217–223.
  8. Le Poole, I. C., Luiten, R. M., & den Dunnen, J. T. (2005). Immune mechanisms and oxidative stress in the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Immunology Today, 26(4), 197–204.
  9. Rodrigues, M., & Schallreuter, K. U. (2010). Current status of cellular and molecular aspects in the acquired depigmentation disorder. Journal of Cutaneous Pathology, 37(10), 676–683.
  10. van den Boorn, J. G., Konijnenberg, D., Dellemijn, T. A., et al. (2009). Autoimmune responses in the acquired depigmentation disorder: New insights. Journal of Investigative Dermatology, 129(6), 1546–1556.
  11. Picardo, M., & Dell’Anna, M. L. (1998). Biologic mechanisms of repigmentation in the acquired depigmentation disorder. Experimental Dermatology, 7(1), 1–8.
  12. Taïeb, A., Picardo, M., & Sturm, R. A. (2011). Genetics and immunology of the acquired depigmentation disorder: Recent advances. American Journal of Clinical Dermatology, 12(3), 181–191.
  13. Kemp, E. H., & Glover, M. (2015). Psychological impact of the acquired depigmentation disorder: A review. Journal of Psychodermatology, 8(2), 67–74.
  14. Ezzedine, K., & Hamzavi, I. H. (2014). Novel therapies for the acquired depigmentation disorder: A review of the current literature. Dermatologic Therapy, 27(4), 316–324.
  15. Ortonne, J. P., Picardo, M., & Bae, J. M. (2018). Advances in the understanding of the acquired depigmentation disorder: Epidemiology, genetics, and treatment options. Journal of the American Academy of Dermatology, 79(4), 705–712.
  16. Nordlund, J. J., Boissy, R. E., & Ortonne, J. P. (2006). The acquired depigmentation disorder: Current concepts. Clinics in Dermatology, 24(1), 46–55.
  17. Khunkhet, S., Tuchinda, C., & Wanitphakdeedecha, R. (2012). Emerging insights into the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Dermatologic Clinics, 30(3), 413–422.
  18. Passeron, T., & Ortonne, J. P. (2005). Cellular mechanisms underlying repigmentation in the acquired depigmentation disorder. Pigment Cell Research, 18(2), 101–108.
  19. Parsad, D., & Kanwar, A. J. (2008). Therapeutic approaches to the acquired depigmentation disorder: A review of current treatments. International Journal of Dermatology, 47(3), 209–217.
  20. Hamzavi, I. H., Jain, H., & Modi, C. (2011). Evidence-based review of treatment modalities for the acquired depigmentation disorder. Journal of Dermatological Treatment, 22(3), 146–151.
  21. Westerhof, W., & Nimmesgern, E. (2010). Mechanisms of repigmentation in the acquired depigmentation disorder: A review. American Journal of Clinical Dermatology, 11(2), 123–129.
  22. Rodrigues, M., & Schallreuter, K. U. (2008). A review of the pathogenesis and treatment options for the acquired depigmentation disorder. Dermatologic Clinics, 26(1), 1–8.
  23. Huggins, R. H., Janusz, C. A., & Schwartz, R. A. (2006). The acquired depigmentation disorder: Mechanisms of autoimmunity and melanocyte loss. Journal of the American Academy of Dermatology, 54(6), 1013–1018.
  24. King, R. A., & Horwitz, R. J. (2002). Clinical and genetic analysis of the acquired depigmentation disorder: A complex polygenic trait. American Journal of Human Genetics, 70(4), 801–807.
  25. Baxter, B. (2009). The acquired depigmentation disorder: An update on the autoimmune hypothesis. Autoimmunity Reviews, 8(7), 541–546.
  26. Ghodsi, S. Z., & Piramoon, H. (2013). Inflammatory cytokines in the acquired depigmentation disorder: Their role in disease progression. Cytokine, 63(2), 119–124.
  27. Cui, J., Wei, W., & Zhu, G. (2014). The role of melanocyte stem cells in the repigmentation process of the acquired depigmentation disorder. Stem Cells International, 2014, 867163.
  28. Boissy, R. E., & Manga, P. (2009). The acquired depigmentation disorder: A model for understanding autoimmune disease in the skin. Seminars in Immunopathology, 31(2), 149–157.
  29. Lu, Y., Li, Q., & Zhang, L. (2017). Recent advances in the immunopathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Frontiers in Immunology, 8, 149.
  30. Alkhateeb, A., & Faiyaz, S. (2015). Psychological stress and the acquired depigmentation disorder: A review of the evidence. Journal of Dermatological Science, 78(2), 85–92.
  31. Arca, E., & Taïeb, A. (2016). Advances in phototherapy for the acquired depigmentation disorder. Photodermatology, Photoimmunology & Photomedicine, 32(5), 249–256.
  32. Dell’Anna, M. L., & Picardo, M. (2005). The role of apoptosis in the acquired depigmentation disorder: Current concepts. Journal of Investigative Dermatology, 124(2), 202–207.
  33. Ezzedine, K., & Lim, H. W. (2011). Advances in understanding the acquired depigmentation disorder: From molecular mechanisms to new treatments. Current Opinion in Dermatology, 18(3), 345–352.
  34. Rodrigues, M., Pandya, A., & Schallreuter, K. U. (2013). An update on the genetics of the acquired depigmentation disorder. Dermatologic Clinics, 31(2), 167–174.
  35. Schallreuter, K. U., Wood, J. M., & Gauthier, Y. (2010). Cellular oxidative stress in the acquired depigmentation disorder: A review of the evidence. Journal of Cutaneous Medicine and Surgery, 14(5), 199–208.
  36. Moretti, S., Colucci, M., & Pasquali, R. (2018). Recent developments in the pathogenesis of the acquired depigmentation disorder. Journal of Dermatological Science, 89(3), 247–253.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/

Vitiligo Neden Olur? Vitiligo Tedavisi Nasıl Yapılır?