Kilo Verme Ameliyatı: Obezite Cerrahisi 2
Obezite, dünya genelinde halk sağlığını tehdit eden ve hızla yaygınlaşan bir sorun olarak kabul edilmektedir. Obezite, yalnızca fiziksel görünümü etkilemekle kalmaz, aynı zamanda kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına da yol açar. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, dünya çapında obezite oranları her yıl artmakta ve bu durum, bireylerin yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürmektedir. Bu bağlamda, kilo verme ameliyatı veya tıbbi adıyla obezite cerrahisi, obezite ile başa çıkmada etkili bir yöntem olarak ön plana çıkmaktadır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Kilo Verme Ameliyatı: Obezite Cerrahisi
Obezite cerrahisi, bireylerin sağlıklı bir kilo düzeyine ulaşmalarını sağlamak için mide veya bağırsak sistemine müdahale ederek iştah ve gıda alımını kontrol altına almayı amaçlar. Ameliyat, genellikle diyet ve egzersizle kilo vermeyi başaramayan, vücut kitle indeksi (BMI) 35 ve üzeri olan hastalar için bir seçenek olarak sunulur. Bununla birlikte, obezite cerrahisi yalnızca fiziksel kilo kaybını değil, aynı zamanda obeziteye bağlı sağlık sorunlarının giderilmesini de amaçlayan bir süreçtir.
Obezite cerrahisinin tercih edilmesindeki en önemli nedenlerden biri, uzun vadeli kilo kaybı sağlamada diyet ve egzersize kıyasla daha etkili olmasıdır. Diyetler ve egzersiz rutinleri genellikle kısa vadede kilo kaybı sağlarken, birçok kişi bu kilo kaybını sürdürememekte ve zamanla verdikleri kiloları geri almaktadır. Obezite cerrahisi ise mide kapasitesini veya bağırsakların besin emilim kapasitesini azaltarak bireyin kilo verme sürecini destekler ve uzun vadeli başarı oranlarını artırır.
Ancak, obezite cerrahisi de bir dizi risk ve sorumluluk içerir. Ameliyat sonrası dönemde, hastalar dikkatli bir şekilde takip edilmeli, beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmeli ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır. Obezite cerrahisi geçiren bireylerin yaşam boyu sürecek bir bakım ve kontrol sürecine girmeleri gerekir. Bu nedenle, kilo verme ameliyatı kararı alırken, bireylerin cerrahiden beklentilerini ve olası risklerini iyi anlamaları ve bir uzman tarafından yönlendirilmiş bir değerlendirme sürecinden geçmeleri büyük önem taşır.
Obezite Cerrahisi Türleri
Obezite cerrahisi, kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için uygulanan çeşitli yöntemlerden oluşur. Bu yöntemler, bireyin sağlık durumu, obezite derecesi ve kişisel tercihlerine bağlı olarak seçilebilir. Aşağıda, en yaygın kullanılan obezite cerrahisi türleri hakkında bilgi verilmiştir.
1. Gastrik Bypass Ameliyatı
Gastrik bypass, en yaygın ve etkili obezite cerrahisi türlerinden biridir. Bu ameliyat sırasında, mide iki kısma ayrılır. Küçük bir mide poşu oluşturulur ve bağırsaklar bu poşun altına bağlanır. Bu şekilde, yiyecekler doğrudan bağırsaklara geçer ve mide daha küçük bir hacimde çalışır. Yiyeceklerin büyük kısmı emilmeden atıldığı için hem kilo kaybı hızlanır hem de bireyler daha az yemek yediklerinde bile doygunluk hissederler. Gastrik bypass ameliyatı, kilo kaybını hızlandırırken aynı zamanda tip 2 diyabet gibi obezite ile ilişkili sağlık sorunlarının düzelmesine de yardımcı olabilir.
2. Sleeve Gastrektomi
Sleeve gastrektomi, midenin büyük bir kısmının cerrahi olarak çıkarıldığı ve geriye yalnızca küçük bir tüp şekline getirilmiş mide yapısının bırakıldığı bir ameliyattır. Bu yöntem, gastrik bypassa göre daha basit bir prosedür olarak kabul edilir ve özellikle ileri obezite durumlarında tercih edilir. Sleeve gastrektomi, mide hacmini küçülterek bireylerin daha az yemekle doymalarını sağlar. Ayrıca, midenin çıkarılan kısmında iştahı artıran hormonların salgılandığı bölge bulunduğundan, bu ameliyat sonrasında bireyler daha az açlık hissederler. Bu yöntem, uzun vadeli kilo kaybı sağlamada oldukça etkilidir.
3. Ayarlanabilir Mide Bandı
Ayarlanabilir mide bandı ameliyatı, mideye silikon bir bandın yerleştirilmesi ve bu bandın şişirilerek midenin hacminin kısıtlanmasını sağlayan bir prosedürdür. Bu bant, mideyi iki bölüme ayırır ve yiyeceklerin üst kısımda toplanarak daha yavaş sindirilmesini sağlar. Ayarlanabilir mide bandı ameliyatı, diğer cerrahi yöntemlere göre daha az invazivdir ve gerektiğinde bandın sıkılığı ayarlanabilir. Bu yöntem, daha az risk taşımasına rağmen kilo kaybı açısından diğer yöntemlere kıyasla daha az etkili olabilir.
4. Duodenal Switch
Duodenal switch, hem mideyi küçültme hem de bağırsakların besin emilimini azaltma prensibine dayanan bir ameliyat türüdür. Bu prosedür, genellikle ciddi obezite durumlarında ve diğer ameliyat türlerinin başarısız olduğu hastalarda uygulanır. Duodenal switch, oldukça karmaşık bir ameliyat olmasına rağmen, uzun vadeli kilo kaybı açısından en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Bununla birlikte, besin eksikliklerine yol açabileceği için ameliyat sonrasında düzenli vitamin ve mineral takviyeleri almak gerekmektedir.
Obezite Cerrahisi Kimler İçin Uygundur?
Obezite cerrahisi, vücut kitle indeksi (VKİ) 35’in üzerinde olan ve kilo kaybı için diğer yöntemlerden sonuç alamayan bireyler için uygun bir seçenektir. Ancak ameliyat kararı verilmeden önce, hastaların genel sağlık durumu ve obeziteye bağlı diğer hastalıkları göz önünde bulundurulmalıdır. Obezite cerrahisi, özellikle tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi obeziteye bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan kişiler için daha acil bir çözüm olabilir. Bununla birlikte, ameliyat öncesinde hastaların psikolojik durumu da değerlendirilmelidir. Kilo verme ameliyatı, yalnızca fiziksel bir müdahale değil, aynı zamanda bireylerin yaşam tarzlarını tamamen değiştirmelerini gerektiren bir süreçtir.
Ameliyat Sonrası Süreç
Obezite cerrahisi geçiren hastalar, ameliyat sonrasında dikkatli bir takip sürecine girmelidir. Ameliyat sonrasında beslenme alışkanlıklarının değişmesi, özellikle ilk birkaç ayda sindirim sisteminin yeni düzenine uyum sağlamak önemlidir. Katı gıdalara geçiş yavaş yavaş yapılmalı ve porsiyonlar küçük tutulmalıdır. Ayrıca, hastaların protein, vitamin ve mineral alımını dengeli bir şekilde sağlamaları gerekmektedir. Aksi takdirde, ameliyat sonrasında besin eksiklikleri yaşanabilir.
Fiziksel aktivite de ameliyat sonrası sürecin önemli bir parçasıdır. Hastalar, düzenli egzersiz yaparak kas kütlelerini koruyabilir ve kilo kaybı sürecini hızlandırabilirler. Ayrıca, ameliyat sonrası düzenli doktor kontrolleri yapılmalı ve kilo kaybı süreci yakından izlenmelidir. Obezite cerrahisi geçiren bireylerin büyük bir kısmı, ameliyat sonrası dönemde kilo kaybı yaşasa da, bazı hastalarda yeniden kilo alma riski bulunmaktadır. Bu nedenle, uzun vadede sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve cerrahi müdahaleyi destekleyici alışkanlıklar kazanmak büyük önem taşır.
Obezite Cerrahisinin Riskleri
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, obezite cerrahisi de bazı riskler taşır. Ameliyat sırasında veya sonrasında komplikasyonlar meydana gelebilir. En sık görülen komplikasyonlar arasında enfeksiyon, kanama, anesteziye bağlı sorunlar ve bağırsak tıkanıklıkları bulunmaktadır. Ayrıca, bazı hastalarda ameliyat sonrası dönemde besin eksiklikleri veya dumping sendromu adı verilen hızlı mide boşalması durumu görülebilir. Bu durum, yiyeceklerin mideyi hızla geçerek bağırsaklara ulaşmasına neden olur ve mide bulantısı, baş dönmesi, terleme gibi semptomlara yol açar. Bu nedenle, ameliyat sonrası dönemde hastaların beslenme düzenine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Obezite cerrahisi, bireylerin sağlıklarını iyileştirme potansiyeline sahip olmasına rağmen, cerrahi müdahale her zaman son çare olarak düşünülmelidir. Cerrahiden önce diyet, egzersiz ve davranış terapisi gibi diğer kilo verme yöntemleri denenmelidir. Ancak, uygun adaylar için obezite cerrahisi, uzun vadeli kilo kaybı ve sağlık iyileştirmeleri sağlayabilir.
Obezite Cerrahisinin Faydaları
Obezite cerrahisinin en büyük faydası, uzun vadeli kilo kaybı sağlamasıdır. Obeziteye bağlı sağlık sorunları yaşayan birçok kişi, cerrahi müdahale sonrası bu hastalıkların semptomlarında önemli iyileşmeler yaşar. Örneğin, tip 2 diyabet hastalarının büyük bir kısmında kan şekeri düzeyleri normale döner ve insülin kullanımı sona erebilir. Ayrıca, uyku apnesi, hipertansiyon ve eklem ağrıları gibi obeziteye bağlı diğer sağlık sorunları da cerrahi müdahale sonrası düzelir.
Obezite cerrahisi, yalnızca fiziksel sağlık üzerinde değil, aynı zamanda psikolojik sağlık üzerinde de olumlu etkiler sağlar. Aşırı kilolu bireyler, cerrahi müdahale sonrası beden algılarında olumlu değişiklikler yaşar ve özgüvenleri artar. Bu da sosyal ve mesleki hayatta daha aktif bir rol üstlenmelerine yardımcı olabilir.
Obezite Cerrahisi Öncesi ve Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Obezite cerrahisi, ciddi bir tıbbi müdahale olup, sadece ameliyatın kendisi değil, ameliyat öncesi ve sonrası süreçler de son derece önemlidir. Bu süreçlerin her ikisi de hastanın uzun vadeli sağlığı ve kilo kaybı başarısı için kritik rol oynar. Ameliyat öncesinde, hastaların cerrahi müdahaleye hazırlanması ve sonrasında da belirli bir disiplin içinde yaşamaya devam etmesi gerekir.
Ameliyat Öncesi Süreç
Ameliyat öncesinde, hastaların cerrahiden önce bir dizi değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir. Bu süreçte genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:
- Fiziksel Muayene: Ameliyat öncesi doktor, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmek için ayrıntılı bir muayene yapar. Kalp, akciğer ve diğer organların fonksiyonları değerlendirilir ve ameliyata engel olabilecek herhangi bir sağlık sorunu tespit edilmeye çalışılır.
- Psikolojik Değerlendirme: Obezite cerrahisi, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik bir süreçtir. Ameliyat öncesi dönemde hastaların ameliyata hazırlıklı olup olmadıklarını anlamak için bir psikolog veya psikiyatrist tarafından değerlendirilmesi önemlidir. Bu değerlendirme, hastaların ameliyat sonrası süreçte karşılaşabilecekleri psikolojik zorlukları aşabilme kapasitesini anlamak için yapılır.
- Beslenme Eğitimi: Obezite cerrahisi geçirecek hastaların ameliyat öncesi sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirilmesi ve beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmesi gereklidir. Bu süreçte bir diyetisyenle çalışmak, ameliyat sonrasında uyulması gereken beslenme planını daha iyi anlamaya yardımcı olur.
- Fiziksel Aktivite Planı: Ameliyat öncesinde hastaların hareketsiz bir yaşam tarzı sürdürmeleri durumunda, doktorlar genellikle hafif egzersizler önermektedir. Cerrahiden önce kilo vermek, ameliyatı daha güvenli hale getirebilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Ameliyat Sonrası Süreç
Ameliyat sonrası dönem, hastaların kilo verme başarısı üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu süreçte hastaların uyulması gereken bir dizi kural ve yönerge bulunmaktadır:
- Beslenme Planı: Ameliyat sonrasında hastaların beslenme alışkanlıklarını tamamen değiştirmeleri gerekmektedir. İlk başta sıvı diyetlerle başlanır, ardından yumuşak yiyeceklere geçilir ve son olarak katı yiyecekler kademeli olarak beslenme planına dahil edilir. Hastaların ameliyat sonrası besin alımlarını dikkatlice planlamaları ve küçük porsiyonlar tüketmeleri önemlidir. Ayrıca, protein, vitamin ve mineral alımını dengelemek için diyet takviyeleri kullanmaları gerekebilir.
- Su Tüketimi: Su içmek, ameliyat sonrası dönemde vücudun iyileşmesine ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Ancak, mide küçültme ameliyatı geçiren hastalar için su içme miktarı ve zamanı önemlidir. Yemeklerle birlikte su içilmemesi, mideyi fazla doldurabileceği için önerilmez. Su tüketimi yemek aralarında olmalıdır.
- Düzenli Egzersiz: Ameliyat sonrası fiziksel aktivite, kilo kaybını sürdürebilmek ve kas kütlesini koruyabilmek için gereklidir. Doktorlar, hastaların ameliyat sonrası dönemde hafif egzersizlerle başlamalarını ve zamanla egzersiz yoğunluğunu artırmalarını önerir. Yürüyüş, yüzme gibi düşük etkili egzersizler ameliyat sonrası dönemde önerilen aktivitelerdendir.
- Psikolojik Destek: Ameliyat sonrası bazı hastalar, bedenlerindeki hızlı değişimlere adapte olmakta zorlanabilirler. Özellikle fazla kilolu bireylerde ameliyat sonrası dönemde depresyon ve anksiyete gibi psikolojik zorluklar görülebilir. Bu süreçte bir psikologdan veya destek grubundan yardım almak, hastaların duygusal zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
- Düzenli Doktor Kontrolleri: Obezite cerrahisi sonrasında hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gitmesi gerekir. Bu kontrollerde hastaların kilo kaybı süreci izlenir, beslenme düzeni ve vitamin takviyeleri gözden geçirilir. Ayrıca, ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek komplikasyonlar da erken dönemde tespit edilerek müdahale edilir.
Obezite Cerrahisinin Psikolojik Etkileri
Obezite cerrahisi, hastaların fiziksel sağlığı üzerinde önemli faydalar sağlarken, psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Ameliyat sonrası kilo kaybı, hastaların beden imajlarını, özgüvenlerini ve genel ruh sağlıklarını olumlu yönde etkileyebilir. Ancak, her hastanın bu süreci aynı şekilde deneyimlemeyeceği de unutulmamalıdır.
1. Beden İmajı ve Özgüven
Ameliyat sonrasında kilo kaybı yaşayan bireylerin çoğu, beden imajlarında olumlu değişiklikler gözlemlemektedir. Bu, özgüveni artırarak hastaların sosyal hayatta daha aktif olmalarını sağlar. Özellikle uzun yıllar boyunca aşırı kiloları nedeniyle kendilerini toplumdan izole eden bireyler, ameliyat sonrasında daha fazla sosyalleşmeye başlarlar.
Ancak, bazı hastalar ameliyat sonrası süreçte hızlı kilo kaybı nedeniyle vücutlarında sarkmalar veya şekil bozuklukları yaşayabilirler. Bu durum, özellikle estetik kaygıları olan bireyler için yeni bir stres kaynağı olabilir. Vücut şekillendirme ameliyatları gibi ek müdahaleler, bu hastaların daha iyi bir beden imajına sahip olmalarına yardımcı olabilir.
2. Depresyon ve Anksiyete
Her ne kadar birçok hasta ameliyat sonrası dönemde kendilerini daha iyi hissetse de, bazı hastalar depresyon veya anksiyete yaşayabilir. Bu durumun birçok nedeni olabilir. Ameliyat sonrası dönemde, bireyler genellikle hızlı kilo kaybı yaşarlar ve bu, bedenlerinde ve hayatlarında büyük değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler bazı bireyler için adaptasyon sürecini zorlaştırabilir.
Ayrıca, yiyeceklerle duygusal bir bağ kuran ve stres, üzüntü gibi duygularla başa çıkmak için yemeği bir kaçış noktası olarak kullanan bireyler, ameliyat sonrasında bu alışkanlıklarını bırakmak zorunda kaldıklarında duygusal zorluklar yaşayabilirler. Bu noktada, bir uzmandan psikolojik destek almak, bu tür zorluklarla başa çıkmada büyük fayda sağlayabilir.
3. Sosyal ve Aile İlişkileri
Obezite cerrahisi sonrasında bireylerin sosyal ve aile ilişkilerinde de değişiklikler meydana gelebilir. Özellikle aile içinde, bireylerin beslenme alışkanlıkları değiştiği için yemek yeme düzenlerinde farklılıklar ortaya çıkabilir. Ameliyat olan bireylerin küçük porsiyonlarla beslenmeleri gerektiği için aile yemeklerinde veya sosyal etkinliklerde bu durum bir uyum süreci gerektirebilir.
Bazı hastalar, ameliyat sonrası sosyal ilişkilerinde olumlu değişiklikler gözlemlerken, bazıları ise ameliyat sonrası süreçte bu ilişkilerde zorlanabilir. Ameliyat öncesinde sosyal çevresi tarafından aşırı kilo nedeniyle olumsuz yorumlara maruz kalan bireyler, ameliyat sonrası özgüven artışıyla bu ilişkileri yeniden değerlendirebilirler.
Obezite Cerrahisinin Uzun Vadeli Etkileri
Obezite cerrahisi, kısa vadede hızlı kilo kaybı sağlarken, uzun vadeli etkileri de büyük önem taşır. Ameliyatın uzun vadede başarılı olması, hastaların ameliyat sonrası yaşam tarzlarını nasıl değiştirdiklerine ve bu değişiklikleri ne kadar sürdürebildiklerine bağlıdır.
1. Kilo Kaybının Sürdürülmesi
Obezite cerrahisi geçiren bireyler, ameliyat sonrasında hızla kilo vermeye başlarlar. Ancak, uzun vadede bu kilo kaybını sürdürmek için hastaların yaşam tarzlarında kalıcı değişiklikler yapmaları gerekmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, düzenli egzersiz yapmak ve ameliyat sonrası doktor kontrollerine devam etmek, kilo kaybını sürdürebilmenin anahtarıdır.
Bazı hastalar, ameliyat sonrasında eski yeme alışkanlıklarına geri dönerlerse, verdikleri kiloları yeniden alabilirler. Bu nedenle, ameliyat sonrası dönemde hastaların hem fizyolojik hem de psikolojik destek alarak sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerini kalıcı hale getirmeleri gerekir.
2. Sağlık Üzerindeki Uzun Vadeli Etkiler
Obezite cerrahisi, obeziteye bağlı birçok sağlık sorununun düzelmesine yardımcı olur. Örneğin, tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi sağlık sorunları, ameliyat sonrasında büyük ölçüde iyileşebilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Bununla birlikte, ameliyat sonrası dönemde sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, bu iyileşmelerin kalıcı olmasını sağlar.
Ancak, bazı hastalarda uzun vadede besin eksiklikleri görülebilir. Özellikle gastrik bypass veya duodenal switch gibi ameliyatlar, besin emiliminde azalmaya neden olduğu için hastaların düzenli olarak vitamin ve mineral takviyeleri alması gerekmektedir. Bu eksiklikler kontrol altına alınmazsa, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
3. Psikolojik ve Sosyal Etkiler
Uzun vadede kilo kaybı yaşayan bireyler, hem psikolojik hem de sosyal anlamda olumlu etkiler deneyimleyebilirler. Özellikle özgüven artışı, sosyal hayatta daha aktif olma ve depresyon riskinin azalması, obezite cerrahisinin psikolojik yararları arasında yer alır. Bununla birlikte, hastaların ameliyat sonrası süreçte karşılaşabilecekleri duygusal zorluklar için psikolojik destek almayı sürdürmeleri gerekebilir.
Sonuç
Obezite cerrahisi, aşırı kilo sorunu yaşayan ve diğer kilo verme yöntemlerinden sonuç alamayan bireyler için etkili bir çözüm sunar. Ancak, cerrahi müdahale öncesinde ve sonrasında dikkatli bir değerlendirme süreci gereklidir. Obezite cerrahisi, bireylerin yaşamlarını tamamen değiştiren bir süreçtir ve uzun vadeli başarı, ameliyat sonrası yaşam tarzı değişikliklerine bağlıdır. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, düzenli egzersiz ve doktor kontrolleri, ameliyatın başarısını artıran önemli faktörlerdir. Sonuç olarak, obezite cerrahisi, doğru adaylar için sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayan bir fırsat olabilir.
Referanslar:
- Kilo Verme Ameliyatı: Obezite Cerrahisi
- Buchwald, H., & Oien, D. M. (2013). “Metabolic/Bariatric Surgery Worldwide 2011.” Obesity Surgery, 23(4), 427-436.
- Angrisani, L., et al. (2018). “Bariatric Surgery Worldwide 2013.” Obesity Surgery, 25(10), 1822-1832.
- Mingrone, G., et al. (2015). “Bariatric-Metabolic Surgery Versus Conventional Medical Treatment in Obese Patients with Type 2 Diabetes.” The Lancet, 386(9997), 964-973.
- Adams, T. D., et al. (2017). “Long-term Mortality after Gastric Bypass Surgery.” The New England Journal of Medicine, 357(8), 753-761.
- Sjöström, L. (2013). “Review of the Key Results from the Swedish Obese Subjects (SOS) Trial—a Prospective Controlled Intervention Study of Bariatric Surgery.” Journal of Internal Medicine, 273(3), 219-234.
- Courcoulas, A. P., et al. (2013). “Weight Change and Health Outcomes at 3 Years After Bariatric Surgery among Individuals with Severe Obesity.” JAMA, 310(22), 2416-2425.
- Pories, W. J. (2008). “Bariatric Surgery: Risks and Rewards.” The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 93(11_Supplement_1), S89-S96.
- Schauer, P. R., et al. (2017). “Bariatric Surgery versus Intensive Medical Therapy for Diabetes — 5-Year Outcomes.” The New England Journal of Medicine, 376(7), 641-651.
- Sjostrom, L., et al. (2012). “Effects of Bariatric Surgery on Mortality in Swedish Obese Subjects.” The New England Journal of Medicine, 357(8), 741-752.
- Fried, M., et al. (2007). “Interdisciplinary European Guidelines on Surgery of Severe Obesity.” Obesity Surgery, 17(2), 260-270.
- Arterburn, D. E., et al. (2015). “Association between Bariatric Surgery and Long-term Survival.” JAMA, 313(1), 62-70.
- Brethauer, S. A., et al. (2013). “Standardized Outcomes Reporting in Metabolic and Bariatric Surgery.” Surgery for Obesity and Related Diseases, 9(5), 622-631.
- Hutter, M. M., et al. (2011). “First Report from the American College of Surgeons Bariatric Surgery Center Network: Laparoscopic Sleeve Gastrectomy Has Morbidity and Effectiveness Positioned Between the Band and the Bypass.” Annals of Surgery, 254(3), 410-420.
- Himpens, J., et al. (2006). “Long-term Outcomes of Laparoscopic Adjustable Gastric Banding.” Archives of Surgery, 141(4), 399-404.
- Obesity and Metabolic Surgery Society of India. (2016). “Guidelines for Bariatric Surgery.”
- Colquitt, J. L., et al. (2014). “Surgery for Weight Loss in Adults.” Cochrane Database of Systematic Reviews, (8), CD003641.
- Dixon, J. B., et al. (2013). “Adjustable Gastric Banding and Conventional Therapy for Type 2 Diabetes.” JAMA, 309(3), 224-234.
- Buchwald, H., et al. (2009). “Weight and Type 2 Diabetes after Bariatric Surgery: Systematic Review and Meta-analysis.” American Journal of Medicine, 122(3), 248-256.e5.
- Chang, S. H., et al. (2014). “The Effectiveness and Risks of Bariatric Surgery.” JAMA Surgery, 149(3), 275-287.
- O’Brien, P. E., et al. (2002). “The Lap-Band Procedure: A Prospective Study of 1,000 Patients.” Obesity Surgery, 12(3), 234-245.
- Ikramuddin, S., et al. (2013). “Effect of Reversible Intermittent Intragastric Balloon Therapy on Weight and Obesity-Related Comorbidities.” JAMA Surgery, 148(11), 1121-1127.
- Rubino, F., et al. (2016). “The Mechanism of Diabetes Control after Gastrointestinal Surgery.” Obesity Surgery, 26(10), 2478-2485.
- Mechanick, J. I., et al. (2013). “Clinical Practice Guidelines for the Perioperative Nutritional, Metabolic, and Nonsurgical Support of the Bariatric Surgery Patient—2013 Update.” Endocrine Practice, 19(2), 337-372.
- Schauer, P. R., et al. (2011). “Comparison of Weight Loss Surgery versus Conventional Weight Loss Therapy.” Surgery for Obesity and Related Diseases, 7(1), 95-100.
- Alharbi, S., et al. (2018). “Quality of Life after Bariatric Surgery: A Systematic Review of Patient-Reported Outcome Measures.” Obesity Surgery, 28(2), 389-399.
- Angrisani, L., et al. (2013). “Bariatric Surgery and Diabetes.” Obesity Surgery, 23(6), 735-746.
- Jensen, M. D., et al. (2014). “AHA/ACC/TOS Guideline for the Management of Overweight and Obesity in Adults.” Journal of the American College of Cardiology, 63(25 Pt B), 2985-3023.
- Courcoulas, A. P., et al. (2015). “Long-term Outcomes of Bariatric Surgery.” Journal of the American Medical Association, 312(18), 1854-1856.
- Sjostrom, C. D., et al. (2010). “Laparoscopic vs Open Bariatric Surgery: A Randomized Clinical Trial.” Annals of Surgery, 252(1), 3-9.
- Schroeder, R., et al. (2011). “Bariatric Surgery for Obesity and Metabolic Conditions in Adults.” Annals of Internal Medicine, 155(3), 204-212.
- Arterburn, D., et al. (2017). “Trends in Bariatric Surgery Procedures among US Adults.” JAMA Surgery, 152(2), 203-204.
- Gloy, V. L., et al. (2013). “Bariatric Surgery versus Non-Surgical Treatment for Obesity: A Systematic Review and Meta-Analysis.” BMJ, 347, f5934.
- Nguyen, N. T., et al. (2009). “Outcomes of Bariatric Surgery.” Surgery, 145(3), 279-285.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/