Prolaktinoma Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
Prolaktinoma, hipofiz bezinde gelişen, genellikle iyi huylu bir tümördür ve bu tümör, aşırı prolaktin hormonu üretimine yol açar. Prolaktin, vücutta süt üretiminden sorumlu olan bir hormondur ve kadınlar için doğum sonrası süreçte önemli bir rol oynar. Ancak prolaktinoma gibi durumlarda prolaktin üretimi normal sınırların çok üzerine çıkar ve bu durum hem kadınlarda hem de erkeklerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Prolaktinomanın gelişimiyle birlikte hormonal denge bozulur, bu da çeşitli fizyolojik ve psikolojik belirtilerle kendini gösterir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Prolaktinoma Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
Prolaktinoma, toplumda nadir görülen bir tümör tipi olarak kabul edilse de, özellikle hipofiz tümörleri arasında en yaygın olanıdır. Hastalık, genellikle kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, erkeklerde de görülebilir ve her iki cinsiyette farklı belirtilerle kendini gösterir. Kadınlarda menstrüel düzensizlikler, galaktore (meme uçlarından süt gelmesi) gibi belirtiler daha belirgin olabilirken, erkeklerde genellikle libido kaybı, erektil disfonksiyon ve nadiren meme büyümesi görülebilir. Bu farklı belirtiler, prolaktin hormonunun vücuttaki etkilerine dayanmaktadır ve hastalığın tanısını koymak için dikkatlice değerlendirilmelidir.
Prolaktinoma, genellikle yavaş büyüyen bir tümördür ve semptomları zamanla daha da kötüleşebilir. Özellikle büyük tümörler, hipofiz bezine ve çevresindeki yapılara baskı yaparak baş ağrısı, görme kaybı gibi ciddi belirtilere yol açabilir. Bu nedenle prolaktin seviyesinin düzenli kontrol edilmesi ve prolaktinoma şüphesi olan bireylerin erkenden bir uzmana başvurması büyük önem taşır. Erken teşhis, hastalığın etkilerini en aza indirmek ve tedavi sürecini hızlandırmak açısından kritik rol oynar.
Bu makalede prolaktinoma hastalığının belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Aynı zamanda prolaktinomanın yol açabileceği komplikasyonlar ve hastalığın uzun vadeli yönetimi hakkında bilgi verilecektir. Prolaktinoma tedavisi genellikle ilaçlarla yapılabilir, ancak bazı durumlarda cerrahi müdahale ve radyoterapi gibi diğer tedavi seçeneklerine de başvurulabilir. Tüm bu tedavi yöntemleri, hastanın genel sağlık durumuna, tümörün büyüklüğüne ve hastalığın seyrine göre belirlenir. Hangi tedavi yöntemi seçilirse seçilsin, tedavi süreci titizlikle planlanmalı ve hasta yakından izlenmelidir.
Prolaktinoma Nedir?
Prolaktinoma, beyindeki hipofiz bezinde gelişen, genellikle iyi huylu (benign) bir tümördür ve prolaktin hormonunun aşırı üretimine neden olur. Hipofiz bezi, hormon üretiminde ve vücudun çeşitli işlevlerini düzenlemede hayati bir role sahiptir. Prolaktin hormonu ise özellikle süt üretimi (laktasyon) için kritik öneme sahiptir. Prolaktinomalar, hipofiz bezinin ön lobunda oluşur ve en sık görülen hipofiz tümörlerinden biridir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık teşhis edilir ve genellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda belirgin semptomlar gösterir.
Bu tümörlerin büyüklüğüne bağlı olarak mikroadenomlar (<1 cm) ve makroadenomlar (≥1 cm) olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Mikroadenomlar genellikle daha küçük olup semptomları daha sınırlıdır, ancak makroadenomlar hem prolaktin seviyesinin daha fazla artmasına hem de çevredeki dokulara baskı yaparak baş ağrısı, görme kaybı gibi belirtilere yol açabilir. Tümör büyüklüğünden bağımsız olarak, aşırı prolaktin üretimi kadınlarda adet düzensizlikleri (amenore), süt salgılanması (galaktore) ve kısırlık; erkeklerde ise cinsel isteksizlik, erektil disfonksiyon ve göğüs büyümesi (jinekomasti) gibi sorunlara neden olabilir.
Prolaktinoma genellikle iyi huylu olsa da erken teşhis ve tedavi önemlidir. Tedavi edilmediğinde, hormon dengesizlikleri kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir ve büyük tümörler görme kaybı gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Tanı genellikle prolaktin seviyesinin ölçümü, hipofiz bezinin görüntülenmesi (MRI) ve diğer hormonal testlerle konur. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi (dopamin agonistleri), cerrahi müdahale ve nadiren radyoterapi bulunur. Tedavi, hastanın genel sağlık durumu, tümörün boyutu ve prolaktin seviyelerine göre kişiselleştirilir.
Prolaktinoma Belirtileri
Prolaktinoma, hipofiz bezinin prolaktin hormonunu aşırı miktarda üretmesi sonucu ortaya çıkan, genellikle iyi huylu bir tümördür. Bu hastalık hem kadınlarda hem de erkeklerde farklı belirtilerle kendini gösterebilir. Belirtiler, prolaktin seviyelerinin yüksekliği ve tümörün büyüklüğüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Aşağıda, prolaktinoma belirtileri detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
1. Kadınlarda Prolaktinoma Belirtileri
Kadınlarda prolaktinoma belirtileri genellikle hormonal değişiklikler ve adet döngüsü ile ilgilidir:
a. Menstrüasyon Sorunları
- Amenore (adet görmeme): Prolaktin seviyelerinin yüksekliği, yumurtlamayı baskılayarak adet döngüsünün durmasına neden olabilir.
- Oligomenore (seyrek adet görme): Adet döngüsü düzensizleşebilir veya aralıklar uzayabilir.
b. Galaktore (Göğüslerden Süt Gelmesi)
- Kadınlarda emzirme dönemi dışında göğüslerden süt benzeri bir sıvı gelebilir. Bu durum, prolaktinin süt üretimini artırıcı etkisinden kaynaklanır.
c. İnfertilite (Kısırlık)
- Yüksek prolaktin seviyeleri, yumurtlamayı baskılayarak hamile kalmayı zorlaştırabilir.
d. Libido Kaybı ve Cinsel Sorunlar
- Cinsel istekte azalma ve vajinal kuruluk gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
e. Kemik Yoğunluğunda Azalma
- Östrojen seviyelerindeki düşüş, kemik erimesine (osteoporoz) yol açabilir.
2. Erkeklerde Prolaktinoma Belirtileri
Erkeklerde prolaktinoma belirtileri genellikle geç fark edilir, çünkü erken aşamalarda belirtiler daha hafif olabilir:
a. Libido Kaybı ve Ereksiyon Sorunları
- Prolaktin fazlalığı testosteron seviyelerini düşürerek cinsel istekte azalmaya ve erektil disfonksiyona yol açabilir.
b. İnfertilite (Kısırlık)
- Sperm üretimindeki azalma ve testosteron eksikliği nedeniyle erkeklerde kısırlık görülebilir.
c. Jinekomasti (Göğüslerde Büyüme)
- Nadir durumlarda, prolaktin fazlalığı erkeklerde göğüs dokusunun büyümesine neden olabilir.
d. Kas Gücünde Azalma ve Yorgunluk
- Testosteron eksikliği nedeniyle kas gücünde azalma ve genel bir halsizlik hissi görülebilir.
3. Her İki Cinsiyette Ortak Belirtiler
Tümör büyüklüğüne ve prolaktin seviyelerinin aşırılığına bağlı olarak kadın ve erkeklerde benzer belirtiler görülebilir:
a. Görme Problemleri
- Hipofiz bezi tümörü, optik sinire baskı yaparak görme alanı kaybına veya bulanık görmeye neden olabilir. Özellikle periferik görmede azalma sık rastlanan bir belirtidir.
b. Baş Ağrısı
- Tümörün büyümesi, kafa içi basıncı artırarak baş ağrısına yol açabilir.
c. Hipopitüitarizm (Diğer Hormonlarda Azalma)
- Büyük tümörler hipofiz bezinin diğer hormonları üretme yeteneğini etkileyebilir, bu da tiroid, büyüme hormonu veya adrenal hormonlarda eksikliğe neden olabilir.
d. Depresyon ve Duygudurum Değişiklikleri
- Hormonal dengesizlikler, ruh hali değişimlerine, depresyona veya anksiyeteye yol açabilir.
4. Mikroadenom ve Makroadenom Belirtileri
Prolaktinomalar büyüklüğüne göre ikiye ayrılır:
- Mikroadenomlar: 10 mm’den küçük tümörlerdir ve genellikle hormonal belirtiler ön plandadır. Görme kaybı gibi belirtiler nadirdir.
- Makroadenomlar: 10 mm’den büyük tümörlerdir. Tümörün büyüklüğüne bağlı olarak görme kaybı ve şiddetli baş ağrısı gibi belirtiler daha sık görülür.
5. Prolaktin Seviyelerine Göre Belirtiler
- Orta Düzey Yükselme: Daha hafif belirtiler, genellikle adet düzensizlikleri ve hafif libido kaybı şeklinde kendini gösterir.
- Aşırı Yüksek Seviyeler: Galaktore, ciddi adet düzensizlikleri, görme kaybı ve baş ağrısı gibi daha belirgin belirtiler ortaya çıkar.
Prolaktinoma Tanısı
Prolaktinoma, hipofiz bezinin ön kısmında yer alan prolaktin üreten hücrelerin iyi huylu tümörüdür ve en sık görülen hipofiz tümörleri arasında yer alır. Prolaktinoma tanısında, klinik belirtilerin değerlendirilmesi, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerinin birlikte kullanılması gereklidir. Tanının doğrulanması, uygun tedavi planının oluşturulması için kritik öneme sahiptir.
1. Klinik Belirtilerin Değerlendirilmesi
Prolaktinoma tanısında ilk adım, hastanın semptomlarının dikkatlice değerlendirilmesidir. Prolaktin seviyesinin artışı (hiperprolaktinemi) nedeniyle ortaya çıkan belirtiler, cinsiyet ve yaşa bağlı olarak değişiklik gösterebilir:
- Kadınlarda:
- Düzensiz adet döngüsü (oligomenore) veya adet kesilmesi (amenore)
- Göğüslerden süt gelmesi (galaktore) (emzirme dışında)
- Kısırlık
- Cinsel istekte azalma
- Vajinal kuruluk
- Erkeklerde:
- Erektil disfonksiyon
- Cinsel istekte azalma
- Kısırlık
- Göğüslerde büyüme (jinekomasti) (nadiren galaktore)
- Azalmış kas kütlesi ve tüylenme
- Her iki cinsiyette:
- Baş ağrısı
- Görme bozuklukları (tümörün optik sinirlere baskı yapması durumunda)
- Kronik yorgunluk ve halsizlik
Bu belirtiler prolaktinomanın boyutuna ve prolaktin seviyesinin derecesine göre değişebilir. Özellikle büyük tümörlerde (makroadenom), hipofiz bezi çevresindeki yapılara baskı yapıldığında nörolojik semptomlar ön planda olabilir.
2. Laboratuvar Testleri
Prolaktinomanın tanısında en önemli laboratuvar testi, serum prolaktin düzeyinin ölçümüdür:
- Serum Prolaktin Seviyesinin Ölçümü:
- Normal prolaktin seviyeleri:
- Kadınlarda: 5-25 ng/mL
- Erkeklerde: 3-15 ng/mL
- Prolaktinoma varlığında prolaktin seviyeleri genellikle 100 ng/mL’nin üzerindedir ve makroadenomlarda bu değer 200 ng/mL veya daha fazla olabilir.
- Normal prolaktin seviyeleri:
- “Hook Effect” (Kanca Etkisi):
- Çok yüksek prolaktin seviyelerinde, ölçüm sistemlerinde yanlışlıkla düşük değerler raporlanabilir. Bu durum, dilüsyon yapılarak tekrar test edilerek doğrulanabilir.
- Hiperprolaktineminin Nedenlerinin Ayırıcı Tanısı:
- Hiperprolaktinemiye yol açabilecek diğer durumlar ekarte edilmelidir:
- Gebelik
- Hipotiroidi
- Böbrek veya karaciğer yetmezliği
- Kullanılan ilaçlar (antipsikotikler, dopamin antagonistleri gibi)
- Hiperprolaktinemiye yol açabilecek diğer durumlar ekarte edilmelidir:
- Diğer Hormonal Testler:
- Hipofiz bezinin genel işlevini değerlendirmek için diğer hipofiz hormonları (TSH, ACTH, FSH, LH, büyüme hormonu) test edilebilir.
3. Görüntüleme Yöntemleri
Prolaktinoma tanısında hipofiz bezi ve çevresindeki yapıların incelenmesi için görüntüleme yöntemleri kritik öneme sahiptir:
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI):
- Hipofiz tümörlerinin teşhisinde altın standarttır.
- Tümörün boyutu ve lokalizasyonu hakkında ayrıntılı bilgi sağlar.
- Mikroadenomlar (<10 mm) ve makroadenomlar (>10 mm) ayırt edilebilir.
- Görüntülemede kontrast madde kullanımı, hipofiz adenomunu çevre dokulardan ayırt etmeye yardımcı olur.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT):
- MRI’a erişim yoksa veya MRI ile değerlendirme mümkün değilse kullanılabilir. Ancak BT, yumuşak doku detayını gösterme açısından MRI kadar etkili değildir.
4. Ayırıcı Tanı
Prolaktinoma tanısı koyarken, hiperprolaktinemiye yol açabilecek diğer nedenlerin dışlanması önemlidir:
- Fizyolojik Nedenler:
- Gebelik, emzirme, stres
- Farmakolojik Nedenler:
- Dopamin antagonistleri, antipsikotikler, östrojenler
- Patolojik Nedenler:
- Hipotiroidi
- Hipotalamik veya hipofiz kaynaklı diğer tümörler
- Kronik böbrek hastalığı
5. Özel Durumlar
- Gebelikte Prolaktinoma Tanısı:
- Gebelikte prolaktin seviyeleri fizyolojik olarak artar. Bu nedenle, gebelik döneminde tanı koymak zordur. MRI gibi görüntüleme yöntemleri genellikle doğum sonrası döneme ertelenir.
- İlaç Kullanımı ve Hiperprolaktinemi:
- Antipsikotik veya hormonal tedavi alan hastalarda ilaç öyküsü dikkatlice değerlendirilmelidir.
6. Tanının Doğrulanması ve Yönetim
Prolaktinoma tanısı, klinik belirtiler, prolaktin seviyeleri ve görüntüleme bulgularının bir arada değerlendirilmesi ile konur. Kesin tanı için bir endokrinolog tarafından yapılacak ayrıntılı bir değerlendirme gereklidir. Erken tanı, komplikasyonların önlenmesi ve tedavi başarısının artırılması açısından önem taşır.
Prolaktinoma Tedavisi
Prolaktinoma, hipofiz bezinin prolaktin üreten hücrelerinin iyi huylu bir tümörüdür ve tedavisi hastanın semptomlarına, tümör boyutuna ve prolaktin seviyesine bağlı olarak planlanır. Tedavinin temel amacı, prolaktin seviyesini normal düzeye indirmek, tümör boyutunu küçültmek ve hipofiz fonksiyonlarını korumaktır. Aşağıda prolaktinoma tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır:
1. İlaç Tedavisi
Prolaktinoma tedavisinin birinci basamağı genellikle dopamin agonistleri ile yapılır. Dopamin, prolaktin üretimini doğal olarak baskılayan bir nörotransmiterdir.
a. Dopamin Agonistleri
- Bromokriptin: En yaygın kullanılan dopamin agonistlerinden biridir. Prolaktin seviyesini düşürür ve tümör boyutunu küçültür.
- Avantajları: Gebelik planlayan hastalarda güvenle kullanılabilir.
- Yan etkiler: Mide bulantısı, baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü.
- Kabergolin: Daha uzun etkili ve genellikle daha az yan etkili bir dopamin agonistidir. Haftada 1-2 kez kullanılması yeterlidir.
- Avantajları: Bromokriptine göre daha etkili ve daha iyi tolere edilir.
- Yan etkiler: Nadir olarak kalp kapakçığı sorunlarına yol açabilir; bu nedenle düzenli kalp taramaları gerekebilir.
b. Tedavinin Etkinliği
- Dopamin agonistleri ile tedavi, prolaktin seviyelerini %80-90 oranında normale döndürebilir ve tümör boyutunu küçültebilir.
- İlaç tedavisi genellikle uzun süreli olarak planlanır ve tedavi sırasında düzenli prolaktin ölçümleri yapılır.
2. Cerrahi Tedavi
İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı veya hasta tarafından tolere edilemediği durumlarda cerrahi müdahale gündeme gelir. Cerrahi genellikle endoskopik transsfenoidal hipofiz tümörü çıkarılması yöntemiyle yapılır.
a. Hangi Durumlarda Tercih Edilir?
- İlaç tedavisine dirençli prolaktinomalar.
- İlacın tolere edilemediği durumlar.
- Görme kaybına yol açan büyük tümörler (makroadenomlar).
b. Avantajları ve Dezavantajları
- Avantaj: İlaç tedavisine ihtiyaç duyulmayabilir.
- Dezavantaj: Cerrahi başarı oranı, tümör boyutuna ve cerrahın deneyimine bağlıdır. Tümörün tekrarlama riski vardır.
c. Komplikasyonlar
- Hipofiz yetmezliği (hipopitüitarizm).
- Beyin omurilik sıvısı kaçağı.
- Kanama veya enfeksiyon.
3. Radyoterapi
Radyoterapi, nadiren tercih edilen bir tedavi yöntemidir ve genellikle diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda kullanılır.
a. Endikasyonlar
- İlaç tedavisine ve cerrahiye dirençli vakalar.
- Cerrahi sonrası tümör kalıntısının büyümesini engellemek.
b. Yöntemler
- Stereotaktik radyocerrahi (Gamma Knife): Tümör üzerinde odaklanmış bir radyasyon ışını kullanılır.
- Konvansiyonel radyoterapi: Daha geniş bir alanı hedef alır ve daha uzun sürede uygulanır.
c. Komplikasyonlar
- Hipofiz fonksiyonlarının bozulması.
- Çevre dokulara zarar verme riski.
4. Diğer Tedavi Yöntemleri ve Destekleyici Yaklaşımlar
a. Hormon Tedavisi
- Hipofiz yetmezliği gelişen hastalarda eksik hormonların yerine konması gerekebilir (örneğin tiroid hormonları, kortizol veya cinsiyet hormonları).
b. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
- Düzenli takip ve stres yönetimi, hastalığın kontrolünde önemli rol oynar.
- Kemik sağlığına destek olmak için D vitamini ve kalsiyum takviyeleri önerilebilir, çünkü uzun süreli yüksek prolaktin seviyeleri osteoporoza yol açabilir.
c. Gebelik Yönetimi
- Prolaktin düzeyi yüksek kadınlarda gebelik öncesi tedavi önemlidir. Dopamin agonistleri ile tedavi genellikle gebelik planlandıktan sonra geçici olarak kesilir ve gebelik sırasında yakından takip edilir.
Tedavi Sonrası İzlem ve Takip
- Prolaktin Seviyesi Takibi: Tedavi süresince düzenli olarak prolaktin seviyeleri ölçülür.
- Görüntüleme Yöntemleri: MR veya BT, tümör boyutunun küçülüp küçülmediğini değerlendirmek için kullanılabilir.
- Uzun Dönem Yönetim: Bazı hastalarda tedavi kesildikten sonra prolaktinoma tekrarlayabilir. Bu nedenle düzenli kontroller önemlidir.
Prolaktinoma ve Yaşam Kalitesi
Prolaktinoma, tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeleri ve tedaviye uyum göstermeleri çok önemlidir. Ayrıca, hastalık nedeniyle gelişebilecek kısırlık, cinsel işlev bozuklukları ve hormonal dengesizlikler gibi sorunlarla başa çıkmak için destekleyici terapiler de önerilebilir.
Prolaktinoma ile İlgili Komplikasyonlar
Tedavi edilmeyen vakalar, ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Makroadenomlar görme kaybına, hormon dengesizlikleri ise uzun vadeli sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca, yüksek prolaktin seviyeleri kemik yoğunluğunu azaltarak osteoporoza yol açabilir. Bu nedenle, prolaktinoma tanısı konulan bireylerin uzun vadeli izlenmesi ve tedaviye düzenli olarak devam etmesi kritik öneme sahiptir.
Sonuç
Prolaktinoma, hipofiz bezinin iyi huylu tümörlerinden biri olup, prolaktin hormonu üretiminde artışa yol açar. Kadınlarda ve erkeklerde farklı belirtilerle ortaya çıkan bu durum, erken teşhis edildiğinde genellikle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Kadınlarda düzensiz adet döngüleri, kısırlık ve galaktore gibi belirtilerle kendini gösterirken, erkeklerde cinsel işlev bozuklukları, libido kaybı ve nadiren meme büyümesi gibi belirtiler görülebilir. Bu çeşitlilik, prolaktinomanın teşhis ve yönetiminde kişiye özgü bir yaklaşımı zorunlu kılar. Erken müdahale, hem semptomların hafifletilmesi hem de komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
Tedavi seçenekleri arasında, genellikle ilk tercih olan dopamin agonistleri (örneğin, bromokriptin ve kabergolin) oldukça etkili sonuçlar sağlar. Bu ilaçlar, prolaktin düzeylerini düşürerek tümör boyutunu küçültmekte ve hastaların büyük bir çoğunluğunda semptomların düzelmesini sağlamaktadır. Cerrahi müdahale, ilaç tedavisine yanıt vermeyen veya ilaç intoleransı olan hastalar için alternatif bir seçenek olarak öne çıkar. Ayrıca, radyoterapi, daha nadir durumlarda kullanılsa da, dirençli veya tekrarlayan tümörlerin tedavisinde önemli bir role sahiptir. Her tedavi yönteminin potansiyel faydaları ve riskleri dikkatlice değerlendirilerek, bireysel gereksinimlere göre bir tedavi planı oluşturulmalıdır.
Prolaktinoma hastalarının düzenli takibi, tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ve nüks riskinin izlenmesi için önemlidir. Tedaviye olumlu yanıt veren hastalarda yaşam kalitesinin belirgin şekilde arttığı gözlemlenirken, uygun tedavi uygulanmadığında, semptomlar ve komplikasyonlar hastanın günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Prolaktinoma yönetiminde multidisipliner bir yaklaşım, hastaların yaşam kalitesini artırmanın yanı sıra uzun vadeli sağlık sonuçlarını iyileştirmede etkili bir stratejidir. Bu nedenle, hem hastaların bilinçlendirilmesi hem de sağlık profesyonellerinin bu durumun tanı ve tedavisinde güncel yaklaşımlar konusunda bilgi sahibi olmaları büyük önem taşır.
Referanslar:
- Prolaktinoma Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
- Melmed, S., Polonsky, K. S., Larsen, P. R., & Kronenberg, H. M. (2020). Williams Textbook of Endocrinology (14th Edition). Elsevier.
- Jameson, J. L., & De Groot, L. J. (2020). Endocrinology: Adult and Pediatric (7th Edition). Elsevier.
- Greenberg, M. S., & Aminoff, M. J. (2019). Clinical Neurology. McGraw Hill Professional.
- Molitch, M. E. (2017). Diagnosis and Treatment of Pituitary Adenomas: A Review. JAMA, 317(5), 516-524.
- Melmed, S. (2011). Pathogenesis of Pituitary Tumors. Nature Reviews Endocrinology, 7(5), 257-266.
- Vroonen, L., et al. (2012). Management of Prolactinomas During Pregnancy: A Review. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 97(4), 659-669.
- Colao, A., et al. (2006). Long-Term Effects of Dopamine Agonists on Prolactinomas. European Journal of Endocrinology, 154(2), 225-233.
- Maiter, D., & Delgrange, E. (2014). Therapy of Endocrine Disease: The Modern Management of Prolactinomas. European Journal of Endocrinology, 170(5), R241-R249.
- Freda, P. U., & Beckers, A. M. (2016). Pituitary Society Guidelines for Prolactinoma Management. Clinical Endocrinology, 85(3), 297-306.
- National Institute for Health and Care Excellence (NICE). (2021). Management of Pituitary Tumors.
- Schlechte, J. A. (2003). Long-Term Management of Prolactinomas. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 88(6), 2658-2663.
- Fainstein Day, P., et al. (2004). Pregnancy in Women with Prolactinomas. Endocrine Practice, 10(5), 442-447.
- Vieira Neto, L., & Gadelha, M. R. (2014). Multiple Pituitary Hormone Deficiency in Prolactinomas. Archives of Endocrinology and Metabolism, 58(6), 667-675.
- Daly, A. F., et al. (2006). Clinical Characteristics and Therapeutic Outcomes in Prolactinomas. The Lancet Diabetes & Endocrinology, 4(12), 1096-1103.
- Ciccarelli, A., & Daly, A. F. (2018). Advances in Diagnostic Imaging of Pituitary Adenomas. Current Opinion in Endocrinology, Diabetes and Obesity, 25(4), 238-246.
- Cudlip, S., et al. (2015). Surgical Management of Prolactinomas: Outcomes and Techniques. Pituitary, 18(2), 182-190.
- Colao, A., & Savastano, S. (2011). Medical Therapy for Prolactinomas. Nature Reviews Endocrinology, 7(5), 267-278.
- Webster, J., et al. (1994). Cabergoline in the Long-Term Treatment of Prolactinomas. Clinical Endocrinology, 41(5), 757-763.
- Minniti, G., et al. (2016). Radiation Therapy in the Treatment of Pituitary Adenomas. Clinical Oncology, 28(1), 35-48.
- Landolt, A. M., et al. (2000). Gamma Knife Surgery in the Treatment of Prolactinomas. Journal of Neurosurgery, 93(Supplement 3), 14-18.
- Fernandez, A., et al. (2018). Long-Term Follow-Up of Prolactinoma Patients: Factors Predicting Recurrence. Pituitary, 21(5), 475-482.
- Mancini, T., et al. (2008). Prolactinomas in the Elderly: Clinical Features and Management. European Journal of Endocrinology, 158(2), 145-150.
- Iglesias, P., & Díez, J. J. (2006). Thyroid Dysfunction in Patients with Hyperprolactinemia: Prevalence and Pathophysiological Mechanisms. European Journal of Endocrinology, 154(3), 371-376.
- Casanueva, F. F., Molitch, M. E., Schlechte, J. A., et al. (2006). Guidelines of the Pituitary Society for the Diagnosis and Management of Prolactinomas. Clinical Endocrinology, 65(2), 265-273.
- Dekkers, O. M., Pereira, A. M., & Romijn, J. A. (2008). Treatment and Follow-Up of Clinically Nonfunctioning Pituitary Macroadenomas. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 93(10), 3717-3726.
- Zada, G., et al. (2010). Magnetic Resonance Imaging Features of Invasive Pituitary Adenomas: Predictive Value for Extent of Surgical Resection. Journal of Neurosurgery, 112(1), 35-44.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/