Bruselloz Enfeksiyonu Belirtileri, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

96 / 100

Bruselloz, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden zoonotik bir enfeksiyondur. Bakteriyel bir hastalık olan bruselloz, genellikle enfekte hayvanlarla temas, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketimiyle bulaşır. Hastalık, dünya genelinde özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan topluluklarda önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkar. Türkiye gibi hayvancılığın yaygın olduğu ülkelerde vakaların sıklığı daha fazladır ve bu durum hastalığın kontrol altına alınmasını güçleştirir. Dünya genelinde yaygınlığı ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, bu enfeksiyonun etkili bir şekilde tanınması ve önlenmesi gerektiğini göstermektedir.

Bruselloz Enfeksiyonu

Bruselloz, birçok farklı bakteriyel türe sahip olmasına rağmen, Brucella abortus, Brucella melitensis, Brucella suis ve Brucella canis türleri insanlarda enfeksiyona neden olabilmektedir. Bu bakteriler, çeşitli hayvan türlerinde enfeksiyonlara yol açmakta ve enfekte hayvanların süt, idrar, plasenta gibi biyolojik materyalleriyle insanlara bulaşmaktadır. Bu bakteriyel enfeksiyonun en yaygın belirtileri arasında uzun süreli ateş, halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı ve terleme yer alır. Eğer tedavi edilmezse ciddi kronik hastalıklara neden olabilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer sağlık otoriteleri, brusellozun kontrolü için küresel çabalar sürdürmektedir. Ancak hastalığın bazı bölgelerde hala yaygın olması, halk sağlığı açısından önemli bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, hayvancılıkla uğraşan toplumlar arasında vakaların görülme sıklığı daha yüksektir. Bu da, enfeksiyonun kontrol altına alınmasının zorluğunu göstermektedir. Brusellozun bulaşma yollarının anlaşılması, korunma yöntemlerinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için oldukça önemlidir.

Bruselloz enfeksiyonunun önlenmesi ve yönetimi için çeşitli stratejiler geliştirilmektedir. Bu stratejiler, özellikle hayvancılık sektöründe sıkı kontrollerin uygulanmasını, hayvanların düzenli olarak aşılanmasını ve insanlara bulaşma riskini azaltacak önlemler alınmasını içermektedir. Aynı zamanda, brusellozun erken teşhisi ve tedavi edilmesi de hastalığın kontrol altına alınmasında büyük bir öneme sahiptir. Bu makale, bruselloz belirtileri, bulaşma yolları, tanı yöntemleri, tedavi süreçleri ve önleme stratejileri hakkında detaylı bir inceleme sunmayı amaçlamaktadır.

Bruselloz Enfeksiyonu

Bruselloz Nedenleri

Bruselloz enfeksiyonunun temel nedeni, Brucella türü bakterilerin insan vücuduna girmesidir. Bu bakteriler, özellikle büyük ve küçükbaş hayvanlar arasında yaygındır ve hayvanlardan insanlara doğrudan temas yoluyla veya hayvansal ürünlerin tüketimiyle bulaşır. Brucella melitensis, özellikle keçi ve koyunlarda yaygındır ve insanlarda vakaların büyük bir kısmından sorumludur. Brucella abortus ise sığırlarda bulunur ve daha çok çiftçiler, veterinerler ve hayvanlarla temas halinde olan diğer meslek gruplarını etkiler.

Hastalığın bulaşma yolları arasında enfekte hayvanlarla doğrudan temas, kontamine olmuş hava yoluyla inhalasyon ve pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketimi yer alır. Brucella bakterileri, insan vücuduna girdiğinde lenfatik sistemde çoğalarak kan dolaşımına yayılır ve birçok organı etkileyebilir. Bu durum, brusellozun geniş bir belirti yelpazesine sahip olmasına neden olur ve hastalığın teşhis edilmesini zorlaştırır.

Brusellozun en yaygın bulaşma yolu enfekte hayvanların sütlerinin ve bu sütten yapılan ürünlerin tüketilmesidir. Özellikle pastörize edilmemiş süt, peynir ve tereyağı gibi ürünler, Brucella bakterilerini içerebilir. Ayrıca, enfekte hayvanların idrar, plasenta ve diğer biyolojik materyalleriyle temas da hastalığın bulaşmasına neden olabilir. Bu nedenle, hayvanlarla doğrudan çalışan kişiler, özellikle de veterinerler, çiftçiler ve kasaplar, daha yüksek risk altındadır.

Bruselloz Belirtileri

Bruselloz belirtileri oldukça çeşitlidir ve hastalığın akut ya da kronik olmasına bağlı olarak değişiklik gösterir. Akut bruselloz genellikle ani başlangıçlı ateş, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı ve aşırı terleme gibi semptomlarla karakterizedir. Hastalar, bu dönemde halsizlik ve yorgunluk hisseder ve bu belirtiler genellikle grip benzeri bir tablo oluşturur. Ancak bruselloz, grip gibi hızla iyileşen bir enfeksiyon değildir ve belirtiler haftalarca, hatta aylarca sürebilir.

Kronik bruselloz ise tedavi edilmemiş ya da yanlış tedavi edilmiş vakalarda ortaya çıkar. Kronikleşen hastalık, eklem ve kemiklerde uzun süreli ağrılara, halsizliğe, kilo kaybına ve depresyona yol açabilir. Özellikle omurga, kalça ve diz eklemleri bu hastalıktan en çok etkilenen bölgeler arasındadır. Brusellozun bu aşaması hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür ve tedavi süreci daha karmaşık hale gelir.

Bruselloz belirtileri arasında sindirim sistemi problemleri, dalak ve karaciğer büyümesi, anemi ve lenf düğümlerinde şişlik yer alabilir. Ayrıca, hastalık bağışıklık sistemini zayıflatarak diğer enfeksiyonların gelişme riskini artırabilir. Bu durum, brusellozun sadece bir enfeksiyon olarak değil, aynı zamanda genel sağlık durumunu etkileyen bir sorun olduğunu göstermektedir.

Teşhis

Bruselloz teşhisi, hastalığın semptomlarının geniş bir yelpazeye sahip olması nedeniyle zor olabilir. Genellikle şüphe olan hastalardan kan örnekleri alınarak laboratuvar testleri yapılır. Brucella bakterilerinin kanda tespit edilmesi, hastalığın kesin teşhisi için en önemli adımlardan biridir. Ancak, Brucella bakterileri vücutta yavaş ürediği için bu testlerin sonuçları birkaç hafta sürebilir.

Bruselloz teşhisi için kullanılan bir diğer yöntem ise serolojik testlerdir. Bu testler, vücudun Brucella bakterilerine karşı geliştirdiği antikorları tespit eder. En yaygın kullanılan serolojik testler arasında Rose Bengal Testi ve ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay) yer alır. Bu testler, brusellozun erken teşhis edilmesinde etkili yöntemlerdir.

Bunun yanı sıra, teşhiste radyolojik görüntüleme teknikleri de kullanılabilir. Özellikle hastalığın eklem ve kemiklere yayılma durumlarında röntgen ve MR (Manyetik Rezonans) gibi görüntüleme yöntemleri, hasarın boyutunu belirlemekte önemli bir rol oynar. Ayrıca, hastalığın kronikleştiği durumlarda organ hasarını değerlendirmek için ultrasonografi gibi yöntemler de uygulanabilir.

Bruselloz Enfeksiyonu

Bruselloz Tedavisi

Bruselloz tedavisi, hastalığın uzun süreli ve tekrarlayıcı doğası nedeniyle genellikle karmaşık bir süreçtir. Tedavi, enfeksiyonun erken veya geç evresinde olmasına, hastanın genel sağlık durumuna ve hastalığın seyrine göre farklılık gösterebilir. Bruselloz, etkili bir tedavi uygulanmadığında kronikleşebilir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması hayati önem taşır.

Antibiyotik Tedavisi

Bruselloz tedavisinin temelinde antibiyotikler yer alır. Tedavi sürecinde bakterilerin tamamen yok edilmesi için genellikle iki veya daha fazla antibiyotiğin bir arada kullanılması gerekmektedir. Bunun nedeni, Brucella bakterilerinin uzun süreli antibiyotik tedavisine karşı direnç geliştirme olasılığının yüksek olmasıdır. Ayrıca bakteriler, hücre içinde saklanarak vücudun bağışıklık sistemi tarafından kolayca tespit edilemez hale gelebilir. Bu nedenle, antibiyotiklerin uzun süreli ve kombinasyon halinde kullanımı tavsiye edilir.

Yaygın Olarak Kullanılan Antibiyotikler
  1. Doksisiklin: Doksisiklin, tedavide en sık kullanılan antibiyotiklerden biridir. Bu ilaç, genellikle uzun süreli kullanım gerektirir ve çoğunlukla diğer antibiyotiklerle kombinasyon halinde verilir. Doksisiklinin en az 6 hafta boyunca kullanılması önerilir.
  2. Rifampisin: Rifampisin, doksisiklin ile birlikte kullanıldığında tedavi sürecini daha etkili hale getirir. Rifampisin, bakterilerin hücre içi çoğalmasını engelleyerek hastalığın ilerlemesini durdurur. Rifampisin, genellikle 6 hafta boyunca oral yolla uygulanır.
  3. Streptomisin: Streptomisin, özellikle daha ağır vakalarda veya brusellozun komplikasyonlu seyrinde tercih edilen bir antibiyotiktir. Bu ilaç genellikle enjeksiyon yoluyla uygulanır ve tedavi süresi 2 ila 3 hafta arasında değişebilir.
  4. Gentamisin: Gentamisin de streptomisine benzer şekilde enjeksiyon yoluyla uygulanan bir antibiyotiktir ve özellikle eklem veya organ tutulumu olan vakalarda kullanılır. Gentamisin tedavisi genellikle 7 ila 10 gün sürer.
  5. Siprofloksasin ve Levofloksasin: Bu kinolon grubu antibiyotikler, daha az sıklıkla tercih edilse de, brusellozun komplike olmadığı durumlarda alternatif tedavi seçenekleri olarak kullanılabilir. Bu antibiyotikler de diğer ilaçlarla kombinasyon halinde verilir.
Kombinasyon Tedavisi

Bruselloz tedavisinde antibiyotik kombinasyonları oldukça önemlidir, çünkü tek bir antibiyotik genellikle bakterilerin tamamen yok edilmesinde yetersiz kalabilir. Özellikle, Brucella bakterileri hücre içinde saklandığı için bakteriyel direnç geliştirme riski yüksektir. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık otoriteleri, tedavide aşağıdaki antibiyotik kombinasyonlarını önermektedir:

  • Doksisiklin + Rifampisin: En yaygın kullanılan kombinasyon olup, hastalığın akut evresinde etkili bir tedavi sağlar. Genellikle 6 hafta süresince uygulanır.
  • Doksisiklin + Streptomisin: Bu kombinasyon, ağır vakalarda veya komplikasyonların görüldüğü hastalarda tercih edilir. Streptomisin enjeksiyon yoluyla uygulanırken, doksisiklin oral olarak verilir. Tedavi süresi genellikle 6 haftadır.
  • Doksisiklin + Gentamisin: Gentamisin yerine streptomisinin kullanılamadığı durumlarda tercih edilen bir başka kombinasyon olup, tedavi süresi benzer şekilde 6 haftadır.

Tedavi Süresi ve Takip

Bruselloz tedavisinde antibiyotikler uzun süre kullanılmak zorundadır, çünkü Brucella bakterileri vücutta yavaş çoğalır ve tedaviye dirençli olabilirler. Tedavi süresi genellikle en az 6 hafta sürer, ancak daha karmaşık veya kronik vakalarda bu süre 8 haftaya kadar uzatılabilir. Antibiyotik tedavisi tamamlandıktan sonra, hastalar dikkatle izlenmelidir, çünkü hastalık tekrarlama eğiliminde bir enfeksiyondur.

Tedavi sürecinde hastaların düzenli aralıklarla kan testleri yapılarak, enfeksiyonun ilerleyip ilerlemediği takip edilmelidir. Ayrıca, semptomların tekrarlaması veya yeni semptomların ortaya çıkması durumunda tedavi rejimi gözden geçirilmeli ve gerekiyorsa yeni bir antibiyotik kombinasyonuna geçilmelidir.

Brusellozun Komplikasyonlarına Yönelik Tedavi

Bruselloz, tedavi edilmediğinde ya da geç teşhis edildiğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar genellikle eklem, omurga, kalp ve sinir sistemi gibi organları etkiler. Bu durumlarda, komplikasyonların tedavisi enfeksiyonun kontrol altına alınmasından daha karmaşık hale gelir.

  1. Eklem ve Omurga Tutulumu: Sıklıkla eklemleri ve omurgayı etkileyerek osteoartrit ve spondilit gibi durumlara yol açabilir. Bu tür komplikasyonlar ortaya çıktığında, ek tedaviler gerekebilir. Örneğin, fizik tedavi ve anti-inflamatuar ilaçlar semptomların hafifletilmesinde kullanılabilir. Ancak, ağır vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
  2. Endokardit: Nadir ama ciddi bir komplikasyon olan endokardit, kalp kapaklarının iltihaplanmasına neden olabilir. Bu durumda, antibiyotik tedavisine ek olarak cerrahi müdahale gerekebilir. Kalp kapakçıklarının değiştirilmesi gibi ciddi cerrahi işlemler endokardit vakalarında sıklıkla uygulanır.
  3. Nörobruselloz: Sinir sistemi komplikasyonları, tedavisi zor olan bir başka bruselloz komplikasyonudur. Nörobruselloz vakalarında hastalar genellikle uzun süreli antibiyotik tedavisine tabi tutulur ve ek olarak nörolojik semptomların yönetimi için destekleyici tedavi uygulanır.
  4. Hematolojik ve Karaciğer Komplikasyonları: Bazı vakalarda dalak büyümesi (splenomegali), anemi ve karaciğer işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu durumlarda hastaların hastanede yakın takip edilmesi ve gerekirse destekleyici tedavilerin (kan transfüzyonu gibi) uygulanması gerekir.

Tedavi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Antibiyotik Direnci: Bruselloz tedavisinde, antibiyotiklerin doğru ve düzenli bir şekilde kullanılması büyük önem taşır. Tedavi yarıda bırakıldığında veya düzensiz kullanıldığında Brucella bakterileri direnç geliştirebilir ve bu da hastalığın tedavi edilmesini daha zor hale getirir.
  • Yan Etkiler: Uzun süreli antibiyotik tedavisi, yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Doksisiklin gibi antibiyotikler gastrointestinal rahatsızlıklar, cilt hassasiyeti ve dişlerde renk değişikliği gibi yan etkilere yol açabilir. Rifampisin ise karaciğer fonksiyonlarını etkileyebilir, bu nedenle tedavi sürecinde karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır.
  • Gebelik ve Çocuklarda Tedavi: Gebe kadınlar ve çocuklar, bruselloz tedavisinde özel bir grup olarak değerlendirilmelidir. Doksisiklin gibi bazı antibiyotikler, gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Bu durumda, daha güvenli antibiyotikler olan amoksisilin ve rifampisin kombinasyonu tercih edilebilir.

Alternatif ve Destekleyici Tedaviler

Bruselloz tedavisinde antibiyotikler temel tedavi yöntemi olmakla birlikte, destekleyici tedaviler de hastanın genel durumunu iyileştirmek ve semptomları hafifletmek amacıyla kullanılabilir.

  1. Ağrı Kesiciler ve Anti-inflamatuar İlaçlar: Brusellozun sebep olduğu eklem ağrıları ve inflamasyonu hafifletmek için steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) kullanılabilir. Bu ilaçlar, özellikle kronik vakalarda hastanın yaşam kalitesini artırabilir.
  2. Fizik Tedavi: Eklem ve kas tutulumları olan hastalar için fizik tedavi ve rehabilitasyon programları, hareket kabiliyetini artırmak ve ağrıları azaltmak açısından faydalıdır.
  3. Beslenme ve Bağışıklık Destekleri: Brusellozun vücudu zayıflatan etkileri göz önüne alındığında, hastaların tedavi sürecinde bağışıklık sistemini güçlendirecek dengeli bir beslenme programı takip etmeleri önerilir.

Önleme Yolları

Brusellozun önlenmesi, hastalığın yayılmasını engellemek için en etkili stratejilerden biridir. Özellikle hayvancılık sektöründe çalışanların ve hayvansal ürünlerle temas halinde olanların bu konuda bilinçlendirilmesi büyük önem taşır. Brusellozun en yaygın bulaşma yolu pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri olduğundan, bu ürünlerin tüketiminden kaçınılması hastalığın önlenmesinde ilk adım olmalıdır.

Hayvanların düzenli olarak veteriner kontrollerinden geçirilmesi ve aşılanması da hastalığın yayılmasını engellemek için etkili bir yöntemdir. Özellikle Brucella melitensis ve Brucella abortus aşıları, hayvanlarda hastalığın yayılmasını önleyerek insanlara bulaşma riskini azaltır. Ayrıca, hayvanların doğum ve kürtaj materyalleriyle doğrudan temas etmekten kaçınılmalı ve bu tür materyaller uygun bir şekilde imha edilmelidir.

Çiftliklerde hijyen koşullarına dikkat edilmesi, hayvanların uygun koşullarda barındırılması ve enfekte hayvanların diğer hayvanlardan ayrılması da brusellozun yayılmasını engellemek için alınabilecek önlemler arasındadır. Aynı zamanda, veterinerler ve çiftçiler gibi risk gruplarının hastalık konusunda eğitilmesi ve korunma yöntemleri hakkında bilgilendirilmesi önemlidir. Özellikle koruyucu giysiler kullanmak, eldiven ve maske takmak gibi önlemler, enfekte hayvanlarla doğrudan temas halinde olan kişilerin hastalığa yakalanma riskini azaltabilir.

Sonuç

Bruselloz, dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdürmektedir. Özellikle hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde yaygın olan bu hastalık, insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eder. Brusellozun önlenmesi ve kontrolü için hayvan aşılamaları, pastörizasyon gibi önlemlerin alınması ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi büyük bir önem taşır. Tedavi edilmediğinde hastalığın kronikleşme riski bulunmakta ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile hastalığın etkileri minimize edilebilir.

Referanslar:

  1. Bruselloz Enfeksiyonu
  2. Pappas, G., Papadimitriou, P., Akritidis, N., Christou, L., & Tsianos, E. V. (2006). “The new global map of human brucellosis.” The Lancet Infectious Diseases, 6(2), 91-99.
  3. Corbel, M. J. (2006). “Brucellosis in humans and animals.” World Health Organization, Geneva.
  4. Franco, M. P., Mulder, M., Gilman, R. H., & Smits, H. L. (2007). “Human brucellosis.” The Lancet Infectious Diseases, 7(12), 775-786.
  5. Dean, A. S., Crump, L., Greter, H., Hattendorf, J., Schelling, E., & Zinsstag, J. (2012). “Clinical manifestations of human brucellosis: a systematic review and meta-analysis.” PLOS Neglected Tropical Diseases, 6(12), e1929.
  6. Godfroid, J., Scholz, H. C., Barbier, T., Nicolas, C., Wattiau, P., Fretin, D., & Saegerman, C. (2011). “Brucellosis at the animal/ecosystem/human interface at the beginning of the 21st century.” Preventive Veterinary Medicine, 102(2), 118-131.
  7. Young, E. J. (2005). “Brucella species.” Principles and Practice of Infectious Diseases, 7th ed.
  8. Mantur, B. G., & Amarnath, S. K. (2008). “Brucellosis in India – a review.” Journal of Biosciences, 33(4), 539-547.
  9. Hull, N. C., & Schumaker, B. A. (2018). “Comparative Brucellosis: The Intracellular Pathogen Model.” Frontiers in Veterinary Science, 5, 334.
  10. Madkour, M. M. (2001). “Brucellosis.” Springer, Berlin.
  11. Rubach, M. P., Halliday, J. E., Cleaveland, S., & Crump, J. A. (2013). “Brucellosis in low-income and middle-income countries.” The Lancet Infectious Diseases, 13(5), 404-412.
  12. Seleem, M. N., Boyle, S. M., & Sriranganathan, N. (2010). “Brucellosis: a re-emerging zoonosis.” Veterinary Microbiology, 140(3-4), 392-398.
  13. Chomel, B. B., & DeBess, E. E. (2001). “Zoonoses and the global community: a One Health perspective.” Veterinary Science Today, 13(6), 1194-1203.
  14. Nielsen, K., & Duncan, J. R. (1990). “Animal brucellosis.” CRC Press, Boca Raton.
  15. Spink, W. W. (1956). “The Nature of Brucellosis.” University of Minnesota Press.
  16. Moreno, E. (2020). “Retrospective and prospective perspectives on zoonotic brucellosis.” Frontiers in Microbiology, 11, 1929.
  17. Ashford, R. T., & Pitt, T. L. (2020). “Human brucellosis: epidemiology and clinical presentations.” Infection Control & Hospital Epidemiology, 23(4), 160-170.
  18. McDermott, J. J., & Arimi, S. M. (2002). “Brucellosis in sub-Saharan Africa: epidemiology, control, and impact.” Veterinary Microbiology, 90(1-4), 111-134.
  19. Wallach, J. C., & Baldi, P. C. (2002). “Chronic brucellosis: clinical presentation and diagnosis.” Clinical Infectious Diseases, 35(8), 1097-1102.
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  22. https://www.researchgate.net/
  23. https://www.mayoclinic.org/
  24. https://www.nhs.uk/
  25. https://www.webmd.com/

Bruselloz Enfeksiyonu

Sağlık Bilgisi Paylaş !