Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım

100 / 100

Tik bozuklukları, istemsiz ve tekrarlayan hareketler veya sesler şeklinde ortaya çıkan nörolojik rahatsızlıklar olarak tanımlanır. Bu bozukluklar genellikle erken çocukluk döneminde başlar ve zamanla gelişebilir. Tikler genellikle kısa süreli kas hareketleri (motor tikler) veya ani ses çıkarma (vokal tikler) olarak görülür. Bunlar istem dışı olduğundan, bireyler tiklerini kontrol etmekte zorlanırlar. Tik bozuklukları, toplumda yaygın olarak karşılaşılan bir durum olmasına rağmen, tam olarak anlaşılamamış ve bazen yanlış yorumlanan bir rahatsızlıktır. Pek çok insan bu bozukluğu bilse de, genellikle bunun altında yatan sebepleri ve tedavi yöntemlerini anlamakta zorlanır.

Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım

Tik bozukluklarının yaygınlığı ve ciddiyeti kişiden kişiye büyük farklılık gösterebilir. Bazı bireylerde tikler hafif ve kısa süreli olabilirken, diğerlerinde daha ciddi boyutlara ulaşabilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu rahatsızlık, okul, iş ve sosyal yaşamda bireyler için zorluklar yaratabilir. Özellikle çocuklar için bu durum oldukça zorlayıcı olabilir, çünkü tikleri olan çocuklar, yaşıtları arasında alay konusu olabilir veya dışlanabilirler. Tikler, aynı zamanda anksiyete, dikkat eksikliği ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi diğer ruhsal rahatsızlıklarla da ilişkilendirilebilir.

Tik bozukluklarının ortaya çıkışı genellikle genetik, çevresel ve nörolojik faktörlerin bir kombinasyonu olarak kabul edilir. Aile geçmişinde tik bozukluğu olan bireylerin bu rahatsızlığı geliştirme riski daha yüksektir. Ayrıca, beyin kimyasındaki anormallikler ve belirli nörolojik yolların yanlış işleyişi de bu bozuklukla ilişkilendirilmiştir. Ancak, tam olarak hangi mekanizmaların bu bozukluğa yol açtığı hala tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Bu sebeple, araştırmalar devam etmektedir ve yeni tedavi yöntemleri geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Tik bozukluklarının tedavisi ise her birey için farklılık gösterir. Bu rahatsızlığın kesin bir tedavisi olmasa da, semptomların kontrol altına alınması mümkündür. Tedavi sürecinde davranış terapileri, ilaç tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleri sıklıkla kullanılmaktadır. Her bireyin tik bozukluğuna verdiği tepki farklı olduğu için, tedavi planı da kişiye özel olarak hazırlanmalıdır. Bu yazıda, tik bozukluğunun ne olduğu, nasıl tedavi edildiği ve bu süreçte kullanılan tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım

Tik Bozukluklarının Türleri

Tik bozuklukları, istemsiz, ani, hızlı, tekrarlayan hareketler veya sesler olarak tanımlanan tiklerin sıklığı, şiddeti ve süresine göre sınıflandırılır. Genellikle motor ve vokal tikler olarak iki ana gruba ayrılır ve bu tikler basit ya da karmaşık formlar gösterebilir. Aşağıda, tik bozukluklarının türleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır:

1. Basit Motor Tikler

Basit motor tikler, küçük kas gruplarını içeren ani, hızlı ve tekrarlayan hareketlerdir. Bu tikler genellikle kısa süreli ve belirli bir amaca yönelik olmayan hareketlerdir. Örnekler şunlardır:

  • Göz kırpma
  • Omuz silkme
  • Baş sallama
  • Dudak kıpırdatma

Basit motor tikler genellikle çocukluk döneminde başlar ve çoğu durumda fark edilmesi daha kolaydır. Genellikle kısa süreli olup çevresel faktörlerle tetiklenebilir.

2. Karmaşık Motor Tikler

Karmaşık motor tikler daha geniş kas gruplarını içerir ve daha organize hareketler gibi görünebilir. Bu tikler bazen belirli bir amaca yönelikmiş gibi algılanabilir, ancak genellikle istemsizdir. Örnekler:

  • Atlama veya zıplama
  • Kendini dokunma veya vurma
  • El kol hareketleri
  • Başka bir kişinin hareketlerini taklit etme (ekopraksi)

Karmaşık motor tikler, genellikle daha uzun sürer ve sosyal ortamlarda daha belirgin olabilir, bu da hastada utanç veya sosyal çekinmeye neden olabilir.

3. Basit Vokal Tikler

Basit vokal tikler, tek bir ses veya gürültü ile karakterizedir. Ses telleri, dil veya boğaz kaslarının hızlı ve istemsiz hareketleriyle oluşur. Yaygın örnekler şunlardır:

  • Boğaz temizleme
  • Hırıltı çıkarma
  • Öksürme
  • Havlama benzeri sesler çıkarma

Basit vokal tikler genellikle diğer tiklerle birlikte görülebilir ve bazı durumlarda çevresel stres faktörleriyle artış gösterebilir.

4. Karmaşık Vokal Tikler

Karmaşık vokal tikler, daha uzun veya anlamlı sesler, kelimeler veya cümlelerin istemsiz bir şekilde tekrarlanmasıdır. Örnekler şunlardır:

  • Belirli kelimeleri veya ifadeleri istemsizce tekrarlama (ekolali)
  • Uygunsuz veya sosyal açıdan rahatsız edici kelimeler kullanma (koprolali)
  • Kendi söylediklerini tekrarlama (palilali)

Karmaşık vokal tikler, hastanın sosyal ilişkilerini ve özgüvenini ciddi şekilde etkileyebilir. Koprolali, Tourette bozukluğunda daha sık görülmesine rağmen tüm vakaların küçük bir kısmını oluşturur.

5. Geçici Tik Bozukluğu

Geçici tik bozukluğu, çocukluk döneminde başlayan ve genellikle bir yıldan kısa süren tiklerle karakterizedir. Bu durum çoğunlukla motor tiklerle sınırlıdır, ancak vokal tikler de görülebilir. Genellikle kendiliğinden düzelir ve tedavi gerektirmez.

6. Kronik Tik Bozukluğu

Kronik tik bozukluğu, bir yıldan uzun süredir devam eden tiklerle tanımlanır. Bu tür bozukluklarda tikler motor veya vokal olabilir, ancak ikisi birden görülmez. Motor tiklerin daha yaygın olduğu bu durum, kişinin günlük yaşamını etkileyebilir ve tedavi gerektirebilir.

7. Tourette Bozukluğu

Tourette bozukluğu, motor ve vokal tiklerin bir arada görüldüğü daha karmaşık bir tik bozukluğudur. Bu tür bozukluk genellikle çocukluk çağında başlar ve ergenlik döneminde şiddetlenebilir. Tourette bozukluğunun özellikleri:

  • Birden fazla motor tik ve en az bir vokal tikin bir yıl boyunca zaman zaman birlikte ortaya çıkması.
  • Tiklerin şiddeti ve sıklığının zamanla değişkenlik göstermesi.
  • Sosyal, akademik ve kişisel işlevselliği olumsuz etkileyebilecek ciddi semptomlara neden olması.

Tourette bozukluğu genellikle genetik faktörlerle ilişkilendirilir ve sıklıkla obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) veya dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi diğer nöropsikiyatrik durumlarla birlikte görülür.

8. İkincil Tikler

İkincil tikler, başka bir sağlık durumu veya dışsal faktörler nedeniyle ortaya çıkar. Bu tür tikler, beyin hasarı, enfeksiyonlar, ilaç yan etkileri veya nörolojik hastalıklar gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Örnek durumlar:

  • Travmatik beyin hasarı sonrası gelişen tikler
  • İlaçların neden olduğu tikler (örneğin, dopaminerjik ilaçlar)
  • Nörolojik hastalıklara bağlı tikler (örneğin, Huntington hastalığı)

Tik bozukluklarının türleri geniş bir yelpazede yer alır ve her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Tiklerin tipi, süresi ve şiddeti tanı ve tedavi sürecini yönlendirmek için kritik öneme sahiptir. Erken tanı ve uygun müdahale, özellikle daha şiddetli durumlarda, bireyin yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynar.

Tik Bozukluklarının Belirtileri

Tik bozukluklarının belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar ve istemsizdir. Motor tikler, göz kırpma, baş sallama, parmak çıtlatma gibi hareketleri içerirken, vokal tikler boğaz temizleme, öksürük ya da belirli seslerin çıkarılması şeklinde kendini gösterebilir. Tikler genellikle belirli bir stres ya da gerginlik durumunda artış gösterir. Tiklerin şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir ve bu belirtiler dönemsel olarak azalıp çoğalabilir.

Belirtiler çocukluk döneminde başlar ve birçok vakada ergenlik dönemine kadar devam eder. Ancak, bazı vakalarda tikler hayat boyu sürebilir. Bu belirtiler kişinin günlük yaşamını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle okul çağındaki çocuklar için bu durum, özgüven kaybı ve sosyal izolasyon gibi psikososyal sorunlara yol açabilir.

Tik Bozukluklarının Nedenleri

Tik bozukluklarının kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bu bozukluk genellikle genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıkar. Aile bireylerinde tik bozukluğu olan kişilerin bu rahatsızlığı geliştirme olasılığı daha yüksektir, bu da genetik faktörlerin önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Beynin belirli bölgelerindeki kimyasal dengesizlikler ve nörotransmitterlerdeki anormallikler de tik bozukluğunun sebepleri arasında gösterilir.

Çevresel faktörler ise bu bozukluğun ortaya çıkışını tetikleyebilir. Örneğin, stres, anksiyete ve belirli travmatik olaylar tiklerin artmasına neden olabilir. Ayrıca, çocukluk döneminde geçirilen bazı enfeksiyonların da tik bozukluğunun gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Bu bozukluğun nedenleri çok yönlü olduğundan, tedavi sürecinde de bireylerin yaşam koşulları ve geçmişleri dikkate alınarak çok boyutlu bir yaklaşım benimsenmelidir.

Tik Bozuklukları Nasıl Teşhis Edilir?

Tiklerin teşhisi genellikle bir nörolog ya da psikiyatrist tarafından yapılır. Teşhis sürecinde, bireyin tiklerinin sıklığı, şiddeti ve ne kadar süre boyunca devam ettiği değerlendirilir. Ayrıca, diğer nörolojik veya psikiyatrik rahatsızlıklarla olan ilişkisi de incelenir. Teşhiste en önemli faktörlerden biri, tiklerin kişinin günlük yaşamını nasıl etkilediğidir. Bireyin yaşadığı sosyal, akademik ve mesleki zorluklar da göz önünde bulundurularak bir tedavi planı oluşturulur.

Tik bozukluklarının tanısı konulurken belirli bir laboratuvar testi ya da görüntüleme yöntemi kullanılmaz. Bunun yerine, bireyin semptomları ve tıbbi geçmişi dikkate alınarak klinik bir değerlendirme yapılır. Bazı durumlarda doktorlar, diğer nörolojik bozuklukları dışlamak için MR ya da EEG gibi görüntüleme testleri de isteyebilirler.

Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım

Tik Bozukluklarının Tedavisi

Tik bozukluklarının tedavisi, semptomların şiddetine, tiklerin günlük yaşamı ne kadar etkilediğine ve bireyin diğer sağlık durumlarına bağlı olarak kişiselleştirilir. Tedavi genellikle tikleri tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade, semptomları hafifletmeyi ve bireyin yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Tik bozukluğu olan bireyler için çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur, ve çoğu zaman birden fazla tedavi yöntemi bir arada uygulanır. Tik bozukluğu tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemler şunlardır: Davranışsal Terapi, İlaç Tedavisi, Nöromodülasyon Teknikleri ve Psikososyal Destek.

1. Davranışsal Terapi

Tiklerin tedavisinde en etkili yöntemlerden biri davranışsal terapidir. Bu terapi türü, bireyin tiklerini yönetmesine ve kontrol altına almasına yardımcı olan stratejiler geliştirilmesini amaçlar.

  • Alışkanlık Tersine Çevirme Eğitimi (Habit Reversal Training – HRT): Davranışsal terapilerde en yaygın kullanılan tekniklerden biridir. HRT, bireylerin tiklerini tanımalarına ve tik oluştuğunda alternatif bir davranış geliştirmelerine yardımcı olur. Bu terapide birey, tik meydana geldiğinde yapması gereken alternatif bir davranışla eğitilir. Örneğin, göz kırpma tikine sahip bir birey, tik meydana gelmeden hemen önce göz kaslarını gevşetmeyi öğrenebilir. Bu süreç, tiklerin sıklığını ve şiddetini zamanla azaltabilir.
  • Maruz Kalma ve Tepki Önleme (Exposure and Response Prevention – ERP): ERP, tiklere neden olan stres ve kaygıyı azaltmaya yönelik bir davranışsal terapi yöntemidir. Birey, tiklerin ortaya çıkmasına neden olan durumlarla kontrollü bir şekilde karşı karşıya getirilir ve bu durumlarda tik yapmaktan kaçınmayı öğrenir. Zamanla, birey bu tetikleyicilere karşı daha az tepki vermeye başlar ve tiklerinin kontrolü artar.

2. İlaç Tedavisi

Tik bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar, tiklerin şiddetini azaltmak ve bireyin yaşam kalitesini artırmak amacıyla reçete edilir. İlaç tedavisi, genellikle tikleri kontrol etmekte zorlanan bireyler için tercih edilir. İlaçlar, tiklerin kontrol edilmesine yardımcı olabilse de, her birey ilaç tedavisine aynı şekilde yanıt vermeyebilir. Ayrıca ilaç tedavisinin yan etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

  • Dopamin Antagonistleri: Dopamin sistemi, tik bozukluklarının altında yatan temel nörolojik sistemlerden biridir. Bu nedenle, dopamin aktivitesini düzenleyen ilaçlar tiklerin kontrol edilmesinde sıklıkla kullanılır. Dopamin antagonistleri, beyindeki dopaminin etkilerini engelleyerek tiklerin şiddetini azaltabilir. En yaygın kullanılan dopamin antagonistleri arasında haloperidol, pimozid ve risperidon bulunur. Ancak bu ilaçların yan etkileri olabilir, bu yüzden dozaj ve tedavi süresi dikkatle izlenmelidir.
  • Alfa-2 Adrenerjik Agonistler: Bu ilaçlar, özellikle çocuklar için daha uygun olabilir, çünkü yan etkileri genellikle daha hafiftir. Klonidin ve guanfacin gibi alfa-2 adrenerjik agonistler, merkezi sinir sistemindeki bazı kimyasalların salınımını düzenleyerek tiklerin azalmasına yardımcı olabilir. Bu ilaçlar aynı zamanda tik bozukluğu olan bireylerde sıklıkla görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) semptomlarını da hafifletebilir.
  • Antikonvülzanlar: Tik bozukluğu olan bazı bireylerde, topiramat gibi antikonvülzan ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlar, beyin aktivitesini düzenleyerek tiklerin sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Ancak, antikonvülzanlar genellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen daha ciddi vakalarda kullanılır.
  • Botulinum Toksini (Botox): Daha ciddi ve lokalize tikler için botulinum toksini (Botox) enjeksiyonları da bir tedavi seçeneği olabilir. Özellikle göz kırpma ya da yüz tikleri gibi lokalize tiklerin tedavisinde etkili olabilir. Botox, tiklerin meydana geldiği kaslara enjekte edilerek kasların hareketlerini geçici olarak sınırlar ve böylece tiklerin kontrol edilmesini sağlar.

3. Nöromodülasyon Teknikleri

Nöromodülasyon, beyindeki elektriksel aktivitenin düzenlenmesi yoluyla tiklerin kontrol altına alınmasını amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Bu teknikler, diğer tedavilere yanıt vermeyen daha ciddi bozukluklarda kullanılabilir.

  • Derin Beyin Stimülasyonu (DBS): DBS, şiddetli ve tedaviye dirençli tik bozukluğu olan bireylerde uygulanan bir cerrahi tedavi yöntemidir. Beynin belirli bölgelerine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla elektriksel uyarılar verilerek, beyindeki anormal sinirsel aktiviteler düzenlenir. DBS, özellikle Tourette sendromu gibi şiddetli tik bozukluklarında etkili olabilir. Ancak bu yöntem, yalnızca diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu vakalarda ve dikkatli bir değerlendirme sürecinin ardından tercih edilir.
  • Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS): TMS, non-invaziv bir nöromodülasyon yöntemidir. Beyne manyetik alanlar kullanarak elektriksel uyarılar gönderilir ve bu sayede tiklerin kontrol edilmesi hedeflenir. TMS, tiklerin azaltılmasında ve tik bozukluğuna bağlı diğer semptomların hafifletilmesinde etkili olabilir. Ancak, bu yöntemin uzun vadeli etkinliği ve güvenilirliği hala araştırma aşamasındadır.

4. Psikososyal Destek ve Danışmanlık

Tik bozukluğu olan bireyler, sosyal ve psikolojik zorluklarla karşı karşıya kalabilirler. Özellikle çocuklarda ve gençlerde, tik bozukluğu sosyal izolasyona, özgüven kaybına ve akran zorbalığına yol açabilir. Bu nedenle, psikososyal destek tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

  • Psikolojik Danışmanlık: Tik bozukluğu olan bireyler ve aileleri için psikolojik danışmanlık, tiklerin neden olduğu stres ve kaygının yönetilmesine yardımcı olabilir. Özellikle çocuklar için, okul ve sosyal hayatlarında karşılaştıkları zorluklar konusunda rehberlik ve destek sağlanması önemlidir. Ayrıca, bireylerin tikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları ve bu durumu kabullenmeleri, tedavi sürecine olumlu katkı sağlayabilir.
  • Aile ve Çevresel Destek: Tik bozukluğu tedavisinde aile desteği çok önemli bir rol oynar. Ailelerin, çocuklarının tiklerini anlaması, onları yargılamadan ve sabırla desteklemesi tedavi sürecine büyük katkı sağlar. Aynı zamanda okulda öğretmenlerin ve arkadaşların da bu durumu anlayışla karşılaması, çocuğun sosyal ilişkilerini sürdürmesine yardımcı olabilir. Tik bozukluğu olan bireylere yönelik farkındalığın artırılması, bu bireylerin topluma daha iyi entegre olmasını sağlar.

5. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Alternatif Yöntemler

Tik bozukluğunun tedavisinde, bireylerin günlük yaşamlarını düzenlemeleri ve stresle başa çıkma becerilerini geliştirmeleri önemli bir rol oynar. Stres, tiklerin artmasına neden olabileceğinden, stres yönetimi teknikleri tik semptomlarını azaltmada etkili olabilir.

  • Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon, derin nefes alma egzersizleri ve farkındalık çalışmaları, tik bozukluğu olan bireylerin stres düzeylerini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu teknikler, vücudun rahatlamasını sağlar ve tiklerin sıklığını azaltabilir. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak, uyku düzenini sağlamak ve sağlıklı beslenme de tiklerin kontrol edilmesine katkıda bulunabilir.
  • Alternatif Tedavi Yöntemleri: Bazı bireyler, geleneksel tedavilerin yanı sıra alternatif tedavi yöntemlerine de başvurabilir. Akupunktur, biyolojik geri bildirim ve nöroterapi gibi alternatif tedavi yöntemleri, tiklerin azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak bu tedavi yöntemlerinin etkinliği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

Yaşam Tarzı ve Tik Yönetimi

Tik bozukluklarının tedavi sürecinde bireylerin yaşam tarzını düzenlemesi de büyük önem taşır. Stres Yönetimi, tiklerin sıklığını ve şiddetini azaltmada kritik bir rol oynar. Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi rahatlama teknikleri, bireylerin stres seviyelerini düşürerek tik semptomlarını hafifletebilir. Ayrıca düzenli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite de tik bozukluğu olan bireylerin yaşam kalitesini artırmada faydalıdır.

Tik bozukluğu olan bireyler için Sosyal Destek de oldukça önemlidir. Aile, arkadaşlar ve öğretmenlerin desteği, bireyin sosyal ilişkilerinde ve günlük yaşamında karşılaştığı zorluklarla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Tik bozukluğu olan bireyler, bu rahatsızlıkla ilgili yanlış anlamaları ve önyargıları azaltmak için toplumda farkındalık yaratmaya yönelik girişimlerde bulunabilirler.

Sonuç

Bireylerin günlük yaşamını etkileyen karmaşık ve çok yönlü nörolojik rahatsızlıklardır. Her ne kadar bu bozuklukların kesin bir tedavisi olmasa da, semptomlar çeşitli tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. Davranışsal terapiler, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerin tiklerini yönetmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, sosyal destek ve farkındalık, tik bozukluğu olan bireylerin yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynar. Tik bozukluklarının altında yatan nedenler tam olarak anlaşılmamış olsa da, tedavi sürecinde bireylerin ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş yaklaşımlar büyük önem taşır.

Referanslar:

  1. Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım
  2. Leckman, J. F., & Cohen, D. J. (1999). Tourette’s Syndrome—Tics, Obsessions, Compulsions: Developmental Psychopathology and Clinical Care. Wiley-Liss.
  3. Robertson, M. M. (2000). Tourette syndrome, associated conditions, and the complexities of treatment. Brain, 123(3), 425-462.
  4. Singer, H. S. (2005). Tourette’s syndrome: From behaviour to biology. The Lancet Neurology, 4(3), 149-159.
  5. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5). American Psychiatric Publishing.
  6. Eapen, V., & Crncec, R. (2009). Tourette syndrome in children and adolescents: Special considerations. Journal of Psychosomatic Research, 67(6), 525-532.
  7. Black, K. J., & Black, E. R. (2007). Pharmacotherapy for tics in Tourette syndrome: A review. Current Treatment Options in Neurology, 9(6), 464-476.
  8. Martino, D., & Leckman, J. F. (2013). Tourette syndrome. Oxford University Press.
  9. Ganos, C., & Martino, D. (2015). Tics and Tourette syndrome. Neurologic Clinics, 33(1), 115-136.
  10. Bloch, M. H., & Leckman, J. F. (2009). Clinical course of Tourette syndrome. Journal of Psychosomatic Research, 67(6), 497-501.
  11. Scharf, J. M., & Mathews, C. A. (2012). Genetics and heritability of Tourette syndrome. Neuropsychiatric Disease and Treatment, 8, 435-445.
  12. Cavanna, A. E., & Rickards, H. (2013). The psychopathological spectrum of Gilles de la Tourette syndrome. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 37(6), 1008-1015.
  13. Leckman, J. F., et al. (2006). Phenomenology of tics and natural history of tic disorders. Advances in Neurology, 99, 1-16.
  14. Roessner, V., et al. (2011). European clinical guidelines for Tourette syndrome and other tic disorders. Part I: Assessment. European Child & Adolescent Psychiatry, 20(4), 155-171.
  15. Müller-Vahl, K. R., et al. (2019). Treatment of tics in patients with Tourette syndrome: Current therapies and future options. Expert Review of Neurotherapeutics, 19(10), 915-926.
  16. Himle, M. B., & Woods, D. W. (2005). An experimental evaluation of tic suppression and the tic rebound effect. Behaviour Research and Therapy, 43(11), 1443-1451.
  17. Verdellen, C., et al. (2004). Habit-reversal therapy versus supportive psychotherapy in Tourette’s disorder: A randomized controlled trial. Behaviour Research and Therapy, 42(5), 501-511.
  18. Freeman, R. D., et al. (2000). Coprophenomena in Tourette syndrome. Developmental Medicine & Child Neurology, 42(2), 97-103.
  19. Singer, H. S., & Minzer, K. (2003). Neurobiology of Tourette syndrome: Concepts of neuroanatomic localization and neurochemical abnormalities. Brain and Development, 25(1), S70-S84.
  20. Woods, D. W., et al. (2008). Comprehensive behavioral intervention for tics (CBIT): A randomized controlled trial. JAMA, 303(19), 1929-1937.
  21. Hoekstra, P. J., et al. (2013). Neurobiology and pharmacotherapy of Tourette syndrome. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 37(6), 1172-1181.
  22. Packer, L. E. (2005). Tic-related school problems: Impact on functioning, accommodations, and interventions. Child and Adolescent Psychiatric Clinics, 14(4), 705-717.
  23. Coffey, B. J., & Park, K. S. (1997). Behavioral and emotional aspects of Tourette syndrome. Neurologic Clinics, 15(2), 277-289.
  24. Zinner, S. H. (2004). Tourette syndrome—Much more than tics. Pediatrics in Review, 25(10), 363-373.
  25. https://scholar.google.com/
  26. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  27. https://www.researchgate.net/
  28. https://www.mayoclinic.org/
  29. https://www.nhs.uk/
  30. https://www.webmd.com/
Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım
Tik Bozukluğu Nedir? Tik Bozukluklarının Tedavisinde 5 Adım
Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372