Gut Hastalığının 7 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
Gut hastalığı, özellikle eklemleri etkileyen, son derece ağrılı ve yaşam kalitesini düşüren bir romatizmal hastalık türüdür. Genellikle kandaki ürik asit seviyesinin yükselmesi sonucu ortaya çıkan bu hastalık, halk arasında “zengin hastalığı” ya da “kralların hastalığı” olarak da bilinir. Bunun nedeni, eskiden et ve alkol tüketiminin yüksek olduğu toplumlarda yaygın şekilde görülmesiydi. Ancak günümüzde beslenme alışkanlıkları ve genetik yatkınlık gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle her yaştan ve sosyal kesimden bireyde görülebilmektedir. Gut, sıklıkla ayak başparmağı eklemini etkilese de zamanla farklı eklemleri de hedef alabilir ve kronikleşebilir. Bu nedenle, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri son derece önemlidir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Gut Hastalığının 7 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
Hastalık ataklar şeklinde kendini gösterir ve genellikle ani başlayan, dayanılmaz eklem ağrıları ile karakterizedir. Bu ataklar sıklıkla gece saatlerinde meydana gelir ve şişlik, kızarıklık gibi belirtilerle seyreder. Ağrının şiddeti, günlük aktiviteleri kısıtlayacak düzeye ulaşabilir. Ataklar geçtikten sonra kişi tamamen iyileşmiş gibi hissetse de altta yatan sorun çözüme kavuşturulmadığında hastalık ilerlemeye devam eder. Tedavi edilmediği takdirde, gut hastalığı kalıcı eklem hasarına ve böbrek sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, gutun yol açtığı ağrılar hastaların psikolojik durumlarını da olumsuz yönde etkileyebilir.
Gut hastalığının tanısı klinik muayene, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleriyle konur. Kandaki ürik asit seviyesinin ölçülmesi, eklem sıvısının incelenmesi ve bazı durumlarda röntgen veya ultrason gibi görüntüleme tekniklerinin kullanılması tanıda önemli rol oynar. Ancak doğru tanı konulabilmesi için doktorların, hastanın yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve aile öyküsü gibi faktörleri de dikkate alması gereklidir. Bu nedenle, gut hastalığı tanısı multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.
Gut hastalığının tedavisi, hem akut atakların kontrol altına alınmasını hem de uzun vadede hastalığın tekrarını önlemeyi amaçlar. Tedavi planı, ilaç kullanımı, yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet düzenlemelerini içerir. İlaç tedavisinde anti-enflamatuar ilaçlar, kolşisin ve ürik asit düşürücü ilaçlar önemli bir yer tutar. Yaşam tarzı değişiklikleri kapsamında ise alkol tüketiminin azaltılması, aşırı protein alımının önlenmesi ve düzenli egzersiz yapılması önerilir. Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak doktor kontrolünde olmaları, atakların tekrarını önlemek ve komplikasyon riskini azaltmak açısından büyük önem taşır.
Gut Hastalığı Belirtileri
Gut hastalığı belirtileri hastalığın evresine ve hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. İlk evrelerde kendini hafif semptomlarla belli eden hastalık, ilerledikçe şiddetli ağrılar ve eklem deformasyonlarına neden olabilir. En yaygın belirtiler ani ve yoğun eklem ağrılarıdır. Ancak belirtiler sadece eklem ağrısı ile sınırlı değildir ve sistemik etkiler de gösterebilir.
1. Ani ve Şiddetli Eklem Ağrısı
Gut atakları aniden ve genellikle gece ortaya çıkar. Çoğu hastada ağrı birkaç saat içinde şiddetlenir. Atak sırasında dokunma veya hafif baskı bile dayanılmaz ağrılara neden olabilir. Ağrı genellikle birkaç gün içinde azalır, ancak tedavi edilmezse yeniden ortaya çıkma riski yüksektir.
2. Eklemlerde Şişlik ve Kızarıklık
Etkilenen eklemde belirgin bir şişlik ve kızarıklık oluşur. Hastalar, şişmiş eklemde ısınma hissederler. En çok ayak başparmağı etkilenir, ancak diz, dirsek, bilek ve el parmakları gibi diğer eklemler de hedef alınabilir. İleri vakalarda, şişlik nedeniyle eklem çevresindeki ciltte gerilme ve hassasiyet meydana gelir.
3. Hareket Kısıtlılığı
Gut hastalığının atakları sırasında eklemdeki iltihaplanma nedeniyle hareket kısıtlılığı oluşur. Hasta, eklemlerini hareket ettirmekte zorlanır ve günlük aktivitelerini yerine getiremez. Özellikle hastalığın kronikleştiği durumlarda eklemde deformasyonlar meydana gelebilir ve kalıcı hareket kısıtlılıkları gelişebilir.
4. Ateş ve Halsizlik
Bazı hastalarda akut gut atağı sırasında hafif ateş ve genel halsizlik hali görülebilir. Bu durum, vücudun iltihaplanmaya karşı verdiği yanıtın bir parçasıdır. Ateşin yüksek olmadığı durumlarda bile hastalarda yorgunluk ve bitkinlik hissi yaygındır.
5. Deri Altında Sert Kitleler (Tofüs)
Tedavi edilmemiş veya uzun yıllar kontrol altına alınmamış vakalarda, eklem çevresinde veya kulak gibi yumuşak dokularda tofüs adı verilen sert kitleler oluşur. Tofüsler, ürik asidin kristalleşerek birikmesi sonucu ortaya çıkar. Bu kitleler zamanla büyüyebilir ve cilt yüzeyinde açık yaralara dönüşebilir.
6. Tekrar Eden Ataklar
Gut hastalığı, kontrol altına alınmadığında tekrarlayan ataklarla seyreder. Her atak, bir öncekinden daha uzun sürebilir ve daha fazla eklemi etkileyebilir. Tedavi edilmediği durumlarda atakların sıklığı artar ve kronik bir hal alır.
7. Kronik Eklem Hasarı ve Deformasyon
İlerlemiş gut vakalarında eklemlerde kalıcı hasar oluşabilir. Zamanla eklem yapıları bozulur, kıkırdak ve kemik dokularında deformasyonlar meydana gelir. Bu durum, hastalarda kalıcı sakatlıklara ve hareket kısıtlılıklarına yol açabilir.
Gut Hastalığı Nedenleri
Gut hastalığının temel nedeni, kandaki ürik asit seviyesinin yüksek olmasıdır. Ürik asit, pürin adı verilen maddelerin parçalanması sonucu ortaya çıkar. Pürinler, hem vücutta doğal olarak bulunan hem de bazı yiyeceklerde yer alan organik bileşiklerdir. Normalde ürik asit, böbrekler aracılığıyla idrar yoluyla atılır. Ancak bazı durumlarda ürik asit vücutta birikerek kristalleşir ve eklemlerde iltihaba neden olur.
1. Genetik Yatkınlık
Genetik faktörler, gut hastalığının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Ailede gut öyküsünün bulunması, bireyin ürik asit metabolizmasında bozukluk riskini artırır. Bazı genetik varyasyonlar, böbreklerin ürik asidi yeterince atamamasına neden olabilir ve bu da gut hastalığına yatkınlığı artırır.
2. Beslenme Alışkanlıkları
Pürin bakımından zengin gıdaların aşırı tüketimi, ürik asit üretimini artırır. Özellikle kırmızı et, deniz ürünleri, sakatatlar ve işlenmiş gıdalar gut hastalığına neden olabilecek yüksek pürin içerir. Ayrıca fazla miktarda şekerli içecek ve fruktoz tüketimi de ürik asit seviyelerini artırır.
3. Alkol Tüketimi
Alkol, özellikle bira ve yüksek alkol oranına sahip içkiler, ürik asit üretimini artırır ve böbreklerin ürik asidi atma kapasitesini düşürür. Alkol, hem ürik asit seviyelerini artırır hem de gut ataklarını tetikleyebilir.
4. Obezite ve Fazla Kilo
Obezite, gut hastalığının en yaygın nedenlerinden biridir. Vücutta fazla yağ bulunması, ürik asit üretimini artırırken böbreklerin ürik asit atımını zorlaştırır. Aynı zamanda obezite, metabolik sendrom ve diyabet gibi gut hastalığına zemin hazırlayan diğer sağlık sorunlarına da yol açar.
5. Kronik Hastalıklar
Bazı kronik hastalıklar gut gelişimini tetikleyebilir. Özellikle hipertansiyon, böbrek hastalıkları, diyabet ve kalp hastalıkları, vücuttaki ürik asit dengesini bozarak gut riskini artırır. Bu hastalıkların varlığı, gut tedavisini de daha karmaşık hale getirebilir.
6. İlaç Kullanımı
Bazı ilaçlar kandaki ürik asit seviyesini yükseltebilir. Özellikle idrar söktürücüler (diüretikler), bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (immünosupresanlar) ve aspirin gibi bazı ilaçlar gut riskini artırır. Bu nedenle, risk altındaki bireylerin bu ilaçları kullanırken doktor kontrolünde olması önemlidir.
7. Cinsiyet ve Yaş Faktörleri
Gut hastalığı erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Bunun nedeni, erkeklerin vücutlarında kadınlara göre daha fazla ürik asit bulunmasıdır. Kadınlarda ise menopoz sonrası ürik asit seviyeleri artar ve bu da gut hastalığı riskini artırır. Ayrıca, yaş ilerledikçe böbrek fonksiyonları zayıfladığı için gut hastalığı riski artar.
8. Dehidrasyon (Vücudun Susuz Kalması)
Vücudun susuz kalması, ürik asit seviyesini artırarak gut ataklarını tetikleyebilir. Özellikle yaz aylarında yeterli su tüketmeyen bireylerde, böbreklerin ürik asidi atma kapasitesi düşer ve bu durum gut riskini artırır.
9. Metabolik Sendrom
Metabolik sendrom, yüksek tansiyon, insülin direnci ve obezite gibi bir dizi sağlık sorununu içerir. Bu sendrom, ürik asit metabolizmasını bozarak gut hastalığının gelişimini kolaylaştırır. Aynı zamanda metabolik sendromun kendisi de gut hastalığının komplikasyonlarını artırabilir.
Risk Faktörleri
Vücudunuzda yüksek düzeyde ürik asit varsa gut hastalığı geliştirme olasılığınız daha yüksektir. Vücudunuzdaki ürik asit seviyesini artıran faktörler şunlardır:
- Diyet. Kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri açısından zengin bir diyet yemek ve meyve şekeri (fruktoz) ile tatlandırılmış içecekler içmek ürik asit düzeylerini artırır, bu da gut riskinizi artırır. Alkol tüketimi, özellikle bira da gut riskini artırır.
- Ağırlık. Aşırı kiloluysanız vücudunuz daha fazla ürik asit üretir ve böbrekleriniz ürik asidi ortadan kaldırmakta daha zorlanır.
- Tıbbi durumlar. Bazı hastalıklar ve durumlar gut riskinizi artırır. Bunlar arasında tedavi edilmemiş yüksek tansiyon ve diyabet, obezite, metabolik sendrom, kalp ve böbrek hastalıkları gibi kronik durumlar yer alır.
- Bazı ilaçlar. Düşük dozda aspirin ve hipertansiyonu kontrol etmek için kullanılan tiazid diüretikler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri ve beta blokerler gibi bazı ilaçlar da ürik asit düzeylerini artırabilir. Organ nakli geçirmiş kişilere reçete edilen reddetmeyi önleyici ilaçların kullanımı da aynı şekilde olabilir.
- Ailede gut öyküsü. Ailenizin diğer üyelerinde gut varsa, hastalığa yakalanma olasılığınız daha yüksektir.
- Yaş ve cinsiyet. Gut erkeklerde daha sık görülür, bunun başlıca nedeni kadınların ürik asit düzeylerinin daha düşük olmasıdır. Ancak menopozdan sonra kadınların ürik asit seviyeleri erkeklerinkine yaklaşır. Erkeklerin gut hastalığına daha erken yakalanma olasılığı daha yüksektir (genellikle 30 ila 50 yaşları arasında), oysa kadınlarda belirti ve semptomlar genellikle menopozdan sonra gelişir.
- Yakın zamanda geçirilmiş cerrahi veya travma. Yakın zamanda geçirilmiş bir ameliyat veya travma bazen gut atağını tetikleyebilir. Bazı kişilerde aşı yaptırmak gut hastalığını tetikleyebilir.
Komplikasyonları
Gut hastalığında aşağıdakiler gibi daha ciddi durumlar gelişebilir:
- Tekrarlayan gut Bazı kişiler bir daha asla gut belirtileri ve semptomları yaşamayabilir. Diğerleri her yıl birkaç kez gut yaşayabilir. İlaçlar tekrarlayan gut hastalarında gut ataklarını önlemeye yardımcı olabilir. Tedavi edilmezse gut, eklemde erozyona ve tahribata neden olabilir.
- Gelişmiş gut. Tedavi edilmeyen gut, deri altında tofüs (TOE-fie) adı verilen nodüllerde ürat kristallerinin birikmesine neden olabilir. Tophi parmaklarınız, elleriniz, ayaklarınız, dirsekleriniz veya ayak bileklerinizin arkasındaki Aşil tendonları gibi çeşitli bölgelerde gelişebilir. Tofüsler genellikle ağrılı değildir ancak gut atakları sırasında şişip hassaslaşabilirler.
- Böbrek taşı. Ürat kristalleri gut hastalarının idrar yollarında toplanarak böbrek taşlarına neden olabilir. İlaçlar böbrek taşı riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Gut Hastalığı Tanısı
Gut hastalığının tanısında, hastanın klinik belirtileri ve laboratuvar testleri birlikte değerlendirilir. Hastalık özellikle ayak başparmağındaki ani ağrılarla kendini gösterse de, benzer semptomlara sahip başka romatizmal hastalıklarla karışma ihtimali bulunur. Bu nedenle, doğru tanının konulması için birkaç farklı yöntem kullanılır. Tanı sürecinde doktorlar, hastanın şikayetlerini, hastalık geçmişini ve risk faktörlerini dikkatlice değerlendirir.
1. Klinik Değerlendirme
Hastanın şikayetlerinin başlangıç zamanı, ağrıların şiddeti ve hangi eklemlerin etkilendiği tanıda önemli ipuçları sağlar. Akut atakların gece saatlerinde başlaması, etkilenen eklemde şişlik, kızarıklık ve hassasiyetin olması gut hastalığını düşündürür. Ayrıca, atakların sıklığı ve süresi de tanı sürecinde önemli bir rol oynar.
2. Kan Testleri
Kan testleri, gut tanısında önemli bir yere sahiptir. Özellikle kanda bulunan ürik asit seviyesinin ölçülmesi, tanıya yardımcı olur. Ancak, ürik asit seviyesi her zaman doğru bir gösterge olmayabilir. Bazı hastalarda atak sırasında kandaki ürik asit seviyesi normal sınırlarda kalabilir. Bu nedenle, kan testi tek başına tanı koymak için yeterli değildir.
- Normal Ürik Asit Seviyeleri: Erkeklerde 3.4-7.0 mg/dL, kadınlarda 2.4-6.0 mg/dL.
- Hipertansiyon ve böbrek hastalıkları gibi ek risk faktörleri olan bireylerde kan testlerinin dikkatle değerlendirilmesi gerekir.
3. Eklem Sıvısı Analizi
Gut tanısında en güvenilir yöntemlerden biri, etkilenen eklemden alınan sıvının mikroskop altında incelenmesidir. Eklem sıvısında ürik asit kristallerinin varlığı, gut hastalığının kesin tanısını koymada önemli bir kanıt sağlar.
- Polarize ışık mikroskobu ile yapılan incelemelerde, ürik asit kristallerinin parlak ve iğne şeklinde göründüğü tespit edilir.
- Eklem sıvısı analizi, gut hastalığını diğer artrit türlerinden ayırmak için kullanılır.
4. Görüntüleme Yöntemleri
Gut hastalığının tanısında röntgen, ultrason ve dual-energy bilgisayarlı tomografi (DECT) gibi görüntüleme tekniklerinden yararlanılır.
- Ultrason: Eklemlerdeki ürik asit kristallerinin varlığını ve tofüs oluşumunu gösterebilir.
- Röntgen: Özellikle kronik vakalarda eklem hasarını ve deformasyonları tespit etmek için kullanılır.
- Dual-Energy CT (DECT): Bu yöntem, kristal birikimlerini net bir şekilde görüntülemeye olanak tanır. Karmaşık vakalarda tanıyı kesinleştirmek için tercih edilir.
5. Hastalık Öyküsü ve Aile Geçmişi
Hastanın daha önce yaşadığı ataklar, beslenme alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar ve ailede gut hastalığı öyküsü olup olmadığı da değerlendirilir. Aile öyküsünün varlığı, genetik yatkınlık açısından önemli bir göstergedir.
Gut Hastalığı Tedavisi
Gut hastalığının tedavisi, hem akut atakların hafifletilmesini hem de uzun vadede atakların önlenmesini amaçlar. Tedavi planı, bireyin genel sağlık durumu, hastalığın şiddeti ve altta yatan risk faktörlerine göre belirlenir. Tedavi sürecinde ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme düzenlemeleri birlikte ele alınır.
1. Akut Atakların Tedavisi
Akut gut atakları, aniden ortaya çıkan ve şiddetli ağrılarla seyreden dönemlerdir. Bu ataklar, çoğunlukla ayak başparmağı gibi küçük eklemleri etkileyerek birkaç saat içinde yoğun ağrı, şişlik, kızarıklık ve ısı artışı ile kendini gösterir. Tedavinin amacı, ağrıyı hızla hafifletmek, iltihabı kontrol altına almak ve atak süresini kısaltmaktır. Akut ataklar, zamanında tedavi edilmezse birkaç gün ila birkaç hafta sürebilir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, iyileşme o kadar hızlı olur.
Non-Steroid Anti-Inflamatuar İlaçlar (NSAID’ler)
NSAID’ler, akut gut ataklarının tedavisinde birinci basamak ilaçlardır. Bu ilaçlar iltihabı azaltarak ağrıyı hızlıca hafifletir.
- Kullanım: Atak başlar başlamaz yüksek dozda alınır ve belirtiler hafifledikçe doz kademeli olarak azaltılır.
- Örnek İlaçlar: İbuprofen, naproksen, diklofenak.
- Yan Etkiler: Mide rahatsızlıkları, mide kanaması, tansiyon yükselmesi. Mide hassasiyeti olan hastalarda mide koruyucu ilaçlarla birlikte kullanılması önerilir.
- Kontrendikasyonlar: Böbrek sorunları veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Kolşisin
Kolşisin, akut atakların erken evresinde etkili olan bir ilaçtır. İlacın erken alınması, atağın süresini ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir.
- Kullanım: İlk 24 saat içinde yüksek dozda başlar, ardından daha düşük dozda devam eder.
- Etki Mekanizması: Enflamatuar süreci baskılayarak ağrıyı hafifletir.
- Yan Etkiler: Bulantı, kusma, ishal gibi gastrointestinal yan etkiler yaygındır.
- Öneriler: İshal ve mide bulantısını önlemek için doz ayarlaması yapılması gerekebilir.
- Dikkat Edilmesi Gerekenler: Böbrek ve karaciğer sorunları olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Kortikosteroidler
Kortikosteroidler, NSAID’lerin kullanılamadığı durumlarda veya diğer tedavilerin yetersiz kaldığı vakalarda tercih edilir. Hem oral (ağızdan) hem de enjeksiyon yoluyla uygulanabilir.
- Örnek İlaçlar: Prednizolon, metilprednizolon.
- Kullanım: 5-10 gün boyunca orta dozda başlanır ve belirtiler hafifledikçe doz azaltılarak kesilir.
- Ekleme Enjeksiyonu: Akut atağın çok şiddetli olduğu durumlarda kortikosteroidler doğrudan eklem içine enjekte edilebilir.
- Yan Etkiler: Kilo alımı, bağışıklık sisteminde zayıflama, kan şekeri dengesizlikleri. Uzun süreli kullanımdan kaçınılmalıdır.
İstirahat ve Eklemin Korunması
Atak sırasında etkilenen eklemin dinlendirilmesi ve korunması, iyileşmeyi hızlandırır. Aşağıdaki önlemler uygulanabilir:
- Eklemin Yüksekte Tutulması: Şişliği azaltmak için etkilenen eklem yüksekte tutulmalıdır.
- Buz Uygulaması: Ağrıyı ve iltihabı hafifletmek için eklem üzerine 10-15 dakika boyunca buz torbası uygulanabilir. Ancak buz doğrudan cilde temas ettirilmemelidir.
- Sıkı Ayakkabılardan Kaçınma: Ayak eklemlerini etkileyen gut ataklarında rahat ve gevşek ayakkabılar giyilmelidir.
Sıvı Tüketimi ve Beslenme
Atak sırasında bol su içmek, böbreklerin ürik asidi atmasına yardımcı olur. Dehidrasyon, gut ataklarını tetikleyebileceği için hastaların sıvı alımına özen göstermesi gerekir.
- Alkol ve Şekerli İçeceklerden Kaçınma: Atak sırasında alkol ve fruktozlu içecekler tüketilmemelidir, çünkü bunlar ürik asit seviyelerini artırabilir.
- Hafif Beslenme: Protein açısından hafif ve lif bakımından zengin bir diyet önerilir.
2. Atakların Önlenmesi ve Uzun Vadeli Tedavi
Gut hastalığının tekrarlayan ataklarını önlemek ve kalıcı eklem hasarını engellemek için uzun vadeli bir tedavi planı uygulanır.
- Ürik Asit Düşürücü İlaçlar:
- Allopurinol: Kandaki ürik asit seviyesini düşürerek yeni atakları önler. Ancak kullanımının ilk dönemlerinde atak riskini artırabilir.
- Febuksostat: Allopurinol’e alternatif olarak kullanılır. Böbrek hastalığı olan hastalarda daha güvenli bir seçenektir.
- Ürik Asit Atılımını Artıran İlaçlar (Ürikozürik İlaçlar):
- Probenesid gibi ilaçlar, böbreklerden ürik asit atımını artırır. Ancak böbrek taşı riski olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Diyet Düzenlemeleri
Gut hastalığının tedavisinde, beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi büyük önem taşır.
- Pürin Bakımından Zengin Gıdalardan Kaçınma:
- Et, deniz ürünleri ve sakatatların tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Lif açısından zengin meyve ve sebzeler tercih edilmelidir.
- Alkol ve Şekerli İçeceklerin Tüketimini Azaltma:
- Alkol, özellikle bira ve yüksek fruktoz içeren içecekler ürik asit seviyelerini artırabilir.
- Fazla Kilo Verme ve Düzenli Egzersiz:
- Obezite, gut riskini artırdığı için düzenli fiziksel aktivite önerilir.
- Ancak aşırı egzersiz, akut atakları tetikleyebilir, bu nedenle egzersiz programı dengeli olmalıdır.
4. Komplikasyonların Yönetimi
Tedavi edilmediği durumlarda gut, eklem deformasyonlarına ve böbrek hastalıklarına yol açabilir.
- Tofüslerin Tedavisi:
- Büyük tofüsler bazen cerrahi müdahale gerektirebilir.
- Böbrek Sağlığının İzlenmesi:
- Gut hastalığı olan bireylerde böbrek taşı riski yüksek olduğundan düzenli böbrek kontrolleri yapılmalıdır.
5. Düzenli Doktor Kontrolü
Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak doktor kontrolüne gitmeleri önemlidir. Ürik asit seviyelerinin izlenmesi, ilaçların dozajlarının ayarlanması ve olası yan etkilerin yönetilmesi açısından düzenli takip şarttır.
6. Psikolojik Destek
Kronik ağrı ve hareket kısıtlılıkları, hastaların psikolojik durumunu olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, gerekirse psikolojik destek alınması önerilir.
Referanslar:
- Gut Hastalığının 7 Belirtisi, Nedenleri ve Tedavisi
- Choi, H. K., et al. “The Epidemiology of Gout.” Nature Reviews Rheumatology, 2010.
- Dalbeth, N., et al. “Gout.” The Lancet, 2016.
- Richette, P., & Bardin, T. “Gout.” The Lancet, 2010.
- Stamp, L. K., & Dalbeth, N. “Gout and Its Comorbidities.” Rheumatic Disease Clinics, 2014.
- Zhu, Y., et al. “Prevalence of Gout and Hyperuricemia in the US Population.” Arthritis & Rheumatology, 2011.
- Terkeltaub, R. A. “Gout.” New England Journal of Medicine, 2003.
- Becker, M. A., & Jolly, M. “Clinical Features and Diagnosis of Gout.” Current Opinion in Rheumatology, 2006.
- Pascart, T., & Lioté, F. “Gout: State of the Art after a Decade of Developments.” Rheumatology, 2019.
- Neogi, T. “Clinical Practice: Gout.” New England Journal of Medicine, 2011.
- Bardin, T., & Richette, P. “Definition of Hyperuricemia and Gouty Conditions.” Current Opinion in Rheumatology, 2014.
- Tausche, A.-K., et al. “New Guidelines for the Management of Gout.” International Journal of Clinical Rheumatology, 2018.
- FitzGerald, J. D., et al. “2020 American College of Rheumatology Guideline for the Management of Gout.” Arthritis Care & Research, 2020.
- Kuo, C. F., et al. “Gout: An Update of Epidemiology and Pathogenesis.” Nature Reviews Rheumatology, 2015.
- Perez-Ruiz, F., & Dalbeth, N. “Gout: Advances in Pathogenesis and Therapy.” The Lancet Rheumatology, 2020.
- Hainer, B. L., & Matheson, E. “Diagnosis and Treatment of Gout.” American Family Physician, 2017.
- Kutzing, M. K., & Firestein, G. S. “Pathogenesis of Gout.” Current Opinion in Rheumatology, 2018.
- Chen, C., et al. “The Role of Diet in the Management of Gout.” Nutrients, 2021.
- Robinson, P. C., & Dalbeth, N. “Advances in Gout Management.” British Medical Journal, 2017
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/