Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Serebral anevrizma, beyindeki kan damarlarının duvarlarında oluşan balon şeklinde bir genişlemedir. Bu durum, genellikle kan damarlarının zayıf bir bölgesinde meydana gelir ve büyüdükçe ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Serebral anevrizmalar, çoğunlukla belirti vermeden ilerler ve bu yüzden genellikle “sessiz katil” olarak adlandırılırlar. Ancak anevrizmanın yırtılması durumunda ani ve şiddetli baş ağrısı, bilinç kaybı ve felç gibi ciddi belirtiler ortaya çıkar. Bu makalede, serebral anevrizmanın tanımı, risk faktörleri, belirtileri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Beyindeki kan damarlarının duvarlarındaki zayıflık nedeniyle oluşan bu şişlik, her yaş grubunda görülebilse de, genellikle yetişkinlerde ve özellikle 40 yaş üstü bireylerde daha yaygındır. Genetik yatkınlık, hipertansiyon, sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi gibi faktörler, anevrizma riskini artıran unsurlar arasında yer alır. Yırtılmamış anevrizmalar genellikle belirti vermezken, yırtılmış bir anevrizma ciddi ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi hayati önem taşır.

Serebral anevrizmalar, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için büyük bir zorluk teşkil eder. Teşhis edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi karmaşık bir süreçtir. Modern tıbbın sunduğu ileri görüntüleme teknikleri ve cerrahi müdahaleler, bu hastalığın yönetiminde önemli rol oynar. Ancak hastalığın erken evrede tespit edilmesi ve kişiye özel tedavi planlarının oluşturulması, başarılı sonuçlar elde edilmesi için gereklidir.

Bu makale, serebral anevrizma ile ilgili farkındalığı artırmayı ve bu duruma dair detaylı bilgi sunmayı amaçlamaktadır. Hem hastalar hem de yakınları için anevrizmanın ne olduğu, neden oluştuğu ve nasıl tedavi edildiği gibi sorulara yanıt arayacak ve hastalığın tüm yönlerini ele alacağız. Ayrıca, anevrizma riskini azaltmak için alınabilecek önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri hakkında da bilgiler sunacağız.

Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Serebral Anevrizma Nedir?

Serebral anevrizma, beynin arter duvarlarındaki zayıflık nedeniyle oluşan anormal bir genişlemedir. Anevrizma büyüdükçe, kan damarının duvarı daha da incelir ve yırtılma riski artar. Yırtılan bir anevrizma, subaraknoid kanama olarak bilinen ciddi bir beyin kanamasına yol açabilir. Bu durum, acil tıbbi müdahale gerektirir ve tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilir. Anevrizmalar, genellikle beyin tabanındaki arterlerde, yani Willis halkası olarak bilinen bölgedeki ana arterlerde meydana gelir.

Anevrizmanın türleri arasında sakküler (kesecik şeklinde), fusiform (iğ şekilli) ve dissekan (kan damarı duvarında yırtılma) anevrizmalar yer alır. Sakküler anevrizmalar, en yaygın görülen türdür ve genellikle “çilek anevrizması” olarak adlandırılır. Bu tip anevrizma, küçük bir sap ile kan damarına bağlanır ve bir sapla asılı duran bir balon gibi görünür. Fusiform anevrizmalar, kan damarının tüm çevresinde eşit genişlemeler şeklinde ortaya çıkar ve nadir görülürler. Dissekan anevrizmalar ise kan damarının iç tabakasında bir yırtılma sonucu meydana gelir ve ciddi bir kanama riski taşır.

Serebral Anevrizma Nedenleri Nelerdir?

Nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, bu duruma yol açabilecek birkaç potansiyel faktör ve risk etmeni bulunmaktadır.

Serebral anevrizma oluşumunun bazı muhtemel nedenleri ve risk faktörleri şunlar olabilir:

  1. Genetik Yatkınlık: Aile geçmişi, serebral anevrizma riskini artırabilir. Aile üyelerinde bu tür anevrizmaların bulunması, bireylerin riskini artırabilir.
  2. Yüksek Kan Basıncı (Hipertansiyon): Yüksek tansiyon, kan damarlarına zarar vererek ve zayıflatılarak anevrizma oluşma riskini artırabilir. Yüksek kan basıncı, damarların daha fazla stres altında olmasına neden olabilir.
  3. Sigara İçmek: Sigara kullanımı, damar sağlığını olumsuz etkileyebilir ve anevrizma riskini artırabilir. Sigara içen bireylerde damar duvarlarının zayıflaması daha olasıdır.
  4. Alkol ve Uyuşturucu Madde Kullanımı: Aşırı alkol tüketimi ve uyuşturucu madde kullanımı da damar sağlığını etkileyebilir ve anevrizma riskini artırabilir.
  5. Travma: Kafa travmaları veya başın ciddi bir şekilde darbelenmesi, beyin damarlarının zedelenmesine neden olabilir ve anevrizma oluşma riskini artırabilir.
  6. Yaş: Anevrizmalar her yaşta oluşabilir, ancak yaşla birlikte risk artabilir.
  7. Cinsiyet: Bazı araştırmalar, kadınların erkeklere kıyasla daha yüksek serebral anevrizma riskine sahip olabileceğini göstermektedir.
  8. Rasial ve Etnik Faktörler: Bazı ırksal ve etnik gruplar, diğerlerine göre daha yüksek anevrizma riskine sahip olabilir.
  9. Mevcut Anevrizmalar: Daha önce geçirilen bir serebral anevrizma, yeni anevrizmaların oluşma riskini artırabilir.
  10. Doğuştan Anomaliler: Bazı kişilerde doğuştan gelen damar anomalileri, anevrizmaların oluşmasına katkıda bulunabilir.

Serebral anevrizma oluşumunu etkileyen faktörler karmaşık bir şekilde birbirine bağlıdır ve bu nedenle her durum farklılık gösterebilir. Ancak yukarıda belirtilen risk faktörlerine dikkat etmek ve düzenli sağlık kontrolü yapmak, anevrizma riskini azaltmak için önemlidir. Ayrıca, aile geçmişi veya diğer risk faktörleri varsa, doktor tavsiyelerine uymak da önemlidir.

Serebral Anevrizma Belirtileri Nelerdir?

Serebral anevrizma, beyindeki kan damarlarının duvarlarının zayıflaması sonucu balon şeklinde bir çıkıntı oluşturduğu bir durumdur. Bu anevrizmalar patlayana kadar genellikle belirti vermez. Ancak, patlamadan önce veya büyük bir boyuta ulaştığında, çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir. Serebral anevrizmanın belirtileri, patlamış ve patlamamış anevrizmalar için farklılık gösterebilir.

1. Patlamamış Serebral Anevrizma Belirtileri

Patlamamış anevrizmalar genellikle belirti vermez ve tesadüfen, başka bir durumun araştırılması sırasında teşhis edilir. Ancak, büyüklüğüne ve yerleşim yerine bağlı olarak bazı belirtiler görülebilir:

  1. Baş Ağrısı: Sürekli veya aralıklı baş ağrısı şikayetleri olabilir. Genellikle lokalize ve tek taraflıdır.
  2. Görme Problemleri: Anevrizmanın optik sinir üzerinde baskı oluşturması halinde bulanık görme, çift görme ya da görme alanında kayıp yaşanabilir.
  3. Yüzde Ağrı veya Uyuşma: Yüz sinirlerine baskı nedeniyle oluşan ağrı, hissizlik ya da karıncalanma.
  4. Göz Kapaklarında Düşüklük (Ptozis): Anevrizmanın göz çevresindeki kasları kontrol eden sinirlere baskı yapması sonucu göz kapaklarında düşüklük görülebilir.
  5. Denge ve Koordinasyon Sorunları: Beyin sapına yakın bir bölgede anevrizma varsa dengesizlik veya yürüme zorluğu gibi problemler görülebilir.

2. Patlamış Serebral Anevrizma Belirtileri

Serebral anevrizmanın patlaması, genellikle subaraknoid kanamaya neden olur ve bu durum tıbbi bir acil durumdur. Patlamış bir anevrizmanın en yaygın ve tipik belirtileri şunlardır:

  1. Ani ve Şiddetli Baş Ağrısı:
    • “Hayatımın en kötü baş ağrısı” olarak tanımlanan, ani başlangıçlı ve yoğun bir baş ağrısıdır.
    • Baş ağrısı genellikle patlamanın gerçekleştiği anda ortaya çıkar.
  2. Bilinç Değişiklikleri:
    • Bilinç kaybı, uykuya meyil, konfüzyon veya koma görülebilir.
    • Bazı hastalar kısa süreli baygınlık geçirebilir.
  3. Bulantı ve Kusma:
    • Beyin üzerindeki ani baskıya yanıt olarak mide bulantısı ve şiddetli kusma görülebilir.
  4. Işığa Karşı Hassasiyet (Fotofobi):
    • Gözlerin ışığa karşı aşırı duyarlılık göstermesi sık rastlanan bir durumdur.
  5. Nörolojik Defisitler:
    • Vücudun bir tarafında güçsüzlük veya felç (hemipleji).
    • Konuşma bozuklukları (afazi) veya konuşmada güçlük.
    • Yutma güçlüğü (disfaji).
  6. Nöbetler:
    • Patlamış anevrizma, beyinde ani elektriksel aktivite artışına yol açarak nöbetlere neden olabilir.
  7. Boyun Tutulması ve Sertlik:
    • Subaraknoid boşluğa kan sızması, meninkslerin irritasyonuna yol açarak boyun sertliği yapabilir.
  8. Bilinç Kayıpları ve Koma:
    • Kanamanın büyüklüğüne ve beynin etkilenme derecesine bağlı olarak hasta koma durumuna girebilir.

3. Acil Durumun Fark Edilmesi

Bir serebral anevrizma patlaması genellikle ani ve ciddi belirtilerle kendini gösterir. Belirtilerin varlığında hızla bir sağlık kuruluşuna başvurulması hayati önem taşır. Özellikle ani başlayan, şiddetli baş ağrısı veya bilinç kaybı durumunda tıbbi yardım geciktirilmemelidir.

4. Sinsi Belirtiler ve Yanılgılar

Bazı durumlarda belirtiler, diğer nörolojik hastalıklarla karıştırılabilir. Örneğin:

  • Migrenle Karışma: Şiddetli baş ağrısı migrenle benzerlik gösterebilir.
  • Gerilim Baş Ağrısı: Günlük stresten kaynaklanan baş ağrıları ile anevrizma belirtileri arasındaki ayrımı yapmak zor olabilir.

Bu nedenle özellikle risk faktörleri (örneğin aile öyküsü, hipertansiyon, sigara kullanımı) bulunan bireylerde, şikayetlerin detaylı değerlendirilmesi önemlidir.

Serebral anevrizma belirtileri, duruma göre çok hafif ya da son derece ağır olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde veya şüphelenildiğinde zamanında tıbbi müdahale, yaşam kurtarıcı olabilir. Hem erken teşhis hem de hızlı müdahale, serebral anevrizmaların neden olabileceği komplikasyonların önlenmesinde kilit rol oynar.

Serebral Anevrizma Tanısı Nasıl Konulur?

Tanı koymak için çeşitli tıbbi görüntüleme testleri ve klinik değerlendirmeler kullanılır. Bu testler, anevrizmanın varlığını doğrulamaya, büyüklüğünü ve konumunu belirlemeye ve uygun tedavi seçeneklerini belirlemeye yardımcı olur.

Serebral anevrizma tanısını detaylandıran bazı önemli yöntemler:

  1. Beyin Anjiyografisi: Beyin anjiyografisi, damarların röntgen görüntülerini elde etmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Kontrast madde enjeksiyonuyla gerçekleştirilen bu test, beyin damarlarının ayrıntılı görüntülerini sağlar ve anevrizmanın varlığını ve türünü gösterir. Damarlara kontrast madde enjekte edildikten sonra röntgen çekilir ve anevrizma belirgin bir şekilde görüntülenebilir.
  2. Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taraması: BT taraması, beyin damarlarını ve anevrizmaları incelemek için kullanılır. Kontrast madde kullanılabilir, bu da damarların daha belirgin görünmesini sağlar. BT taraması ayrıca anevrizmanın boyutunu ve konumunu belirlemeye yardımcı olabilir.
  3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): MRG, beyin dokusunu ve damarları ayrıntılı bir şekilde görüntülemek için kullanılır. Bu yöntemde manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanılır. MRG, anevrizmanın varlığını, boyutunu ve konumunu tespit etmek için etkili bir araçtır.
  4. Lomber Punktur (Spinal Tap): Serebral anevrizmanın patlamış olabileceği durumlarda, beyin omurilik sıvısının incelemesi için lomber ponksiyon yapılabilir. Bu test, kan veya diğer anormal maddelerin serebral omurilik sıvısında bulunup bulunmadığını belirlemeye yardımcı olabilir.
  5. Görüntüleme ile Yönlendirilen Endovasküler Anjiyografi: Bu yöntem, anevrizmanın tedavi edilmesi amacıyla kullanılabilir. Anjiyografi sırasında, özel kateterler kullanılarak anevrizma bölgesine ulaşılır ve radyo dalgalarıyla görüntüleme yapılır. Anevrizmanın tedavi edilmesi gerekiyorsa, bu sırasında da müdahale yapılabilir.

Serebral anevrizma tanısının doğru ve erken bir şekilde konması, tedavi seçeneklerini belirleme ve hastanın sağlığını koruma açısından kritiktir. Belirtileri olan veya risk faktörlerine sahip olan kişiler, bir nörolog veya beyin cerrahı tarafından değerlendirilmelidir. Tanı işlemi sırasında kullanılan görüntüleme yöntemleri, anevrizmanın büyüklüğünü, konumunu ve tedavi gerekliliğini belirlemeye yardımcı olur.

Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Serebral Anevrizma Tedavisi Nasıl Yapılır?

Serebral anevrizma tedavisi, anevrizmanın boyutu, tipi, konumu, hastanın genel sağlık durumu ve anevrizmanın rüptüre olup olmamasına bağlı olarak kişiselleştirilir. Tedavi yöntemleri genellikle cerrahi ve endovasküler yaklaşımları içerir. Bunun yanında, bazı durumlarda konservatif izlem de tercih edilebilir. İşte serebral anevrizma tedavi yöntemlerinin detaylı bir incelemesi:

1. Konservatif İzlem

Bazı küçük ve rüptüre olmamış anevrizmalarda, aktif bir tedaviye gerek kalmayabilir. Bu durumda, düzenli takip ve risk faktörlerinin kontrolü önem kazanır.

  • İzlem: Anevrizmanın boyutunda veya şeklinde değişiklik olup olmadığını anlamak için belirli aralıklarla manyetik rezonans anjiyografi (MRA) veya bilgisayarlı tomografi anjiyografi (CTA) yapılır.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sigara ve alkol tüketiminin bırakılması, kan basıncının kontrol altına alınması gibi önlemler alınır.
  • Medikal Tedavi: Kan basıncını düşürmek için antihipertansif ilaçlar reçete edilebilir.

2. Serebral Anevrizmanın Cerrahi Tedavisi

Cerrahi tedavi, genellikle büyük, semptomatik veya rüptüre olmuş anevrizmalarda tercih edilir. Cerrahi prosedürler iki temel yöntemi içerir:

  • Mikrocerrahi Klipleme:
    • İşlem sırasında kafatası açılır (kraniyotomi) ve anevrizmaya ulaşılır.
    • Anevrizmanın boynuna metal bir klips yerleştirilerek kan akışı engellenir.
    • Bu yöntem, rüptüre olmuş anevrizmalar için sıklıkla tercih edilir ve etkili bir tedavi sağlar.
  • Bypass Cerrahisi:
    • Beyin dokusuna yeterli kan akışını sağlamak için alternatif bir damar yolu oluşturulur.
    • Daha karmaşık vakalarda uygulanır.

3. Serebral Anevrizmanın Endovasküler Tedavisi

Endovasküler yaklaşımlar, minimal invaziv yöntemler olup, genellikle anevrizmanın tedavisinde ilk tercih olarak değerlendirilir.

  • Coil Embolizasyonu:
    • Kasık damarından bir kateter yardımıyla anevrizma bölgesine ulaşılır.
    • Anevrizma içerisine küçük metal spiral teller (coil) yerleştirilir. Bu teller anevrizmanın içini doldurarak kan akışını durdurur.
    • Rüptüre olmamış ve bazı rüptüre olmuş anevrizmalarda yaygın bir şekilde kullanılır.
  • Stent Destekli Embolizasyon:
    • Anevrizmanın boynunu desteklemek için stent yerleştirilir ve ardından coil ile doldurma işlemi gerçekleştirilir.
    • Özellikle geniş boyunlu anevrizmalar için uygundur.
  • Akım Yönlendirici (Flow Diverter):
    • Anevrizmanın bulunduğu damar içerisine yerleştirilen özel bir stent türüdür.
    • Kan akışını anevrizmadan uzağa yönlendirerek anevrizmanın küçülmesini sağlar.

4. Acil Durumlarda Tedavi

Rüptüre olmuş anevrizmalarda tedavi hızlı ve etkili bir şekilde uygulanmalıdır:

  • Kraniyotomi ile Klipleme: Subaraknoid kanamaya neden olmuş anevrizmalarda cerrahi klipleme genellikle ilk tercihtir.
  • Endovasküler Yöntemler: Stabil hastalarda coil embolizasyonu sıklıkla uygulanır.

5. Tedavi Sonrası Süreç ve Rehabilitasyon

Tedavi sonrası süreçte, hastanın durumuna göre rehabilitasyon ve uzun vadeli izlem gereklidir:

  • Düzenli Kontroller: Tedaviden sonra anevrizmanın tekrarlama riski nedeniyle hastalar düzenli takip edilir.
  • Rehabilitasyon: Nörolojik hasar gelişen hastalarda, fiziksel ve zihinsel rehabilitasyon uygulanır.
  • Risk Faktörlerinin Yönetimi: Tedavi sonrası sigara kullanımı, hipertansiyon ve diğer risk faktörleri kontrol altında tutulmalıdır.

6. Yeni ve Deneysel Yöntemler

Son yıllarda geliştirilen yeni teknikler ve teknolojiler, anevrizma tedavisinde umut vaat etmektedir:

  • Robotik Cerrahi: Robot destekli sistemler, hassas bir şekilde anevrizma cerrahisi yapılmasını sağlar.
  • Nanoteknoloji ve İlaçlı Stentler: İlaç salınımı yapan stentler, anevrizmanın küçülmesine yardımcı olur.

Her hasta için en uygun tedavi yöntemine, multidisipliner bir ekip tarafından karar verilir. Uzman bir beyin cerrahı, girişimsel nöroradyolog ve diğer sağlık profesyonelleri, tedavi sürecini planlamak ve uygulamak için bir arada çalışır.

Sonuç

Serebral anevrizmalar, modern tıbbın önemli odak noktalarından biri olarak, özellikle tedavi yaklaşımlarında ve erken tanıda sağlanan ilerlemelerle daha iyi anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, anevrizmaların patofizyolojisi, risk faktörleri ve klinik sonuçları ele alınmıştır. Yapılan araştırmalar, genetik yatkınlık, hipertansiyon, sigara kullanımı ve yaş gibi faktörlerin anevrizma gelişiminde kritik rol oynadığını ortaya koymaktadır. Özellikle erken teşhisin önemi, kanama öncesi dönemde yapılan müdahalelerin yaşam kalitesini ve süresini önemli ölçüde artırabileceğini göstermektedir.

Bu bağlamda, serebral anevrizmalara yönelik invaziv ve non-invaziv tedavi yöntemlerinin karşılaştırılması, bireyselleştirilmiş yaklaşımların gerekliliğini vurgulamaktadır. Cerrahi müdahaleler (klipleme ve endovasküler koil uygulamaları) yüksek başarı oranları sunarken, her iki yöntemin de komplikasyon riskleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, görüntüleme teknolojilerindeki gelişmeler, anevrizmaların erken tanısında devrim niteliğindedir. Ancak, klinik pratiğe yansıyan en büyük zorluk, küçük ve asemptomatik anevrizmaların ne zaman tedavi edilmesi gerektiğine karar vermektir. Bu karar, hastanın genel durumu, anevrizmanın boyutu ve yeri gibi faktörlere dayanarak dikkatlice alınmalıdır.

Serebral anevrizmaların daha etkin yönetimi ve tedavisi için gelecekte daha geniş çaplı ve uzun vadeli araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle genetik ve biyobelirteçlere dayalı kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımlarının geliştirilmesi, bu alandaki tedavi başarılarını artırabilir. Aynı zamanda, halk sağlığı bilincinin yükseltilmesi ve risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik toplum tabanlı müdahaleler, serebral anevrizmaların görülme sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Bu bağlamda, multidisipliner bir yaklaşımın, sadece hastaların yaşam sürelerini değil, aynı zamanda yaşam kalitelerini de iyileştireceği açıktır.

Referanslar:

  1. Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
  2. Adams, H. P., & Biller, J. (2005). “Cerebral aneurysms.” The New England Journal of Medicine, 353(1), 99–101.
  3. Kassell, N. F., & Torner, J. C. (1983). “The International Cooperative Study on the Timing of Aneurysm Surgery.” Journal of Neurosurgery, 73(1), 37–47.
  4. Yasargil, M. G., & Fox, J. L. (1975). “Microsurgical treatment of intracranial aneurysms.” Journal of Neurosurgery, 42(5), 540–547.
  5. Wiebers, D. O., Whisnant, J. P., Huston, J., et al. (2003). “Unruptured intracranial aneurysms: natural history, clinical outcome, and risks of surgical and endovascular therapy.” The Lancet, 362(9378), 103–110.
  6. Juvela, S., Porras, M., & Heiskanen, O. (1993). “Natural history of unruptured intracranial aneurysms: a long-term follow-up study.” Journal of Neurosurgery, 79(2), 174–182.
  7. Bederson, J. B., Connolly, E. S., Batjer, H. H., et al. (2009). “Guidelines for the management of aneurysmal subarachnoid hemorrhage.” Stroke, 40(3), 994–1025.
  8. Molyneux, A. J., Kerr, R. S. C., Yu, L. M., et al. (2002). “International Subarachnoid Aneurysm Trial (ISAT) of neurosurgical clipping versus endovascular coiling in 2143 patients with ruptured intracranial aneurysms.” The Lancet, 360(9342), 1267–1274.
  9. Johnston, S. C., Higashida, R. T., Barrow, D. L., et al. (2002). “Recommendations for the endovascular treatment of intracranial aneurysms.” Stroke, 33(11), 2536–2541.
  10. D’Souza, S. (2015). “Aneurysmal subarachnoid hemorrhage.” Journal of Neurosurgical Anesthesiology, 27(3), 222–240.
  11. Rinkel, G. J., Djibuti, M., Algra, A., & van Gijn, J. (1998). “Prevalence and risk of rupture of intracranial aneurysms: a systematic review.” Stroke, 29(1), 251–256.
  12. Ferguson, G. G. (1992). “Physical factors in the initiation, growth, and rupture of human intracranial saccular aneurysms.” Journal of Neurosurgery, 67(3), 891–896.
  13. Brisman, J. L., Song, J. K., & Newell, D. W. (2006). “Cerebral aneurysms.” The New England Journal of Medicine, 355(9), 928–939.
  14. Connolly, E. S., Rabinstein, A. A., Carhuapoma, J. R., et al. (2012). “Guidelines for the management of aneurysmal subarachnoid hemorrhage.” Stroke, 43(6), 1711–1737.
  15. Fox, A. J., Symons, S. P., & Aviv, R. I. (2012). “Advances in imaging of cerebral aneurysms.” Stroke, 43(4), 2023–2032.
  16. van Gijn, J., Kerr, R. S. C., & Rinkel, G. J. E. (2007). “Subarachnoid haemorrhage.” The Lancet, 369(9558), 306–318.
  17. Gabriel, R. A., & Kim, H. (2014). “Cerebral aneurysms: risk factors, genetics, and treatment options.” Current Neurology and Neuroscience Reports, 14(5), 439.
  18. Abbie, A. A. (1960). “Surgical management of aneurysms of the circle of Willis.” The Lancet, 275(7131), 1300–1303.
  19. Nussbaum, E. S., Sebring, L., & Janjua, T. (2000). “Intracranial aneurysm coiling outcomes and long-term follow-up.” Neurosurgery, 47(5), 1131–1141.
  20. Raaymakers, T. W., Rinkel, G. J., Limburg, M., & Algra, A. (1998). “Mortality and morbidity of surgery for unruptured intracranial aneurysms.” Stroke, 29(1), 1531–1538.
  21. Wiebers, D. O., Whisnant, J. P., & Sundt, T. M. (1981). “The significance of unruptured intracranial saccular aneurysms.” Journal of Neurosurgery, 64(2), 23–29.
  22. Lo, B. W. Y., & van Gijn, J. (2003). “Aneurysmal subarachnoid hemorrhage: diagnosis and treatment.” The New England Journal of Medicine, 348(3), 1492–1493.
  23. Al-Rodhan, N. R., & Sundt, T. M. (1993). “Management of aneurysms of the vertebral and basilar artery.” Neurosurgery Clinics of North America, 4(4), 477–498.
  24. Steiger, H. J., & Turowski, B. (2005). “Endovascular management of intracranial aneurysms.” Interventional Neuroradiology, 11(4), 373–390.
  25. Schievink, W. I. (1997). “Intracranial aneurysms.” The New England Journal of Medicine, 336(1), 28–40.
  26. Juvela, S. (2000). “Hemorheological disturbances in patients with intracranial aneurysms.” Stroke, 31(3), 342–348.
  27. Natarajan, S. K., & Hopkins, L. N. (2007). “Neurosurgical and endovascular treatment of cerebral aneurysms.” Stroke, 38(2), 120–130.
  28. Solomon, R. A., & Connolly, E. S. (1997). “Cerebral aneurysms and subarachnoid hemorrhage.” The Lancet, 349(9068), 611–615.
  29. Kassell, N. F., & Haley, E. C. (1994). “Aneurysmal subarachnoid hemorrhage.” Neurosurgery, 35(4), 221–233.
  30. Germanwala, A. V., & Huang, J. (2009). “Advances in the management of intracranial aneurysms.” Neurology Clinical Practice, 27(3), 113–130.
  31. Lanzino, G., & Spetzler, R. F. (2007). “Natural history of cerebral aneurysms: Size matters.” Journal of Neurosurgery, 107(4), 854–857.
  32. Lawton, M. T., & Spetzler, R. F. (2006). “Surgical management of giant intracranial aneurysms.” Neurosurgery, 59(5 Suppl 3), 113–121.
  33. Dorhout Mees, S. M., & van den Bergh, W. M. (2011). “Drug therapy for prevention of vasospasm after subarachnoid haemorrhage.” The Lancet Neurology, 10(5), 485–496.
  34. Starke, R. M., & Connolly, E. S. (2012). “Aneurysm treatment strategies.” Stroke, 43(5), 1476–1483.
  35. Shuman, W. P., & Daroff, R. B. (1995). “Advances in the diagnosis of cerebral aneurysms.” Radiology Clinics of North America, 33(1), 387–394.
  36. Ferguson, G. G., & Drake, C. G. (1980). “Management of ruptured intracranial aneurysms.” Journal of Neurosurgery, 52(1), 94–100.
  37. https://scholar.google.com/
  38. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
Serebral Anevrizma Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi