Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

100 / 100

Meniere hastalığı, iç kulak yapılarının işlev bozukluğu ile karakterize edilen kronik bir hastalıktır. Bu durum, baş dönmesi (vertigo), işitme kaybı ve kulak çınlaması (tinnitus) gibi semptomlara yol açar. Hastalığın ilk kez Fransız doktor Prosper Ménière tarafından tanımlanmasıyla adı verilen bu rahatsızlık, özellikle yaşlı bireylerde ve orta yaş grubundaki insanlarda daha sık görülür. Her ne kadar kesin nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik faktörler, otoimmün süreçler ve viral enfeksiyonların hastalığın gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Meniere hastalığı, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ve uzun süreli bakım gerektirebilen karmaşık bir rahatsızlıktır.

Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Meniere hastalığı, iç kulakta bulunan endolenfatik sıvının anormal şekilde artması sonucu ortaya çıkar. Bu sıvı dengesizliği, kulak içinde bulunan ve denge ile işitme duyusundan sorumlu olan yapıları etkiler. Endolenf sıvısının basıncındaki artış, hem işitme kaybına hem de şiddetli baş dönmesi ataklarına yol açabilir. Baş dönmesi atakları, kişinin günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayabilir ve ani ataklar nedeniyle sosyal ve iş yaşamında ciddi zorluklar yaşanmasına neden olabilir. Meniere hastalığı, bazı kişilerde ayda birkaç kez ataklar şeklinde ortaya çıkarken, bazı kişilerde ise bu ataklar daha seyrek veya şiddetli olabilir.

Hastalığın belirtileri genellikle tek bir kulakta başlar, ancak zamanla diğer kulağa da yayılabilir. İlk başlarda işitme kaybı ve baş dönmesi atakları hafif ve geçicidir. Ancak ilerleyen dönemlerde, işitme kaybı kalıcı hale gelebilir ve baş dönmesi atakları daha sık ve şiddetli olabilir. Meniere hastalığının teşhisi ve tedavisi karmaşık bir süreçtir ve bu hastalıkla ilgili yanlış tanı konulması da sık karşılaşılan bir durumdur. Çünkü semptomlar diğer kulak hastalıkları ile benzerlik gösterebilir.

Meniere hastalığının yönetimi, hastalığın semptomlarını hafifletmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak amacıyla çeşitli tedavi yöntemlerini içerir. Bu yöntemler arasında ilaç tedavisi, diyet değişiklikleri, rehabilitasyon ve cerrahi müdahaleler yer alabilir. Tedaviye ek olarak, hastaların stres ve kaygı düzeylerini azaltmaları da önemlidir. Çünkü stres, Meniere hastalığı ataklarını tetikleyebilir ve semptomların şiddetini artırabilir. Dolayısıyla, hastalık yönetiminde bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir.

Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Meniere Hastalığı Belirtileri

Meniere hastalığı, iç kulağı etkileyen ve denge ile işitme problemlerine yol açan kronik bir hastalıktır. Belirtileri genellikle ataklar halinde ortaya çıkar ve bu atakların süresi, şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Hastalığın başlıca belirtileri arasında vertigo, işitme kaybı, kulak çınlaması (tinnitus) ve kulakta dolgunluk hissi bulunur. Bu belirtiler, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve ataklar sırasında günlük aktivitelerin yapılmasını zorlaştırabilir.

Detaylı olarak, Meniere hastalığının dört ana belirtisi şu şekilde incelenebilir:

1. Vertigo (Baş Dönmesi)

Meniere hastalığının en karakteristik belirtisi vertigodur. Vertigo, genellikle aniden başlayan, birkaç dakika ile birkaç saat arasında süren şiddetli baş dönmesi atakları şeklinde kendini gösterir. Bu ataklar sırasında kişi, çevresindeki her şeyin döndüğünü hisseder ve dengesini sağlamakta zorluk çeker. Vertigo atakları mide bulantısı, kusma, soğuk terleme gibi diğer semptomlarla da eşlik edebilir. Ataklar sırasında günlük aktiviteler genellikle imkânsız hale gelir ve hastalar sıklıkla yatakta dinlenmek zorunda kalır. Ataklar sona erdikten sonra dahi baş dönmesi hissi bir süre devam edebilir ve hastalarda genel bir halsizlik gözlemlenebilir.

2. İşitme Kaybı

Meniere hastalığında işitme kaybı, başlangıçta genellikle geçici ve alçak frekanslı seslere duyulan hassasiyetin azalması şeklinde ortaya çıkar. Hastalığın ilerleyen evrelerinde ise işitme kaybı kalıcı hale gelebilir. İşitme kaybı genellikle ataklar sırasında daha belirgin olur ve atak sona erdiğinde kısmen düzelir. Ancak, hastalık ilerledikçe kalıcı bir işitme kaybı gelişebilir. İşitme kaybı tipik olarak tek kulakta başlar, ancak nadir durumlarda her iki kulakta da görülebilir. Bu durum, hastaların konuşulanları anlamakta zorlanmasına ve sosyal izolasyona neden olabilir.

3. Kulak Çınlaması (Tinnitus)

Kulak çınlaması, Meniere hastalığının yaygın belirtilerinden biridir ve genellikle işitme kaybıyla birlikte görülür. Tinnitus, kulakta sürekli bir uğultu, çınlama, vızıltı veya düdük sesi olarak tanımlanır. Bu sesler, kişinin dış çevresinden değil, iç kulağındaki anormal işitsel aktivitelerden kaynaklanır. Kulak çınlaması ataklar sırasında şiddetlenebilir ve bu durum hastaların günlük yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Çınlama, uyku sorunlarına, dikkat dağınıklığına ve duygusal sıkıntılara yol açabilir.

4. Kulakta Dolgunluk veya Basınç Hissi

Meniere hastalığı olan kişiler genellikle kulaklarında bir dolgunluk veya basınç hissi yaşadıklarını bildirirler. Bu his, hastalığın iç kulaktaki sıvı birikiminden kaynaklandığı düşünülen bir belirtisidir. Ataklar sırasında kulakta dolgunluk hissi daha yoğun hale gelebilir ve genellikle işitme kaybı ve kulak çınlaması ile birlikte görülür. Bazı hastalar bu hissi, kulağın “tıkanmış” veya “patlayacakmış gibi” hissetmesi şeklinde tarif eder.

5. Psikolojik ve İkincil Belirtiler

Meniere hastalığının fiziksel belirtilerinin yanı sıra, hastalarda psikolojik sorunlar da ortaya çıkabilir. Sürekli vertigo ve işitme kaybı, anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyona yol açabilir. Atakların öngörülemezliği, hastalarda stres ve gerginlik yaratabilir. Ayrıca, vertigo ataklarının neden olduğu dengesizlik ve koordinasyon sorunları, düşme gibi fiziksel yaralanmalara da neden olabilir.

Bu belirtiler, Meniere hastalığının teşhisinde ve tedavisinde önemli bir rol oynar. Hastalar, belirtilerini detaylı bir şekilde kaydederek sağlık profesyonellerine bilgi verirlerse, hastalığın yönetiminde daha etkili stratejiler geliştirilebilir. Belirtilerin şiddetinin ve sıklığının bireyden bireye değişiklik gösterdiği unutulmamalıdır.

Meniere Hastalığı Nedenleri

Meniere hastalığı, iç kulakta meydana gelen ve vertigo, işitme kaybı, kulak çınlaması (tinnitus) gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir durumdur. Hastalığın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, birçok farklı faktörün birlikte rol oynadığı düşünülmektedir. Meniere hastalığının nedenlerine yönelik mevcut bilgiler, hastalığın mekanizmalarını anlamaya ve etkili tedavi yöntemleri geliştirmeye yardımcı olmaktadır.

1. İç Kulakta Sıvı Dengesizliği

Meniere hastalığının temelinde, iç kulakta yer alan labirent sistemi içerisindeki sıvının (endolenf) anormal bir şekilde birikmesi olduğu düşünülmektedir. Bu durum, sıvının fazla üretilmesi, yetersiz emilimi veya drenaj kanallarındaki bir tıkanıklık nedeniyle oluşabilir. Endolenf sıvısının basıncının artması, kulak içindeki duyusal hücrelerin ve sinir uçlarının zarar görmesine yol açarak vertigo, işitme kaybı ve kulak çınlaması gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu sıvı birikiminin neden oluştuğu tam olarak bilinmese de, genetik faktörler, enfeksiyonlar ve alerjik reaksiyonların bu mekanizmayı tetikleyebileceği öne sürülmektedir.

2. Genetik Yatkınlık

Meniere hastalığında genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Aile geçmişinde Meniere hastalığı bulunan bireylerde hastalığın görülme riski daha yüksektir. Bu durum, bazı bireylerin genetik olarak hastalığa yatkın olduğunu ve çevresel veya yaşam tarzı faktörlerinin hastalığın tetiklenmesinde rol oynayabileceğini göstermektedir. Ancak hastalığa neden olan spesifik genetik mutasyonlar henüz tam olarak tanımlanmamıştır ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.

3. Otoimmün Süreçler

Bazı araştırmalar, Meniere hastalığının otoimmün mekanizmalarla ilişkili olabileceğini göstermektedir. Otoimmün hastalıklarda, bağışıklık sistemi yanlışlıkla vücudun kendi dokularına saldırır. Meniere hastalığında da bağışıklık sisteminin iç kulaktaki dokulara saldırması sonucu inflamasyon ve sıvı birikiminin oluşabileceği düşünülmektedir. Bu durum, hastalığın neden bazı bireylerde kronikleştiğini ve tekrarlayan ataklarla kendini gösterdiğini açıklayabilir.

4. Viral ve Bakteriyel Enfeksiyonlar

Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, iç kulakta hasara yol açarak Meniere hastalığını tetikleyebilir. Özellikle iç kulak enfeksiyonları, endolenf sıvısının dengesini bozabilir ve inflamasyonla birlikte hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonları veya viral hastalıkların, bazı bireylerde hastalığın gelişiminde rol oynadığına dair kanıtlar bulunmaktadır.

5. Alerjik Reaksiyonlar

Alerjik reaksiyonların da Meniere hastalığının nedenleri arasında yer alabileceği düşünülmektedir. Bazı bireylerde, alerjik tepkilerin iç kulakta inflamasyona ve sıvı birikimine yol açtığı görülmüştür. Özellikle mevsimsel alerjiler ve gıda intoleransları, hastalığın belirtilerini tetikleyebilir. Alerjik süreçlerin iç kulaktaki sıvı dengesizliği üzerindeki etkisi, Meniere hastalığının karmaşık mekanizmalarından biridir.

6. Stres ve Psikolojik Faktörler

Stres ve psikolojik faktörlerin, Meniere hastalığını doğrudan neden olduğu kanıtlanmamış olsa da, hastalığın belirtilerini tetikleyebileceği bilinmektedir. Stresin, iç kulaktaki sıvı dengesini etkileyen hormonal değişikliklere neden olduğu ve bu durumun hastalığın ilerlemesine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Meniere hastalığının yarattığı işitme kaybı ve vertigo atakları, bireylerde kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir ve bu durum bir kısır döngüye neden olabilir.

7. Travmalar

Baş ve kulak bölgesine alınan darbeler veya cerrahi işlemler, iç kulakta hasara yol açarak Meniere hastalığını tetikleyebilir. Özellikle iç kulak travmaları, endolenf sıvısının dolaşımını bozabilir ve hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Sonuç olarak, Meniere hastalığının nedenleri çok faktörlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Genetik, otoimmün süreçler, enfeksiyonlar ve yaşam tarzı gibi çeşitli etkenlerin birleşimi, hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Bu durum, her birey için hastalığın farklı bir mekanizmayla ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla, Meniere hastalığının tedavisinde ve yönetiminde bireyselleştirilmiş yaklaşımlar benimsenmesi önemlidir.

Meniere Hastalığı Tanısı

Meniere hastalığı, kulakta iç sıvı basıncının artışına bağlı olarak işitme kaybı, vertigo ve kulak çınlaması gibi semptomlarla kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Tanı koymak, semptomların diğer nedenlerden ayırt edilmesi gerektiği için oldukça karmaşık bir süreçtir. Meniere hastalığı tanısı, klinik değerlendirme, ayrıntılı bir hasta öyküsü ve çeşitli tanısal testlerle konulur. Kesin bir biyomarker olmadığından tanı süreci büyük ölçüde hekim deneyimine ve hastanın semptomlarına dayanır.

1. Hasta Öyküsü ve Klinik Değerlendirme

Tanı sürecinde ilk adım, hastanın ayrıntılı bir tıbbi öyküsünün alınmasıdır. Hekim, baş dönmesi (vertigo) ataklarının süresi, sıklığı ve şiddeti ile ilgili bilgi toplar. Meniere hastalığında vertigo atakları genellikle 20 dakika ile birkaç saat arasında sürer ve bulantı ile kusmaya eşlik edebilir. Ayrıca işitme kaybı, kulak çınlaması (tinnitus) ve kulakta dolgunluk hissi gibi semptomların varlığı araştırılır. Bu semptomların birlikte ve dönemsel olarak görülmesi, Meniere hastalığını diğer iç kulak hastalıklarından ayırmada önemlidir.

Klinik değerlendirme sırasında hekim, vestibüler ve işitme sistemlerini de inceler. Vertigonun nedenini değerlendirmek için denge testleri yapılabilir. Ayrıca semptomların stres, anksiyete veya başka sistemik durumlarla ilişkili olup olmadığı da sorgulanır.

2. İşitme Testleri (Odyometri)

Odyometrik testler, Meniere hastalığı tanısında kritik bir rol oynar. Bu testler, hastanın işitme kaybını değerlendirmek ve hastalığın ilerlemesini izlemek için yapılır. Meniere hastalığında işitme kaybı genellikle düşük frekanslı seslerde daha belirgin olur. Hastalık ilerledikçe, bu kayıp daha geniş bir frekans aralığını etkileyebilir. İşitme kaybı, genellikle ataklar sırasında daha belirgin hale gelir ve ataklar sonrası kısmen düzelebilir. Odyometri, işitme kaybının türünü ve derecesini belirlemede güvenilir bir yöntemdir.

3. Görüntüleme Yöntemleri

Meniere hastalığının tanısında manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme yöntemleri, diğer nörolojik veya yapısal bozuklukların ekarte edilmesinde kullanılır. Özellikle tümörler, multiple skleroz veya diğer vestibüler sistem hastalıklarını dışlamak için MR çekimi önerilebilir. Bununla birlikte, Meniere hastalığına özgü bir bulgu sağlayan bir görüntüleme yöntemi bulunmamaktadır.

4. Vestibüler Testler

Vestibüler sistemin işleyişini değerlendiren testler, Meniere hastalığı tanısında yardımcı olabilir. Bu testlerden bazıları şunlardır:

  • Videonistagmografi (VNG): Göz hareketlerini analiz ederek vestibüler sistemin işlevini değerlendirir.
  • Elektronistagmografi (ENG): Vestibüler sistemden kaynaklanan dengesizlikleri ölçer.
  • Kalorik Testler: İç kulağın sıcaklık değişimlerine tepkisini değerlendirir ve Meniere hastalığına bağlı asimetrileri tespit edebilir.
  • Posturografi: Hastanın dengesini ve vücut stabilitesini ölçmek için kullanılır.

Bu testler, vertigonun başka bir iç kulak hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için değerli bilgiler sağlar.

5. Laboratuvar Testleri

Meniere hastalığı için spesifik bir kan testi bulunmamakla birlikte, bazı laboratuvar testleri, benzer semptomlara neden olabilecek diğer sistemik hastalıkları dışlamak için yapılır. Özellikle tiroid fonksiyon testleri, otoimmün hastalık testleri ve enfeksiyon markörleri bu süreçte değerlendirilebilir.

6. Tanı Kriterleri

Meniere hastalığının tanısı, genellikle American Academy of Otolaryngology–Head and Neck Surgery (AAO-HNS) tarafından belirlenen kriterlere dayanır. Bu kriterler şunlardır:

  1. En az iki vertigo atağı yaşanması (20 dakika ile 12 saat arasında süren)
  2. İşitme kaybının odyometrik olarak doğrulanması
  3. Kulak çınlaması veya kulakta dolgunluk hissinin eşlik etmesi
  4. Bu semptomların başka bir hastalıkla açıklanamaması

7. Meniere Hastalığında Zorluklar

Meniere hastalığının tanısında en büyük zorluk, semptomlarının diğer iç kulak hastalıklarıyla örtüşmesidir. Özellikle benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV), vestibüler migren ve ani işitme kaybı gibi durumlar ayırıcı tanıda dikkate alınmalıdır. Semptomların dönemselliği ve karakteristiği, tanıda yol gösterici olabilir. Hastaların detaylı bir şekilde takip edilmesi ve semptomların ilerleyişinin izlenmesi, tanının doğruluğunu artırabilir.

Sonuç olarak, Meniere hastalığı tanısı, ayrıntılı bir klinik değerlendirme ve doğru tanı araçlarının kullanımı ile konulabilir. Erken ve doğru tanı, hastalığın yönetiminde ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinde hayati bir rol oynar. Ancak tanı süreci, semptomların doğası gereği zaman alabilir ve hasta-hekim iş birliği gerektirir.

Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Meniere Hastalığı Tedavisi

Meniere hastalığı tedavisinde amaç, hastalığın semptomlarını kontrol altına almak ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, rehabilitasyon ve cerrahi müdahaleler yer alır.

1. İlaç Tedavisi:

  • Diüretikler: İç kulaktaki sıvı basıncını azaltmak için kullanılır. Bu ilaçlar, vücutta sıvı tutulmasını önleyerek endolenfatik sıvı seviyesini dengeler.
  • Antivertiginöz İlaçlar: Baş dönmesi ataklarını hafifletmek amacıyla kullanılır. Meclizin ve diazepam gibi ilaçlar, vertigo ataklarının şiddetini azaltabilir.
  • Antiemetikler: Meniere hastalığının baş dönmesi atakları sırasında görülen mide bulantısı ve kusmayı kontrol altına almak için antiemetik ilaçlar kullanılabilir.

2. Diyet ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri:

  • Düşük Sodyum Diyeti: Tuz alımını sınırlamak, vücuttaki sıvı dengesini korumaya yardımcı olabilir. Düşük sodyum diyeti, endolenfatik sıvı basıncını azaltarak semptomların kontrol altına alınmasını sağlar.
  • Kafein ve Alkol Tüketiminin Azaltılması: Kafein ve alkol, iç kulakta sıvı dengesizliğine yol açarak semptomların şiddetlenmesine neden olabilir. Bu nedenle bu maddelerin tüketiminin sınırlandırılması önerilir.
  • Stres Yönetimi: Stres ve anksiyete, Meniere hastalığı ataklarını tetikleyebilir. Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi gevşeme teknikleri, stres seviyesini azaltarak hastalığın yönetimine katkıda bulunabilir.

3. Rehabilitasyon:

  • Vestibüler Rehabilitasyon: Baş dönmesi ve denge problemlerini kontrol altına almak için özel egzersizler içeren vestibüler rehabilitasyon programları uygulanabilir. Bu programlar, iç kulak ve beyin arasındaki iletişimi güçlendirerek semptomları hafifletir.

4. Cerrahi Müdahaleler:

  • Endolenfatik Şant Cerrahisi: İç kulaktaki sıvının drenajını sağlamak amacıyla uygulanan bu cerrahi yöntem, sıvı basıncını azaltarak semptomların kontrol altına alınmasını sağlar.
  • Labirentektomi ve Vestibüler Sinir Kesisi: İşitme kaybının ileri seviyede olduğu ve diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamayan vakalarda, dengeyi kontrol eden sinirin kesilmesi veya labirentin cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir. Bu yöntemler, baş dönmesi ataklarını tamamen ortadan kaldırabilir ancak işitme kaybına neden olabilir.

Hastalık ve Yaşam Tarzı

Meniere hastalarının yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları önemlidir.

Bu değişiklikler şunları içerebilir:

  • Tuz alımını sınırlamak
  • Kafein ve alkol tüketimini azaltmak
  • Stres yönetimi ve rahatlama teknikleri kullanmak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • İyi bir uyku düzeni oluşturmak

Sonuç

Meniere hastalığı, iç kulağın işlevini etkileyen karmaşık ve kronik bir durumdur. Hastalığın özellikle baş dönmesi atakları, kulakta dolgunluk hissi, işitme kaybı ve çınlama gibi belirtileri, bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Bu durum, günlük aktiviteleri, iş hayatını ve sosyal ilişkileri etkileyerek hastaların yaşamında geniş kapsamlı sorunlara yol açabilir. Meniere hastalığının nedeni tam olarak anlaşılamasa da, erken teşhis ve etkili bir tedavi planı ile hastalığın yönetilmesi mümkündür. Özellikle multidisipliner bir yaklaşım, hastaların belirtileri kontrol altına almasına ve yaşam kalitelerini iyileştirmesine yardımcı olabilir.

Hastalığın yönetiminde bireysel bir yaklaşım benimsenmesi önemlidir, çünkü belirtiler ve hastalığın seyri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Diyet değişiklikleri, ilaçlar, yaşam tarzı düzenlemeleri ve gerektiğinde cerrahi müdahaleler, tedavi seçenekleri arasında yer alır. Hastalığın semptomlarının hafifletilmesinde tuz kısıtlaması, sıvı dengesinin sağlanması ve stresi azaltıcı yöntemlerin uygulanması, olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak, tedavi yaklaşımlarının uzun vadeli başarısı, hastanın tedaviye uyumu ve düzenli takip ile yakından ilişkilidir. Ayrıca, son yıllarda teknolojik ilerlemeler ve yeni tedavi seçenekleri, Meniere hastalığına yönelik daha etkili çözümler sunma potansiyeline sahiptir.

Sonuç olarak, Meniere hastalığı kronik bir durum olmasına rağmen, doğru tedavi ve yönetim stratejileri ile hastaların yaşam kalitesi artırılabilir. Toplumda hastalıkla ilgili farkındalık düzeyinin yükseltilmesi ve erken teşhisin teşvik edilmesi, Meniere hastalığı ile ilişkili komplikasyonların önlenmesi açısından kritik bir rol oynar. Hastaların bireysel ihtiyaçlarına göre şekillendirilen bir tedavi planı ve destekleyici yaklaşımlar, bu zorlu hastalıkla mücadelede en etkili yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, gelecekte yapılacak araştırmalar ve yeni tedavi yöntemleri, hastalığın daha iyi anlaşılmasını ve yönetilmesini sağlayarak, Meniere hastalığı ile yaşayan bireyler için umut vaat etmektedir.

Referanslar:

  1. Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
  2. Rauch, S. D., “Meniere’s disease and endolymphatic hydrops,” Otolaryngologic Clinics of North America, 2010.
  3. Gacek, R. R., “Pathology of Meniere’s disease,” The American Journal of Otology, 1999.
  4. Paparella, M. M., “Meniere’s disease and the inner ear,” Otolaryngology–Head and Neck Surgery, 1983.
  5. Nadol, J. B., “Meniere’s disease: Observations on etiology and pathogenesis,” Otology & Neurotology, 1998.
  6. House, J. W., “Meniere’s disease: clinical, pathologic, and genetic features,” The American Journal of Otology, 1995.
  7. Huppert, D., Strupp, M., & Brandt, T., “Long-term course of Meniere’s disease revisited,” Acta Oto-Laryngologica, 2010.
  8. Merchant, S. N., “Meniere’s disease: pathophysiology and management,” Advances in Oto-Rhino-Laryngology, 2016.
  9. Lopez-Escamez, J. A., “Genetics of Meniere’s disease,” Otolaryngology Clinics of North America, 2010.
  10. Foster, C. A., “Vestibular function in patients with Meniere’s disease,” Acta Oto-Laryngologica, 2000.
  11. Minor, L. B., “Meniere’s disease: Diagnosis and management,” Otology & Neurotology, 2004.
  12. Salt, A. N., “A simple spatial model of endolymphatic hydrops,” Journal of Vestibular Research, 2004.
  13. Wackym, P. A., “Surgical management of Meniere’s disease,” Otolaryngology Clinics of North America, 2010.
  14. Harris, J. P., “Immunology and Meniere’s disease,” Otolaryngology Clinics of North America, 1997.
  15. Frejo, L., “Familial clustering and genetic heterogeneity in Meniere’s disease,” Clinical Genetics, 2016.
  16. O’Connor, S., “Psychological distress in patients with Meniere’s disease,” Otology & Neurotology, 2014.
  17. Carey, J. P., “Diagnosis and management of Meniere’s disease,” Otology & Neurotology, 2014.
  18. Ruckenstein, M. J., “Meniere’s disease and the vestibular system,” Otolaryngology Clinics of North America, 2010.
  19. Selmani, Z., “Endolymphatic sac surgery for Meniere’s disease: A systematic review,” Journal of Vestibular Research, 2015
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  22. https://www.researchgate.net/
  23. https://www.mayoclinic.org/
  24. https://www.nhs.uk/
  25. https://www.webmd.com/
Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Meniere Hastalığı: 5 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372