Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Zika virüsü, son yıllarda küresel halk sağlığı açısından önemli bir tehdit haline gelmiştir. İlk kez 1947 yılında Uganda’daki Zika Ormanı’nda tespit edilen bu virüs, uzun bir süre boyunca sadece sınırlı bölgelerde görülmüş ve ciddi bir endişe kaynağı olmamıştır. Ancak, 2007 yılına kadar Afrika ve Asya’daki izole vakaların ardından, özellikle 2015 yılında Brezilya’da yaşanan büyük salgınla birlikte dünya çapında daha geniş çaplı bir sağlık krizine dönüşmüştür. Bu salgın, virüsün özellikle hamile kadınlar ve yeni doğan bebekler üzerindeki etkilerine yönelik artan bilimsel araştırmaları ve halk sağlığı önlemlerini tetiklemiştir.

Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Zika virüsünün en yaygın bulaşma yolu, Aedes türü sivrisineklerin insanları ısırmasıyla gerçekleşir. Bununla birlikte, virüsün cinsel yolla, kan nakli yoluyla ve anneden fetüse geçiş gibi başka bulaşma yolları da mevcuttur. Özellikle hamile kadınlar için Zika virüsü, fetüsün sağlığını ciddi şekilde etkileyebilecek doğuştan gelen anomalilere neden olma riski taşır. Mikroensefali (küçük kafa yapısı) ve diğer nörolojik bozukluklar, Zika virüsü bulaşmış gebeliklerde en sık gözlemlenen komplikasyonlar arasında yer alır.

Virüsün neden olduğu enfeksiyon genellikle hafif semptomlarla seyretse de, virüsün etkileri toplum sağlığı üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Enfeksiyonun başlıca semptomları arasında ateş, eklem ağrısı, gözlerde kızarıklık ve döküntü bulunur. Ancak, birçok insan virüsle enfekte olduğunda herhangi bir belirti göstermemekte ve bu durum virüsün daha kolay yayılmasına yol açmaktadır. Semptomsuz bireylerin taşıyıcı olabilmesi, salgınların kontrol altına alınmasını zorlaştıran en büyük faktörlerden biri olmuştur.

Bu makale, Zika virüsü hastalığının tarihçesi, bulaşma yolları, semptomları, komplikasyonları, önleme yöntemleri ve tedavi seçeneklerine dair kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, salgınlara karşı alınan küresel önlemler ve virüsle mücadeledeki son gelişmeler de detaylandırılacaktır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde koruma stratejileri hakkında bilgi vermeyi hedefleyen bu makale, aynı zamanda halk sağlığını tehdit eden bu virüs hakkında farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.

Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Zika Virüsünün Tarihçesi ve Coğrafi Dağılımı

Zika virüsü, Flaviviridae ailesine ait bir virüstür ve genetik olarak dang humması, sarı humma, Batı Nil virüsü ve Japon ensefaliti gibi diğer flavivirüslerle yakından ilişkilidir. İlk olarak 1947’de Uganda’daki maymunlarda keşfedilen virüs, 1952 yılında insanlarda da tespit edilmiştir. Bu tarihlerden itibaren virüs genellikle Afrika ve Güneydoğu Asya’daki tropikal bölgelerde sınırlı bir şekilde görülmüştür.

Ancak, 2007 yılına kadar virüs hakkında çok fazla rapor bulunmamakla birlikte, bu yıl Mikronezya’daki ilk büyük çaplı salgın dünya genelinde virüse karşı olan farkındalığı artırmıştır. Daha sonra 2013-2014 yıllarında Fransız Polinezyası ve Pasifik Adaları’nda yaşanan salgınlar, virüsün Asya-Pasifik bölgesinde hızla yayıldığını göstermiştir. Ancak Zika virüsünün küresel çapta en çok dikkat çektiği dönem, 2015-2016 yıllarında Brezilya’da yaşanan büyük salgın olmuştur. Bu salgın sırasında, virüsün hamile kadınlarda mikroensefaliye neden olduğu yönündeki bilimsel bulgular, halk sağlığı uzmanlarını ciddi şekilde endişelendirmiştir.

Brezilya’da yaşanan bu büyük salgın, virüsün Amerika kıtasına yayılmasına neden olmuş ve ardından Orta ve Güney Amerika, Karayipler ve ABD’nin güney bölgelerinde de vakalar bildirilmeye başlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2016 yılında virüs küresel bir halk sağlığı acil durumu olarak ilan edilmiştir. Ancak, uluslararası çabalar ve önleme stratejileri sayesinde virüsün yayılması kısmen kontrol altına alınmıştır. Yine de, virüs hala tropikal ve subtropikal bölgelerde varlığını sürdürmekte olup, küresel düzeyde bir tehdit olmaya devam etmektedir.

Zika Virüsü Bulaşma Yolları

Zika virüsü, Flaviviridae ailesine ait bir RNA virüsüdür ve başlıca vektör aracılığıyla bulaşır. Bununla birlikte, bulaş yolları yalnızca vektörle sınırlı değildir; doğrudan temas, cinsel ilişki ve hatta gebelik sırasında anneden bebeğe geçiş gibi farklı yollar da bulaşmada önemli rol oynar. Zika virüsünün bulaşma yollarını detaylandırmak, enfeksiyon riskini anlamak ve kontrol altına almak için kritik öneme sahiptir.

1. Sivrisinek Isırıkları (Başlıca Bulaş Yolu)

Zika virüsünün temel bulaş yolu, Aedes türü sivrisineklerin insanları ısırmasıyla gerçekleşir. Bu sivrisinek türleri arasında en yaygın olanları Aedes aegypti ve Aedes albopictus’tur. Bu sivrisinekler tropik ve subtropik bölgelerde yaygın olup, virüsün hızlı bir şekilde yayılmasına neden olur. Enfekte bir sivrisinek, Zika virüsünü taşıyan bir bireyi ısırdıktan sonra, sağlıklı bir kişiyi ısırarak virüsü bulaştırabilir.

Bu tür sivrisinekler genellikle gündüz aktiftir ve insanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde bulunur. Ayrıca, bu sivrisineklerin üreme alanları genellikle durgun su birikintileri, açık su kapları, yağmur suları ve şehirlerdeki atık sulardır. Bu nedenle, sivrisinek popülasyonunun kontrol altına alınması, Zika virüsünün yayılmasını önlemede en önemli adımlardan biridir.

2. Anneden Bebeğe Geçiş (Doğum Öncesi ve Sonrası)

Zika virüsü, enfekte bir anneden fetüse plasenta yoluyla geçebilir. Bu, gebelik sırasında dikey bulaş olarak adlandırılır ve ciddi sonuçlara yol açabilir. Özellikle hamileliğin ilk üç ayında bulaşan Zika virüsü, mikrosefali ve diğer konjenital Zika sendromu belirtileri gibi ağır doğumsal anomali riskini artırır. Virüs, fetüsün beyin gelişimini etkileyerek yaşam boyu sürebilecek nörolojik sorunlara yol açabilir.

Ayrıca, doğum sırasında anneden bebeğe geçiş de mümkündür. Doğum sırasında anne kanında aktif virüs bulunuyorsa, virüs doğrudan bebeğe bulaşabilir. Anne sütünde Zika virüs RNA’sının tespit edildiği bazı vakalar olsa da, bu yolla bulaşma nadir görülür ve genellikle ciddi bir risk oluşturmaz.

3. Cinsel Yolla Bulaşma

Zika virüsü, cinsel ilişki yoluyla da bulaşabilir ve bu bulaşma şekli, özellikle enfekte bireylerde uzun süreli taşıyıcılık nedeniyle dikkat çekicidir. Enfekte erkeklerin semeninde Zika virüsü, kan dolaşımından daha uzun süre aktif kalabilir. Bu da virüsün cinsel yolla bulaşma riskini artırır. Korunmasız cinsel ilişki sırasında virüs, enfekte partnerden sağlıklı bir bireye geçebilir.

Cinsel yolla bulaşma, hem heteroseksüel hem de homoseksüel ilişkilerde görülebilir. Bu nedenle, özellikle Zika salgını olan bölgelerde bulunan bireylerin korunmasız cinsel ilişkiden kaçınması veya koruyucu yöntemler kullanması önerilir. Cinsel yolla bulaşma, yalnızca virüsün bulaşmasında değil, aynı zamanda hamile kadınlar için de fetüs üzerinde risk oluşturabilir.

4. Kan ve Kan Ürünleri Yoluyla Bulaşma

Zika virüsü, enfekte bireylerden alınan kan ve kan ürünleri yoluyla da bulaşabilir. Enfekte bir bireyin kanında, virüs aktif olarak bulunabilir ve kan nakli sırasında sağlıklı bir kişiye aktarılabilir. Bu nedenle, kan bağışları Zika salgını olan bölgelerde sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Bazı ülkelerde, Zika salgını sırasında enfekte bölgelerdeki bireylerin kan bağışında bulunmalarına geçici kısıtlamalar getirilmiştir.

Ayrıca, organ nakli gibi prosedürlerde de bulaşma riski mevcuttur. Organ bağışı yapan kişinin enfekte olması durumunda, virüsün alıcıya geçiş ihtimali vardır. Bu tür vakaların önlenmesi için donör taramaları büyük önem taşır.

5. Laboratuvar Kazaları ve Doğrudan Temas

Zika virüsü, enfekte kan veya vücut sıvılarına doğrudan temas yoluyla da bulaşabilir. Özellikle sağlık çalışanları veya laboratuvar personeli, enfekte örneklerle çalışırken uygun koruyucu önlemleri almadığında risk altında olabilir. Bu tür temaslar, kan, idrar veya diğer vücut sıvılarındaki aktif virüsle temas sonucu gerçekleşebilir.

Laboratuvar kazaları genellikle nadir görülse de, bu durum Zika virüsü bulaşma yolları arasında yer alır. Sağlık sektörü çalışanlarının uygun biyogüvenlik protokollerine uyması, bu tür bulaşma risklerini azaltmak açısından kritiktir.

6. Olası Diğer Bulaş Yolları

Zika virüsü hakkında yapılan araştırmalar, bazı olası bulaş yollarını da gündeme getirmiştir. Örneğin, enfekte hayvanlar veya böcekler aracılığıyla dolaylı bulaşma olasılığı tartışılmaktadır. Bununla birlikte, bu tür bulaş yolları henüz tam olarak kanıtlanmamıştır ve mevcut literatürde bu yolların insanlar için risk oluşturduğu düşünülmemektedir.

Havadan damlacık yoluyla bulaşma gibi bir durum ise Zika virüsü için tipik değildir ve bu virüs genellikle bu yolla yayılmaz. Ancak, bulaşma yollarına dair araştırmalar devam etmekte ve Zika virüsü hakkında daha fazla bilgi elde edilmesiyle, bu konuda yeni bulgular ortaya çıkabilir.

Zika Virüsü Enfeksiyonunun Semptomları ve Tanı Yöntemleri

Zika virüsü enfeksiyonu genellikle hafif semptomlarla seyreder ve birçok kişi hastalığı belirti göstermeden atlatabilir.

Ancak, semptomatik vakalarda en yaygın olarak gözlemlenen belirtiler şunlardır:

  1. Ateş
  2. Döküntü
  3. Gözlerde kızarıklık (konjonktivit)
  4. Eklem ve kas ağrısı
  5. Baş ağrısı

Semptomlar genellikle virüse maruz kaldıktan birkaç gün sonra ortaya çıkar ve 2 ila 7 gün sürebilir. Bununla birlikte, hastalığın nadiren ciddi komplikasyonlara yol açtığı gözlemlense de, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ve hamile kadınlarda daha ciddi sonuçlar doğurabilir.

Zika virüsü enfeksiyonunun tanısı, genellikle kan veya idrar testi ile yapılır. PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testleri, aktif enfeksiyon döneminde virüsü tespit etmek için en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Ayrıca, antikor testleri de virüse karşı bağışıklık tepkisini ölçmek için kullanılabilir. Ancak, dang humması ve chikungunya gibi benzer virüslerle karışma riski nedeniyle, tanı süreci dikkatli bir şekilde yürütülmelidir.

Zika Virüsü ve Mikroensefali: Gebelikte Riskler

Zika virüsü, hamile kadınlarda fetüs için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Mikroensefali, virüs ile ilişkili en ciddi doğum kusurlarından biridir. Mikroensefali, bebeğin kafasının normalden küçük olduğu ve beynin tam olarak gelişmediği bir durumdur. Bu durum, nörolojik ve zihinsel engellere, hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir. virüs salgınlarının zirve yaptığı dönemlerde, özellikle Brezilya’da binlerce mikroensefali vakası bildirilmiştir.

Zika virüsü ile ilişkili diğer doğum kusurları arasında nörogelişimsel gecikmeler, göz anomalileri ve işitme problemleri yer alır. Virüsün plasentayı geçmesi ve fetal beyin dokusuna zarar vermesi, bu tür ciddi sağlık problemlerine yol açmaktadır. Hamile kadınların salgın bölgelerine seyahatten kaçınmaları ve sivrisineklerden korunmaları hayati önem taşımaktadır.

Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Zika Virüsü Enfeksiyonunun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Zika virüsü enfeksiyonu için günümüzde spesifik bir tedavi veya antiviral ilaç bulunmamaktadır. Tedavi genellikle semptomları hafifletmeye ve hastanın genel sağlığını desteklemeye yönelik yöntemlerden oluşur. Bu nedenle, Zika virüsü enfeksiyonunun tedavisi, enfekte bireyin bağışıklık sisteminin virüsle doğal yollarla mücadele etmesini kolaylaştırmaya odaklanır. Tedavi sürecinde kullanılan yöntemler ve dikkat edilmesi gereken noktalar aşağıda detaylandırılmıştır:

1. Semptomatik Tedavi

Zika virüsü enfeksiyonu, çoğu durumda hafif semptomlarla seyreder ve genellikle özel bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Ancak, ateş, baş ağrısı, döküntü, kas ve eklem ağrıları gibi belirtiler hastanın yaşam kalitesini düşürebilir. Bu belirtileri hafifletmek için aşağıdaki yöntemler uygulanabilir:

  • Ateş ve ağrı kontrolü: Parasetamol veya ibuprofen gibi reçetesiz ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Ancak, Zika virüsü enfeksiyonu ile Dengue virüsü enfeksiyonunun birlikte bulunma ihtimalinden dolayı, aspirin gibi kan sulandırıcı etkisi olan ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır. Çünkü bu tür ilaçlar kanama riskini artırabilir.
  • Kaşıntıyı hafifletme: Döküntülerle ilişkili kaşıntıyı hafifletmek için antihistaminik kremler veya oral antihistaminikler reçete edilebilir.

2. Dinlenme ve Sıvı Desteği

Zika virüsü enfeksiyonu sırasında bağışıklık sistemi virüsle savaşırken vücut üzerinde ek bir yük oluşturur. Bu nedenle, hastaların yeterli dinlenme ve hidrasyon sağlaması büyük önem taşır:

  • Dinlenme: Yeterli uyku ve fiziksel aktiviteyi azaltmak, vücudun toparlanmasını hızlandırabilir.
  • Sıvı alımı: Yeterli miktarda su, elektrolitli içecekler veya doğal meyve suları tüketmek, enfeksiyon sırasında kaybedilen sıvının yerini doldurarak vücudun susuz kalmasını önler.

3. Hastalığın Komplikasyonlarının Yönetimi

Zika virüsü genellikle hafif semptomlarla geçse de bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle nörolojik ve doğumla ilgili komplikasyonların gelişimi durumunda multidisipliner bir tedavi yaklaşımı gerekebilir:

  • Guillain-Barré Sendromu: Zika virüsü ile bağlantılı olarak nadiren ortaya çıkabilen bu nörolojik durum, kas zayıflığı ve felce neden olabilir. Guillain-Barré sendromunun tedavisi için immünoglobulin tedavisi veya plazmaferez gibi yöntemler uygulanabilir. Bu tür durumlar yoğun bakım ve nörolojik uzmanlık gerektirir.
  • Doğumsal Zika Sendromu: Hamilelik sırasında Zika virüsüne maruz kalan bebeklerde mikrosefali ve diğer doğumsal anomaliler görülebilir. Bu durumda, doğum sonrası pediatrik ve nörolojik destek sağlanmalı ve bebekler düzenli olarak gelişim açısından takip edilmelidir.

4. Bulaşıcı Riskin Azaltılması

Tedavi sürecinde Zika virüsünün başkalarına bulaşmasını önlemek de kritik bir öneme sahiptir. Özellikle hastanın bulunduğu bölgede Aedes aegypti sivrisinekleri aktifse, bu sivrisineklerin enfekte bireylerden virüsü taşıyarak başkalarına bulaştırmasını engellemek için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  • Sivrisinek ısırıklarından korunma: Hasta bireylerin uzun kollu giysiler giymesi, sivrisinek kovucu spreyler kullanması ve sivrisinek ağlarıyla korunması önerilir.
  • Cinsel yolla bulaşın önlenmesi: Zika virüsü cinsel yolla da bulaşabildiği için enfekte bireylerin tedavi sürecinde ve sonrasında bir süre korunmalı cinsel ilişkiyi tercih etmesi veya ilişkiye ara vermesi gerekebilir.

5. Hastalığın Takibi

Zika virüsü enfeksiyonu geçiren bireylerde, belirtiler genellikle 2 ila 7 gün içinde hafifler. Ancak, bazı durumlarda semptomlar daha uzun sürebilir veya enfeksiyon sonrası komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, hastaların enfeksiyon sonrasında doktor tarafından düzenli olarak kontrol edilmesi önemlidir. Özellikle hamile kadınlar, Guillain-Barré sendromu belirtileri gösteren hastalar veya bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler için daha dikkatli bir izleme yapılmalıdır.

6. Gelecekteki Tedavi Seçenekleri

Zika virüsü enfeksiyonu için antiviral tedavi veya aşı geliştirme çalışmaları dünya genelinde devam etmektedir. Aşı geliştirme süreci, özellikle salgın bölgelerindeki hamile kadınlar ve risk altındaki bireyler için büyük bir umut vaat etmektedir. Günümüzde araştırmalar, Zika virüsünü hedefleyen aşıların güvenli ve etkili olduğunu kanıtlamaya yönelik klinik denemelerle ilerlemektedir. Bunun yanı sıra, virüs replikasyonunu durdurabilecek yeni antiviral ilaçların geliştirilmesi de bilim insanlarının odaklandığı bir diğer alandır.

Zika Virüsünden Korunma

Zika virüsüne karşı henüz kesin bir aşı veya antiviral tedavi bulunmamaktadır. Bu nedenle, korunma önlemleri hayati öneme sahiptir.

Zika virüsünden korunmak için uygulanabilecek başlıca stratejiler şunlardır:

  1. Sivrisineklerden Korunma: Salgın bölgelerinde sivrisinek ısırıklarından korunmak için uzun kollu giysiler giymek, sivrisinek kovucu spreyler kullanmak ve sivrisinek ağlarıyla korunmak gereklidir. Ayrıca, sivrisinek üreme alanlarının yok edilmesi, yani durgun su birikintilerinin ortadan kaldırılması da önemli bir önlemdir.
  2. Cinsel Temas Sırasında Korunma: Virüs cinsel yolla bulaşabildiği için, salgın bölgelerinden dönen bireylerin cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmaları önerilmektedir. Hamile kadınlar ise salgın bölgelerinden gelen partnerleriyle cinsel temasta bulunmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır.
  3. Gebelik Planlaması: Zika virüsünün etkileri göz önüne alındığında, salgın bölgelerine seyahat etmeyi düşünen kadınların gebelik planlaması yapmadan önce dikkatli olmaları ve tıbbi danışmanlık almaları önerilmektedir.
  4. Genel Sağlık Önlemleri: Salgın bölgelerine seyahat eden kişilerin, döndükten sonra herhangi bir semptom göstermeseler bile test yaptırmaları ve sağlık otoritelerinin tavsiyelerine uymaları önemlidir.

Zika Virüsüyle Mücadelede Küresel Çabalar

Virüsün küresel bir salgın haline gelmesinin ardından, uluslararası sağlık kuruluşları ve hükümetler virüsle mücadele etmek için bir dizi strateji geliştirmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, virüs salgınına karşı acil eylem planları oluşturmuş ve sivrisinek popülasyonlarını kontrol altına almak için geniş çaplı programlar başlatmıştır. Ayrıca, virüsün yayılmasını önlemek amacıyla eğitim kampanyaları düzenlenmiş ve halka yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılmıştır.

Bunun yanı sıra, virüse karşı aşı geliştirme çalışmaları hız kazanmıştır. Birçok bilim insanı ve ilaç firması, virüse karşı etkili bir aşı geliştirmek için çalışmalar yürütmektedir. Ancak, bu alandaki araştırmalar henüz klinik aşamalarında olup, yaygın kullanım için biraz daha zamana ihtiyaç vardır.

Zika Virüsüne Karşı Aşı Geliştirme Çalışmaları

Zika virüsünün küresel çapta bir halk sağlığı tehdidi haline gelmesinin ardından, birçok araştırma kuruluşu ve ilaç şirketi virüse karşı etkili bir aşı geliştirmek için çalışmalar başlatmıştır. Aşı geliştirme süreci zorlu ve uzun soluklu bir süreçtir, ancak son yıllarda bu konuda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.

  1. DNA ve RNA bazlı aşılar: Zika virüsüne karşı geliştirilen aşıların birçoğu, virüsün genetik materyalini içeren DNA veya RNA bazlı aşılar üzerinde odaklanmaktadır. Bu tür aşılar, vücuda virüsün genetik bilgilerini sağlayarak bağışıklık sistemini harekete geçirir ve virüse karşı koruyucu bir yanıt oluşturur. Özellikle DNA bazlı aşılar, preklinik ve klinik denemelerde umut verici sonuçlar vermiştir.
  2. Vektör bazlı aşılar: Bir başka strateji, başka bir virüsün (vektör) içine virüsün genetik materyalini yerleştirerek bağışıklık sistemini virüse karşı uyarma üzerine kuruludur. Bu tür aşılar, Zika virüsü proteinlerinin üretilmesini sağlayarak bağışıklık yanıtını tetikleyebilir.
  3. Canlı zayıflatılmış aşılar: Bu yöntem, Zika virüsünün zayıflatılmış bir formunu kullanarak bağışıklık sistemini virüse karşı hazırlamayı amaçlar. Bu tür aşılar, diğer virüs aşılarında olduğu gibi güçlü ve uzun süreli bir bağışıklık yanıtı oluşturabilir, ancak güvenlik açısından daha fazla inceleme gerektirir.

Zika virüsüne karşı aşı geliştirme çalışmaları halen devam etmekte olup, bazı aşı adayları klinik denemelerin ileri aşamalarına ulaşmıştır. Ancak, bu aşıların güvenliği ve etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır ve yaygın olarak kullanılabilir hale gelmeleri birkaç yıl alabilir.

Sonuç

Virüs, özellikle hamile kadınlar ve yeni doğanlar üzerinde ciddi sağlık riskleri oluşturan bir enfeksiyon hastalığıdır. Virüsün başlıca bulaşma yolu sivrisinek ısırıkları olmakla birlikte, cinsel temas, kan nakli ve anneden fetüse geçiş gibi farklı bulaşma yolları da mevcuttur. Semptomları genellikle hafif olmakla birlikte, virüsün doğumsal anomalilere yol açma riski, halk sağlığı açısından büyük endişelere neden olmaktadır. Zika virüsünden korunma stratejileri arasında sivrisineklerden korunma, cinsel temas sırasında önlem alma ve hamile kadınların salgın bölgelerinden uzak durması gibi tedbirler yer almaktadır. Uluslararası sağlık kuruluşları, virüsle mücadele için kapsamlı çalışmalar yürütmekte olup, gelecekte bu virüse karşı daha etkili aşı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi umut edilmektedir.

Referanslar:

  1. Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
  2. Fauci, A. S., & Morens, D. M. (2016). Zika Virus in the Americas — Yet Another Arbovirus Threat. New England Journal of Medicine, 374(7), 601–604.
  3. Duffy, M. R., et al. (2009). Zika Virus Outbreak on Yap Island, Federated States of Micronesia. New England Journal of Medicine, 360(24), 2536–2543.
  4. Petersen, L. R., et al. (2016). Zika Virus. New England Journal of Medicine, 374(16), 1552–1563.
  5. Musso, D., & Gubler, D. J. (2016). Zika Virus. Clinical Microbiology Reviews, 29(3), 487–524.
  6. Weaver, S. C., et al. (2016). Zika Virus: History, Emergence, Biology, and Prospects for Control. Antiviral Research, 130, 69–80.
  7. Dick, G. W., et al. (1952). Zika Virus. I. Isolations and serological specificity. Transactions of the Royal Society of Tropical Medicine and Hygiene, 46(5), 509–520.
  8. Brasil, P., et al. (2016). Zika Virus Infection in Pregnant Women in Rio de Janeiro. New England Journal of Medicine, 375(24), 2321–2334.
  9. Mlakar, J., et al. (2016). Zika Virus Associated with Microcephaly. New England Journal of Medicine, 374(10), 951–958.
  10. Cao-Lormeau, V. M., et al. (2016). Guillain-Barré Syndrome Outbreak Associated with Zika Virus Infection in French Polynesia. The Lancet, 387(10027), 1531–1539.
  11. Campos, G. S., Bandeira, A. C., & Sardi, S. I. (2015). Zika Virus Outbreak, Bahia, Brazil. Emerging Infectious Diseases, 21(10), 1885–1886.
  12. Pierson, T. C., & Diamond, M. S. (2018). The Emergence of Zika Virus and its New Clinical Syndromes. Nature, 560(7720), 573–581.
  13. Rasmussen, S. A., et al. (2016). Zika Virus and Birth Defects — Reviewing the Evidence for Causality. New England Journal of Medicine, 374(20), 1981–1987.
  14. Shah, P. S., & Jorgensen, J. C. (2017). Maternal Zika Virus Infection and Adverse Fetal Outcomes: A Systematic Review. JAMA Pediatrics, 171(3), 264–272.
  15. Baud, D., et al. (2017). Second-Trimester Miscarriage in a Pregnant Woman with Zika Virus Infection. New England Journal of Medicine, 373(13), 1358–1363.
  16. Plourde, A. R., & Bloch, E. M. (2016). A Literature Review of Zika Virus. Emerging Infectious Diseases, 22(7), 1185–1192.
  17. Barzon, L., et al. (2016). Zika Virus and the Nervous System. Trends in Microbiology, 24(9), 778–790.
  18. Faria, N. R., et al. (2016). Zika Virus in the Americas: Early Epidemiological and Genetic Findings. Science, 352(6283), 345–349.
  19. WHO. (2016). Zika Virus and Complications: Questions and Answers. World Health Organization Technical Report.
  20. Hennessey, M., et al. (2016). Zika Virus Spread to the Americas: Epidemiology, Ecology, and Implications. Frontiers in Medicine, 10(3), 192–198.
  21. Atif, M., et al. (2016). Zika Virus Disease: A Current Review of the Literature. Infection, 44(6), 695–705
  22. https://scholar.google.com/
  23. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Zika Virüsü Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi